Değişim Ama Nasıl ?
Covid-19 pandemisini yaşarken değişiyor ve farklılaşıyoruz, kabul etsek de etmesek de.
Kendilik algımız, kendimizle ve sosyal çevreyle ilişkilerimiz, duygusal dünyamız, düşünme biçimlerimiz, zihniyetimiz, günlük rutinlerimiz, tüketim davranışlarımız, eğlence ve tatil alışkanlıklarımız, dini yaşayışımız, ahlaki tutumlarımız... Hülasa herşey değişiyor
Hepimiz bu değişime ayak uyduruyoruz, kiminiz yavaş kimimiz hızlı.
Covid-19 sonrası insansız, tekdüze ve duygusuz bir dünyaya uyanabiliriz. Dahası uyandığımız dünyaya uyum sağlamakta zorlayabiliriz, tıpkı Ashab-ı Kehf gibi.
Bazı şeyler mutlaka değişecek, kaçınılmaz. Yapay zeka teknolojisi hayatımızı bütünüyle kuşatacak gibi. “Gibi”si fazla. Yazmak bile abes. Belki de “gibi”den umut peydahlamak istiyorum.
Değişim, dönüşüm, gelişim, bozulma, farklılaşma... Ne çok kavram var halden hale geçişi ifade etmeye dönük. Kavramlardan her birinin atıf yaptığı husus diğerlerinden az ya da çok ayrışmakta.
Şimdi soralım: En az zararla nasıl çıkabiliriz bu süreçten?
Cevabını bilsem yazardım hemen.
Cevabı bilmiyorum ancak bu durumun, olayları sorgulamaya mani olmadığı şeklinde bir his var içimde.
Sabitelerimiz olmazsa yıkılırız, kolonsuz binalar, direksiz çadırlar misali. Nedense “deprem ve deniz kumundan yapılan evler” geliyor aklıma.
Sahi toplumumuzun ve insanlığın sabiteleri var mıdır ve nelerdir bunlar?
Hatırlayabiliyor muyuz acaba? Hatırlıyorsak umut var demektir.
Yoksa... Mehmet Akif’i imdada çağıralım:
“Ağzım kurusun, yok musun ey Adl-i İlahi.”
Prof. Dr. Asım Yapıcı
ASBÜ İslami İlimler Fakültesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.