Bosna Hersek'in Bilge Kralı: Aliya İzetbegoviç
SARAYBOSNA - KAYHAN GÜL
Mustafa ve Hiba çiftinin beş çocuğundan biri olan Aliya İzetbegoviç, üç yaşındayken ailesiyle Saraybosna'ya taşınarak, eğitimine burada başladı.
WEB TV ADANAPOST - Bosna Hersek'in Bilge Kralı: Aliya İzetbegoviç
İkinci Dünya Savaşı yılları Bosna Hersek'e büyük acılar getirmişti. Hırvatistan'daki Ustaşa rejimi, Bosna Hersek'i ilhak edip Bağımsız Hırvatistan Devleti'ni (NDH) kurdu. Ülkedeki Müslümanlar resmen Hırvat kabul edildi. Özellikle Yahudiler, Sırplar ve Romanlar büyük zulümlere maruz bırakılırken, bu zulümlerden Müslüman Boşnaklar ve rejimle aynı fikirde olmayan Hırvatlar da kurtulamadı. Buna paralel olarak Sırp Çetnik hareketinin etkin olduğu bölgelerde de Müslümanlar üzerinde katliamlar yapılıyordu. Hedef, Sırp olmayan unsurları ülkeden temizlemekti.
Eski Yugoslavya Krallığı'nın dağılmasından önce Aliya, ana hedefi dini ve milli bilinçlendirme adına çalışmak olan "Genç Müslümanlar" isimli teşkilatın kurucu meclisine katıldı. Teşkilatın hedeflerinden biri ülkedeki Müslümanların eşit haklar elde etmesiydi. Teşkilat, Sırp Çetnik ve Hırvat Ustaşa zulmünden Müslümanların korunması ve Doğu Bosna'da yıkılan ev ve camilerin yeniden inşası için çalışıyordu.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti, her ne kadar faşizme galip gelse de dini ve milli konularda Müslüman Boşnakların sıkıntılar yaşamaya devam etmesine engel olmadı. Aliya'nın da aralarında bulunduğu "Genç Müslümanlar" teşkilatının bazı üyeleri, din bilincinin uyandırılması faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle 1946 yılında tutuklandı. Saraybosna'da askerlik görevini icra ettiği sırada tutuklanan Aliya, Askeri Mahkeme tarafından 3 yıl hapse mahkum edildi.
Halida ile 1949 yılında evlenen Aliya'nın Leyla, Sabina ve Bakir adlarında üç çocuğu oldu.
Hapisten çıktıktan sınra önce ziraat fakültesine kaydolan Aliya, iki yıl sonra buradan ayrılarak hukuk fakültesini bitirdi. Avukatlık sınavını verdikten sonra 1962 yılında Saraybosna'daki bir şirkette hukuk danışmanı olarak çalışmaya başladı.
Yugoslavya döneminde de Müslüman hakları için mücadeleyi sürdürdü
Josip Broz Tito liderliğindeki Yugoslavya'da da Müslümanların hakları için mücadele etmeye devam eden Aliya, Bosna Hersek İslam Birliğinin yayın organı "Preporod" gazetesinin yanı sıra "Takvim" ve "Glasnik" gibi bültenlerde de yazılar yazıyor, camilerdeki sohbetlere katılıyordu. Aliya yazılarını, çocukları Leyla, Sabina ve Bakir'in baş harflerinden oluşan "LSB" takma adıyla yayınlıyordu.
İslam dünyası ile yakından ilgilenen Aliya, 1960'lı yıllarda "İslam Deklarasyonu" isimli kitabını yazmaya başladı. Kitap, 1970 yılında yayınlandı.
1980 yılında Josip Broz Tito'nun ölmesiyle Yugoslavya'da milliyetçilik yeniden sahneye çıkmaya başladı. O yıllarda Ceza Kanunu'na "ifade suçu" eklendi.
Aliya, kaleme aldığı "Doğu ve Batı Arasında İslam" isimli kitabı yayınlanmadan hemen önce, 1983 yılında beraberindeki 12 Müslüman aydınla birlikte tutuklandı. "Saraybosna Süreci" olarak nitelendirilen süreç başladı. Aliya ve diğerleri, ifade suçundan ve her ne kadar birçoğu birbirini tanımasa da organize örgüt kurarak düşmanca faaliyette bulunmaktan suçlu bulundu. Aliya'nın mahkumiyet kararı, "İslam Deklarasyonu" kitabındaki ifadelerine dayandırıldı. Aliya, 14 yıl hapse mahkum edildi.
Aliya, hapisteki yıllarında ise daha sonra yayınlanacak olan "Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar:1983-1988" isimli eserini yazdı.
