Bahçeli: Erdoğan'ın tarihi ziyaretini tartışmaya açmak Türkiye’ye haksızlıktır
Ankara
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye-ABD arasındaki siyasi ilişkiler, stratejik bağlantılar, diplomatik temaslar ve müttefiklik bağlarının çok sarsıcı ve sancılı bir süreçten geçtiğini, iki ülke arasındaki soğukluk, gerginlik ve güvensizlik atmosferinin günden güne derinleşip genişlediğini belirtti.
ABD'nin Türkiye'ye hasbi ve dostane yaklaşmaması ve sürekli yaptırım tehdidiyle diyalogları zehirleme arayışını "mazur ve makul görülemez bir çarpıklık" olarak niteleyen Bahçeli, Türkiye'nin 67 yıldır NATO üyesi olduğunu anımsattı.
Bahçeli, Türkiye'nin 74 yıldır ABD ile yakın diyalog halinde olduğunu ancak bahsi uzun süredir yapılan dostluk ve müttefiklik hukukunun maalesef devamlı ülkemiz aleyhine geliştiğini, taviz ve geri adımın hep Türkiye'den beklendiğini vurguladı.
Türkiye ile ABD arasında adil, eşit ve hakkaniyete dayalı ittifak hukukunun yalnızca sözde kaldığını, üstelik Türk milletinin onur ve gururuyla pervasızca oynandığını ifade eden Bahçeli, şu görüşlerini paylaştı:
"Hiç şüphe yok ki muhatapları açısından Türkiye’nin dostluğu değerli, düşmanlığı ise çok tehlikelidir. Her seferinde Türkiye'ye hakaret dozajı artan tehditler savurmak, milli vakarımızı fütursuzca küçümseyip aşağılamaya heves etmek hiçbir devlet veya hükümet başkanının haddi olamayacaktır. Aksi bir davranışa tevessül eden aymazlar ve ahlaksızlar karşılarında Türk milletinin tamamını bulacaklardır."
Terörle mücadele
Devlet Bahçeli, ABD'nin, Türkiye'ye karşı terör örgütleriyle aynı cephenin içinde, aynı emel ve eylem kulvarının izinde olduğuna, ABD'nin rotasının terörizme açıldığına işaret etti.
Bahçeli, Türkiye'nin terörle mücadele sürecinde ABD'nin maksatlı ve mahsurlu engeller çıkarıp terör örgütleriyle al takke ver külah içinde olmasının ne hukuken ne vicdanen ne de insanlık değerleri bakımından hiçbir izah ve ifadesi bulunmadığını belirterek, Türkiye'nin milli güvenliği ve milli bekasını müdafaa etmek için haklı ve haysiyetli bir mücadelenin tarafı olduğunu kaydetti.
Sınır ötesinden gelen terör musibetinin kaynağında yok edilmesiyle birlikte teröristlerin etkisiz hale getirilme hedefinin Türkiye'nin takip ve tahkim ettiği milli stratejinin ara etapları olduğunu, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve hatta Pençe harekatlarının bütünüyle terör örgütlerinin hain ve hasmane emellerine karşı icra edildiğini vurgulayan Bahçeli, ülke içinde de Kıran operasyonlarıyla terörün belinin iyice kırıldığını belirtti.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"ABD'nin bilhassa Barış Pınarı Harekatı'nı durdurmak, terörle mücadelemizi söndürmek amacıyla tevessül ve teşebbüs etmediği karanlık yol ve yöntem neredeyse kalmamıştır. Türk milleti bu kapsamdaki küstahlıkları ibretle, nefretle not etmiştir. ABD Başkanı'nın PKK/YPG'yi kollayan, Mazlum Kobani kod isimli terörist başıyla müzakereyi dayatan, üslup ve seviyesi yerlerde sürünen 9 Ekim 2019 tarihli skandal mektubu eşi benzeri görülmemiş bir rezalet olarak milli hafızalara kazınmıştır. Türkiye'nin barış koridoru tasavvur ve teklifine karşı çıkıp, terör koridorunu canlı tutmak isteyen küresel muhasım odakların maskesi düşmüş, foyaları ortaya çıkmıştır. Cinayetlerin azmettiricileri, teröristlere yardım ve yataklık yapanlar meydandadır. Barış Pınarı Harekatı'yla yanlış hesap çok şükür kahraman vatan evlatlarının sinesine çarpıp dönmüştür. İnşa edilmek istenen terör koridoru milletimizin emsalsiz desteği, şehit ve gazilerimizin üstün mücadeleleri sayesinde baltalanmış ve dağıtılmıştır."
