ÇÜTAM Kültür Evi Konferanslarında Satranç ve Mimari Konuları Anlatıldı
ÇÜTAM Kültür Evi Konferanslarında Satranç ve Mimari Konuları Anlatıldı
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi (ÇÜTAM) Kültür Evi’nin konukları Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ve aynı zamanda Satranç Sporcusu Ergün Gezici ile ÇÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Mimar Erol Doğan oldu.
ÇÜTAM Kültür Evi konferanslarında Ergün Gezici ‘İnsan Zihninin Jimnastik Salonu: Satranç’ başlıklı konuşmasıyla ÇÜTAM katılımcılarıyla bir araya gelirken Mimar Erol Doğan ise ‘Mimari Koruma Düşüncesi - Gelişimi ve Kurumsallaşma Süreci’ başlıklı konuşmasıyla ÇÜTAM katılımcılarıyla buluştu.
‘İnsan Zihninin Jimnastik Salonu: Satranç’
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ve aynı zamanda Satranç Sporcusu Ergün Gezici, konuşmasına satrancın tanımını yaparak başladı. Gezici, “satranç, karşılıklı iki kişi arasında, satranç tahtası üzerinde, oyuna ait özel taşlar ile oynanan ve stratejik düşünceye dayalı bir masa oyunu türüdür.” dedi. Ardından, zekâ gerektiren bu oyunun Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından “spor” olarak tanındığını belirten Gezici satrancın nasıl oynandığına dair çeşitli bilgiler verdi. Satrancın tarihine dair bilgiler de veren Gezici, söz konusu oyunun M.S 6. Yüzyılda Hindistan’da ortaya çıktığına dair yazılı bilgilerin olduğunu belirtti. Ayrıca ilk resmi satranç turnuvasının 1851’de İngiltere’de ve Londra’da düzenlendiğini belirten Gezici ilk resmi dünya satranç şampiyonunun ise Wilhelm Steinitz olduğu söyledi.
‘Mimari Koruma Düşüncesi - Gelişimi Ve Kurumsallaşma Süreci’
ÇÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Mimar Erol Doğan ise insanların yaşadıkları çevrede kendi mekânlarını korumak, güvenliklerini sağlamak ve yaşam standartlarını yükseltmek için tarihin ilk günlerinden beri sürekli çaba harcadıklarını ve harcamaya devam ettiklerini ifade etti. Doğan, herkesin kendi olanakları çerçevesinde evini boya, badana ettirmelerini, çatılarını aktarmalarını, loğ taşı ile sıkıştırmalarını ve kerpiçlerini onarmalarını vb. birçok uygulamayı bu çabaya örnek olarak sıraladı. Ardından korumacılık kavramını “geniş bir anlamda insanın kendi mekânsal çevresini, kendi yaşam konforunu iyileştirme veya günün koşullarına uydurması” şeklinde tanımlayan Doğan sunumu sırasında restorasyon kavramından da bahsederek restorasyonun tarihinin çok gerilere, yapı sanatının başlangıcına kadar götürülebileceğini söyledi. Tarih boyunca yapılan onarımlarla günümüz restorasyonları arasında önemli farklar olduğunu belirten Doğan, günümüzde ileri teknolojinin sunduğu olanakların restorasyona hizmet için kullanılabildiğini hatırlattı.
Toplantı sonunda katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan konuşmacılara Merkez Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik tarafından plaket takdim edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.