Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 500 bin liralık tazminat davası
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 500 bin liralık tazminat davası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'ndaki ifadeleri nedeniyle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, CHP'nin 16 Ocak'taki TBMM Grup Toplantısı'ndaki sözleri nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından açılan davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun, "Gara'daki 13 şehidin sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu" yönündeki ifadesinin, "cinayetlerin faili PKK terör örgütünü aklamaya, aynı zamanda terör örgütünün işlediği suçların sorumluluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a atfederek, Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedelemeye yönelik bir çaba" olduğu belirtildi.
Dilekçede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, devletin bütün kurumlarıyla yürüttüğü etkin ve samimi çabalara rağmen alıkonulan vatandaşların kurtarılamaması ve vahşice katledilmesinden dolayı derin bir üzüntü duyduğu aktarıldı.
Kılıçdaroğlu'nun, yaklaşık bir saat süren konuşmasının hiçbir yerinde, "PKK terör örgütüne ve yaptığı eylemlere dair en ufak bir eleştiride dahi bulunmadığı" kaydedilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Konuşma bir bütün olarak değerlendirildiğinde, PKK'yı aklamaya yönelik çabalar da açık bir şekilde görülmektedir. Esasında davalının rehinelerin kurtarılmasına yönelik PKK'ya müzahir örgütleri muhatap göstermesi, açıkça ifade edilmese de rehinelerin kurtarılmasına yönelik operasyonun yanlışlığına, bu tarz bir operasyon nedeniyle rehinelerin öldüğüne yönelik bir düşünceyi ortaya koymaktadır.
Yaklaşık 40 yıllık mücadele süresince, hiçbir ana muhalefet partisi lideri, terör örgütünün adını anmadan ve terör örgütüne hiçbir eleştiri getirmeden, terörle mücadele eden hükümeti ve yetkililerini, terör örgütünün cinayetleri nedeniyle suçlamamış ve sorumlu tutmamıştır. Davalının savrulduğu yer, esasında hiçbir demokratik hukuk devletinde mazur görülemeyecek, terör örgütünün siyasi unsurlarıyla yaptığı iş birliğinin dramatik bir sonucudur."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanının kişiliğini hedef alan açıklamalarının da bu iş birliğinin sonucu olduğu belirtilen dilekçede, "davalının, siyasi iş birliği içinde olduğu HDP'ye, terör örgütünün işlediği cinayetler nedeniyle yönelen dikkati, Cumhurbaşkanını hedef alarak dağıtmaya ve HDP'yi siyaseten rahatlatmaya çalıştığı" ifade edildi.
"Alıkonulan vatandaşları katleden teröristlere tek bir eleştiride bulunulmadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, terör örgütü tarafından alıkonulan vatandaşların kurtarılması için yıllardır farklı kanallarla ve yöntemlerle mücadelesini sürdürdüğü vurgulanan dilekçede, "Ancak bu girişimlerden bu ana kadar bir netice alınamamıştır. Son olarak alıkonulan vatandaşlarımızın da kurtarılması amacını da içeren sınır ötesi zorlu ve emsalsiz bir operasyonla, vatandaşlarımız kurtarılmaya çalışılmış, ancak operasyonun ilk saatlerinde PKK'nın vatandaşlarımızı infaz etmesi nedeniyle, alıkonulan vatandaşlarımız kurtarılamamıştır." değerlendirmesi yapıldı.
Operasyonun büyük bir titizlikle hazırlandığı, bütün olasılıkların düşünülerek, siyasi ve askeri her türlü tedbirin alındığı bildirilen dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:
"Ancak her akıl ve vicdan sahibinin takdir edeceği gibi sınırın kilometrelerce ötesinde ve dünyanın en sarp coğrafyalarının birinde rehine kurtarma operasyonu, bazı riskleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bütün tedbirlere rağmen istenmeyen sonuçların gerçekleşmesi her zaman ihtimal dahilindedir. Gösterilen insan üstü çabalara rağmen, istenmeyen sonuçların gerçekleşmesi halinde de alıkonulan vatandaşları katleden teröristlere tek bir eleştiride bulunmadan, alıkonulan vatandaşlarımızı kurtarmaya yönelik insanüstü çaba gösterenleri suçlamak, ne akılla ve ne de vicdanla telafi kabil değildir."
"Manevi tazminata hükmedilmesinin tüm şartları oluşmuştur"
Dava dilekçesinde, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "operasyonun davulla zurnayla yapıldığı" iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğu, operasyona yönelik tüm hazırlıkların ve operasyonun büyük bir gizlilik içinde yapıldığı kaydedildi.
Dİlekçede, şunlar kaydedildi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bir açıklamasını operasyona yorumlaması tamamen davalının zannından ibarettir. Cumhurbaşkanımız müjdeyle neyi kastettiğini açıklamıştır.
Bütün bu olgusal temeller ışığında, davalının 13 vatandaşımızın şehadetinden Cumhurbaşkanımızı sorumlu tutması temelsiz ve dayanaksız bir değerlendirmedir. Ayrıca PKK terör örgütünün işlediği vahşetten, Cumhurbaşkanımızın sorumlu tutulması, PKK dahil bütün terör örgütleri ile tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar mücadele eden ve önemli neticeler alan Cumhurbaşkanımızın onur, şeref ve saygınlığına ağır bir saldırıdır. Dayanaksız ve mesnetsiz şekilde, terör eylemlerinden, terörle etkin bir şekilde mücadele eden kişileri sorumlu tutmak, olgusal temeli olmayan bir isnat ve yakıştırmadır. Aynı zamanda hukuken mazur görülemeyecek nitelikte kişilik haklarına ağır bir saldırıdır. Davalının, Cumhurbaşkanımızın kişiliğine yönelik sarf etmiş olduğu ifadelerin herhangi bir üstün yararla himaye edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla dava konusu konuşmadan dolayı yasa gereğince manevi tazminata hükmedilmesinin tüm şartları oluşmuştur."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.