Çüş deve!

Çüş deve!
Hayır canım, Can Ataklı'yla alakası yok. "Arap dünyasında başlayan isyan hareketleri ile CHP'nin 'direniş çağrısı' aynı zaman dilimine denk gelince...



Hayır canım, Can Ataklı'yla alakası yok. "Arap dünyasında başlayan isyan hareketleri ile CHP'nin 'direniş çağrısı' aynı zaman dilimine denk gelince iktidarın kimyası bozuldu..." dedi diye neden "deve" olsun?

Her zamanki gibi mevzulara biraz geç intikal ediyor.

Yani...

"Tahrir Meydanı"ndaki, "Erdoğan'ı dinle Mübarek..." haykırışlarının ne anlama geldiğini fehmetmesi biraz zaman alacak, hepi topu bu!

Akşam gazetesinin o zıpçıktı çocuğunu da kastetmiyorum.

Defne Joy Foster'ın ölümünü rating manyağı televizyon kanallarından daha pespaye bir şekilde sömürmeye kalkıştı diye neden "Çüş deve!" diyeyim?

Hem deve, deve olmakla birlikte, "mübarek bir hayvan" değil mi?

"Defne Joy Foster, Taraf gazetesinin kurucusu Ahmet Altan'ın oğlu Kerem Altan'ın değil de bir başkasının evinde hayatını kaybetseydi..." diye başlamış dünkü yazısına.

Gördüğünüz gibi bir "TC Kimlik Numarası" muhabbetine girmediği kalmış.

Sonra da hiç utanmadan, "dinci" dediği medyanın, Altan ailesinin adını verdiğini söylüyor.

Dahası, "Merkez medya ise Altan adını karıştırmamak için büyük özen gösteriyor..." diyebiliyor!

Aklı sıra Altan'larla "muhafazakar medya" arasında fesat çıkarmaya çalışıyor: "Ama biraz da ittifak yaptıkları dinci ve Cemaat'çilerin gerçek yüzünü görsünler..."

Ne desem bilmem ki...

Senin fesada uğratacağın ittifakta yer alanın aklına şaşarım!

Yok yok, Ertuğrul Beyciğime de zinhar "deve" demem.

Velev ki, "deve" dedim, asla "çüş" demem.

İsterim ki, Mısır ayaklanmasının camiden başlamasına kafayı taktığı dünkü yazısındaki gibi hep kaptırıp gitsin: "Böyle bir koalisyonsa hareket noktası olarak neden cami seçiliyor? / Üstelik de namaza saygısızlık yaparak. / Belli ki birileri 'takiye' yapıyor. / Ya dindar olmayıp, cuma namazına bile gitmediği halde o gün camiye gidenler? / Ya da cuma namazına yapılan saygısızlığı görmezden gelen gerçek dindarlar?.."

Namazı, namaza saygıyı dert edinen şu adama bakın hele!

Dün denecek kadar kısa zaman önce uzun yol otobüs yolcularının namaz molası taleplerini "dini diktatörlük tehlikesi" tesmiye ediyordu.

Ne desek boş!

Bu saatten sonra ona namaz, kıyam, cihat ve mücahedenin ne demek olduğunu anlatamayız.

Zaten İstanbul'dan taa Mısır'a fesat sokmaya çalışan bir insan evladına kim neyi anlatabilir ki!

Mısır ayaklanmasıyla "Cumhuriyet Mitingleri"ni karşılaştırmanın şapşallıktan başka bir şey olmadığını anlayınca, "Tahrir Meydanı"ndaki göstericilere, "Siz aslında kardeş değilsiniz; dinciler takiye yapıyorlar, ilk fırsatta mahalle baskısına başlayacak, sizi Malezyalaştıracaklar..." demeye getiriyor.

"Dindarlara" karşı güvensizlik aşılamak konusunda ülkeler aşıyor ama şuncağızı unutuyor:

Hrant Dink'e, Orhan Pamuk'a, Ahmet Kaya'ya yaptıklarını kimse unutmadı. Atilla Yayla'ya yaptıklarını da Rasim Ozan Kütahyalı bi güzel hatırlattı.

Hadi şimdi söyle bakalım Ertuğrul Beyciğim; bu insanlara hayatı "dinciler" mi zehir etti, yoksa sen mi?

Efendim?

Saçmalamayın lütfen; "Ablacığıma" hiç "Çüş deve" der miyim?

Tamam "salon erkeği" değilim ama bir kadına deve diyecek kadar da "hırt" değilim.

Dün akşamki malum televizyon programında, "Başbakan antisemit düşünce geleneğinden geldiği için..." lakırdısını duyunca zapladım gitti.

"Deve"ye veya "çüş"e gerek yok yani.

Nesini ciddiye alacaksın ki! Zaten "İsrail terör devleti", "Ablacığım" ve Okay Gönensin'den başka Sayın Başbakanımızı antisemitizmle ilişkilendiren de yok.

O değil de, "Ablacığım" hangi düşünce geleneğinden geliyor acaba?

Recep Peker'lerin, Mahmut Esat Bozkurt'ların düşünce geleneğinden mi?

Öyle ya, "27 Nisan Muhtırası"na şu veya bu şekilde destek verdiğine göre mahut geleneğe acayip yakışıyor. (Antisemitizmin kralı da bu gelenekte var.)

Sabrınızı daha fazla zorlamayayım:

Tahrir Meydanı'ndaki göstericilere develerle saldıran Hüsnü Mübarek'e "Çüş deve!" demek istedim.

Ne ki, sevgili Ali Bulaç'ın dünkü yazısından develerin huyunu suyunu öğrenince, "develere" bühtan etmekten korktum.

Sadece "çüş" diyorum.

Herkesi de, "Mübarek'e çüş" demeye davet ediyorum.

Salih Tuna
stuna@yenisafak.com.tr

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.