Alan'ın suçsuzluğuna itimat ediyoruz

Alan'ın suçsuzluğuna itimat ediyoruz
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye olan İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın suçsuzluğuna, komploya...

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye olan İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettiklerini belirtti.

 

 

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye olan İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettiklerini belirterek, "Çok şükür son tahliyelerden sonra hasretimiz dinmiş, eksiğimiz tamamlanmış, grubumuz değerli üyesine kavuşmuştur" dedi.

 

MHP TBMM Grup Toplantısı, Anayasa Mahkemesi'nin Balyoz Davası'na ilişkin "hak ihlali" kararının ardından tahliye edilen İstanbul Milletvekili Engin Alan'ın da katılımıyla yapıldı. Genel Başkan Bahçeli, grup toplantısının yapıldığı salona Alan ile birlikte girdi. Partililer, Bahçeli ve Alan'ı uzun süre alkışladı. Partililer, Alan'a, "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratı yaptı.

 

Bahçeli, konuşmasına 21. Dönem MHP İstanbul Milletvekili ve eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu'nun vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.

 

Son yarım asırlık sürede demokrasinin, siyasetin ve milli iradenin farklı aralıklarla silahların gölgesinde kaldığını belirten Bahçeli, her darbenin sosyal ve ekonomik gerilemeyi hızlandırdığını, Türkiye'nin uluslararası iddia ve itibarını aşındırdığını söyledi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin topluma korku enjekte ettiğini, orduyu sürekli töhmet altında bıraktığını savunan Bahçeli, "Darbe ne kadar tehlikeli, ne kadar gayri meşru bir hareket tarzıysa sözde darbe davaları icat edip siyaseti terbiye, devlet kurumlarını ve TSK?yı dizayn emeli taşımak bir o kadar tehlikelidir. 28 Şubat?ın ürünü ve doğal bir sonucu olan Recep Tayyip Erdoğan, içi boş ve samimiyetsiz demokrasi söylemleriyle, darbelere karşı muvazaalı tutumuyla yıllardır huzursuzluk kaynağı haline gelmiştir" diye konuştu.

 

Bahçeli, 12 Eylül darbesine ilişkin davanın yerel mahkemede geçen hafta sonuçlandığını, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın müebbet hapse mahkum edildiklerini anımsatarak, "Cezalar kesinleşmese de çıkan netice bizleri nispeten memnun etmiştir" dedi.

 

 

 

- "Sadece iki yaşlı darbeciye güç gösterisi akıl karı değil"

 

 

 

Dava sürecinin siyasi istismar malzemesi yapıldığını, 12 Eylül ile hesaplaşma gayesi gütmediğini her zaman vurguladıklarını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu:

 

"Aslında hukuken bile tartışmalı olan bir soruşturma ve kovuşturma neticesinde birisi 89, diğeri 97 yaşında olan iki darbeci generalin cezalandırılmasıyla 12 Eylül aklanmayacak, temize çıkmayacaktır. Algısı kapanmış Kenan Evren ile yataktan çıkamayan Tahsin Şahinkaya?nın müebbet hapse mahkum olmasını '12 Eylül ile hesaplaşmak' şeklinde yorumlamak çok ucuz, çok sorunlu ve çok temelsiz bir yaklaşımdır. Kuşku yok ki bu iki darbeci general, 12 Eylül 1980?den sonra yapılan zulümlerin, kötü muamelelerin elebaşları arasındadır. Fakat 12 Eylül darbesini sorgulayacaksak, darbecilerin yakasından tutacaksak, sadece iki yaşlı darbeciye güç gösterisi yapmanın akıl karı olmadığını da bilmemiz gerekmektedir. 12 Eylül 1980?den sonra çıkarılan yasaları, alınan kararları, ülke yönetiminde bulunan kişi ya da kişileri ne yapacağız, nereye koyacağız? 34 yıldır süren, 34 yıldır devlet ve toplum hayatının en ücra köşelerine kadar sinen 12 Eylül düzenini, hak kayıplarını, mağduriyetleri nasıl yorumlayacağız? Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya?yı cezalandırınca geçmişin acıları bir çırpıda dinecek, çekilen çileler bir anda sıfırlanacak mıdır?

