Arzumuz Kıbrıs'ta çözüm yılı olması

Arzumuz Kıbrıs'ta çözüm yılı olması
  Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Arzumuz, 2015 yılının Kıbrıs'ta çözüm yılı olması. Bu konuda da Türkiye ile KKTC arasında hiç bir görüş...

 

 

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Arzumuz, 2015 yılının Kıbrıs'ta çözüm yılı olması. Bu konuda da Türkiye ile KKTC arasında hiç bir görüş ayrılığı yok" dedi.

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2015'in Kıbrıs'ta çözüm yılı olması için çaba sarf ettiklerini belirterek, uluslararası topluma KKTC üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması ve bu konudaki haksızlıklara son verilmesi çağrısında bulundu.

Bakan Çavuşoğlu ve KKTC'li mevkidaşı Özdil Nami, Bakanlıkta yaptıkları baş başa ve heyetler arası görüşmeler sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Nami'nin Ankara'ya gelmeden önce Londra'da olduğunu ve orada önemli temaslarda  bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, yaptıkları görüşmede, 14 Ocak'ta Lefkoşa'daki görüşmelerinde gündeme gelen konuların takibini yaptıklarını söyledi.

Türkiye'nin her zaman KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bizim arzumuz 2015 yılının Kıbrıs'ta çözüm yılı olması. Bunun için samimi gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Bu konuda da Türkiye ile KKTC arasında hiç bir görüş ayrılığı yok. KKTC içinde de cumhurbaşkanından hükümete ve muhalefete kadar bir uyum var. Tüm siyasi partiler arasında adeta bir konsensus var" diye konuştu.

Rum kesiminin samimi bir şekilde müzakere masasına dönmesini arzuladıklarını ifade eden Çavuşoğlu, hep birlikte bu yılı çözüm ve müzakere yılı yapmak istediklerini dile getirdi.

"Maaselef Rum kesimi çeşitli bahanelerle bu samimiyet testinden bu güne kadar geçemedi ve müzakerelerden çekildi" diyen Çavuşoğlu şöyle devam etti:

"Ortada bir tablo var. Bir tarafta Annan Planı'nı destekleyen ve aynı şekilde bugüne kadarki yakınlaşmaları kabul eden ve de şimdi hala masada olan KKTC, diğer tarafta da maalesef Annan Planı'na hayır diyen, yakınlaşmaları bile bugün kabul etmek istemeyen ve masada olmayan Rum kesimi. Bu konuda da dünyanın bakışı, özellikle Avrupa'nın ve Birleşmiş Milletler'in bakışı da nettir. Bizim dünyaya da çağrımız şudur: Artık KKTC üzerindeki kısıtlamaları kaldırmamız lazım. Bu haksızlıklara son vermemiz lazım."

KKTC'nin uluslararası alanda görünürlüğünün artırılması ve KKTC'ye yönelik kısıtlamaların kaldırılması konusunda KKTC ile koordineli bir şekilde çalıştıklarının ifade eden Çavuşoğlu, KKTC Dışişleri Bakanı Nami'nin Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni ile bir araya gelecek olmasından ve Katar'da da önemli görüşmeler yapacak olmasından büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

KKTC'nin İİT'nin yanı sıra diğer uluslararası örgütlere de üye olmasını arzu ettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, bu konudaki çalışmaları en üst düzeyde devam ettirdiklerini dile getirdi.

Doğu Akdeniz'deki doğalgaz ve petrol rezervleri konusunda Türkiye ve KKTC'nin ortak bir anlayışa sahip olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, tek taraflı sondaj çalışmalarına karşı olduklarını, KKTC halkının haklarını garanti altına alacak her türlü girişimi de desteklediklerini vurguladı.

"Bu konuda çok samimi ve yapıcı önerilerimiz oldu ama bugüne kadar o önerilerimiz maalesef askıda kaldı" diyen Çavuşoğlu, KKTC halkının hakkının korunması için her zaman KKTC ve halkının yanında olacaklarını ve söz konusu gelişmelerden dolayı mağdur olmalarına izin vermedikleri gibi, bundan sonra da izin vermeyeceklerinin altını çizdi.

KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami ise KKTC'nin haklı mücadelesinde Türkiye'nin verdiği desteğin hayati önem taşıdığını dile getirdi.

Zor koşullar altında çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Nami, "Şu anda müzakere masasını terk etmiş bir Rum liderle karşı karşıyayız. Kendisinin müzakere masasına, ön şart koymadan geri dönmesi için çalışmalarımızı her gün yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz. Ancak bu sorumluluğun sadece Türk tarafına yüklenmesi doğru değildir" dedi.

Kıbrıs konusunun uluslararası boyutları olduğunun bilindiğine işaret eden Nami, şunları söyledi:

"Bu konuda uluslararası camianın da artık daha yakın ilgi göstermesi ve Rum lidere gereken telkinleri daha da fazla gecikmeden yapması gerektiğini düşünüyoruz ve bu çağrıyı kendilerine iletiyoruz. Bu süreç içerisinde çözümsüzlüğün faturasının Kıbrıslı Türklere çıkarılmasının artık durdurulması gerektiğini söylüyoruz. İzolasyonların kaldırılması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bu yönde de çok ciddi çalışmalarımız var. Eğer dünya verdiği bu taahhütleri, aldığı bu kararları hayata geçirirse o zaman Kıbrıs Rum liderinin müzakere masasına geri dönmesi için somut adımları onlar da atmış olacaklardır."

Kıbrıs sorunu konusunda üzerlerine düşen sorumlulukları ve bugüne kadar Kıbrıslı Türklere verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri yönünde dünyaya çağrıda bulunan Nami, "Bunu yaparlarsa bizim de çözüm irademizin ne kadar güçlü olduğu ortada. O zaman 2015 yılının kapsamlı bir çözüm yılı olmaması için ortada hiç bir neden kalmaz" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Nami, Kıbrıs Rum kesiminin hakimiyetçi bir zihniyetle, başta doğalgaz konusu olmak üzere AB ve diğer unsurları çözümü kolaylaştıracak değil de müzakere masasında taraflardan birinin diğeri aleyhine kullanacağı bir koz olarak görmeye devam etmesi ve dünyanın buna göz yumması durumunda, 2015'in kaçırılmış bir fırsat yılı olarak tarihte yerini alacağını söyledi. Nami, "Arzumuz bu değil. Arzumuz gerek doğalgaz konusunun, gerek AB'nin gerekse diğer tüm konuların kapsamlı çözüme hizmet edecek şekilde kullanılmasıdır" ifadesini kullandı.

- "Mücadeleye devam edilecek"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'de eğitilen ve donatılan muhalif gruplara ilişkin, "Hem DAEŞ ve diğer terör örgütleriyle, hem de rejim unsurlarıyla mücadele edecekler" dedi.

Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Türkiye ve ABD arasında imzalanan Suriyeli muhaliflere yönelik eğit-donat programı mutabakatında, muhaliflerin kiminle savaşacağına ilişkin soru üzerine, eğitilen ve donatılan muhalif grupların hem terör örgütleriyle hem de rejim unsurlarıyla mücadele edeceğini söyledi.

Eğit-donat programı konusunda ABD ile imzalanan mutabakat belgesi konusunda detaylı bilgiler verdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'de eğitilen ve donatılan muhalif grupların, dünyada 114 ülkenin tanıdığı Suriye Ulusal Koalisyonu'na bağlı gruplar olduğunu hatırlattı.

"Kendilerine tehdit unsuru olan herkesle mücadele edecekler" diyen Çavuşoğlu, "Bir tarafta DAEŞ ve diğer terör örgütleri, diğer tarafta da 200 binden fazla insanı öldüren ve Halep'e de sürekli saldırılar yaparak sivil insanları öldürmeye devam eden rejim unsurları vardır. Bu kişiler hem DAEŞ ve diğer terör örgütleriyle, hem de rejim unsurlarıyla mücadele edecekler" ifadesini kullandı.