ABD'nin, terör örgütü YPG/PKK'yı alenen desteklediğini, on binlerce tır dolusu silah yardımıyla tarihin ve insanlığın neresinde durduğunu alçalarak gösterdiğini ifade eden Bahçeli, Orta Doğu'da istikrarsızlık ve kaos girdabının sürmesini hedefleyen ABD'nin, emperyal iştah ve izansızlıkla komplo üstüne komplo kurduğunu aktardı.
ABD askerleriyle PKK'lı teröristlerin petrol kuyularını gasp etmek için birlikte devriye turlarına çıktıklarına işaret eden Bahçeli, ABD'nin, terör örgütlerini açıktan kollamakla sözde Kürdistan, yani ikinci İsrail devletinin alt yapısını oluşturmaya taammüden azmettiğini, bu ihanete ayan beyan hizmet ederek, politikalarını buna göre belirlediğini anlattı.
Bahçeli, Türkiye'nin komşu ülkelerin huzurunu, barışını, güvenliğini, siyasi ve toprak bütünlüğünü gözetip bu amacın teminine gayret ederken, küresel güçlerin başta petrol olmak üzere stratejik çıkarları uğruna mazlumları katletmesi ve terör örgütlerine refakat etmesinin utanç verici bir ilkellik olarak belirdiğini vurguladı.
"Terör devleti kurma niyeti büyük yanlış olarak karşımızda"
ABD'nin YPG'li terörist başını "general" diye takdim edip muhatap almasının terörizme omuz ve onay vermekten başka anlam taşımayacağını ifade eden Bahçeli, tarihin bugünkü gibi maneviyat bunalımına, insani değerlerdeki aşınmaya, hukuk ve ahlak ihlallerine pek az tanıklık ettiğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin komşu coğrafyalarda barış ve istikrarı arzuladığını, özellikle Astana, Soçi, Cenevre süreçlerinin Suriye'de siyasi çözüm vasatının oluşturulması bakımından Türkiye'nin aktif ve samimi çabalarıyla gerçekleştiğini anımsattı.
Bahçeli, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"17 Ekim 2019'da ABD'yle, 22 Ekim 2019'da Rusya'yla yapılan mutabakatlar Türkiye'nin terörle mücadelesini teyit etmekle kalmamış, bunu da sözü geçen ülkelere kabul ettirmiştir. Ne var ki bölücü teröristlerin hala Barış Pınarı Harekat Bölgesi'nden çekilmedikleri, dahası tacizlerine devam ettikleri ortadadır. ABD'nin Suriye'nin doğu ve güneyindeki petrol sahalarına üşüşmesi, terör örgütlerine buralardan kaynak aktarıp iş birlikçi bazı Körfez ülkelerinin katkısıyla terör devleti kurma niyeti büyük bir yanlış olarak karşımızdadır."
Bozulan her oyundan sonra bir yenisinin kurulduğunu kaydeden Bahçeli, bölgesel gerçeklerin Suriye'nin fiilen bölünüp parçalanmaya çalışıldığının bariz ve kahredici bir işareti olduğunu, ABD'nin kontrollü istikrarsızlık ve kriz tetikçiliğiyle Irak ve Suriye'nin mahvına hizmet ettiğini belirtti.
Irak'ın 19 gündür çalkalandığını ve ülke genelinde şiddet olaylarının giderek tırmandığını, bugüne kadar da 300'ü aşkın insanın hayatını kaybettiğini, Hong Kong'un kaynadığını, Libya ve Lübnan'ın uçurumun kenarında ve Şili, Ekvator, Cezayir, İspanya, Fransa, Venezuela, Meksika'nın huzursuz ve bıçak sırtında olduğunu, Yemen, Somali, Sudan, Afganistan'ın ağır sorunlarla boğuştuğunu, Bolivya'da uzaktan kumandayla darbe gerçekleştiğini aktaran Bahçeli, dünya genelinde yeni ve çok vahim bir darbe mekaniğinin ekonomik eşitsizlik kılıfıyla, toplumsal memnuniyetsizlik kisvesiyle harekete geçirildiğini kaydetti.
