Bülent İnal: Yurt dışında Payitaht Abdülhamid'e müthiş sevgi var
Bülent İnal: Yurt dışında Payitaht Abdülhamid'e müthiş sevgi var
TRT 1 ekranlarında ilgiyle izlenen "Payitaht Abdülhamid" dizisinin çekimleri, Kocaeli'nin İzmit ilçesindeki Seka Film Platosu'nda tamamen yenilenen ve döneme uygun hale getirilen setlerde devam ediyor.
Osmanlı padişahı Sultan 2. Abdülhamid Han'ın hayatını konu alan ve eylül ayında dördüncü sezon bölümleriyle ekranlara gelen dizi, farklı ülkelerde de takip ediliyor. Dizi, sürükleyici hikayesi ve oyuncu kadrosuyla özellikle Orta Doğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri, Güney Amerika ve bazı Batı ülkelerinde büyük ilgi görüyor.
Dizinin başrol oyuncusu Bülent İnal, çekimlerin devam ettiği İzmit Seka Film Platosu'nda, AA muhabirine set çalışmaları, sanat hayatı ve özel yaşamıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Payitaht Abdülhamid'de 4. sezona girdiniz, çekimler nasıl gidiyor?
Keyifle çalışıyoruz. Her gün işimize severek geliyoruz. Aynı dostluk, kardeşlik, aile ortamı devam ediyor. Güzel bir platoda çalışıyoruz. Bu büyük bir lüks bizim sektör için. Bunun keyfini sürüyoruz. Her türlü konfor var. Yani platonun her yerinde, her dakika her şeyi çekebiliyoruz. Sayın İbrahim Eren başta olmak üzere TRT'nin büyük desteği var. Es Film'in kıymeti yapımcıları Yusuf Esenkal ve Serdar Öğretici bey gerçekten bu iş için ne gerekiyorsa yapıyorlar.
"Bir gün bana teklif edileceği hiç aklıma gelmemişti"
Dizide başrol teklif edildiğinde ne hissettiniz, bu role nasıl hazırlandınız?
Sultan Abdülhamid ile ilgili bazı bilgilerimiz vardı. Sinemacılar tarafından hep hayatı ya da yaşadığı dönem anlatılmak istenen bir padişahtı. Bu sebeple bazı bilgiler vardı aklımda ama bu projeyle daha derinlemesine araştırma fırsatı buldum. Her zaman aklımın köşesindeydi, böyle bir şey yapılabilir mi Türkiye'de, ne zaman yapılır, yapılsa nasıl oynanır gibi şeyler aklımdan geçiyordu ama bir gün bana teklif edileceği hiç aklıma gelmemişti. Böyle bir teklif gelince heyecanlandım. Biraz araştırdım. Kaçırmak istemeyeceğim bir karakterdi. Sonra da inceledikçe bilmediğimiz çok yanları olduğunu öğrendim. Bu beni daha çok etkiledi. Özellikle 33 yıl verdiği mücadele çok anlatılması ve incelenmesi gereken bir şahsiyetti. Çok keyif alarak oynuyorum. O yüzden de oynayayım mı oynamayayım mı diye çok tereddüt etmedim.
Dizide, bastonunu tutuşunuz, yere vuruşunuz, yürüyüşünüz, anlık refleksleriniz... Bunlar Abdülhamid'in gerçek karakteristik özellikleri mi yoksa doğaçlama mı?
Abdülhamid ile ilgili birçok fotoğraf ve bilgi var ama elimizde çok görüntü yok. Bunların üzerine yönetmenimizle senaristimizle yapımcımızla bir karakter oluşturuyoruz. Nasıl yürür, nasıl durur gibi. Bu hep beraber karar verdiğimiz ve uyguladığımız bir yöntem. Özellikle baston çok merak ediliyor ve soruluyor. Ben biraz anlam katmak istedim. Baston yanımızda sadece bir aksesuar olarak dolaşmasın. Ona bir şeyler yüklemek gerektiğini düşündüm ve yavaş yavaş öyle gelişti. Karar verdiği ya da düşündüğü anlarda onu kullanıyor. Bu da seyircinin hoşuna gidiyor.
Payitaht Abdülhamid dizisi Türkiye sınırlarını aştı, yurt dışında ilgi gören bir dizi oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaliteden ödün vermediğimiz sürece, hikayelerimizi doğru anlatmaya devam ettiğimiz sürece bu ilgi de devam edecektir. Payitaht Abdülhamid ile birlikte birkaç defa Arap ülkelerine, Kuveyt, Katar gibi gezilerimiz oldu. Enteresan bir ilgi, müthiş bir sevgi var. Politik bir dizi bu, politik dramanın önemli örneklerinden biri, aşk dizisi değil. Nasıl etkiler insanları diye düşünüyordum ama onlar izliyorlar ve gerekli mesajı algılıyorlar. Sultan Abdülhamid'e de müthiş bir ilgileri var.
