CHP PM: Daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz

CHP PM: Daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz
CHP PM milletvekillerinin de katılımı ile olağanüstü toplantısının ardından "Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi" adı verilen bildiri yayınlandı.

CHP PM: Daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz

CHP PM milletvekillerinin de katılımı ile olağanüstü toplantısının ardından "Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi" adı verilen bildiri yayınlandı.

CHP Parti Meclisi (PM) tarafından yayınlanan bildiride, "Türkiye’nin karşılaştığı bu yol ayrımında demokrasiye inanan, hak, hukuk ve adalet duygusunu içinde taşıyan, siyasi düşüncesi ve parti aidiyeti ne olursa olsun, tüm yurttaşlarımıza elimizi uzatıyoruz. Bu uzatılan elin 23 Haziran'da kuvvetli bir şekilde tutulacağına, demokratik mücadelemize güç katacağına ve 31 Mart’tan çok daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz." ifadesine yer verildi.

YSK'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yönelik kararının ardından, CHP PM milletvekillerinin de katılımı ile olağanüstü toplandı.

Toplantının ardından "Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi" adı verilen bir bildiri yayınlandı.

YSK'nin İstanbul seçimlerine ilişkin aldığı kararın tarihi olan "6 Mayıs 2019" tarihinin ülkenin demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçtiği belirtilen bildiride, bu tarihin hiç unutulmayacağı vurgulandı.

"Hukukun, adaletin, temiz siyaset ve ekonomik istikrarın tek bir kişinin şahsi korku ve hırsına bu şekilde feda edildiği başka bir örnek tarihimizde yoktur." görüşüne yer verilen açıklamada, "Halkın açık tercih ve talimatını ayaklar altına alan demokrasi düşmanları, sivil darbe sürecinde bir adım daha atmışlar ve bilerek, isteyerek, planlı bir hukuk cinayeti işlemişlerdir. 6 Mayıs darbesinin azmettiricisi, yargısız infazcısı ve şakşakçısı alenen ortadadır. İsimleri bundan böyle sadece lanetle anılacaktır." ifadelerine yer verildi. Bildiride şu değerlendirmeler yapıldı:

"Demokrasimiz açısından esas acı olan, seçim güvenliğini sağlamakla görevli hakimlerin de bu kirli darbeye iştirak etmesidir. Demokrasinin olmazsa olmazı sayılan Meclis denetimi, bağımsız yargı, tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki zaten tarihe karışmıştır. Demokratik meşruiyetin elde kalan son kalesi ve namusu olan sandık, o namusu korumakla görevli olanların eliyle, millet iradesine kast edenlerin emellerine teslim edilmiştir.

Ülkemizde tuz artık kokmuştur. Demokrasinin temelini oluşturan 'hukukun üstünlüğü', 'kuvvetler ayrılığı', 'seçme ve seçilme hakkı' bu kararla açıkça ortadan kaldırılmıştır. Ülkemizin rotasını çağdaş uygarlıktan, Ortadoğu'nun başarısız diktatörlükleri düzeyine düşüren bu kararın azmettirici ve sorumluları, elbette tarih huzurunda ve millet vicdanında hak ettikleri sonu bulacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, ülkemize çok partili demokratik yaşamı getiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeleri olarak ülkemize dayatılan bu rota değişikliğini reddediyoruz. Ülkemizin 180 yıllık çağdaşlaşma, 73 yıllık demokrasi yürüyüşüne ve kurucu Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği 'çağdaş uygarlığı yakalama ve geçme' hedefine bir kez daha kuvvetle sahip çıkıyoruz."

YSK'ya istifa çağrısı

Bildiride, hem partinin hem de devletin başına aynı kişiyi oturtan "partili cumhurbaşkanlığı sisteminin", iktidar partisi ile devlet arasındaki sınırları yok ettiğinin kısa sürede görüldüğü belirtilirken, mülkiye müfettişlerinin, polislerin, savcıların iktidarın seçimi yeniletmeye dönük çalışmalarında sahaya sürüldüğü, devlet memurlarına siyasi amaçlar doğrultusunda talimatlar verilerek, baskılar yapıldığı iddia edildi.

Parti ile devlet arasındaki sınırları ortadan kaldıran bu sistemin demokrasinin önündeki en büyük tehdit olduğu vurgulanan bildiride, "Ülkemizde ekonomik sıkıntılar artık taşınamaz hale gelirken, huzursuzluk her geçen gün artarken, içeride ve dışarıda güvenlik riskleri giderek belirginleşirken, buna bir de bizzat ülkeyi yönetenler tarafından yönetimde meşruiyet krizi eklenmiştir." görüşü savunuldu.

Meşruiyet krizinin aşılabilmesi ve sandığın namusunun korunması için CHP PM ve milletvekilleri olarak bazı adımların atılmasının gerekli görüldüğü vurgulanan bildiride, bu adımlar ise şöyle açıklandı:

"Eğer sandık kurullarında şaibe varsa, 16 Nisan Anayasa Referandumu, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı, milletvekili seçimleri ve 31 Mart’ta Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle aynı sandıkta ve aynı zarflarla yapılan ilçe belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği seçimleri de aynı kıstasla yenilenmelidir. Seçim kurullarında bir hata varsa sorumlusu sadece ve sadece YSK'dir. YSK'nin kusuru seçmene yüklenemez, seçmen cezalandırılamaz. YSK üyeleri seçmene karşı işledikleri suç sebebiyle topluca istifa etmelidir. İçişleri ve Adalet Bakanlarının seçim dönemlerinde tarafsızlığını sağlayacak düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır.

Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, seçme ve seçilme hakkının tam güvence altında olmasından yana olduğumuzu, milletimiz ve tarih huzurunda ilan ediyoruz. Gücümüzü milletten alarak demokratik mücadelemizi artan bir azim ve güçlü bir kararlıkla sürdüreceğimizi açıkça taahhüt ediyoruz. Türkiye’nin karşılaştığı bu yol ayrımında demokrasiye inanan, hak, hukuk ve adalet duygusunu içinde taşıyan, siyasi düşüncesi ve parti aidiyeti ne olursa olsun, tüm yurttaşlarımıza elimizi uzatıyoruz. Bu uzatılan elin 23 Haziran’da kuvvetli bir şekilde tutulacağına, demokratik mücadelemize güç katacağına ve 31 Mart’tan çok daha büyük bir zafere ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz."

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.