CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Adana'da:
- "Sayın Merkel gelecek şimdi. Niye geliyor biliyor musunuz. 'Aman Suriyeliler bize gelmesin. Biz size para verelim, kampları Türkiye'de kurun'. Bize açıkca rüşvet teklif ediyorlar"
-"Ortadoğu bataklığından Türkiye'nin süratle çekilip çıkması lazım. Sayın Davutoğlu'na da söyledim. Dış politikanın 180 derece değişmesi lazım"
- "Makul şüpheyle içeri atabilir, dosyanıza gizlilik kararı koyabilir, sizi hapise atabilir ve sizin avukatınız sizin neden tutuklandığınızı bilemez. Böyle bir hukuk olur mu. Yabancı sermaye gelsin, Türkiye'de yatırım yapsın. Niye gelsin"
- "(Terör) Bu sorun toplumsal uzlaşmayla, TBMM'de çözülür. Çözümün anahtarı birinci sınıf demokrasi ve daha fazla özgürlüktür"
ADANA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Merkel gelecek şimdi. Niye geliyor biliyor musunuz. 'Aman Suriyeliler bize gelmesin. Biz size para verelim, kampları Türkiye'de kurun'. Bize açıkça rüşvet teklif ediyorlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, bir otelde düzenlenen Adana iş dünyası ile buluşma toplantısında, Türkiye'nin gelişebilmesi ve bilgi toplumu olması için hukukun üstünlüğü, üretimin yaygınlaştırılması, güçlü bir sosyal devlet ve sürekli kendisini yenileyen reformlar yapılmasını içeren 4 ayaklı bir stratejik plana sahip olması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin Güney Kore'den önce otomobil üretirken bugün geride kalmasının tek sebebinin geleceği okuyamayan siyasetçiler olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, eğitim sisteminin devamlı değişmesinin ülkenin geleceğini olumsuz etkilediğini kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Eğitilmemiş bir toplumun büyüme şansı yoktur. Bizim eğitim sistemimize dönüp bir bakın iş dünyasının değerli insanları. 13 yılda 12 kez bir ülkenin eğitim politikası değişirse orada eğitim politikası yok demektir. Milli değerleri korumak açısından milli olan eğitim, evrensel değerleri de dışlamamalıdır" dedi.
Anadolu'da cazibe merkezleri yaratılmaması halinde herkesin İstanbul'a gideceğini, İstanbul'un da yaşanmaz bir kent haline geleceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bu yönde geliştirdikleri Merkez Türkiye projeleriyle Anadolu'da 2 milyon kişiye yeni istihdam, kişi başına ortalama gelirin de 2035'e kadar 30 bin doların üzerine çıkarılmasını sağlayacaklarını anlattı.
- Kısa vadeli siyasetin dış politikaya etkisi
Kısa vadeli düşünen siyasetçinin ülkenin geleceğini körelteceğini, bu tür siyasetçinin kesinlikle iktidara taşınmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu tür siyasetin sadece içeride değil dış politikada da başa bela açacağını bildirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Buyrun Suriye. Ne işimiz var bizim Suriye'de. Neden biz tırlarla silah gönderiyoruz oraya. Neden insanlar orada birbirlerini öldürüyorlar. Neden 2 milyonu aşkın Suriyeli bizim topraklarımızda. Sayın Merkel gelecek şimdi. Niye geliyor biliyor musunuz. 'Aman Suriyeliler bize gelmesin. Biz size para verelim, kampları Türkiye'de kurun'. Bize açıkça rüşvet teklif ediyorlar. 'Kampları siz burada kurun, bunlar gelmesinler.' Avrupa'da başkentlere gittim. 'Suriye'nin bu hale gelmesinden sadece biz değil siz de sorumlusunuz' dedim. Suriye'de savaş olurken kılınız kıpırdamadı. Ne zaman ki Suriyeliler sizin kapınıza dayandı 'Vay efendim Suriyeliler buraya nasıl gelir.' Bakın hiç bir Suriyeli 'ben Suudi Arabistan'a, Katar'a gideceğim' demiyor. Nereye, yönünü Avrupa'ya uygar dünyaya çevirmiş. Eğer insanlar daha iyi yaşam koşullarını yakalamak için yola çıkmışlarsa yani ölümü göze almışlarsa önüne duvar da koysanız bunlar o duvarı aşıp geleceklerdir."
Türkiye'nin bu sorunun temel anahtarı durumunda olduğunu ancak yanlış yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinde ilk kez 5 ülkede büyükelçiliklerinin olmadığını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "Göndermek istiyoruz 'Almayız. Türkiye'yi defterden sildik' diyorlar. Mısır ile ne alıp veremediğimiz var. O ülkelerin doğrudan içişlerine müdahale ettik ve bunun faturası kime çıktı. Toplumun tamamına çıktı. İç politikada hata yaparsanız toplumun bir kesimi o hatayı öder. Dış politikada hata yaparsanız o hatayı toplumun tüm kesimleri öder ve şu anda hepimiz o hatanın bedelini ödüyoruz" diye konuştu.
- Ortadoğu "Bataklığı"
Kılıçdaroğlu, dış politika barış endeksli ve ülke çıkarları üzerine inşa edilseydi, Ortadoğu'da çok önemli kazanımların olacağını ama bunun yapılmadığını kaydetti.
