Beykoz Üniversitesi’nde ustaların izinde cam eğitimi verilecek
Durman "Yıllarca Beykoz’un usta sanatçılarının ellerinden çıkan çeşm-i bülbüller, billurlar ve opalinler, Osmanlı saraylarını süsledi. Krallara, çarlara hediye edilen bu nadide eserler, şimdi ise işin ustalarının vereceği derslerle birlikte Beykoz Üniversitesi öğrencilerin ellerinden çıkacak" dedi
Beykoz Üniversitesi, tarihi 17'nci yüzyıla dayanan İstanbul’un Beykoz ilçesinin simgelerinden cam işleme sanatını yeni nesillere aktarmak için Cam Ocağı Vakfı ile iş birliği yaptı. Beykoz’un cam sanatını yaşatma ve yeni nesillere tanıtma sosyal sorumluluğunu üstlenen Beykoz Üniversitesi, ilk etapta cam sanatını Beykoz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi müfredatına alacak.
Beykoz Gelişim bünyesindeöğrencilere ve topluma açık sertifika programları düzenlenecek ve Beykoz Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde (Beykoz TÖMER) Türkçe öğrenen uluslararası öğrencilere yaz okulunda atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Gelecek dönemlerde ise cam sanatı Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde 4 yıllık bir lisans programı, Meslek Yüksekokulu’nda 2 yıllık bir önlisans programı, Lisansüstü Programlar Enstitüsü bünyesinde tezsiz bir yüksek lisans programı oluşturulması hedefleniyor.
Cam sanatını desteklemenin Beykoz'un adını taşımanın verdiği doğal bir kurumsal sosyal sorumluluk olduğunu belirten Beykoz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, “Bunu bir adım daha ileriye taşıyalım, öğrencilerimizi ve uluslararası öğrencilerimizi cam ile tanıştıralım istedik” dedi. Yıllarca Beykoz’un usta sanatçılarının ellerinden çıkan çeşm-i bülbüllerin, billurların ve opalinlerin, Osmanlı saraylarını süslediğini; krallara, çarlara hediye edildiğini anlatan Durman, “Şimdi bu nadide eserleri, işin ustalarından alacakları eğitimle Beykoz Üniversitesi öğrencileri ortaya çıkaracak” sözlerini kaydetti.
Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde 3 kredi 5 AKTS’lik bir dersin içeriğini oluşturduklarını belirten Durman, “Yaz okulunda da uluslararası öğrencilerimize Türk kültürünün bir parçası olarak camı tanıtacağız, topluma açık sertifika programları yapacağız”dedi. Orta vadede cam sanatının lisans, önlisans ve yüksek lisans programları içinde yer almasını hedeflediklerini ifade eden Durman, cam sanatı konusunda araştırmalar yapılmasının, Türk ve uluslararası sanatçıların bir araya getiren konferans ve sergiler düzenlenmesinin de amaçları arasında yer aldığını kaydetti.
Beykoz camla anılmalı
Cam Ocağı’nın, Türkiye’nin en büyük ve en donanımlı cam ve sanat merkezi olduğunu söyleyen Cam Ocağı Vakfı Kurucusu Yılmaz Yalçınkaya ise “17'nci yüzyıldan itibaren İstanbul'da faaliyet gösteren cam atölyeleri, 18'inci ve 19'uncu yüzyıllarda Beykoz civarında toplanmış. Beykoz tarih boyunca sayısız cam ustasına ev sahipliği yapmıştır. Yeni fikirlerle Beykoz’un eskiden olduğu gibi camla anılmasını diliyorum” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.