Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Türkiye Yüzyılı'nın 'iletişim yüzyılı' olması hedefi doğrultusunda çalışıyoruz

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Türkiye Yüzyılı'nın 'iletişim yüzyılı' olması hedefi doğrultusunda çalışıyoruz
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Büyük bir heyecanla hazırlandığımız 'Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda bir 'iletişim yüzyılı' olması hedefi doğrultusunda var gücümüzle çalışıyoruz." dedi.

Ankara

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından ortaklaşa düzenlenen İletişim Başkanlığındaki "Afet İletişim Çalıştayı"na katıldı.

Buradaki konuşmasına, çalıştayın, afet yönetimi çalışmalarına katkı sunmasını temenni ederek başlayan Altun, iletişimin, müstakil bir politika alanı haline geldiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu alana her zaman büyük önem verdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu çerçevesinde kurulduğu ilk günden itibaren var gücüyle, Türkiye'nin stratejik iletişim politikalarının geliştirilmesi, uygulanması ve koordine edilmesi için çalıştığına işaret eden Altun, "Büyük bir heyecanla hazırlandığımız 'Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda bir 'iletişim yüzyılı' olması hedefi doğrultusunda var gücümüzle çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

İletişim politikalarını kurumsallaştırma çabalarının arkasında ciddi bir stratejik muhayyile, anlayış ve yol haritasının bulunduğunu dile getiren Altun, şunları kaydetti:

"Biz, bu stratejik muhayyile ve anlayışı, milletimizin ve devlet geleneğimizin köklü mirasından beslenen 'Türkiye İletişim Modeli' olarak isimlendiriyoruz. Türkiye İletişim Modeli, devletin söylem birliğinden kamu diplomasisine, kriz yönetiminden dezenformasyonla mücadeleye kadar geniş bir yelpazede, stratejik iletişime dair bütün başlıkları içeriyor. Afet iletişim yönetimi, stratejik iletişim politikamızın en önemli başlıklarından birini teşkil ediyor. Bütünleşik Afet Yönetimi anlayışının hayati unsurlarından biri olan afet iletişimi, İçişleri Bakanlığımız ve AFAD'ımız başta olmak üzere, sahada faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarımızla yakın iş birliği, istişare ve koordinasyon halinde sürdürdüğümüz bir alan."

Hangi düzeyde olursa olsun her afetin, acil müdahale ve etkili bir süreç yönetimini gerektirdiğinin altını çizen Altun, son 20 yılda tesis ettikleri altyapıyla, yangından sele, depremden kazalara, her durumda acil müdahale noktasında Türkiye'nin güçlü bir kapasite geliştirdiğini söyledi.

"Dezenformasyonla mücadele" vurgusu

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından büyük bir öngörüyle kurulan AFAD Başkanlığının, Bütünleşik Afet Yönetimi ile dünya çapında takip edilen bir model ortaya koyduğuna işaret eden Altun, "Bu modelle gurur duyuyoruz. Böylece afet bölgelerinde arama kurtarmadan barınma altyapısına, bütün ihtiyaçların karşılanması noktasında devletimiz hızlı, etkin ve kapsamlı müdahaleler gerçekleştirdi. Devletimiz, her bir afet sonrasında bütün imkanlarını seferber etti." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bir afet yaşandığında, ilk andan itibaren başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu olmak üzere ilgili bakanları bölgeye gönderdiğini hatırlatan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Cumhurbaşkanımız, bizzat kendisi de afet bölgelerine giderek yürütülen çalışmaları yerinde koordine etti. Böylece afetin açtığı yaralar sarılırken, vatandaşlarımız yalnız ve sahipsiz olmadıklarını hissetti. Yalnızca afet sonrasında değil, afet öncesini de kapsayan önleyici tedbirler güçlendirildi. Afetlere hazır olmanın yanında, vatandaşlarımızı bilinçlendirici çalışmalar yaygınlaştırıldı. Türkiye Afet Müdahale Planı ile afet ve acil durumlara daha hazır hale gelindi. Diğer taraftan, afet sürecinde kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmenin ve dezenformasyonla mücadele etmenin de ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük. Afet iletişimi noktasında İçişleri Bakanlığımız ve İletişim Başkanlığımız koordinasyonunda bütün kurumlarımızla ilişki ve iş birliği içerisinde yoğun çaba sarf ettik. İzmir ve Elazığ'daki depremde, Akdeniz'deki orman yangınında, Batı Karadeniz'deki sel felaketinde, Amasra'daki maden patlamasında kamuoyunu doğru, hızlı, güvenilir ve şeffaf şekilde bilgilendirmenin yanı sıra dezenformasyonlara karşı koyma çalışmalarını gerçekleştirdik. Bunların ne denli önemli olduğunu gördük."

"Yalanlarla süreçleri zehirlemeye çalıştılar"

Afet iletişiminin, sadece afet anlarındaki iletişim faaliyetleriyle sınırlı olmadığını vurgulayan Altun, "Afet öncesi ve afet sonrası, sürekli ve 360 derece iletişim anlayışı hayati önemdedir. Biz de bu nedenle, İletişim Başkanlığı olarak bir yandan afet öncesinde kamuoyunu bilgilendirme, bilinçlendirme, afet önleme ve risk azaltma çalışmalarına, sorumluluk alanlarımıza uygun şekilde katkı veriyoruz." diye konuştu.

