Dengeli politika izleyen yegane ülke Türkiye

Dengeli politika izleyen yegane ülke Türkiye
Başbakan Yardımcısı İşler Türkiye'nin bölgede dengeli politika izleyen, mezhepçi politikalardan uzak duran yegane ülke olduğunu belirterek, "Kimse bizi...

Başbakan Yardımcısı İşler Türkiye'nin bölgede dengeli politika izleyen, mezhepçi politikalardan uzak duran yegane ülke olduğunu belirterek, "Kimse bizi Sünnicilik yapmakla suçlayamaz. Kesinlikle böyle bir politikamız bugüne kadar olmadı" dedi.

 

 

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türkiye'nin bölgede dengeli politika izleyen, mezhepçi politikalardan uzak duran yegane ülke olduğunu belirterek, "Kimse bizi Sünnicilik yapmakla suçlayamaz. Kesinlikle böyle bir politikamız bugüne kadar olmadı" dedi.

 

İşler, A Haber televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları ve "diktatörlük tartışmaları" hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulması üzerine İşler, Kılıçdaroğlu'nun çoğu zaman akla ziyan açıklamalar yaptığını belirtti.

 

CHP Genel Başkanının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı uzun zamandır diktatör olmakla suçladığını hatırlatan İşler, "Gerekçeniz ne? Gerekçe yok ortada. Ama kendisinin bu cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecine baktığımız zaman ve aday belirlendikten sonra son günlerdeki tavırlarına baktığınız zaman kendisinin ne kadar diktatör olmaya aday olduğunu da çok net şekilde ortaya koydu. Milletimiz de bunu çok net bir şekilde gördü" diye konuştu.

 

Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında kendi tabanını bir arada tutabilmek için adeta talimat verir gibi 'Tıpış tıpış gideceksiniz' söyleminde bulunduğunu ifade eden İşler, şunları söyledi:

 

"Kılıçdaroğlu bir acziyet, çaresizlik içerisinde. Ne yaptığının farkında olmadığını düşünüyorum. Çatı aday meselesiyle aslında siyaseten intihar etmiştir. Bunun şu anda acısını yaşıyor. Ondan dolayı da dün yaptığı açıklamalar, 'Demokrasiye inananlarla inanmayanlar arasında geçecek' şeklinde bir söylemle tabanını bir arada tutmak ve tabanını sandığa götürme çabası ve gayreti içerisinde. Bunu yaparken de 10 Ağustos'tan sonraki kendi siyasi geleceğini düşünerek bu hareketlerde bulunuyor. Kılıçdaroğlu'nun bu güne kadar sergilemiş olduğu tavırlar diktatörlüğe gayet eğimli olduğunu, grupta daha önce kendisine itiraz eden birisi olduğu zaman 'Atın bu adamı dışarı' şeklindeki tavırlarıyla bunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Aslında bu yadırganacak bir tavır da değil doğrusu. CHP'nin geçmişine baktığımızda, Kılıçdaroğlu'nun bugün sergilemiş olduğu tavırlar CHP'nin geçmişinde olan tavırlar ve herkes tarafından da bilinen tavırlar."

 

- "Aday profilleri ortada"

 

AK Parti olarak cumhurbaşkanı seçimine odaklandıklarını dile getiren İşler, sahadaki durumun da güzel olduğunu söyledi. "Sayın Başbakanımız yüzde 55'in altına düşmeyerek ilk turda büyük bir farkla cumhurbaşkanı olarak seçilecek" diyen İşler, kamuoyu yoklamalarında bu oranın daha da yukarı çıkmaya başladığını söyledi.

 

Aday profillerinin de ortada olduğunu belirten İşler, "Hani 'Eşit şartlarda yürütülen bir kampanya yok' gibi bir takım ifadeler kullanılıyor, doğrusu adaylara baktığımız zaman evet, eşit şartlarda bir adaylık yarışı olmadığını ben düşünüyorum. Bir tarafta dünyaya mal olmuş, 12 yıl başbakanlık yapmış, karizması, vizyonu ortada başarılarla dolu siyasi geçmişi olan bir lider var, diğer tarafta da işte iki aday var, onların da durumu ortada. Dolayısıyla şartlar Sayın Başbakanımızın lehinde" ifadesini kullandı

 

 

- "Gazze'de insanlık trajedisi yaşanıyor"

 

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin sorular üzerine İşler, Gazze'de insanlık trajedisinin yaşandığını belirtti. İnsanların evlerinde bombalandığına dikkati çeken İşler, yüzlerce sivilin öldüğünü söyledi.

