Başbakan Yıldırım: Yeni sistem terörü yok edecek
ANKARA
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Kampanya Tanıtım Toplantısı'nda partililere hitap etti.
Yeniliğin zor, reformun meşakkatli olduğunu ancak zor diye, meşakkatli diye, yeniliğe direnenlerin, yenilikten kaçanların, tarih sahnesinden kaybolduğunu belirten Yıldırım, "Unutmayalım, korkaklar asla zafer anıtı dikemezler. Değişime, gelişime 'hayır' diyenler ortaya hiçbir eser koyamazlar. Yenilikten korkanlar, tarih yazamazlar. Sultan Alparslan, o kahraman ordusuyla Malazgirt'e gelirken, inanın onun planına 'hayır' diyenler oldu ama o, korkaklara aldırış etmedi ve tarihin akışını değiştirdi." ifadelerini kullandı.
Selahaddin Eyyubi Kudüs'e giderken ona da "Hayır" diyenler olduğunu ancak kendisinin ürkeklere, korkaklara aldırış etmeden tarih yazdığını hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethederken ona da 'hayır' diyenler oldu ama Fatih, rehaveti, korkaklığı tercih edenlere prim vermeden bir çağı kapatmış, bir çağı açmıştır. İstanbul'u fethetmiştir. Gazi Mustafa Kemal'i düşünün, Samsun'a giderken ona da karşı çıkanlar oldu, 'Hayır' diyenler oldu. Mütareke basını hep birlikte 'Hayır' diyordu. Gazi Mustafa Kemal, bunların hiçbirine aldırış etmedi, geldi, Anadolu'da yeni bir ruh inşa etti. İstiklalimizi, biz bu yenilik ve değişim ruhuyla elde ettik. Cumhuriyetimizi, bu yenilenme, tazelenme anlayışıyla kurduk ve bugünlere taşıdık."
'Biz dilden değil, gönülden 'evet' istiyoruz'
Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bizde zorlama yok, bizde tehdit yok. Bizde korku yok ama korkutmak da yok. Bizde kutuplaşma yok, bizde ayrıştırma yok. Biz dilden değil, gönülden, kalpten 'Evet' istiyoruz. Bunu da tek tek, tane tane anlatarak, akıllara olduğu kadar kalplere de hitap ederek başaracağız. Biliyorsunuz milletimiz aklıyla diliyle mührüyle olduğu kadar kalbiyle de 'Evet' diyecek. Sandığa gittiğinde her bir vatandaşımız, 'Tüm kalbimle Evet' diyerek mührü, pusulaya basacak.
'Onların hayırlarına 'Evet' diyerek bugünlere geldik'
Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Gezi olayları provokasyondur dedik, 'Hayır' dediler, biz 'Evet' dedik. '17-25 Aralık kumpastır' dedik, 'Hayır' dediler, biz 'Evet' dedik. 15 Temmuz'da ülkeyi işgale geldiler, Meclisi bombaladılar, milli iradeyi ortadan kaldırmak istediler, biz 'yıkamazsınız, böldüremezsiniz' dedik. Daha ilk andan itibaren 'bu bir kalkışmadır' dedik. Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren 'ölümüne milletimle' diyerek kahramanca bütün bunların karşısında durdu. Biz onların hayırlarına 'Evet' diyerek bugünlere geldik. Onların 'Hayır' söylemleri karşısında eğer korksaydık, eğer çekilseydik tarih bizden hesap sorardı, millet bizden hesap sorardı, inanın Allah bizden hesap sorardı."
'2007'de başlayan işin eksiklerinin tamamlanmasıdır'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, "Bugün halk oylamasına götürdüğümüz anayasa değişikliği, 2007'de başlayan işin eksiklerinin tamamlanmasıdır. Esasında cumhurbaşkanlığı sisteminin 2007'de önemli adımı atılmıştır. Bu değişiklikle, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini de anayasaya, değiştirerek işlemiş oluyoruz." dedi.
