CHP'nin Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı

CHP'nin Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı
 - Genel Başkan Kılıçdaroğlu:"Bu darbeci, yeni başbakan adayını gündeme getirecek ve yarın yeni başbakan adayı seçilecek. Türkiye, yeni bir sürecin...

 

- Genel Başkan Kılıçdaroğlu:

"Bu darbeci, yeni başbakan adayını gündeme getirecek ve yarın yeni başbakan adayı seçilecek. Türkiye, yeni bir sürecin içine bir darbe hükümeti tarafından yönetilen bir ülke konumuna gelmiş olacağız yeni süreçte"

- "Milletvekili dokunulmazlığı, kürsü dokunulmazlığı hariç kalksın, güzel. Peki bakanların dokunulmazlığı niye kalkmıyor, hangi gerekçeyle kalkmıyor? Hiçbir bakanın dokunulmazlığı kalkmadı, başbakanın da dokunulmazlığı kalkmadı. Bunun çok iyi anlatılması lazım"

 

ANTALYA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu darbeci, yeni başbakan adayını gündeme getirecek ve yarın yeni başbakan adayı seçilecek. Türkiye, yeni bir sürecin içine bir darbe hükümeti tarafından yönetilen bir ülke konumuna gelmiş olacağız yeni süreçte." dedi.

 

Kılıçdaroğlu, Sirene Belek Hotel'de gerçekleştirilen partisinin 26. Dönem 1. Yasama Yılı Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hüzünlü bir Antalya'da olduklarını, turistlerin pek rağbet etmediği, izlenen politikalar nedeniyle turistlerin gelmek istemediği bir Antalya'da olduklarını söyledi.

 

Bütün Türkiye'nin yaz döneminde turist kaynamasını, herkesin kazandığı, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye'yi arzu ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, güzel ülkenin kanla, gözyaşıyla acıyla kurulduğunu vurguladı.

 

Kılıçdaroğlu, binlerce şehit, on binlerce gazi olduğunun altını çizerek Türkiye'yi çağdaş uygarlığı aşmak, uygar dünyanın bir parçası olmak, savaşı ve gözyaşını bir tarafa bırakıp, mutlu bir Türkiye'yi çocuklara bırakmak için kurduklarını dile getirdi.

 

Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma oranının erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 8 olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "O cumhuriyetten bugüne geldik. Bugüne gelirken pek çok acılar, meşakkatler çektik." ifadesini kullandı.

 

Demokrasiyi güçlendirmek, cumhuriyeti taçlandırmak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, cumhuriyetin bir fazilet, erdem olduğunu, kişilerin padişahın kulu olmaktan kurtulduğunu, kendi yöneticilerini kendilerinin seçtiği bir cumhuriyeti oluşturduklarını anlattı.

 

Kadınlara seçme ve seçilme hakkının İsviçre'den, Fransa'dan, Yunanistan'dan, Japonya'dan daha erken verdiklerine değinen Kılıçdaroğlu, kadınların, sosyal yaşamın önemli bir aktörü olması için bunun verildiğini söyledi.

 

- "Darbeler oldu, acılar çektik"

 

Kemal Kılıçdaroğlu, cumhuriyet sayesinde binlerce kadının muhtar, milletvekili, vali, belediye başkanı olduğunu, hayatın her tarafından aktif rol üstlenmeye başladığını vurguladı.

 

Bu süreçte darbelerin yaşandığını, acıların da çekildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Mısır'da darbe olduktan sonra idam kararları verildi. Geçen dönem milletvekili olan eski iki büyükelçimizi Mısır'a gönderdik. Gidin, sakın ola ki siyasi idamlar gerçekleştirmesinler, yapmasınlar. Çünkü siyasal idamların bir toplumun yaşamında ne kadar derin travmalar yaşadığını öğrenmek istiyorlarsa gelsinler, Türkiye'ye baksınlar. Elbette darbeler oldu, acılar çektik. Sadece darbeden mağdur olanlar değil, aydın olan, ülkesinin geleceğini düşünen, ülkesinin çağdaş uygarlığı yakalaması için mücadele eden, o yola kendisini adamış pek çok kişi ve kurumu da derinden üzmüştür. Darbecilerin bir özelliği vardır. Darbeciler kendi hukuklarını oluştururlar, kendi geleceklerini garanti altına almak için. Anayasalara özel hükümler koyarlar. Kendi gelecekleri şu veya bu şekilde sorgulanmasın diye. Kendilerini güvenceye alırlar. 12 Eylül darbesi bunun en tipik örneklerinden biridir."

 

Kılıçdaroğlu, darbecilerin anayasayı, seçim yasasını kendilerine göre yaptığını, siyasi partiler yasasını, ceza hukukunu, terörle mücadeleyi kendilerine göre düzenlediğini, bunların bağımsız yargıya, düşünce özgürlüğüne, hukukun üstünlüğüne karşı olduğuna dikkati çekti.

 

- Kongre süreci

 

1 Kasım'da seçimlerin olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu ve mensubu olduğu parti yüzde 49,5 oy aldı. 23 milyon 600 bin kişi gidip sandığa Adalet ve Kalkınma Partisi'ne şu veya bu gerekçeyle oyu verdi. Sayın Davutoğlu, hükümeti kurmakla görevlendirildi. Parlamentoya geldi hükümeti kurdu. Güven oyu almak için hükümet programını parlamentoya getirdi ve güven oyu da aldı. Bütün kurallar meşruydu, hiçbir sorunumuz yoktu. Böyle baktığımız zaman 23 milyon 600 bin kişinin oyunu alan bir siyasal partinin genel başkanı saraya davet edildi ve elinden istifa dilekçesi alındı." değerlendirmesini yaptı.