 

İsrail'in Gazze'yi pervasızca bombaladığını ifade eden İşler, "İsrail bu yapmış olduğu hareketle, özellikle de Müslümanların bu mübarek ramazan ayında, acımasızca, hunharca insanları katletmesi doğrusu İslam dünyasında bir infiale sebep oldu" dedi.

 

İşler, İsrail'in saldırılarını şiddet ve nefretle kınadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

 

"İsrail'in bu pervasız tavırları konusunda Türkiye, hükümet olarak tavrımızı çok net bir şekilde her zaman ortaya koyduk. Türkiye olarak biz Filistin davasının yanında olduğumuzu, Filistinlileri desteklediğimiz ve Filistin meselesi olduğu zaman taraf olduğumuzu çok net bir şekilde ortaya koyduk. Geçmişte Filistin davasını destekledik, bugün de destekliyoruz ve gelecekte de masum Filistin halkının her zaman yanında olacağız ta ki Filistin devleti kurulana kadar. Barış sürecinin de bir an önce harekete geçirilerek sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz."

 

- "Sürekli uyardık, taraflarla görüştük"

 

Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde İstanbul'da  düzenlenecek ve İslam alimlerinin katılacağı "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısına yönelik değerlendirmesi sorulması üzerine İşler, Şii-Sünni İslam alimlerinin bir araya gelerek İslam dünyasındaki bölünmüşlük konusunu masaya yatıracaklarını söyledi.

 

Irak'ta izlenen mezhepçi politikaların Irak'ı getirdiği noktayı herkesin gördüğünü ifade eden İşler, şunları söyledi:

 

"Türkiye olarak bizler AK Parti döneminde sürekli olarak bu mezhepçi politikalar izlenmesin diye, ABD 2003'te Irak'a müdahil oldu ondan sonra Irak'ta Şii mezhepçi politikalar izlenmeye başladı, bu konuda biz sürekli uyardık, taraflarla görüştük. 'Bunu yaparsanız ileride büyük sıkıntılar yaşanır', gerekli uyarılarda bulunduk ve Türkiye olarak herkese eşit mesafede durduk. Bütün Sünni liderlerle Şii liderlerle herkesle defaatle bir araya geldik. Burada bir araya geldik, Irak'a gittiğimizde yine hepsiyle görüşmeler yaptık. Hiçbir zaman sadece tek tarafla görüşmeler yapmadık. Bu bölgede sadece dengeli politika izleyen, mezhepçi politikalardan uzak duran yegane ülke Türkiye. Şimdi bu yaşanan acılar hepimizi yaralıyor. Bundan dolayı da Türkiye olarak Diyanet İşleri Başkanlığımız hemen devreye girdi, 8 dilde bildiri yayımlandı ve bu mezhepçi politikaların İslam dünyası için felaket olacağının altı çizildi. Özellikle Irak'ta yaşanan olaylara baktığımızda bir an önce bu olayların masaya yatırılması gerekmekte. Bunu yapabilecek, böyle bir toplantıyı düzenleyebilecek bölgedeki yegane ülke de Türkiye. Bu bizim geçmişte ne kadar dengeli politikalar yürüttüğümüzün de bir  göstergesi. Kimse bizi Sünnicilik yapmakla suçlayamaz. Kesinlikle böyle bir politikamız bugüne kadar olmadı. Bundan dolayı da biz çağrıda bulunduğumuz zaman İslam dünyasının her kesiminden, bölgesinden 100'ün üzerinden alimle yarın Sayın Başbakanımızın da katılacağı bu toplantıyı yapacağız."

 

- Başbakan'dan Alevi önderlerine iftar

 

Başbakan Erdoğan'ın Alevi önderleriyle iftar yapıp yapmayacağının sorulması üzerine İşler, "Allah nasip ederse Sayın Başbakanımız pazartesi akşamı Ankara'da Alevi önderleriyle bir araya gelecek. Bir iftar yemeğinde buluşup ardından da bir istişare toplantısı yapılacak. Bu toplantının ülkemiz açısından hayırlara vesile olacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

 

Eski Türkiye'de aralarında Kürtlerin, Alevilerin olduğu pek çok kesimin ötekileştirildiğini belirten İşler, AK Parti döneminde söz konusu kesimlere ilk defa devlet elini uzatan hükümet olduklarını vurguladı.

 

- "Demirtaş hayal görüyor"

 

Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın  "Ben cumhurbaşkanı seçilirsem ve Sayın Erdoğan, Başbakan olursa Allah onun yardımcısı olsun çünkü demokrasi ve çoğulculuğu öğrenecek" açıklamaları ile vizyon belgesindeki Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din derslerinin kaldırılması başlıklarına ilişkin görüşü sorulan İşler, "Demirtaş öncelikle hayal görüyor" yanıtını verdi.

