Dağa kaçırılan çocukların ailelerinin HDP'ye tepkisi sürüyor
Dağa kaçırılan çocukların ailelerinin HDP'ye tepkisi sürüyor
Diyarbakır'da çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia eden ailelerin, HDP İl Başkanlığı önünde dün başlattığı oturma eylemi devam ediyor.
Diyarbakır'da çocuklarının HDP'lilerce dağa kaçırıldığını iddia ederek dün HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer, bugün de parti binası önüne geldi. Ailelere yakınları da destek veriyor.
Eyleme destek veren, dağa kaçırıldığı iddia edilen 17 yaşındaki S. Çetinkaya'nın yakını Aysel Bozkurt, gazetecilere, kuzeninin kendilerine teslim edilmesi için oturma eylemi başlattıklarını söyledi.
Başka annelerin yüreğinin yanmasını istemediklerini vurgulayan Bozkurt, "Annelerin morgdan çocuklarının cesedini alıp bir mezar taşına sarılmalarını istemiyoruz. O nedenle oturma eylemi yapıyoruz." diye konuştu.
"Diğer aileler de susmasın"
Sonuç alana kadar eylemin devam edeceğini belirten Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer aileler de susmasın. Kendi çocuklarınızı başkalarına kurban ettirmeyin. Çocuklarınıza sahip çıkın ki başkalarının maşası olmasın. Ciğerimiz yanıyor, yüreği yanık bir aileyiz. Tabii ki biz buraya geleceğiz, çünkü HDP çocuğumuzu gönderdi. Amcamın oğlu bu partinin gençlik kolları üyesiydi. Çocuk her gün eylemdeydi, o yüzden onlar gönderdi. Zaten amcam da işsiz güçsüz bir insan. Çocuğunun Diyarbakır'a çalışmaya ya da misafirliğe geldiğini sanıyordu. Oysa çocuğu buradaydı, gece gündüz partideydi."
"Buradaki herkes tanıyor ama tanımamazlıktan geliyor"
Bozkurt, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine görevlendirme yapılmasının ardından HDP'nin izinsiz eylemlerine katılmaya başlayan kuzenini uyardığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Buradaki herkes tanıyor ama tanımamazlıktan geliyor. Çocuğu eylemlere sürüklerken tanıyorsunuz da ortadan kaybolduğu zaman mı tanımıyorsunuz? Bizim ağrımıza giden budur. Bize 'Niye bağırıyorsunuz, niye oturma eylemi yapıyorsunuz, niye kamera çekiyor' diye tepki gösteriyorlar."
HDP İl Başkanı Ceylan'dan açıklama
HDP İl Başkanı Zeyyat Ceylan, beraberinde bazı HDP'li milletvekilleri ve partililerle il binası önünde konuyla ilgili gazetecilere açıklama yaptı.
Ceylan, çocukları kaybolan veya eve gelmeyen ailelerin partiye yönlendirildiğini, oturma eylemi gerçekleştirmeleri sağlanarak, partinin Türkiye kamuoyunda itibarını zedelemeye yönelik bir siyasi oyun başlatıldığını öne sürdü.
"Kayyuma karşı yaratılan ve Türkiye halklarına mal olan direniş ve meşruiyetimize gölge düşürmek, partimiz HDP'yi kriminalize etmektir. Bize bu komployu, bu iftiraları kimlerin yaptığını biliyor, bunlarla ilgili hukuki mücadelemizi başlatacağımızı söylüyoruz." diyen Ceylan, şunları kaydetti:
"Yalanların ve iftiraların gücü ne direniş meşruiyetimize gölge düşürebilir ne de partimiz HDP'yi kriminalize etmeyi başarabilir. Herkes çok iyi biliyor ki; partimiz HDP, demokratik siyasetin merkezidir. HDP, her zaman ve her koşulda barışçıl politikaları savunmuştur."
Annelerden HDP'lilere tepki
Basın açıklaması yapan HDP'lilere oturma eylemine katılan anneler ile yakınları tepkilerini dile getirdi. HDP'lilerin bu tepkileri sloganlarla bastırmaya çalıştıkları görüldü. Çıkan tartışma polisin müdahalesiyle sona erdi.
Anne Ayşegül Biçer, kendilerinin yönlendirildiği iddialarına ilişkin, "Sen gel içimdeki yangını gör. AKP'ye kurban ol. O çocuk gelmesin burayı yakacağım, başınıza yıkacağım. Bir candır canımı vermeye hazırım. Ben her gün ölüyorum." dedi.
"Bizim yüreklerimizi yakmak için parti kurmuşlar"
Çocuğunun kandırıldığını savunan Biçer, şöyle konuştu:
"Kesin çocuğum onlarla. Gelsinler ispat edeyim. Çocuğumu onlar kandırdı. Barışın neresindesiniz? Elin çocuğunu Amerikan uşaklığına gönderen sizlersiniz. Yanan yüreğimin ateşiyle oturuyorum. Diyarbakır sizin rezilliğinizden bıkmış artık. Bizim yüreklerimizi yakmak için parti kurmuşlar. Bunlar neyin barışından bahsediyorlar. Kayyum haklarıdır, kayyum getirilmiş. Yoksa daha çok anaların yüreği yanacak. Biz mücadeleyi bırakmıyoruz. Tehdit edildim, 'oğlunun peşini bırak' diye. Oğlumun peşini bırakmıyorum, mücadeleye devam ediyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Yeter artık, her gün ölüyorum. Hiçbir şey yıldırmaz beni bu saatten sonra."
Biçer daha sonra, kaçırıldığını iddia ettiği oğlu ve örgüt mensuplarıyla yaptığı telefon konuşmasına ilişkin ses kaydını basın mensuplarına dinletti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.