Sanki PKK yetmezmiş gibi bir de DAEŞ'in ortaya çıktığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu bataklığından Türkiye'nin süratle çekilip çıkması lazım. Sayın Davutoğlu'na da söyledim. Dış politikanın 180 derece değişmesi lazım. Biz dış politikayı ülkenin çıkarları üzerine inşa ederiz" dedi.
- Teşvik sistemi
Kılıçdaroğlu, teşvik sisteminin kesinlikle değişmesi gerektiğini belirterek, bu sistemin vizyon üzerine inşa edilmesi gerekirken Türkiye'de oy hesabıyla yapıldığını belirtti.
Bölgesel olduğu gibi ileri teknolojiyi ülkeye getiren sektörlere yatırımcılara olağanüstü teşvikler sağlanması gerektiğini ifade eden Kıılçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sadece yatırım süreci değil, yatırım sonrasında da bu teşviklerin olması lazım. Bir iş adamı dedi ki 'ben Türkiye'de çip üretmek istiyorum. 1 milyar dolara ihtiyacım var'. Emin olun ben Başbakan olsaydım 1 milyar doları gözü kapalı verirdim. Türkiye çip üretecekse teknolojide önemli bir sıçrama yapmış olacaktı. Ama biz teşvik politikasını farklı amaçlarla, oy hesabıyla yapıyoruz. En tehlikeli olan budur."
Türkiye'de iki Trakya bölgesi kadar bir alanın ekilmediğini, ülkenin tarımda planı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ülkenin saman ithal eder hale geldiğini, çiftçinin tarım topraklarını borçları nedeniyle sattığını aktardı.
Türkiye'nin sadece orta gelir tuzağında değil orta teknoloji tuzağında da olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, hükümet kurma çalışmalarında tüm iyi niyet ve açıklıklarına rağmen hükümetin kurulamadığı kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Sizi seçime zorlayan bir iradeyi tekrar iktidara taşımayın. Bir kişiye görev verilmiş ve yapamamışsa ona sorulması gerekiyor. Neden kuramadın" dedi.
- Makul şüphe ve yabancı sermaye
Kılıçdaroğlu, bu seçimlerin takım tutar gibi bir siyasal partinin tutulması gereken seçim olmaktan çıktığını, seçimde demokrasinin, hukukun oylanacağını ifade etti.
Bu toplantıdan önce otelde iş adamlarıyla bir başka toplantı yaptığını paylaşan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Makul şüpheyle eğer kötü niyetli biri olsaydı bizi tutuklayabilirdi orada. Ben hariç. Benim dokunulmazlığım olduğu için. Makul şüpheyle içeri atabilir, dosyanıza gizlilik kararı koyabilir, sizi hapse atabilir ve sizin avukatınız sizin neden tutuklandığınızı bilemez. Böyle bir hukuk olur mu. Yabancı sermaye gelsin Türkiye'de yatırım yapsın. Niye gelsin."
- Asgari ücretin kaynağı
Kılıçdaroğlu, bin 500 lirayla kadar asgari ücretin tamamının vergiden muaf ederek iş adamlarını üstüne gelen yükü birinci planda düşürdüklerini, iş adamlarına vergi ve prim borcu olmamak şartıyla ödedikleri vergi ve prim kadar bir yıl süreyle sıfır faizli kredi açacaklarını anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kaç lira ödediniz pirim ve vergi. 100 lira mı. Size 100 lira değerinde bir yıl kredi açacağım. Yatırım yapacaksınız. Bundan daha çok karlı çıkan devletin kendisi. Şu anda tahsil edilemeyen 132 milyar lira vergi ve sigorta borcu var. Bunu devlet tahsil edemediği için yüzde 14'ten borçlanıyor. Siz sıfır faizli krediyi almak için prim ve vergi borcunuz olmayacak. Demek ki tahsilat sorunumuz olmayacak. Daha fazla vergi ödeyeceksiniz daha fazla kredi alacaksınız. İstihdam yaratacaksınız."
- Terör
Terör sorunun çözülmesi gerektiğini belirten ve CHP Genel Başkanı olarak 30 yıllık deneyimle bu sorunun silahla çözülemeyeceğini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bu sorun toplumsal uzlaşmayla, TBMM'de çözülür. Çözümün anahtarı birinci sınıf demokrasi ve daha fazla özgürlüktür. Sorunu çözmek için 4 temel ilke vardır. Samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel ajandanız olmayacak. Halka hesabını veremeyeceğiniz vaatlerde bulunmayacaksınız. Topluma, muhalefet partilerine bilgi vereceksiniz" diye konuştu.
DAEŞ'in 49 kişiyi rehin alırken terör örgütü bile denmediğini, "Yaramaz çocuklar" ifadesinin kullanıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nasıl yaramazlarsa bizden 102 kişiyi öldürdüler. 102 vatandaş öldü ortada sorumlusu yok. Siyasi sorumlusu yok bu işin. Letonya'da alışveriş merkezinde çatı çöküyor, bakan istifa ediyor. Bizde önlem almadıklarını, güvenlik açığı olmadığını söylüyorlar. 102 kişi hayatını kaybediyor. Ortada sorumlu yok. Sorumlu kim. DAEŞ. Zaten DAEŞ'in hedefi oradaki insanları öldürmek."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.