 

"Cumhurbaşkanı olma şansının sıfır olduğunu o da biliyor onun için böyle sert açıklamalarda bulunabilir" diyen İşler, Demirtaş'ın bu ifadelerinin "reklam amaçlı olduğu" değerlendirmesinde bulundu.

 

Demirtaş'ın açıklamasıyla eski Türkiye'de kaldığının mesajlarını da verdiğini ifade eden İşler, "Yeni Türkiye'de artık cumhurbaşkanı makamı ile hükümet makamının çatışmaması gerekiyor. Bir çatışma da olmayacak. Önümüzdeki dönemde cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında gayet uyumlu bir yönetim olacağını düşünüyorum" dedi.

 

Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması meselesinin 70, 80 ve 90'lı yıllarda tartışılan bir konu olduğunu hatırlatan İşler, "Bu tartışmaların geride kaldığını düşünüyorum. 21. yüzyılda bu tür taleplerle ben doğrusu çok karşılaştığımı hatırlamıyorum. Genelde 20. yüzyılda, 90'larda ve 80'lerde bu tartışmalar oldu ve bitti" ifadesini kullandı.

 

İslam dünyasına bakıldığında Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir teşkilatın olmadığını bildiren İşler, "Orada durumlar bizimle karşılaştırıldığında daha iyi mi yoksa daha mı kötü diye baktığımız zaman Türkiye'nin bu Diyanet İşleri Başkanlığı kurumunun Türkiye için bir avantaj olduğunu düşünüyorum" görüşünü paylaştı.

 

Başkanlığın yurt genelinde din hizmetleri alanında vazifelerini çok iyi yerine getirdiğini belirten İşler, şu açıklamalarda bulundu:

 

"Din derslerinin kaldırılması meselesi, bu millet Müslüman bir millet. Bu milletin çocuklarına okullarda dinini öğretmeyip de nerede öğreteceksiniz. Laik batı dünyasında din dersleri yok mu? Ana sınıfından kiliseye götürülmeye başlıyor insanlar, ilkokullarda götürülüyor. Peki neden Türkiye'de din dersi okutulduğu zaman bu, sıkıntı yaratıyor. Bilakis milletin büyük bir talebi de var, dinini öğrenme konusunda. Eğer siz bu kanalları kapatırsanız o zaman farklı kanallardan, farklı kaynaklardan bu insanlar beslenmek durumunda kalabilir. Özellikle İslam dünyasına baktığımız zaman bazı aşırı akımların olduğu bir dönemde bu talebin ortaya konulmasını ben çok doğru bulmuyorum."

 

- DDK'nın "Madımak Olayı"na ilişkin raporu

 

Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) "Madımak Olayı"na ilişkin raporuna dair değerlendirmesi sorulan İşler, "Olay yaşanırken otelin önüne hiçbir güvenlik tedbiri alınmıyor, göstere göstere otel yakılıyor, ateşe veriliyor. Güvenlik kuvvetleri, yetkililer nerede? Yoklar. Burada o olay yaşanıyor, pek çok ölümler, acılar yaşandı ardında bu olayda ihmali olan kimse sorgulanmamış, kimse hesap vermemiş" diye konuştu.

 

Eski Türkiye'de bir takım ihmallerin olduğunu, olayların yaşandığını ancak faillerinin meçhul kaldığını, kimsenin bunlardan hesap sormadığını belirten İşler, "O olay yaşandığı zaman iktidarda kim vardı? DYP-SHP hükümeti. Ciddi bir ihmal söz konusu olduğunu herkes kabul ediyor ama en kötüsü de eski devlet refleksiyle devlet görevlilerinin hesap vermemesi, sorgulanmaması, yargı önüne çıkarılmaması da gerçekten trajikomik bir olaydır" dedi.

 

Bununla ilgili hukuki bir sürecin başlayıp başlamayacağının, sorumluların yargı önüne çıkarılıp çıkarılmayacağının sorulması üzerine İşler, "Yargı bağımsız bir kurumdur. Elbetteki bu rapordan hareketle onların da bir tavrının olması gerekiyor onu da bekleyip göreceğiz" karşılığını verdi.

 

İşler, Ayasofya'nın ibadete açılmasına yönelik taleplerin hatırlatılması üzerine, bu konunun şimdilik gündemlerinde bulunmadığı yanıtını verdi.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.