AK Parti Sözcüsü Çelik "Genç Kürsü" programında konuştu..
AK Parti Sözcüsü Çelik "Genç Kürsü" programında konuştu:
- "Geçmişte 2'nci Dünya Savaşı öncesinde Yahudi sorununu çözmeyen, makul bir yaklaşım sergilemeyen Avrupa'nın gerçek bir Avrupa olmayacağı görüşülüyordu. Şimdi onun yerine İslam düşmanlığı geçti. Bu konuda makul bir yaklaşım ortaya koymayan bir Avrupa'nın herhangi bir şekilde güçlü, büyük bir siyasi güç olarak yoluna devam etmesi mümkün değil"
- "Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı bir terör örgütüyle yan yana getirmek gibi bir yaklaşım, hiçbir demokratik zihniyetle bağdaşmaz. O sebeple bu konularda sık sık uyarıda bulunuyoruz, 'eski vesayet zihniyetini yeniden canlandırmaya çalışıyor bu CHP' diye. Çok sayıda demokrasi sözcüğü kullanıyorlar, şekilci bir biçimde kullanıyorlar ama eski zihniyetin hala devam ettiği görülüyor"
- "(İlker Başbuğ'un açıklamaları) Bugünlerde eski bir Genelkurmay başkanı da konuşuyor ya sanki Türkiye bugünlere güllük gülistanlık bir tarihi süreçten gelmiş gibi. Askeri bürokratlar maalesef çok fazla siyasi beyanat vermeyi seviyorlardı. Bugünlerde çok konuşan kişi de siyasete karışmayı çok seven bir kişiydi. O sebeple zaten belli suçlarda asker kişilerin dünyadaki örneklerine uygun şekilde sivil mahkemelerde yargılanmasından son derece rahatsızlık duyuyor"
ADANA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Geçmişte 2'nci Dünya Savaşı öncesinde Yahudi sorununu çözmeyen, makul bir yaklaşım sergilemeyen Avrupa'nın gerçek bir Avrupa olmayacağı görüşülüyordu. Şimdi onun yerine İslam düşmanlığı geçti. Bu konuda makul bir yaklaşım ortaya koymayan bir Avrupa'nın herhangi bir şekilde güçlü, büyük bir siyasi güç olarak yoluna devam etmesi mümkün değil." dedi.
Çelik, partisinin İl Gençlik Kollarınca Yüreğir Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Genç Kürsü" programında katılımcıların sorularını cevapladı.
Yemeklerden "şırdan mı paça mı?" sorusuna "paça" yanıtı veren Ömer Çelik, "Adana dürüm mü Adana servis mi?" sorusuna ise "dürüm" cevabını verdi.
Çelik, en fazla kullandığı cep telefonu uygulamasının mecburen Twitter olduğunu, mecbur olmaması halinde en çok kitap okuma sitelerini kullanmayı tercih edeceğini belirtti.
Ömer Çelik, AB süreci konusundaki bir soru üzerine, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin bir devlet politikası olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bir Asya, Akdeniz, Orta Doğu devleti olduğu kadar güçlü bir Avrupa devleti olduğunu da ifade eden Çelik, "Türkiye'nin bir Avrupa devleti olması tartışılmaz bir gerçektir. Avrupa'nın sınırları Türkiye'den başlar ama maalesef orada çok uzun zaman boyunca bir ön yargı çerçevesinde unsurlar meydana geldi, engel unsurlar meydana getirildi." diye konuştu.
"AB sürecini biz Avrupalıların çıkarına olsun diye yapmıyoruz. Kendi insanımızın çıkarına bunları bir süreç olarak yürütüyoruz." diyen Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Şu anda gelinen noktada bir tıkanma söz konusu ama Avrupa'nın kendi içerisinde bir tıkanma var zaten. Brexit sürecini görüyorsunuz, İngiltere ayrıldı. Avrupa'nın içinde tartışmalar var. Maalesef bir vizyon ortaya koyamadıkları için Avrupa'nın çeşitli yerlerinde aşırı sağcılar, ırkçılar, İslam düşmanları yükseliyor. Ben sık sık söylüyorum; Orta Doğu için DEAŞ neyse, Avrupa için aşırı sağ odur, ırkçılık odur, İslam düşmanlığı odur. Geçmişte 2'nci Dünya Savaşı öncesinde Yahudi sorununu çözmeyen, makul bir yaklaşım sergilemeyen Avrupa'nın gerçek bir Avrupa olmayacağı görüşülüyordu. Şimdi onun yerine İslam düşmanlığı geçti. Bu konuda makul bir yaklaşım ortaya koymayan bir Avrupa'nın herhangi bir şekilde güçlü, büyük bir siyasi güç olarak yoluna devam etmesi mümkün değil. Giderek bir Hristiyan Kulübü'ne doğru bir kayış söz konusu ama tabii ekonomik ilişkilerimiz çok önemli. İthalat ihracat açısından Avrupa çok önemli, dolayısıyla biz AB standartları konusunda tüm bu ön yargılara rağmen kendi insanımızın çıkarları için bu süreçleri sürdüreceğiz."
- CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
Çelik, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pakistan ziyareti sırasında Mecliste konuşması alkışlanırken, kendi ülkesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun haksız ithamlarına maruz kalıyor. Bu konuda yorumunuz nedir?" sorusu üzerine, herkesin kendisine yakışanı yapacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı'nın gittiği her yerde hem şahsına, hem Cumhurbaşkanlığına gösterilen saygı gereği ayakta karşılandığını ve ayakta uğurlandığını ifade eden Ömer Çelik, şunları söyledi:
"Bir tek Meclise girdiği zaman biliyorsunuz CHP ve HDP gibi partiler gereken saygıyı gösterme noktasında kendilerine yakışan biçimde çirkin bir davranışta bulunuyorlar. Burada başka bir durumla karşı karşıyayız. Mesele sadece siyasi eleştiri olsa, demokrasiler eleştiri rejimleridir. Muhalefet sadece demokrasilerde olur. Bunlar meşrudur. Fakat onun yerine son zamanlarda yaptıkları gibi Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nı bir terör örgütüyle yan yana getirmek gibi bir yaklaşım hiçbir demokratik zihniyetle bağdaşmaz. O sebeple bu konularda sık sık uyarıda bulunuyoruz, 'eski vesayet zihniyetini yeniden canlandırmaya çalışıyor bu CHP' diye. Çok sayıda demokrasi sözcüğü kullanıyorlar, şekilci bir biçimde kullanıyorlar ama eski zihniyetin hala devam ettiği görülüyor."
- İlker Başbuğ'un açıklamaları
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birçok siyasi krizde dirayetli yaklaşımına şahit olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı'nın 27 Nisan e-Muhtırasında benzer şekilde davranışını gördüğünü anlatan Ömer Çelik, şunları söyledi:
"Bugünlerde eski bir Genelkurmay başkanı da konuşuyor ya sanki Türkiye bugünlere güllük gülistanlık bir tarihi süreçten gelmiş gibi. Askeri bürokratlar maalesef çok fazla siyasi beyanat vermeyi seviyorlardı. Bugünlerde çok konuşan kişi de siyasete karışmayı çok seven bir kişiydi. O sebeple zaten belli suçlarda asker kişilerin dünyadaki örneklerine uygun şekilde sivil mahkemelerde yargılanmasından son derece rahatsızlık duyuyor. Bu şahıs da belli bir kuruma verilen kadrolarla ilgili, katsayı düzenlemesiyle ilgili beyanat vermeyi çok severdi."
- İdlib'deki gelişmeler
İdlib'de Türkiye'nin yürüttüğü çalışmalar da sorulan Çelik, gözlem noktalarını güçlendirmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
TSK'nin orada terörle mücadele için bulunduğunu ifade eden Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Burada ne işimiz var deniliyor. Eğer biz bu 30 kilometrelik harekat alanı oluşturmuş olmasaydık Barış Pınarı Harekatıyla, sınırlarımızın içerisine terör örgütleri bombalar, füzeler atıyordu. Bu derinliğin sağlanması bizim milli güvenliğimizin korunması açısından son derece elzemdir. Eğer biz bu şekilde alan derinliğini elde etmeseydik, o zaman terör örgütleriyle kendi sınırlarımızın içinde karşılaşmak durumunda kalacaktık. İkincisi, 3,5 milyona yakın mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz. Tarih boyunca olduğu gibi ölümden kaçan, bizim güvencemizi isteyen insanlara tabii ki kucağımızı açıyoruz. Her zaman onlarla beraberiz. O insanların hiçbir şekilde ölüme terk edilmesine müsaade etmeyiz ama Türkiye'nin kaldıracağı yükün de bir sınırı var. İkinci bir göç dalgasının engellenmesi bakımından da bu son derece önemlidir. Dolayısıyla tahkimatımızı devam ettiriyoruz. Operasyon dediğiniz şey zaten bütün bu çerçeve içinde gözlem noktalarımıza yapılan saldırılara en güçlü karşılığın verileceği söylendi, o zaten yapılıyor. Onun dışında terörle mücadeleyle ilgili oradaki başta bir takım radikal unsurlarla olmak üzere onların temizlenmesiyle ilgili operasyonlara da devam ediliyor."
Çelik, programın sonunda yapılan müzik dinletisinde duygulu anlar yaşadı. Daha sonra günün anısına hediye verilen Ömer Çelik, gençlerle selfie de çekti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.