Dedi ve Sustu
Dedi ve Sustu
Ben dedi, sonra uzakların uzağına bakarak
Sanki ufuklardan akan bir yazıyı okuyarak
Ömrümce içimdeki insanı aradım
Öyle kıpır kıpır ki,
Bir var bir yok
Sayısız kostümlere mahkum edilmişliğin
Yorgunluğunda tutuklu
Makyaj budalası
Iskartaya ayrılmışlığın umarsızlığında
Rolperest halleriyle
Geri dönüşüm ihtimali zayıf
Zavallı bir çağın fırıldağı ki,
Aynı tezgahtan geçmiş milyarlarca
Havva’dan olma
Adem’in sulbünden iddiasında
Kökünü beğenmez moda yavşağı
Kalıtımsal karmaşanın evrim deneği
Laboratuvar sonuçlarını değiştirme ihtimali yüksek
Klonlanmış kötü kopyalar içinde
İlk haliyle, beni arıyorum
Sindirilmiş insan kimliğini
Ki bu karmaşada ha var ha yok
Korumanın külfetinden mustarip
Bitmez bir bedel ödemenin, müzmin borçlusu
Bir annenin yavrusunu kokusundan tanıma becerisiyle
Ve yüreğimin alevleri göğe yükselircesine
İçimdeki insanı,
Avatarlaşmış insan içinde, gerçek olanı
Çarnaçar arıyorum
Baktım ki öyle her dala tutunmak olmaz
Sağlam köklerden beslenmiş
Kaba bir gövdeye bağlı olsa da
Tutunacak sağlam dalları arıyorum
İçimdeki kırıntısıyla beraber
Yüreğinden öpülecek
İnsanı arayıp duruyorum
Ve okuyacakları bitmişçesine
Yakınlaştı bakışları
Nefes alan çokluğun içinde,
Nefes olacak az olanı arıyorum dedi
Ve sustu
Belli ki, ya aradığını bulmuş ya da gönlü yorulmuştu
Abdulcelil Turgut
act/18.02.2022/Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.