Asım Yapıcı: “Dur, sakinleş, kendine gel” sözleri saçma geliyordu insanlara..
“Dur, sakinleş, kendine gel” sözleri saçma geliyordu insanlara...
Korona Günlerinde İçsel Gezintiler 4
Geleneksel dünyada hayat durgun su gibi belli bir üslup içinde yavaş yavaş yaşanırdı.
Modern dünyada hayat hızlanmaya, yaşamın sükun, huzur ve anlam üstüne kurulu üslubu ve ahengi kaybolmaya başladı. Dışsal motivasyonlu bir hayattı bu. Ritim kişinin kendisinden değil gelişen teknolojiden kaynaklıydı.
- Evde kal, iç dünyana in, ruhsal zenginliklerini keşfet.
- Ev bir mesken midir yoksa otel mi?
- Evde özgür müyüz acaba ?
- “Dur, sakinleş, kendine gel” sözleri saçma geliyordu insanlara...
Postmodern dünyada daha da arttı bu hız. Hep koşturmaca, hep birşeylere yetişme telaşı sardı benliğimizi. Çılgınlar gibi hep kendi dışımızda hazzı arayan korkunç bir girdabın içinde bocalamaya başladık. Hızımız azalsa sanki hayat sona erecek, varoluş anlamsızlaşacaktı. Dijital ortamlara, sanal ilişkilere, elektronik göçmenliğe mahkum olduk.
Görünürde halimizden memnunduk.
Gerçeğin ne olduğunu, varlığın hakikatini sorgulamak anlamsızdı.
“Dur, sakinleş, kendine gel” sözleri saçma geliyordu insanlara. Yaşamın haz ve hızından yorulanlar ise dini temeli zayıf maneviyat ve ezoterik uygulamadan medet ummaya başladı.
Şimdi gerek evde olanlar gerek evde olduğu halde evde olmayanlar/olamayanlar gerekse eve sığamayanlar “dur, sakinleş ve kendine gel” öğretisini farklı şekillerde yorumlayacaklardır.
Sahi “durmak, sakinleşmek ve kendine gelmek” ne demek?
Dinlerin, felsefenin ve varoluşçu yaklaşımdan beslenen psikolojisi akımlarının feryadını Korona virüsü duydu mu acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.