Asya'nın Yükselen Güneşi
2012 yılında, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) tarafından Sezai Karakoç'a “Tarih, Kültür, Edebiyat ve Güzel Sanatlar Büyük Ödülü” verilmişti. Aldığı ödüller içinde bu ödüle ayrı bir değer veren Sezai Karakoç, Dışişleri Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı, ayrıca üç diplomat aracılığıyla EİT'ye bir mektup gönderdi. Ne var ki genel kurulda Sezai Karakoç'un mektubu okunmadı. Bu ilginç ödül olayını üstatla konuşma fırsatı bulmuştum; bu vesileyle anlatmak istiyorum.
Ödül olayını gündeme getirmemin nedeni şu: 1985 yılında Türkiye, İran ve Pakistan tarafından Tahran merkezli olarak kurulan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT)'ye, 1992 yılında Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan da katıldı. EİT'nin bu yılki toplantısı, Pakistan’ın başkenti İslamabad’da, bugün, 1 Mart 2017 Çarşamba günü başlayacak. Toplantıda Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil edecek. Sezai Karakoç, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın “Asya’nın yükselen güneşi” olarak gördüğünü açıklamıştı.
Sezai Karakoç, ilk sayısı 1960 yılının Nisan ayında yayımlanan Diriliş dergisinin bu ilk sayısından beri anlattığı ve liderliğini yaptığı Diriliş Görüşü ve Hareketi, tek kurtuluş program ve stratejisi olarak hakikat medeniyetini inşa yoluyla İslam Birliği’ni gerçekleştirmeyi savunmaktadır. İslam milletine tercüman olan Diriliş düşüncesi ve sanatı, yarım asrı aşkın bir süredir, Türkiye’de ve bütün bir İslam ülkesinde, aydınlar arasında, büyük bir heyecan yaratmakta, en sahih, en dinamik aksiyon olarak algılanmaktadır. Bu nedenle 30 yılda İslam milletinin göz bebeği ve umudu haline gelen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2012 yılında, Sezai Karakoç'a “Tarih, Kültür, Edebiyat ve Güzel Sanatlar Büyük Ödülü” vermiştir.
Sezai Karakoç, bu ödülü memnuniyetle karşılamış, onur duymuş ve bir de İstanbul’da, 11 Ekim 2012 tarihinde, Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı’na (EİT) hitaben teşekkür mektubu kaleme almıştır. İşte o mektup:
“12. Zirve Toplantısı Başkanlığı'na / BAKÜ;
Ortak coğrafya, ortak tarih, ortak kültür ve medeniyete sahip on müslüman ülkenin oluşturduğu Teşkilâtınız, benim gözümde, içinde bulunduğumuz yüzyılın ülkelerarası kuruluşlarının en önemlilerinden biri olarak önümüzde durmaktadır.
Kuruluş’un, tüm Müslüman ülkelerin muhtaç oldukları Büyük İslâm Birliği’nin ortaya çıkmasında başlıca temel taşlarından biri olacağı umudunu taşıyorum.
Bu sebeple, O’nun, yakın gelecekte, önümüzü aydınlatan, Asya’nın Yükselen Güneşi olması için, tarihî – sosyolojik her boyutta büyümesini ve gelişmesini can u gönülden temenni ediyorum.
Şahsım için lütufta bulunduğunuz Edebiyat Ödülü’nden dolayı teşekkürlerimi sunuyor, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de Bölgenin ve tüm İslâm Ülkelerinin dünya çapında büyük şairler, düşünürler, bilginler ve bilgeler çıkaracağından, bu alanlarda yapılacak faaliyetlerin ülkelerimize büyük katkılar yapacağından ve tüm İnsanlığa unutulmaz eserler kazandıracağından kuşku duymuyorum.
Zirve Toplantınızın başarılı geçmesini, Teşkilâtın büyük ilerlemeler kaydetmesini, ve bu yolda gayret sarfeden Ülke Liderlerine, Teşkilât yetkili ve görevlilerine, Zirve’ye katkıda bulunan tüm ülke yetkili ve görevlilerine ve tüm İSLÂM MİLLETİ mensubu kardeşlerime, selâmlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı gönderirken, sağlık, esenlik ve mutluluklar diliyorum.
A. SEZAİ KARAKOÇ
Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı
İstanbul, 11 Ekim 2012”
Mektupta görüldüğü gibi, Sezai Karakoç, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı “Asya’nın yükselen güneşi” olarak görmektedir. Teşkilatın önemi, Avrasya İslam Birliği’ni sağlamış olmasından gelmektedir. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Türkiye, İran ve Pakistan arasında birliği sağlamakla kalmamış, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ı da saflarına katarak Avrasya İslam Birliği’ni gerçekleştirmiştir. EİT canlanır ve bir ağırlık kazanırsa Arap Birliği de canlanma gösterecektir. Bu iki birlik, İslam İşbirliği Teşkilatını da harekete geçirebilecektir.
