Berat gecesi

Berat gecesi
Muhterem okuyucu!Nice dini, ahlaki güzelliklerin yaşandığı rahmet ve mağfiret mevsimi mübarek Ramazan ayına adım adım yaklaştığımızı müjdeleyen...



Muhterem okuyucu!

Nice dini, ahlaki güzelliklerin yaşandığı rahmet ve mağfiret mevsimi mübarek Ramazan ayına adım adım yaklaştığımızı müjdeleyen Şaban ayının 15. gecesi olup BERAT kandilidir. Yüce Rabbimizin lütuf ve keremi ile pek şerefli ve mübarek olan bu geceyi idrak edeceğiz. Kudsiyetiyle gönüllerimize feyiz ve bereket bahşeden, Yüce ALLAH Teâlâ'nın sınırsız af, merhamet, yardım ve bereketine vesile olan Berat kandilini tekrar idrak etmenin heyecan, sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. Yüce Rabbimize sonsuz şükürler ve hamd ü senalar olsun.


Umrede bulunmanın heyecan, sevinç ve mutluluğuyla MEKKE-İ MÜKERREME'DEN bütün okuyucularımın ve mü'minlerin Berat Kandillerini tebrik ediyor, daha nice Berat gecelerine sıhhat ve afiyetle erişmemizi ve bu mübarek gecenin Rabbimizin istediği manada ihya edilmesini, değerlendirilmesini ve bu mübarek gecenin mü'minlerin mağfiret-i ilâhiyyeye nail olmalarına ve Berat almalarına; tüm İslâm aleminin birlik ve dirliğine, dünyanın pekçok yerinde haksızlığa ve saldırıya uğramış Müslüman kardeşlerimizin kurtuluşlarına, insanlığın hidayet ve barışına, huzur ve saadetine; dünyanıın değişik bölgelerinde akan kan ve gözyaşının durmasına, maddî ve manevî hayırlara-bereketlere vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan dilerim. ALLAH Teâlâ cümlemizi, bu mübarek gecede beratını eline alan kullarından eylesin. Amin.


Berat gecesinde, grubumuzla birlikte yapacağımız umrede bütün okuyucularımıza, dinleyicilerimize özel dua edeceğiz. Siz de bize dua ediniz. Soru, tavaf ve dualarımıza 00966 550 489 527 telefonu ile ulaşabilirsiniz.


Berat Kandili Müslümanların, sınırsız af ve merhamet sahibi olan Yüce ALLAH Teâlâ'ya sığınarak günahlardan arındıkları, ilahi lütuf ve bereketlere eriştikleri müstesna zaman dilimlerinden birisidir. Berat gecesinde:

"ALLAHümme euzü bi afvike min ikabik. Ve euzü birızake min sehatik. Ve euzü bike minke Celle vechük. La uhsî senaen aleyk. Ente kema esneyte alâ nefsik.

ALLAH'ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum; senden yine sana sığınıyorum. Zatın yücedir. Sana karşı senayı sayıp bitiremem. Sen kendini nasıl sena ettinse öylecesin." niyazlarıyla dua edip Yüce Rabbimiz'e yakaran Rahmet Elçisi Sevgili Peygamber (S.A.V.) efendimizin, bu gecede ALLAH Teâlâ'nın kendisinden bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle yapılan duaları kabul edeceğini müjdelemiştir. Sevgili Peygamber (S.A.V.) efendimizin bu duası ile özdeşleşen ve mübarek Ramazan ayının müjdecisi olan bu gece, inananların kulluk bilinci ve hesap verme şuuruyla suç ve yanlışlardan kaçınmaları, günahlardan arınmaları ve Yüce Yaratıcı'nın sonsuz rahmet ve merhametine iltica etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatır. Bu itibarla Berat gecesi, bilerek veya bilmeyerek işlenen hata ve günahlardan tövbe ederek, günahların kalplerde bıraktığı kirlilikten arınma, sıkılan ve bunalan ruhların Yüce Rabbimizin rahmetine ve mağfiretine ulaşması adına Müslümanların önüne açılmış bir fırsat kapısıdır.