Çin'den alınacak füze savunma sisteminin NATO'ya entegre edilmesine dair soruya cevaben Çavuşoğlu, Savunma Bakanlığı ve Savunma Müsteşarlığı'nın süreci takip edeceğini, atılacak adımların ve alınacak kararların değerlendirmesini birlikte yapacaklarını ifade etti.

- "Kıbrıs'ta tüm siyasi partiler arasında ortak bir akıl oluştu"

KKTC Dışişleri Bakanı Nami, Rum tarafının tavrını Kıbrıs müzakerelerinin geleceği açısından nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya cevaben, Kıbrıs Türk tarafında özellikle 11 Şubat 2014 anlaşmasıyla birlikte tüm siyasi partilerin arasında ortak bir akıl oluştuğunu söyledi.

Mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerin 11 Şubat 2014 belgesinde tarif edilen şekilde, iki bölgeli, iki toplumlu, iki kurucu devletli siyasi eşitliğe dayanan federal bir çözüm için bir vizyon birlikteliği bulunduğunu ve bunun çok güçlü bir şekilde sürekli ifade edildiğini söyleyen Nami, şöyle devam etti:

"Rum tarafında bugün toplanan ulusal konseyin 11 Şubat 2014 belgesine atıf yapamaması, 'iki toplumlu iki bölgeli federal bir çözüm' ifadesini dahi kullanamaması son derece anlamlıdır ve endişe vericidir. Özellikle uluslararası camianın dikkatli bir şekilde not etmesi gerekir. Eğer Rum tarafının üzerinde gereken telkinleri yapmakta imtina ederlerse ve bir takım unsurları, doğalgaz, AB üyeliği gibi kozları Rum tarafının tekelinde bırakan, kapsamlı çözüme hizmet etmeyen tek yanlı kozlar olarak kullanılmasına yol açan unsurlar olarak gündemde tutarlarsa, Rum tarafının çözüm iradesi gittikçe daha da zayıflayacaktır. Biz bundan endişe ediyoruz. Rum tarafındaki çözüm iradesinin mutlaka aklın gerektirdiği yola gelmesi, uluslararası caminanın da oradaki gelişmeleri not edip gerekeni yapması lazım."

Doğalgaz konusunda Güney Kıbrıs Rum kesiminin yaptığı anlaşmaların sorulması üzerine Nami, doğalgaz ve hidrokarbon konusunun kapsamlı çözümü destekleyen bir unsur olarak kullanılması gerektiğini söyledi. Tüm uluslararası camianın da bu doğrultuda görüşlerini dile getirdiğini kaydeden Nami, "Rum tarafı ısrarla Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını gözardı ederek, tek yanlı adımlar atmaya devam etmektedir" diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkınının meşru hak ve çıkarlarını korumakla ilgili herhangi bir tereddüte girmeyeceklerini belirten Nami, "Kıbrıslı Türkler bugüne kadar bu konuda hiç şüpheye yer vermeyecek net iradelerini ortaya koymuşlardır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin de verdiği güçlü destekle Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya devam edeceğiz" diyen Nami, Kıbrıs Rum yönetiminin hiçbir şekilde Kıbrıslı Türkleri temsil etme yeteneği olmadığını vurguladı.

Kıbrıslı Türklere de ait olan bu haklar konusunda tek yanlı adım atılmayan daha yapıcı bir dönem görmek istediklerini ifade eden Nami, şunları ekledi:

"Bu konu yüzünden kapsamlı müzakere masasından kalkan Rum liderinin tavırlarında ısrarcı olması, elbette yapıcı bir tavır olarak algılanamaz. İleriki dönemde Kıbrıslı Türkleri hiçbir şekilde temsil etme yeteneği olmayan Kıbrıs Rum yönetiminin, bizlere de ait olan bu konularda tek yanlı adım atmayacağı, daha yapıcı bir dönem görmek istiyoruz. Bizim arzumuz budur."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.