 

Milliyetçi ülkücü hareket 12 Eylül?ün en ağır, en olumsuz şartlarına maruz kalmış, her anlamda kayba uğramıştır. Suçsuz günahsız 9 ülküdaşımızı idam sehpasına çıkaranlardan, boğazlarına 12 Eylül urganını bağlayanlardan, çırpına çırpına şehit olmalarını tebessümle izleyen alçaklardan ezelden ebede kadar alacaklıyız, davacıyız. İman ediyoruz ki bu hesap değil bu dünyada, Mahkeme-i Kübra?ya kalsa bile görülecektir.

 

Sayın Başbakan, milliyetçi ülkücü hareket senin ayak oyunlarına, senaryolarına, tuzaklarına, kandırmalarına karşı şerbetli ve deneyimlidir. Yürümekten dahi aciz iki yaşlı insanın yargılanmasıyla 12 Eylül?ün kara defteri kapanmaz, diyeti ödenmez."

 

Devlet Bahçeli, 12 Eylül'ün hem öncesinde hem sonrasında feleğin çemberinden geçtiklerini, şehitler verdiklerini ama taviz vermediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan'dan 12 Eylül ile ilgili öğrenecekleri hiçbir şey olmadığını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

 

"Şu hayret edilecek işe bakınız ki şimdilerde Recep Tayyip Erdoğan bize 12 Eylül?le ilgili ahkam kesmekte, 12 Eylül?le ilgili parmak sallamaktadır. Sayın Erdoğan sen ki Kenan Evren?in ve 12 Eylül cuntasının kucağında pışpışlanan, muhtıralardan süt emen, demokrasi karşıtı cepheden gıdalanan, 12 yıldır Türkiye?ye kan ağlatan bildik bir despotsun. Sen 12 Eylül?ü bırak da, 28 Şubat?ın, 27 Nisan?ın derdine ve peşine düş.

 

1980?den 34 yıl sonra darbeciler şeklen cezalandırılıyorsa, yıllar alsa da, on yıllar geçse de bir gün gelecek 17-25 Aralık?tan dolayı Başbakan adaletin önüne çıkacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Başbakan, Pınarhisar?daki üç beş ayını bile mumla arayacaktır. Bu bizim için siyasi namus meselesidir."

 

 

 

- "Darbe davaları birer birer çöktü"

 

 

 

Hükümetin "vesayeti sonlandırıyorum, statükoyu bitiriyorum" diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri?ni hedef aldığını savunan Bahçeli, sözde darbe davalarıyla suçlu suçsuz ayrımına gidilmeden Türk askerinin darbeci gösterildiğini söyledi.

 

Türkiye?nin yakın tarihinin siyasallaşmış, bağımsızlığını yitirmiş, objektifliğini elden çıkarmış yargı operasyonlarından geçilmediğini ifade eden Bahçeli, "Haksızlık, adaletsizlik ve usulsüzlük AKP ile derinleşmiş ve genelleşmiştir" dedi.

 

Bahçeli, gelinen aşamada darbe davalarının birer birer çöktüğünü öne sürerek, "En son olarak Balyoz Davası, AKP?nin başında paralanmış, başında patlamıştır. Biz göre, Peygamber Ocağı?nın mensuplarına camileri bombalama hazırlığı yapıp darbe şartları oluşturdukları iddiasında bulunmak, iftiraların en şerefsizi olarak tarihe geçmiştir" diye konuştu.

 

Balyoz Davası'nda yüzlerce kişinin ceza aldığını anımsatan Bahçeli, "AKP?nin suflörlüğünde hukuku linç eden, haklı-haksız gözetmeden, önüne gelene yağmur gibi ceza yağdıran görevli hakim ve savcılar tarihe kara bir leke olarak geçmişlerdir. Özel yetkili mahkemeler efendilerinden aldıkları emirlerle suçlu-suçsuz dinlemeden Türk askerini cezaevine koymuştur" dedi.