Bu mubarek gece her yıl, İslâm dünyasının dört bir tarafında derin bir huşu ve hürmet ile karşılanır ve uğurlanır. İslâm aleminin saadet ve selâmeti, mü'minlerin mağfiret-i ilâhiyyeye nail olmaları için bu mübarek gecede milyonlarca Müslümanın elleri semaya açılır. Mü'minler, içtenlikle yüce ALLAH Teâlâ'ya yönelirler, affedilme ümitleri canlanır ve Cenab-ı Hak'tan feyizi, rahmeti ve affedilmeyi büyük bir heyecanla gönülden arzu ederler.


Müminler için bu gece, hem af, mağfiret ve ilahi rahmete kavuşma vesilesi, hem de birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını en yoğun bir şekilde yaşadıkları bir fırsattır. Bu gecede kırgınlara son verilir, gönüller alınır, fakir fukara hatırlanır. Bu sebepledir ki asırlar boyu bu topraklar üzerinde yaşayan Müslüman ecdadımız, bu geceyi diğer kutsal geceler gibi, dini hayata derinlik kazandıran bir değer olarak görmüşler ve onu nefisleri kontrol altına almanın bir fırsatı olarak değerlendirmişlerdir.


Camilerimiz, mescidlerimiz bu gece, sabaha kadar üstlerine gökten yağan nurlar ile, kendilerini dolduran Müslümanlardan taşan nurlar arasında parıldar durur. Bu gecede camilerimizi kubbelerine kadar dolduran dualar bütün bir yıl ümmet-i Muhammed üzerinde ilahî bir rahmet olur. Bu gece, camilerimizde, mescidlerimizde tan ağarıncaya kadar Kur'an-ı Kerîm okunur, dinlenir, namaz kılınmak ve dua-niyaz yapılmak suretiyle ihya edilir. Bu mübarek gecenin hepimiz ve bütün İslâm alemi için maddî ve manevî hayırlara bereketlere ve afv ü mağfirete nail olmamıza ve BERATımıza vesile olmasını Cenab-ı Hakk'dan niyaz ederiz. Ve bilhassa idrak ettiğimiz bu mübarek gecenin; çağın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, ümütsüz, karamsar, günleri gafletle geçen kimselere gerçek manada maddi ve manevi bir kandil olması için dua ve niyaz ediyoruz.


Sadece ferdi ve ailevi mutluluğumuzu değil, toplumsal hayatımızı, barış, huzur, dayanışma ve kardeşlik içinde yaşayabilmemizi de tehdit eden maddi-manevi pek çok olumsuzluğun yaşandığı günümüz dünyasında Kur'an-ı Kerim'deki:

"De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! ALLAH Teâlâ'nın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü ALLAH bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok mağfiret edici, çok merhamet edicidir." (Zümer sûresi:53) müjdesinin farkına vararak günah ve kusurlarımızdan dolayı tövbe etmeliyiz. İbadet ve dualarımız ile Rabbimize yakınlaşmalı, Yüce Mevla'mıza, ailemize, çocuklarımı-za, çevremize, milletimize ve tüm insanlığa karşı olan görev ve sorumluluklarımızı yeniden hatırlayarak yeni bir ümit ve kararlılıkla geleceğe bakma melekemizi güçlendirmeliyiz.


Kurtuluş, af ve arınma gibi anlamlara gelen bu mübarek gecenin bize sunduğu manevi iklimde; Kur'an-ı Kerim'in bizlere öğrettiği:

"Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka kaybedenlerden oluruz." (A'raf süresi:23) vb. dualar, tövbe istiğfarlar ve yakarışlarla beratımızı almamızın ancak, nuzûlünün 1400. yılını idrak ettiğimiz hayat rehberimiz olan Kur'an-ı Kerim'i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamber (S.A.V.) efendimizin bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve evrensel ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını hatırımızdan çıkarmamalıyız.

 

Aslı "Beraet" olan ve Türkçe'ye "Berat" olarak giren bu kelimenin sözlük anlamı: "Borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan kurtulmak". Dînî literatürde ise: "Günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilahî af ve rahmete nail olmak" manasını ifade etmektedir. Buna göre Berat gecesi, ALLAH Teâlâ'nın affı ve bağışlaması ile Müslümanların günahlardan arınmasına ve kurtuluşlarına bir vesiledir.