Afet dönemlerinde başta İçişleri Bakanlığı ve AFAD olmak üzere, ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları arasında 24 saat esasına dayalı, en üst düzeyde işleyen bir koordinasyon mekanizmasının bulunduğunu kaydeden Altun, şöyle devam etti:

"Afetten etkilenen kişilerin durumlarından, bölgede gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetlerine, afetin kaynağı, nedeni ve risk envanterinden, bölgede görevlendirilen araç ve personel sayısına, afet alanına yönlendirilen insani yardımlardan psiko-sosyal destek birimlerine, afete ilişkin tüm bilgileri ve gelişmeleri, kurumlarımız arasında oluşturduğumuz koordinasyon mekanizması sayesinde, söylem birliği içerisinde, şeffaf bir şekilde kamuoyuna ulaştırıyoruz. Afetler ve afet yönetim süreci, toplumu ve bireyleri yakından ilgilendiren, dolayısıyla da yüksek oranda haber değeri taşıyan hususlardır. Afet yönetim süreçlerinde, aynı zamanda insanların, meydana gelen olaya dair hassasiyetlerinin suistimal edilebildiği ve bilgi kirliliğinin yaşanabildiği ortamlar da oluşabilmektedir.

Afet anlarında sistematik ve örgütlü dezenformasyon, manipülasyon ve kara propaganda faaliyetleri artabilmektedir. Ne yazık ki geçmişte depremden sele, her afette gerçek dışı tezviratlarla insanların acısını siyasi malzeme yapmaya çalışan vicdansızlıklara şahit olduk. Hepimiz gördük ki kamu kurum ve kuruluşlarımız her defasında afetlerin etkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken, birileri de dezenformasyonla, yalanlarla süreçleri zehirlemeye çalıştılar. Fakat bu süreçte gayretlerimizle başarılı olamadılar."

"Gerekli planları el birliğiyle hazırlıyoruz"

Afet iletişiminin, bugün afet yönetimi sürecinde önemli bir alan haline geldiğini belirten Altun, bu maksatla, hakikatin, gerçeğin peşinde koşan medya mensuplarının afet sahalarındaki çalışmalarını kolaylaştırmanın büyük önem taşıdığını, bu doğrultuda ellerinden gelen kolaylaştırıcılığı sağlamaya çalıştıklarını vurguladı.

Bu bağlamda geleneksel ve sosyal medya aracılığıyla son gelişmeleri içeren bilgilendirmeleri ve resmi açıklamaları periyodik olarak paylaştıklarını anlatan Altun, medya mensuplarının çalışmalarını kesintisiz sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla afet bölgelerinde "İletişim Tırı"nı hazır ettiklerini aktardı.

Tüm bunlara ek olarak, İletişim Başkanlığı ve AFAD Başkanlığının ana çözüm ortağı olduğu "Türkiye Afet Müdahale Planı" kapsamında Afet İletişim Grubu'nu hayata geçirdiklerini anımsatan Altun, "Afet iletişiminin eğitim boyutu da yadsınamaz. Bu çerçevede özellikle afet ve kriz iletişiminin, iletişim fakültelerinin müfredatına girmesine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor." sözlerini sarf etti.

Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarıyla temaslarını en yüksek noktada sürdürdüklerini, afetlere hazırlık için gerekli planları el birliğiyle hazırladıklarını dile getiren Altun, bütün bu süreçlere İçişleri Bakanı Soylu ve ekibinin her zaman destek olduğunu söyledi.

"Çalıştayın çok değerli katkıları olacağına inanıyorum"

Altun, iki gün sürecek Afet İletişim Çalıştayı'nda bu alana dair önemli başlıkların bulunacağını vurgulayarak, şunları paylaştı:

"Afet ve acil durumlarda koordinasyon ve söylem birliği nasıl sağlanmalı? Kriz anlarında artan dezenformasyon ve art niyetli girişimlerle nasıl mücadele edilmeli? Afet sahalarında medya faaliyetlerini kolaylaştırmak, vatandaşlarımızın haber alma ihtiyacını daha hızlı ve doğru şekilde karşılamak için neler yapılmalı? Kurumlar arası etkileşim ve karşılıklı tecrübe paylaşımını artırmak için hangi tedbirler alınmalı? Çalıştayımızda bu sorular etrafında proje, faaliyet ve yol haritaları üzerinde duracağız. Bu doğrultuda kamu kurumlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, ulusal ve yerel medyamızın, akademi camiamızın çok değerli katkıları olacağına inanıyorum. Kıymetli konuşmacılarımıza, katılımcılarımıza ve çalıştayın düzenlemesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Afetlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Arama kurtarmadan yangın söndürmeye, afet bölgelerinde cansiperane şekilde çalışan kamu ve sivil toplum kurumları ile medya mensuplarımıza minnettarlığımı ifade etmek istiyorum."

Bakan Soylu ve ekibine, bir afet söz konusu olduğunda bizzat sahada bulunarak gece gündüz ortaya koydukları gayretler için şükranlarını sunan Altun, "Çalıştayımızın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cenabıallah ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afetten, musibetten korusun." diye konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.