'Yeni sistem terörün sonunu getirecek'
Anayasa değişikliği hakkında bir bilgi kirliliği bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bu değişiklik ülkemiz için tarihi bir fırsattır. Güçlü yönetim sayesinde Türkiye'de artık vesayet dönemi, güç odakları dönemi, darbe dönemleri tarih olacak, inşallah bu ülkenin gündemine bir daha gelmeyecek. Hiç kimse, hiçbir şekilde milletin seçtiklerine yani millete ayar vermeye kalkamayacak. Yeni sistemle birlikte ekonomi daha güçlü, daha sağlam ve daha sağlıklı bir zeminde ilerleyecek. İstikrar sayesinde yatırımlar artacak, üretim artacak, istihdam, yeni iş, aş alanları sağlanacak." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'nin, enerjisini gereksiz tartışmalara değil büyümeye harcayacağını belirten Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:
"Yeni sistem bürokrasiyi azaltacak, devletin her biriminin daha fazla uyum içinde, tıkır tıkır işlemesini temin edecek. Yeni sistem terörün sonunu getirecek, terörü yok edecek. Siz zannediyor musunuz ki PKK, DEAŞ, FETÖ avaz avaz 'hayır' kampanyasını boşuna yapıyor? Onlar 'hayır' çıksın diye kendilerini parçalıyor. Bunun anlaşılır bir tarafı var. Çünkü bu değişiklik onları yok ediyor, onların hayat damarlarını kesiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, yok olacaklar. Bu ülkenin enerjisini, bu ülkenin vaktini, bu milletin enerjisini yok etmeye muvaffak olamayacaklar." dedi.
'CHP yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istemiyor mu?'
Yıldırım, 16 Nisan 2017'de referanduma gidecek olan 18 maddelik anayasa değişikliğinde yer alan düzenlemelere ilişkin şunları anlattı:
"Birinci maddede, Anayasa'nın 9. maddesi 'yargı bağımsızdır' diyor, biz de diyoruz ki 'Yargı hem bağımsız olsun hem de tarafsız olsun.' Bağımsızın yanına 'tarafsız' ibaresini de ekliyoruz. Peki bunun nesi yanlış? CHP buna niye karşı çıkıyor? CHP yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istemiyor mu? Milletimizin takdirine bırakıyorum."
İkinci maddenin, Anayasa'nın 75. maddesinde değişiklik yaptığını kaydeden Yıldırım, milletvekili sayısının 550'den 600'e çıktığını belirtti.
Ana muhalefet partisinin bunu da istismar ettiğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, SHP-DYP koalisyon hükümetinde anayasa değişikliğiyle milletvekili sayısının birdenbire 450'den 550'ye çıkarıldığını hatırlattı.
Yıldırım, "Efendim yazıkmış, günahmış, israfmış. O zaman 100 milletvekili artırdınız. Türkiye'nin nüfusu ne kadardı? 59 milyon. Seçmen sayısı ne kadardı? 29 milyon. Şimdi nüfus ne kadar? 80 milyon. Yurt dışıyla beraber 59 milyon seçmenimiz var. Seçmen sayısı neredeyse iki katına çıkmış ama artırdığımız 50. Bütün ülkelere göre seçmen sayısı başına düşen milletvekili adedi hala en az olan ülkeyiz. Onun için Sayın Kılıçdaroğlu istismarı bırakın, eğer yapmaya çalışırsanız eski kayıtlara girer yaptığınız yanlışları bir bir önünüze koyarız." diye konuştu.
'Ey Kılıçdaroğlu Meclisi bu kadar aşağılama'
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'un yeniden yapılandırılarak, üye sayısının 22'den 13'e düşürüleceğine, üyelerin 4'ünü cumhurbaşkanının seçeceğine dikkati çeken Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ne değişiklik yapılıyor? Yargı bürokrasinin kendi içerisindeki seçim kalkıyor, onun yerine milli egemenliğin temsilcisi Meclis seçiyor. 7 taneyi Meclis kendisi seçiyor. Hangisi daha demokratik, milli iradeyi daha iyi temsil ediyor. Milletin takdirine veriyorum. Bürokratlar kendi aralarında seçince yargı bağımsız, tarafsız oluyor, milletin seçtiği Meclis seçince yargı taraflı oluyor. Ey Kılıçdaroğlu, temsil ettiğin milli iradeyi, siyaseti bu kadar küçümseme. Meclisi bu kadar aşağılama. Bu Meclis ki Gazi Meclis'tir, 15 Temmuz'da aslanlar gibi bombalara karşı koyan Meclistir. İstiklalimizin, istikbalimizin, Türkiye'nin kurulduğu Meclistir."