Berat Gecesi, bütün İslâm âleminin mukaddes kabul edip ihya ettiği en mübarek gecelerden biridir. Hiç şüphe yok ki vakitler aslında birbirine eşittir. Bir vakit diğer bir vakitten kendiliğinden üstün olamaz. Öyleyse bir vaktin diğer vakitlerden daha şerefli ve faziletli olması mutlaka o vakitte meydana gelen bir yüce işten ve mübarek bir olaydan kaynaklanmaktadır. Zaman ve mekanlar kendilerinde meydana gelen büyük ve önemli olaylarla değer kazanırlar. Berat gecesi hayırlarla dolu olayların meydana geldiği bir gecedir. Berat Gecesi'ni, bu derece yücelten husus, Berat gecesinin kudsiyeti, Kur'an-ı Kerim'in bu gecede Levh-i Mahfuzdan dünya semasına indirilmiş olması ile alakalıdır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

"Ha Mim. Helal ile haramı ve sair hükümleri apaçık bildiren bu kitaba, Kur'an-ı Kerime yemin olsun ki, gerçekten biz O'nu mübarek bir gecede indirdik. Muhakkak biz hak din İslam'dan yüz çevirenleri uyaranlarız. O, öyle bir gecedir ki, bu geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar rızıklar, eceller ve benzeri her hikmetli iş katımızdan bir emir ile o zaman ayırt edilir, hüküm verilir. Hakikat biz, Rabbinden bir rahmet eseri olarak peygamberler gönderenleriz. Şüphe yok ki ALLAH Teâlâ her şeyi hakkıyla işitenin, her şeyi de kemaliyle bilenin ta kendisidir." (Duhan Sûresi:1-6)


Ayet-i kerimede geçen: "Mübarek gece"den maksat, bir tefsire göre: Berat gecesidir. Bu tefsir sahiplerinin sahih kabul ettiği rivayetlere göre: Kur'an-ı Kerim'in tamamı, bu gecede Levh-i mahfuz'dan dünya semasındaki Beyt-i Ma'mur'a indirilmiş, sonra da Kadir gecesinden itibaren Cebrail (A.S.) vasıtasıyla Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize peyderpey indirilmiştir. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, 6/4294) Ayrıca Kıble'nin Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'dan Mekke-i Mükerreme'deki Kâbe istikametine çevrilmesinin; hicretin ikinci yılında, Şaban ayının 15'inde vuku bulması da bu geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır


Muhterem Okuyucu!

Berat kandilini idrak edip ihya ederken bir de şu hususu iyice tefekkür etmemiz gerekir. Berat gecesi neden mübarek, büyük bir gece oldu? Evet neden? Çünkü Kur'an-ı Kerim bu mübarek gecede Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına indirildi de ondan... O halde bu mübarek gecede Kur'an-ı Kerim ile olan ilgi ve alâkamızı, münasebetimizi iyice gözden geçirmemiz gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'i biz okuyabiliyor muyuz? Eşimiz ve çocuklarımız okumasını biliyor mu? Kur'an-ı Kerim'i şahsi hayatımıza, iş hayatımıza ve ev hayatımıza uygulayabiliyor muyuz? Abdullah b. Mesud (R.A.)'dan rivayete göre, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Kur'an-ı Azimüşşan bazılarına şefaat, yardım edici ve şefaati makbuldür. Bazılarına karşı haklı bir davacıdır. Her kim O'nu önüne koyar, O'na uyarsa, Kur'an-ı Kerim onu cennete götürür. Her kim onu arkasına kor, O'nunla amel etmezse onu da cehenneme sevkeder" (Deylemi, a.g.e. 3/229; Abdürrezzak, el-Musannef, 3/373; İbn-i Hibban: 1/167) buyurdu.

Şimdi bir düşünelim, iyice tefekkür edelim:

a- Bugün ölsek, Kur'an-ı Kerîm bizim hakkımızda şefaatçi mi olur? Yoksa davacı mı, şikayetçi mi olur?

b- Kur'an-ı Kerîm bizim hayatımızın neresinde? Evet iş hayatımızın neresinde, ev hayatımızın neresinde?..


Mehmet Talü

araştırmacı yazar


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.