 

"Artık Türkiye darbeleri geride bıraktı" diye düşünürken, 4 Mayıs'ta bir saray darbesiyle karşı karşıya kaldıklarını iddia eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bunu bütün aydın, esnaf, akademisyen, öğrenci olsun herkesin bir yere yazması gerektiğini vurguladı.

 

Yeni bir darbe olgusuyla Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya kaldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

 

"21. yüzyılın Türkiyesi bir darbe hükümeti tarafından yönetilmemelidir. Şimdi seçimler yapılıyor, daha doğrusu yarın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kongresi yapılacak. Ne deniyor? 'Genel başkan seçeceğiz'. Belli oldu ama genel başkan belli oldu. Ne diyorlar,  biz genel başkan adayını istişareyle belirledik. Peki siz istişareyle mi Davutoğlu'nu gönderdiniz? Hayır. Halkı kandırmak için yapıyorlar. Bir kişinin iki dudağına hapsedilmiş bir siyasi parti var. O partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. O partiye oy veren bütün yurttaşlara, şu açık çağrıyı yapmak istiyoruz. Yüzde 49,5 oy almış, Meclis'ten güven oyu almış Sayın Davutoğlu'nun elinden istifa dilekçesinin alınması sizin vicdanınızı sızlatıyor mu sızlatmıyor mu? Bunun cevabını gerçekten merak ediyorum. Ahlaki olarak da sormak istiyorum; 23 milyon 600 bin insanın oyunun çöp sepetine atıldığı bir sürece demokrasi denebilir mi? İstişareymiş, hangi istişareden söz ediyorsunuz. Efendim, 'biz temayül yoklaması yapıyoruz. Nasıl yapıyorlar, sandığa oy atıyorlar. Açmıyorlar hemen, saraya gönderiyorlar, saray açacak. Bu mu dur temayül yoklaması bu mudur gizli oy açık sayım."

 

Kılıçdaroğlu, demokrasinin özünün gizli oyla, açık sayım olduğunu ifade ederek, gizli oy gizli sayım yapıldığını ve buna demokrasi dendiğini söyledi.

 

Hiç kimsenin kendilerini aldatmaması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Bu darbenin diğer darbelerden farkı var mı? Elbette var. Bu darbe, darbeyi yapan yol arkadaşlarına karşı darbeyi yapmıştır, kardeşim dediği kişiye darbeyi yapmıştır. Elinden istifa dilekçisini alırken, Davutoğlu sesini bile çıkaramamıştır. Böylesine bir süreci maalesef yaşadık." dedi.

 

"Bu darbeci yeni başbakan adayını gündeme getirecek ve yarın yeni başbakan adayı seçilecek." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 

"Türkiye, yeni bir sürecin içinde bir darbe hükümeti tarafından yönetilen bir ülke konumuna gelmiş olacağız yeni süreçte. Bir darbe hükümeti tarafından yönetilen Türkiye. Efendim bu başbakan düşük profilli olacak, doğrudur. Düşük profilli olacak ama bu başbakan adayının geçmiş sicili, siyasi sicili, ekonomik sicili çok temiz olan birisi değil. Kirlilikten beslenen bir süreci hep beraber yaşayacağız. En tipik özelliği de havuz medyasını oluşturan temel aktörlerden birisidir."

 

- Dokunulmazlıkları kaldırılması

 

Dün parlamentoda dokunulmazlıkları konuştuklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ve karar çıktı. Dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM'nin bir kararıdır. Bizim tavrımız ta başından beri belliydi. Parti programımızda yazıyor, kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklara karşıyız. Kürsü dokunulmazlığını savunduk her yerde, savunmaya devam edeceğiz. Ama bizim getirilen düzenlemeye itirazlarımız oldu, onları da gayet açık, net bir şekilde kamuoyunda, parlamentoda paylaştık. Ama yeterince paylaştığımız kanısında değilim. Milletvekili arkadaşlarımızın bunları yeterince dillendirdiği kanısında da değilim. Hepimize görev düşüyor." diye konuştu.

 

Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin bu süreci ve yaşanan bu süreç sonrasını çok net bir biçimde halka anlatmasını isteyerek şu ifadeleri kullandı: 

 

"Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı hariç kalksın, güzel. Peki bakanların dokunulmazlığı niye kalkmıyor, hangi gerekçeyle kalkmıyor? Hiçbir bakanın dokunulmazlığı kalkmadı, başbakanın da dokunulmazlığı kalkmadı. Bunun çok iyi anlatılma lazım. Milletvekiline dokunacağız ama milletvekili olan bakana dokunamayacağız. Niçin? Onun ayrıcalıkları var. Biz bu ayrıcalıkları her ortamda reddettik, söyledik." 

 

İhaleye fesat karıştıran, adam kayıran, yolsuzluk yapan kişilerin dokunulmazlığının olmaması gerektiğine işaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, milletvekili dokunulmazlığının aslında soruşturmasının ertelenmesiyle ilgili bir olay olduğunu, milletvekiliyken soruşturma açılmadığını, milletvekili seçilmedikten sonra yan soruşturmanın açıldığını kaydetti.

 

(Sürecek)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.