'Şimdi de 18'e düşürüyoruz gençler hazır olun'
Değişikliğin 3. maddesinde de milletvekili seçilme şartlarının yer aldığını kaydeden Yıldırım, AK Parti iktidarının daha önce milletvekili olma yaşını 30'dan 25'e indirdiğini anımsattı.
Yıldırım, "Seçilme yaşını şimdi de 18'e düşürüyoruz, gençler hazır olun." dedi.
Buna da karşı çıkıldığını belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ne lüzumu var canım. Biz dururken, yaşını başını almış adamlar, hanımlar dururken gençlere ne oluyor? Beklesinler. Oy verirken gençleri çağıracağız, 'Buyurun oy verin, bizi seçin.' Ama 'Biz de milletvekili olmak istiyoruz.' dedikleri zaman 'Ya ne acelen var, bekle.' Seçen, seçme yeterliliği olan mutlaka seçilir. Bu değişiklikle 7,5 milyon gencimize siyasete girmenin imkanı geliyor, onların önleri açılıyor. 15 Temmuz'da 'bu ülkenin gençleri memleket meseleleriyle ilgilenmez' diyenlere, o gece göğsünü tanklara, toplara, mermilere siper eden bu gençlerin ülkesine, milletine, bayrağına ne kadar sahip olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Sizin bu yaptığınız karşısında bizim seçilme yaşını 18'e indirmemizin çok da büyük bir iş olmadığını ifade etmek istiyorum."
Yıldırım, değişiklik çerçevesinde 4 yılda bir yapılan seçimlerin bundan böyle 5 yılda bir olacağını ifade ederek, "Milletvekilleri seçiliyor, Meclise geliyor ve Mecliste hükümet kurulma çalışmaları başlıyor. Sonra bu hükümet güvenoyu için program hazırlıyor. Güvenoyu alıyor, almıyor zaman geçiyor. Sonra 6 ay tebrikler başlıyor ve kaldı 3,5 yıl. Son 6 ayı da vedalaşma ziyaretleri ve elde kalıyor 3 sene. 3 senede hangi işi tamamlayacaksınız? Bu bürokrasiyle, bu kırtasiyecilikle 3 senede bu projeleri nasıl bitireceksiniz?" diye konuştu.
Seçimde iki sandık kurulacağını ve bu değişikliğin en önemli getirisinin bu olduğunu, sandıklardan birinde cumhurbaşkanının, diğerinde de milletvekillerinin seçileceğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Birinde hükümet, birinde de Meclis seçiliyor. Yani Meclisi seçelim, başbakanın kim olduğu belli değil. Daha sonra Mecliste birtakım ayak oyunları hükümet kurulamıyor. Ülke zaman kaybediyor." değerlendirmesini yaptı.
Şu anda cumhurbaşkanının yüzde 50 artı bir oyla seçildiğini hatırlatan Yıldırım, "Yetkiyi veriyoruz ve 5 yıl boyunca 'Verdiğin sözleri yerine getir.' diyoruz." ifadesini kullandı.
Aynı zamanda Meclise de milletvekillerinin seçildiğini, onların da memleketin ihtiyacı olan kanunları çıkardıklarını ve hükümeti denetlediklerini aktaran Yıldırım, bu şekilde ülkede güçlü bir iktidar ve sürekli icraat olduğunu belirtti.
'Bakanlar Kurulu yok, Başbakanlık yok'
Anayasa değişikliği kanununun 8'nci maddesinin, cumhurbaşkanının görevleri ve yetkilerini içerdiğini ifade eden Yıldırım, cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler verildiği yönündeki eleştirilere de yanıt verdi. 1982 Anayasası'nın parlamenter sisteme göre yapıldığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı var, Meclis var, Meclisten çıkan hükümet var, Başbakan, Bakanlar Kurulu var. Anayasayı yazarken sıra 104'ncü, 105'nci maddeye geliyor. Cumhurbaşkanlığının yetkilerine, o zamanın paşaları Evren Paşa, Aldıkaçtı Hoca'ya diyor ki 'Sen burada parlamenter sistemin ne yetkisi varsa onu yaz' diyor. Zaten iş orada bozuluyor. İşin çivisinden çıkmasının kurgusu 82 Anayasası'dır.