"Türkiye tek yürektir"
Yeni dünya düzeninin kapılarının karmaşa ve kaos dönemine açıldığını, adaletsiz ve insafsız bu dünya düzeninin sürdürülemez aşamada olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye ise çok tehlikeli barbar senaryoların hedef ülkesidir. Türkiye'den bir Suriye veya Irak çıkaramayanlar, şayet Bolivya'yı Türkiye'ye taşımayı denerlerse bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini bir an olsun akıllarından çıkarmamaları hayatları ve hayırları adına elbette çok yararlı olacaktır. Bölgesel ve küresel gelişmelerin sarpa sarıp ülkemizin etrafındaki sinsi kuşatma serpilip sertleşmişken Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün ABD Başkanı Trump ile yapacağı tarihi görüşme daha anlamlı, daha önemli bir hale gelmiştir. Dileğimiz iki ülke arasındaki kronik sorunların köklü çözümlere kavuşturulmasıdır. Trump'ın mektup anarşisi, yaptırım resti, aba altında sopa gösterme densizliği pişkince ve bayağı şekilde sürmektedir. Temsilciler Meclisi'yle Senato'daki bir kısım Cumhuriyetçi Senatörün Türkiye'ye bakışları arızalı, şaşı ve mesafelidir. ABD yönetimi tutarsız, dengesiz, samimiyetsizdir. Şu hususu bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti tamamıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındadır. MHP cesaret ve inanmışlıkla Türkiye'nin tarihi hak ve çıkarlarının arkasındadır, Sayın Erdoğan'ın destekçisidir. ABD'deki zirve görüşmesinden çıkacak sonuç ne olursa olsun Türkiye tek yürektir. FETÖ/PKK/YPG/DEAŞ'ı önce projelendirip sonra da kiralık tetikçi olarak kullananlar Türk milletine boyun eğdiremeyecek, muazzam diriliş ve yükseliş ruhuna kara çalamayacaklardır. Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması içinde olanlar tercih ve seçimini yapmak durumundadır. Bilinmelidir ki, Sayın Cumhurbaşkanımız yalnız değildir. Türkiye çaresiz ve mahkum ülke değildir."
"Vatan ve millete tescilli ihanettir"
Emperyalizme beşinci kol faaliyetiyle hizmet eden taşeron CHP'nin ne dediğinin, hangi iftira ve isnatlarla Türkiye'nin kuyusunu kazmaya, elini zayıflatmaya çalıştığının hiçbir önemi bulunmadığını belirten Bahçeli, açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun siyasi esareti korkunç boyutlardadır. ABD'nin sesi, terör örgütlerinin nefesi, husumet cephesinin bekçisi gibi davranan CHP'nin kimlerle iş birliği içinde olduğu artık iyice bilinmektedir. Milyonlarca fidanın dikilmesinden rahatsız olan CHP'nin, orman yakan teröristlerle, ağaca kıyan şerefsizlerle, vatan evlatlarına kurşun sıkan hainlerle kol kola girmesi, siyasi hesap içinde olması ayıp ve ahlaksızlıktır. ABD'nin telkin ve tesiri altındaki iş birlikçi ve şımarık muhalefet anlayışının Türkiye'yi Bolivya şartlarına sürükleme, sokakları karıştırma, intihar vakalarından toplumsal infial üretme arayışı vatan ve millete tescilli ihanettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı görüşmeleri zaafa uğratmak, tarihi ziyareti tartışmaya açmak, hatta peşin yargılarla bir sonuç çıkmayacağını iddia etmek Türkiye'ye haksızlık ve hayasız ithamdır. Sahte kahramanların temel atmama törenleri düzenleyip ucube siyasi sapmanın içine gömüldükleri bugünkü ülke tablosunda kimin milli kimin gayri milli, kimin haktan ve halktan yana kimin husumet ve hıyanetten yana olduğu hepten gün yüzündedir. Atatürk istismarıyla yoğun bakımdan çıkmaya çalışanlar düştükleri fitne çukurunda başlarını dahi kaldırmayacaklardır."
"Türk milleti birdir, bütündür, cihana karşı tek yumruktur. Milli birlik ve dayanışma ruhumuz nice badireyi aşmamızda bize moral desteği sağlayacaktır." ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Zalimler mazlum yüreklerin atışıyla gerileyeceklerdir. Bugün duamız ABD'de bulunan Türk heyetiyle birliktedir. Çıkarcılar iş birliği yapsalar da hainler güç birliği içinde olsalar da Türk milleti alayına yetecek, yaptırım kozuyla gözümüzü korkutmaya gayret edenler muhakkak kaybedeceklerdir. Ne olursa olsun kazanan batıla karşı dikilen hakkın taraftarlarıdır. Türkiye'nin yolu doğru, yönü doğru, yüzü doğru, nitekim duruşu dosdoğrudur. İnanıyorum ki Cenab-ı Allah doğrunun yanında ve yardımcısıdır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.