Bugün Türkiye ve İran, gerek Batı baskısını üstlerinden atabilmek için gerekse İslam ülkesinin sorunlarının çözmek için EİT’yi aktif hale getirme imkanını ellerinde bulundurmaktadır; NATO çapında bir askeri paktla, İslam milletinin elinde bulunan Körfez, Hazar, Karadeniz, Doğu ve Güney Akdeniz EİT’yle çok rahat savunabilinir. EİT, Irak ve Suriye sorunlarının çözümünde de öncülük edebilir. Türkiye ve İran, rusya’nın safında vakit kaybetmemeli, bir an önce askeri boyut ekleyerek EİT’yi canlandırmalıdır. Önemi de bu potansiyeli taşımasından gelmektedir.
Sezai Karakoç, cevap mektubunun Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Kurulu’nda okunmasını istiyordu. Çünkü mektup, teşkilatın ruhuna dokunacaktı; sorumluluk ve idealinden bahsediyordu. Bu amaçla T.C: Dışişleri Bakanlığı’na “Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcısı” olan, elçi N. Gökçen Kaya’ya da ayrıca bir mektup yazdı.
“Dışişleri Bakanlığı / ANKARA;
16 Ekim 2012 tarihindeki Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı (EİT) 12. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi marjında dağıtılması öngörülen EİT Ödülleri kapsamında, “Tarih, Kültür, Edebiyat ve Güzel Sanatlar” alanında, “Edebiyat” alt dalında şahsıma verilmesi uygun görülen ödül dolayısıyla lütfettiğiniz tebrike teşekkürlerimi sunar, daha önce telefonla tarafıma bildirildiğinde belirttiğim gibi, Ödül Töreni’ne katılamayacağımdan, mümkünse, ödülü, adıma Dışişleri Bakanlığı ya da Kalkınma Bakanlığı üst düzey bir yetkilisinin alması, ödülün nakdî kısmının da, yine Örgütün kültür faaliyetlerinde sarf edilmek üzere alıkonulması ricamın iletilmesini istirham ederim.
Bu konuda, yazılarına cevap olarak, Kalkınma Bakanlığı’na da bilgi verilmiştir.
Zirve Toplantısı’na, Teşekkür Mesajı’mın ulaştırılacağı tabiidir.
Saygılarımla. İstanbul, 11 Ekim 2012”
Bu mektupta Sezai Karakoç, yüce gönüllülükle, ödül için teşkilata teşekkür ediyor, katılamayacağını bildiriyor; adına Dışişleri Bakanlığı ya da Kalkınma Bakanlığı üst düzey bir yetkilisinin almasını rica ediyor ve para ödülünün de teşkilatın “kültür faaliyetlerinde sarf edilmek üzere alıkonulması”nı talep ediyor. Ayrıca Sezai Karakoç, Cevdet Yılmaz üzerinden Kalkınma Bakanlığı’na da bir mektup yazmıştır:
“Kalkınma Bakanı / ANKARA;
2012 Yılı Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı (EİT) Edebiyat Ödülü’nün tarafıma tevcih buyurulması sebebiyle lütfettiğiniz tebriklerinize teşekkürlerimi sunarım.
16 Ekim 2012 tarihinde Bakü’de gerçekleştirilecek (EİT) Zirve Toplantısına teşekkür mesajımı iletmekle beraber, Ödül Töreni’ne katılmam mümkün olamayacaktır. Zat-ı Âlileri’nin de muvafık bulduğu gibi, Bakanlığınızın ya da Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey bir yetkilisinin ödülü adıma almasını, Bakanlık yetkilisi zâtın, adıma ödülü alırken, ödülün nakdî kısmının yine Örgütün kültür işlerine sarfedilmesi için alıkonulması isteğimi belirtmesini istirham eder, sağlık, iyilik ve mutluluklar dilerim. Selâm ve saygılarımla.”
Bu iki mektubun dışında Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı’nın 2012 yılındaki Bakü Toplantısı’na katılan üç diplomatı da devreye sokmuştu, mektubun genel kurulda okutulmasını istediğinden. Ne var ki ricası yerine getirilirken, mektubu okunmadı. Verilen cevap ilginçtir: “Mektup, kayıta alınmıştır. Selamlar.” Sezai Karakoç’un Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı’na yazdığı mektup o andan itibaren tarihi belge niteliğine bürünmüştür artık. Mektup niçin genel kurulda okunmadı? Makul cevap şu olsa gerek: Mektup okunursa, uluslararası olay haline gelir ve bu dünya güçlerinin dikkatini çeker.
Zirvede, Avrasya coğrafyasının önemli ekonomik iş birliği mekanizmalarından olan EİT'in gelecek 10 yıla yönelik perspektifini ortaya koyacak kapsamlı kararlar alınması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün, İslamabad’da EİT'nin genel kurulunda bir konuşma yapacak; konuşmanın etkili olacağından eminim. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu diğer dokuz devletin yetkilileriyle temaslarda bulunacak, başarılı olmasını diliyorum.
İslam milletinin asıl beklentisi, Türkiye, İran ve Pakistan’ın bu fırsatı iyi değerlendirmesi, diğer yedi devletin de desteğini alarak Avrasya İslam Birliği’ni temsilen EİT’nin bölgede ağırlığını koyması, Asya’nın güneşi olarak yükselmesidir.
Mustafa Yürekli
Ulu Kanal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.