Bir yandan parlamenter sistem düşüneceksiniz bir yandan da cumhurbaşkanına başkanlık yetkisi vereceksiniz. Sorumluluk sıfır, yok. Sadece vatana ihanetten suçlanabilir. Vatana ihanet diye bir suç var mı? Ceza mevzuatımızda olmayan bir suçtan suçlanabilir diye göstermelik bir madde konmuş onun dolması mümkün değil. Yetki gani, sorumluluk mafi. Böyle bir sistem bu sistemle biz nereye gideceğiz? Şimdi diyoruz ki, 'Yetkiler var ama sorumluluk da var.' Aynı yetkileri veriyoruz biraz daha fazla veriyoruz. Artık Bakanlar Kurulu yok, Başbakanlık yok, Başbakanın yetkileri de Cumhurbaşkanına devrediyoruz, yetkileri birleştiriyoruz. Bakanlar Kurulu kararı yerine, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi getiriyoruz. Değişiklik bu. Valileri, kaymakamları, büyükelçileri, müsteşarları, genel müdürleri, kurum başkanlarını bakanları atayacak, görevden de alacak. Şimdi de zaten böyle. Ne değişiyor?"
Anayasa değişikliği kanununun 9'ncu maddesinin cezai sorumluluk içerdiğini aktaran Yıldırım, cumhurbaşkanı, bakanların ve yardımcılarının artık her suçtan sorgulanabildiğini ve yargılanabildiğini belirterek, "Meclis eğer karar verirse yargılamak için gönderiyor. Bugünkü orandan daha düşük. Daha önce Meclisteki milletvekili sayısının yüzde 75 ile Yüce Divan'a gönderilirken, bugün yüzde 66'sının 'evet' kabul oyu ile gidebiliyor. Hani nerede bunun cumhurbaşkanı sorumsuz? Cumhurbaşkanı hem sorumlu hem de yetkili. Millete karşı sorumlu ve Meclise karşı sorumlu." ifadelerini kullandı.
'Meclis'i feshetme külliyen yalan'
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği kanununun en önemli maddesinin 11'nci madde olduğuna dikkati çekerek, muhalefet ve bazı uzmanların bu maddeye çok takıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanının Meclisi feshettiği yönünde eleştiriler bulunduğunu belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanını kim seçiyor? Millet seçiyor, Meclisi kim seçiyor? Onu da millet seçiyor aynı anda seçiyor. Bir kere feshetme diye bir şey yok bu külliyen yalan, koca bir yalan. Ne var? Seçimin yenilenmesi var. Seçimin yenilenmesi hakkı hem Cumhurbaşkanında var hem de Mecliste var. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilir, Meclis de seçim kararı alabilir."
'Bütün kanunlar elden geçecek'
Anayasa değişikliğini 16 Nisan'da halk oylamasına sunacaklarını anımsatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimize güveniyoruz, olumlu sonuçlanacak, 'evet' oylarıyla kabul edilecek. Şöyle bir tezvirat yapıyorlar. 'Efendim bu anayasa değişikliği kabul edilince otomatik olarak Tayyip Erdoğan yeni sisteme göre cumhurbaşkanı olacak.' Yok böyle bir şey. Bu da külliyen yalan. Bu anayasaya göre cumhurbaşkanı seçimi 2019'da. Yani önümüzdeki seçim yapılacak ve ondan sonra bu tamamıyla bu uygulanacak. Uygulanan iki tane madde var. Birisi cumhurbaşkanın partisiyle ilişiği tekrar kuruluyor, bu hemen yürürlüğe girecek, diğeri de Hakimler Savcılar Kurulunun yeni yapısına göre seçim yapılacak ve bu yürürlüğe girecek. Bunun dışındaki maddeler için bir hazırlık zamanı var. Bütün kanunlar elden geçecek hepsi yeni sisteme hazır hale gelecek, ondan sonra seçim yapılacak ve yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girecek. "
Muhabir: Sinan Uslu,Mümin Altaş,İlhan Toprak,Esin Işık,Duygu Yener,,Yıldız Aktaş,Melike Kınacı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.