1988 yılında af ile serbest kalan Aliya İzetbegoviç, 1990 yılında, bugün de ülkedeki Boşnakların en büyük partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisinin (SDA) kurulduğu oturumda, partinin genel başkanı seçildi.
İlk çok partili seçimde SDA, Bosna Hersek'te en çok oyu aldı ve Aliya İzetbegoviç, Yugoslavya içindeki Bosna Hersek Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkanı oldu.
Yugoslavya dağılıyor
1990'lı yılların başında, Yugoslavya dağılma sürecine girdi.
Yugoslav Halk Ordusu (JNA) 1991 yılında Slovenya'da çatışmaları provoke ederken, kısa bir süre sonra Hırvatistan'da da çatışmalar başladı. JNA kuvvetleri, 1991 yılının ekim ayında, Bosna Hersek'in Ravno ve Popovo köylerini yerle bir etti. Aynı ay içinde Bosna Hersek'te de bağımsızlık konusu gündeme geldi. Meclisteki tartışmalar sırasında Sırp siyasetçi Radovan Karadzic, Müslümanların yok olacağını savunuyordu.
Bosna Hersek'te 29 Şubat-1 Mart 1992 tarihlerinde bağımsızlık referandumu yapıldı. Referanduma katılanların yüzde 99'undan fazlası "bağımsız" Bosna Hersek'in için "evet" dedi.
Referandumun ardından JNA ve Sırp paramiliter grupların farklı şehirlerde saldırıları başladı. 6 Nisan 1992'de ise başkent Saraybosna'da 3,5 yıl sürecek kuşatma ve katliamlar başladı. Bu zor günlerde Aliya, tüm Bosna Hersek vatandaşlarını "uluslararası alanda tanınan" Bosna Hersek'e karşı yapılan Sırp saldırılarına karşı koymaya davet ediyordu. Boşnaklar, Aliya'nın önderliğinde çetin bir mücadele veriyordu.
Yeterli silahı olmayan Boşnak halkına karşı eşi görülmemiş suçlar işlendi. Sırp güçler, sivillere karşı büyük katliamlar gerçekleştirdi, insanlar evlerinden sürüldü, kadınlara tecavüz edildi, tarihi miras yok edildi, ülke genelinde toplama kampları kuruldu.
Bosna Hersek'teki durum, Hırvat Savunma Konseyi (HVO) saldırıları başladıktan sonra daha da kötüleşti.
1995 yılının temmuz ayında, BM koruması altında olan Srebrenica'da Sırp komutan Ratko Mladic komutasındaki güçlerin şehre girmesinin ardından 8 binden fazla Boşnak erkeğin katledildiği bir soykırım gerçekleşti.
Ülkesini savunduğu ve müzakere masasında çözüm aradığı zamanlarda bile Aliya, barışçıl ve kin barındırmayan politikasından ödün vermedi.
200 bine yakın insanın hayatını kaybettiği, bir milyondan fazla insanın evini terk ettiği, soykırım ve katliamların gerçekleştiği savaş, 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile sona erdi. Aliya, söz konusu barış anlaşmasına ilişkin, "Bu adil bir barış değil, ancak savaşın sürmesinden daha iyidir." ifadelerini kullanmıştı.
Dayton karmaşık bir yapı getirdi
Dayton, ülkeye barışın yanı sıra karmaşık bir devlet yapısı da getirdi. Ülke, iki entite (Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti) ile Brçko Özerk Bölgesi'ne ayrıldı. Bosna Hersek Federasyonu da kendi içinde 10 kantona bölündü.
Savaşın ardından yapılan ilk seçimde, Aliya "bağımsız" Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı ve daha sonra Devlet Başkanlığı Konseyinin ilk başkanı seçildi.
10 yıllık görev süresi boyunca Aliya çözümleri demokratik diyalogla arama politikası izledi. 2000 yılında sağlık sorunları nedeniyle Devlet Başkanlığı Konseyindeki görevinden istifa etti. SDA'nın 2001 yılındaki kongresinde ise parti başkanlığına aday olmayacağını söyledi ve ardından partinin fahri başkanı ilan edildi.
Halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya, 19 Ekim 2003 tarihinde saat 14.25'te Saraybosna'da vefat etti. Aliya'nın ölmeden önce son görüştüğü devlet adamı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Gerek liderlik vasfı gerekse felsefi kişiliği nedeniyle Türkiye'de "Bilge Kral" olarak adlandırılan Aliya'nın cenazesine dünyanın her yerinden 150 binden fazla insan katıldı.
Ölmeden önce şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek istediğini yetkililere aktaran Aliya, başkent Saraybosna'daki Kovaçi Şehitliği'nde yatıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.