Gittiğiniz yerlerde sizi padişah gibi karşılıyorlar, elinizi öpmek isteyenler oluyor. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Sultan Abdülhamid'i çok seven insan var. İnsanların bunca yıl anlatılmayan fakat okudukları, bildikleri, ailelerinden dinledikleri bir Abdülhamid var. Ona bir özlemleri var. Bunu bir televizyon dizisinde ilk defa gördüler. İlk başlarda bir tepkiler vardı; olamaz, yapılamaz, oynanamaz, çekilemez, nasıl olacak... Yani toz kondurmak istemedikleri bir şahsiyet. Arkadaşlarla doğru adımlarla bunun üstesinden gedik. O günden sonra da insanlar bize gerçekten büyük bir ilgiyle sevgiyle yaklaşıyorlar, sokakta gördüklerinde de.
Diziyle birlikte insanların tarihe olan merakının arttığı söyleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tarih, dizilerden öğrenilmez ama bu tür dönem dizileri tarihe olan merakı artırıyor. Sete ziyarete gelen ailelerin yanında hep çocukları oluyor. Hepsinin tarihe olan merakından bahsediyor aileleri. Bu tür projelerden sonra, özellikle Payitaht Abdülhamid'den daha fazla kitap okumaya başladıklarını, daha fazla tarihimizi merak ettiklerini söylüyorlar. Bu da güzel bir şey.
Tarihte önemli bir karakteri oynuyorsunuz. Bu özel hayatınızı etkiliyor mu?
Açık söylemek gerekirse özel bir şey yapmıyorum. Eskiden nasıl yaşıyorsam aynı şekilde yaşamaya devam ediyorum. O yüzden de bir sıkıntı yaşamadım, sokakta da gittiğim yerlerde de tatilde de. Set bittikten sonra normal gündelik hayatımıza devam ediyoruz. Eve gittiğim zaman, eşimle çocuğumla güzel vakit geçirmeye çalışıyorum. Evde padişahlık yaparsak hanım bize gerekeni yapar. Eşime evde yardımcı olmaya çalışıyorum. Bizim mesleğe uzak değil kendisi. Film ve dizi sektöründe çalışan biriydi. O yüzden geç saatlere kadar çalışmamızı, yaptığımız işi anlayışla karşılıyor.
Dizi ne zaman bitecek?
Onu bilemiyorum. Bu, TRT ve yapım şirketinin vereceği bir karar. Ben keyif alarak oynamaya devam ediyorum. Onlar nereye kadar derse oraya kadar gideceğiz.
Biraz kendinizden bahseder misiniz, sanat hayatınız, dizi serüveniniz ne zaman başladı?
İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunuyum. Öncesinde Bornova Belediye tiyatrosunda başladı serüvenim. 1999'da okulu bitirip İstanbul'a geldim. Tiyatro yapmak için İstanbul'a geldim ama kader beni biraz televizyon sektörüne itti. Yıllar sonra da buradayız işte. Televizyonla hayatımız devam ediyor.
Hayranlarınız sizi tam bir Türk erkeği olarak tanımlıyor. Biraz ağır başlı olmanız dolayısıyla da 'ağır abi' olarak görüyor. Gerçekte böyle misiniz?
Oynadığınız roller seyirci tarafından öyle yorumlanıyor; 'ağır gibi' deniliyor. Biz işimizi yapıyoruz. Sokakta ya da evimde 24 saat öyle davranmıyorum. O işin gereği. Sağ olsunlar, seyircilerimizden çok güzel tepkiler alıyorum. Hepsine teşekkür ediyorum.
"Artık padişah oynamam çok zor"
Oynamak istediğiniz bir karakter, hayalinizde bir proje var mı?
Gerçekten böyle bir şey söylemek çok zor. Gerçekten oynayabileceğime inandığım bir şey olursa oynamak istiyorum. Dönem olur başka bir şey olur, çok önemli değil. Artık padişah oynamam çok zor. Abdülhamid'den sonra başka bir padişahı oynamak çok da inandırıcı olmaz.
Tiyatro geçmişiniz var, dizilerde önemli karakterleri başarıyla canlandırdınız. Bülent İnal'ın sinema filminde başrol oynama vakti gelmedi mi, teklif alıyor musunuz?
Sinema sektörü son yıllarda farklı ilerliyor. Vizyona giren filmler, bizim oynayabileceğimiz tarzda filmler değil. Böyle bir film de şu an yapılmıyor. O yüzden böyle bir teklif gelmemesi çok normal. Bir gün güzel bir hikaye yakalarsak film olabileceğine inanırsak o zaman kendimiz yaparız.
Yine bir dönem dizisi olan "Kuruluş Osman" kasım ayında seyirciyle bulaşacak. Neler söylemek istersiniz?
Başarılar diliyoruz. Onların işi de çok zor. Teknik anlamda çekmesi, yapması çok zor bir iş. Altından kalkacakalarına inanıyorum. Zaten Diriliş Ertuğrul'dan böyle bir geçmişleri var, yapabileceklerini gösterdiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.