 

Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla yıllardır tutuklu olan muvazzaf ve emekli askerlerin özgürlüklerine kavuştuğunu anlatan Bahçeli, "İnsan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan sözde hukukçular ne zaman hak ettikleri yaptırımla tanışacaklardır? Yüzlerce askerimizin kaybolan ve esaret altında geçen yıllarının hesabını kim verecektir?Cezaevlerinde vefat edenleri kim geri getirebilecektir? Ailelerin dramını, yıllarca akan gözyaşlarını, her gün büyüyen özlemlerini Başbakan Erdoğan ve kol kola TSK?ya kumpas kurduğu ahlaksızlar nasıl telafi edecektir?" diye konuştu.

 

Başbakan Erdoğan'ın tahliyeleri içine sindiremediğini, benimseyemediğini ve kabullenemediğini söyleyen Bahçeli, Erdoğan'ın, "2010 referandumunda 'evet' oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi?" ifadesinin şuursuz bir soru olduğunu öne sürdü. Bahçeli, "Madem durum böyledir, Erdoğan 13 Aralık 2002?de kendisi için özel olarak yapılan anayasa değişikliği olmasaydı, milletvekili, dolayısıyla Başbakan olamayacağını da tutarlılık gereği kabullenmek zorundadır. Önünü açan, yasağını kaldıran, daha doğrusu başımıza bela eden anayasa değişikliğini hiç hatırlamayan bu zihniyet, sıra bireysel başvuru hakkından yararlanan mağdurlara gelince mi 'bize dua edin, bize minnet duyun' demek istemektedir?" dedi.

 

 

 

- Alan, salonu bozkurt işaretiyle selamladı

 

 

 

Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye olan herkesin sevincini içtenlikle paylaştıklarını vurgulayan Bahçeli, 12 Haziran 2011 genel seçiminde İstanbul milletvekili seçilen Engin Alan'ın cezaevinde olmasına değinerek, şöyle konuştu:

 

"Aklımızın bir köşesinde o tarihlerde aramızda olmayan çok değerli bir arkadaşımız bulunuyordu. Kendisi hedef seçilmiş, terörle mücadeledeki üstün başarı ve gayretleri birilerini aşırı derecede rahatsız etmiş, kıvrandırmıştı. Bizler hep birlikte sabrettik. Adaletin tecelli edeceğine ve bu ülkede hala şerefli hukuk insanlarının bulunduğuna inandık. ?Hükümlü ve hükmü kesinleşmiş milletvekillerini? konu edinen kanun teklifleriyle PKK?lıları affetme kurnazlıklarına aldanmadık, bu oyuna düşmedik. Hassasiyetlerimizi kullanmak ve çarpıtmak isteyenlere aldırış etmedik, vakarımızdan milim de olsa ayrılmadık. Biz AKP?ye rağmen, Başbakan?a rağmen doğrunun, haklının ve masumiyetin kazanacağına hep güvendik. 18 yıl ceza almış arkadaşımızın suçsuzluğuna, komploya kurban gittiğine yürekten itimat ettik."

 

Başbakan Erdoğan'ın, "Bu ülkenin başbakanı, bir anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkması gerekir. Kalkmadığı anda da tabii bedelini öder, o ayrı mesele. Zaten de bedeli ödedi. Ama şimdi bakın gideceği yeri o da buldu" dediğini anımsatan Bahçeli, "Sayın Başbakan, bizler bedeli ödeme konusunda sırayı savdık. Ancak bedel ödeme sırası sana geçtiğinden adaletin karşısında ayakta uzun uzun dikileceğin günler çok yakındır" diye konuştu.

 

TBMM Grup toplantılarını üç yıldır bir milletvekilinden yoksun yaptıklarını anlatan Bahçeli, "Çok şükür, son tahliyelerden sonra hasretimiz dinmiş, eksiğimiz tamamlanmış, grubumuz değerli üyesine kavuşmuştur. Bu duygularla, zor ve zahmetli olsa da, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan?a huzurlarınızda geçmiş olsun dileklerimle birlikte 'aramıza hoş geldiniz' diyorum" dedi.

 

Bahçeli'nin bu sözleri üzerine ayağa kalkan Engin Alan, salonu bozkurt işareti yaparak selamladı.

 

Bahçeli, Alan'ın bugün edeceği milletvekili yemininin de hayırlı olmasını temenni etti, Alan'a başarılar diledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.