Avusturya'nın tarihine yakışmadı

Avusturya'nın tarihine yakışmadı
 Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avusturya'da kabul edilen "İslam Yasası'na ilişkin, bunun Avusturya'ya ve Avusturya'nın tarihine yakışmadığını...


 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avusturya'da kabul edilen "İslam Yasası'na ilişkin, bunun Avusturya'ya ve Avusturya'nın tarihine yakışmadığını söyledi.

ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Avusturya'da kabul edilen "İslam Yasası'na ilişkin, bunun Avusturya'ya ve Avusturya'nın tarihine yakışmadığını, Avrupa hukuk müktesebatı açısından dikkate alındığında pek çok maddenin büyük sorunlar taşıdığını belirterek, "İnsan Hakları Mahkemesinden bu kanunun geri döneceğine inanıyorum" dedi.

Görmez, Diyanet ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında işbirliğini öngören protokol imza töreninin ardından gazetecilerin, "İslam Yasa Tasarısı"nın Avusturya Parlamentosu'nda kabul edilmesine ilişkin sorusunu yanıtladı.

Konuya ilişkin daha önce de beyanatının olduğunu anımsatan Görmez, "Her şeyden önce bu Avusturya'ya ve Avusturya'nın tarihine yakışmamıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Avusturya'nın, İslamiyeti 1912 yılında resmi olarak kabul ettiğini belirten Görmez, Avusturya'nın bu yönde müesseselerini geliştiren ve Avrupa'nın diğer ülkelerine de örneklik teşkil eden bir ülke olduğunu anlattı.

Görmez, son kararın, çok tartışmalı olarak gündeme geldiğine işaret ederek, düzenlemenin, Avusturya'da meydana gelen zorunlu bir ihtiyaçtan dolayı gündeme taşınmadığını vurguladı.

Kanunun, Avrupa'yı saran İslamofobi dalgasının, aşırı sağ ve radikalleşmenin meydana getirdiği olumsuz etkilerle gündeme geldiğini dile getiren Görmez, şöyle konuştu:

"Kanun her şeyden önce farklı din mensupları arasındaki rutin eşitliği ortadan kaldıran bir kanun... Sadece başbakanın etkisiyle 50-60 yıllık, 100 yıllık bir dini cemiyet ilgar edilebiliyor. Bilhassa üzerinde durulan en önemli hususlardan birisi de bugüne kadar 30-40 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığının Avusturya'da yaşayan vatandaşlarımıza götürdüğü din hizmetleri. Bu din hizmetlerini hem Avusturya'da hem Almanya'da, Avrupa'nın her tarafında Diyanet İşleri Başkanlığı, 40 yıldır orada kurulan, oradaki ülkelerin kanunlarıyla kurulan müesseselerle ortaklaşa işbirliği içerisinde yürütmektedir. Tarihine baktığımız zaman Diyanet İşleri Başkanlığı ile beraber yürütülen bu hizmetin o toplumlara olumsuz denilebilecek hiçbir maliyeti olmamıştır. Sadece barış içerisinde birlikte yaşama kültürünü, birlikte yaşama ahlakını, birlikte yaşama hukukunu güçlendirmiştir."

-"Büyük bir üzüntüyle izledim"

Görmez, özellikle dün Avusturya Meclisi'nde yapılan tartışmalarda, "İslam, Avusturya'nın parçasıdır, değildir" tartışmalarının yoğun olarak yaşanmasını çok büyük bir üzüntüyle izlediğini aktardı.

"Her şeyden önce Avrupa'da herhangi bir ülkenin üzerine düşen vazifeleri yapmak yerine, birlikte yaşama kültürünü güçlendirmek yerine Müslümanlara yönelik başlayan İslamofobi dalgasını bertaraf etmek yerine, entegrasyon ve güvenlik politikalarının bir parçası olarak her ülkenin oturup kendi İslamını üretmeye kalkışmasını kesinlikle beyhude bir çaba olarak değerlendiriyorum ve bunun doğru olmadığını düşünüyorum" ifadesini kullanan Görmez, evrensel din İslam'ın kaynağı, tarihi, esasları ve ilkelerinin belli olduğunu söyledi.

Her ülkenin kendine göre bir İslamı olamayacağını bildiren Görmez, "Bunlar devlet politikalarıyla üretilecek şeyler değildir. Bunlar ancak doğru bilgiyle ve dini özgürlüklerle geliştirebilir" dedi.

Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının, Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) ile yürüttükleri hizmetlerin, sadece Avusturya için değil Avrupa için de çok önemli olduğunu bildirdi.

-"Mutlaka aklıselimin egemen olacağını düşünüyorum"

Nitelikli birlikteliği oluşturmanın 3 yolu bulunduğunun altını çizen Görmez, şöyle devam etti:

"Biri, alabildiğine dini özgürlüklerin önünü açmaktır. İkincisi, din hizmetlerinin belli bir sistem içerisinde yürütülmesinin, cami ve mabet hizmetlerinin önünü açmaktır. Üçüncü ve önemli ayağı ise din eğitiminin en güzel şekilde önünü açmaktır. Yoksa bu tür kanunlarla, bu tür düzenlemelerle yüzyıllık hakları almak suretiyle sorunların çözülebileceğine inancım yoktur. Meclis'e girmeden önce çıkacağına inanmadığımı ifade ettim. Hala da bu inancımı koruyorum. Mutlaka aklıselimin egemen olacağını düşünüyorum. Kilise mensuplarının bu yasa tasarısına destek vermemiş olmasını doğrusu çok önemli buluyorum. Aynı şekilde bilhassa Avrupa hukuk müktesebatı açısından dikkate alındığında pek çok madde büyük sorunlar taşıyor. İnsan Hakları Mahkemesinden bu kanunun geri döneceğine inanıyorum."

-Avusturya'daki Müslümanlara çağrı

Görmez, Avusturya'da yaşayan bütün Müslümanlara "Bunu yüksek bir olgunlukla, büyük bir teenniyle karşılamaları, tepkilerini demokratik çerçevede, bilimsel olarak izah etmeleri" çağrısında bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.