ASKON Başkanı Recep Çalışkan'ın 15 Temmuz Demokrasi Ve Milli Birlik Günü Mesajı
Ülke tarihimize bir karabasan gibi çöken, paslı bir çivi gibi çakılan, kanlı ve bir o kadar da travmatik 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü bugün. Ülkemizin bekasına kasteden bu isyan hareketi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmek ve yönetimi kendi arzuladıkları bir dünya çerçevesinde biçimlemek isteyenlerin kanlı bir gece yarısı harekâtıyla insanlarımızın üzerine bir karabasan gibi çöktü.
O gece, devletin kendilerine sunduğu imkânlarla palazlanan, bürokraside ve askeriyede yuvalanan, türlü rantları kullanarak büyüyen ve büyütülenlerin devleti nasıl ele geçirmeye çalışacaklarının acı bir dersi olarak demokrasi tarihimizde yerini aldı. Maalesef, bu acı ders, yüzlerce insanımızın şehadeti ve binlerce insanımızın yaralanıp gazi ünvanı aldıkları kanlı bir süreç olarak tarihsel hafızamıza kazındı.
15 Temmuz; dost kim, düşman kim, bunu hepimizin iyi bilmesi gerektiğini anlattı. Amerika’yla, Batı’yla, dış mihraklarla dost olunamayacağını bir kez daha ispat etti. Zalimle işbirliğinin, zalimle her türlü ortaklığın sonunda bize karşı sinsi bir plan olarak, hain bir darbe girişimi olarak döneceğini ortaya koydu. Milli ve yerli olmanın bu milletin kurtuluşu olduğunu yazdı. İman ve inancın ne denli büyük bir hazine olduğunu bize yeniden hatırlattı. Ilımlı İslam projesi ve dinler arası diyalog’ un küresel sinsi bir proje olduğunu haykırdı. 15 Temmuz; bize kendiniz olun, özünüze dönün... Batı’nın değil, kendi tarihimizin yörüngesinde kalmamızın mesajını verdi.
Batı açıktan toplumumuzun, ahlaki ve manevi değerlerini de erozyona uğratmaya başladı. Dinsizliği, ahlaksızlığı yaygınlaştırarak, manevi değerlerimizi hedef alıp şuursuz bir nesil yetiştirmek istiyor. Müslümanlar olarak bu tür oyunlara aldırış etmeden 15 Temmuz’da ülkemize sahip çıktığımız gibi Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız ve uyanık olmalıyız.
İnsanlarımızın üzerine tankları, topları, makineli silahları çeviren bu darbeci anlayışı halkımız, atalarının yaptığı gibi Kuvay-ı Milliye ruhuyla geri püskürtmüştür, Ömer Halisdemir gibi göğsünü kurşunlara siper eden kahraman Mehmetçiklerimizin demir iradesi, tankların önüne kendisini atan, kurşunlara karşı duran halkımızın sokaklarda, caddelerde bu darbeci anlayışa dur diyebilmesi, ülkemizin silahla imtihanının kazanılmasını sağladı. Netice itibariyle “Milletin”in dediği olmuştur. “15 Temmuz, ihanet şebekelerine rağmen, bu milletin sahip olduğu tankı, topu, tüfeği değil, asıl gücünün inançlı ve imanlı gençliğidir." Tarihi söz ile iman ateşini hiçbir zaman söndürülemeyeceğini bir kez daha göstermiştir”.
15 Temmuz darbesinin yıl dönümünde demokrasimizin kazandığı bu cepheyi kesinlikle unutmamak, insanlarımızın hafızasında diri tutmak, Ülkemizin bekasına kastedenlere bir daha geçit vermemek adına tarihe çok önemli bir “Zafer” olarak not düşmeliyiz.
Bu uğurda Hak mücadelesi veren, milli duygularla vatanını can siperane savunan yediden yetmişe herkesten Allah razı olsun… Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.