BRAF 10. yıllık toplantısında "Dezenformasyon ve Dijital Medya Okuryazarlığı Çalıştayı" yapıldı

BRAF 10. yıllık toplantısında "Dezenformasyon ve Dijital Medya Okuryazarlığı Çalıştayı" yapıldı
- BRAF Genel Sekreteri Deniz Güçer: "Dezenformasyon artık ülkelerin milli güvenlik meselesi haline geldi. Hatta ve hatta bunu da aşarak küresel bir güvenlik sorununa dönüştü"

calistay.jpg

- "Ortak amacımız; yalanın, dezenformasyonun her türlüsünü bertaraf etmek olmalı. Bunu hiç kimse ya da hiçbir kurum tek başına yapamaz"

ANTALYA (AA) - Karadeniz Yayıncılık Düzenleyici Otoriteler Platformu (BRAF) Genel Sekreteri Deniz Güçer, "Dezenformasyonun baş kaynağı ya da en önemli aracı ise maalesef medyadır." dedi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK) Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen BRAF 10. yıllık toplantısı kapsamında, "Dezenformasyon ve Dijital Medya Okuryazarlığı Çalıştayı" gerçekleştirildi.

Çalıştayın açılışında konuşan RTÜK Üyesi ve BRAF Genel Sekreteri Güçer, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütüne (KEİ) üye ülkeler olarak 2008 yılında BRAF'ı kurduklarını anımsattı.

Güçer, 2009'dan bu yana BRAF olarak yıllık toplantılar icra ettiklerini, 2018 yılında Romanya'daki toplantıdan sonra salgının etkisiyle çalışmaların aksadığını anlattı.

Çalışmaları hızlandırmak amacıyla bu seneki toplantıyı çok önemsediklerini belirten Güçer, şöyle devam etti:

"Dünyanın ortak sorunu haline gelen dezenformasyon konusunu tartışacak, çocuklarımız başta olmak üzere herkesin bilmesi gerektiğine inandığımız dijital okuryazarlık konusunu irdeleyeceğiz. Dezenformasyon kelimesi sözlüklerde en yalın tanımıyla 'bilgi çarpıtma' olarak geçer. Çağımızda kavram fazlaca ön plana çıkmış, olumsuz ve yıkıcı etkileri nedeniyle de tartışılması elzem hale gelmiştir. Dezenformasyonun baş kaynağı ya da en önemli aracı ise maalesef medyadır.

RTÜK olarak biz, sorumluluk alanımız olan görsel ve işitsel medyada dezenformasyon konusuna dikkatle ve titizlikle yaklaşıyoruz. Medya mecralarının çeşitlenmesi ve dijitalleşmesiyle birlikte yalanın, üretilmiş haberlerin, dezenformasyonun ve mezenformasyonun hızla yayıldığını görüyoruz. Yalanın yayılma hızının gerçek bilginin dolaşımından katbekat fazla olduğu da bir gerçek. Dezenformasyon artık ülkelerin milli güvenlik meselesi haline geldi. Hatta ve hatta bunu da aşarak küresel bir güvenlik sorununa dönüştü. Ortak amacımız; yalanın, dezenformasyonun her türlüsünü bertaraf etmek olmalı. Bunu hiç kimse ya da hiçbir kurum tek başına yapamaz."

Dezenformasyonla mücadelenin resmi kurumlar, teknoloji şirketleri, sivil toplum örgütleri, bilim insanları, medya kurumları ve gazetecilerin bir araya gelmesiyle, ortak bir akılla ancak mümkün olabileceğini vurgulayan Güçer, ortak mücadele için uluslararası işbirliği yapılması gerektiğine dikkati çekti.

Güçer, RTÜK olarak medya okuryazarlığını dijital okuryazarlığa çevirdiklerini, herkesin sorumlu olduğu toplumlara "yeni medya okuryazarlığı becerisi"ni kazandırması gerektiğini kaydetti.

- "Dezenformasyon bütün toplumu bölebiliyor"

KEİ Daimi Sekretaryası İdari Yetkilisi Alexei Nistrean ise dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan, insanları yanıltma hedefi olan bilgi anlamına geldiğine işaret ederek, BM ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası organizasyonların dezenformasyonun çıkardığı zorluklar ile devlet, özel ve sivil toplum kuruluşları tarafından bunlara verilen yanıtları ele aldığını söyledi.

BM Genel Kurulu'nun dezenformasyonun artışı ile ilgili endişelerini dile getirdiğini aktaran Nistrean, şunları kaydetti:

"Dezenformasyon bütün toplumu bölebiliyor. Özellikle devletler, sınıflar veya kamu temsilcileri tarafından desteklenirse böyle oluyor. Büyük negatif inanışlara yol açabiliyor. Nefretin yayılmasına ve şiddetin teşvik edilmesine yol açabiliyor. Bugünün hızlıca evrimleşen dijital dünyasında bilgi aniden yayılıyor, ülkeler ve kıtalar boyunca yüz binlerce, milyonlarca insana ulaşabiliyor. Bu bilgi akışı insanlar üzerinde ve davranışlarında büyük etkiye yol açıyor.

Dezenformasyonla nasıl mücadele edeceğiz, yayılmasını nasıl engelleyebileceğiz? İnsanların, toplumların davranışlarını etkilemesinin önüne nasıl geçeceğiz? Buna dair tek çözüm ise bilgiye erişim ve ifade hakkının sağlanması yönünde olacaktır. Bizim devletlerimizin uluslararası yükümlülüğü bu hakların korunması yönünde. Canlı ve çoğulcu bir bilgi alanının korunması. Hükümetlerin de bilgiye geniş ve ücretsiz erişim sağlaması ve böylelikle bu durumun önüne geçilmesi önemlidir."

Çalıştayda, Yunanistan NCRTV kurul üyesi Prof. Georgios Pleios, RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanı Deniz Güler, Sırbistan REM Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Jelena Kolo Jovanovic ve RTÜK Başkan Danışmanı Melike Yiğit Bakır, dezenformasyonla ilgili görüşlerini aktardı.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.