AK Parti Karaisalı ve Aladağ İlçe Kongreleri..
Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var"
- "Avrupa'da şimdi siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar. En üste Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı koyuyorlar. En üstte Erdoğan düşmanlığı var. Onu kaldırınca altında Türkiye düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca altından İslam düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca esasında altından bir Nazi kafası çıkıyor. Bunlar esasında AB değerlerine de demokrasiye de insan haklarına da insana ait olan her güzelliğe karşı kimseler"
- "Dünyada İslam düşmanlığına, antisemitizme, ırkçılığa ve faşizme karşı bir seferberlik başlatmalıyız. Aksi takdirde masum insanların daha çok acı çekeceği, masum insanların daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağı bir tablonun Avrupa'da ve yakın çevremizde ortaya çıkması kaçınılmazdır"
ADANA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Halkın değerleri ile barışık bir siyaset güttüğün zaman Türkiye'de otoriterleşme var, Türkiye'de muhafazakarlaşma var diyorlar. Hayır. Türkiye'de otoriterleşme yok, Türkiye'de muhafazakarlaşma yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var." dedi.
Bakan Çelik, partisinin Karaisalı Belediyesi Düğün Salonu'nda düzenlenen ilçe kongresinde, Karaisalı'nın sadece AK Parti'nin kalesi değil aynı zamanda aynı AK Parti gibi bir dünya markası olarak Türkiye'deki milli birlik ve beraberliğin, kardeşçe yaşamanın, ülkenin önemli meseleleri hakkında nasıl birlik beraberlik içerisinde olunacağının bir örneği olduğunu söyledi.
Bakan Çelik, son zamanlarda dünyanın bir çok yerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı, Türkiye'ye karşı bir karşıtlık, düşmanlık oluşturulduğunun görüldüğünü belirterek şöyle devam etti:
"AB, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bir siyasi değerler birliği olarak ortaya çıktıktan sonra maalesef son yıllarda bu siyasi değerler birliğini tehdit eden aşırı sağcı, ırkçı, faşist, Nazi türü akımlar çeşitli Avrupa ülkelerinde yükselmeye başladı. Bunların en büyük hedefi Türkiye. Çünkü bunlar insanların kafasındaki demokratik değerleri tahrip etmek için, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı ve Cumhurbaşkanımıza bir düşmanlık geliştiriyorlar. Geçmişte Avrupa'yı 2. Dünya Savaşı'na götüren ve insanlığın çok büyük felaketler yaşamasına yol açan zihniyet de budur. Bu zihniyet esasında kendisinden başkasının hayat hakkı olmadığını, kendisinden başkasının herhangi bir şekilde barışa, refaha ve birarada yaşamaya hakkı olmadığını düşünür. Müslümanlara dönük de özel bir düşmanlıkları vardır. Yıllardır Müslümanlarla demokrasinin birarada yaşayamayacağını, İslam kültürü ile demokrasinin birarada var olamayacağını söylerlerdi. O zamana kadar İslam ülkelerine en çok vaat ettikleri, en çok tavsiye ettikleri, telkin ettikleri şey 'geleneğenizle bağınızı koparın, geçmişinizle bağınızı koparın ve geçmişinden kopuk, köksüz, tarihsiz, tarifsiz topluluklar haline gelin'. Uzun yıllar bunun acılarını biz Türkiye'de yaşadık."
- "Demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz"
Siyasetçilerin halkın iradesine halkın değerlerine dayanan bir devlet anlayışını ne zaman inşa etmeye çalışsa hemen arkasından darbe süreci geldiğini aktaran Çelik, bu köksüz, tarihsiz ve tarifsiz devlet ve toplum anlayışı oluşturmak üzere ortaya çıkanların darbe yoluyla halkın iradesini gasbetiklerini belirtti.
Bunların esas amaçların halkın değerlerine uygun bir devlet düzeni, bir hükümet düzeni olmaması olduğunu vurgulayan Çelik, "İşte AK Parti'yi biricik yapan AK Parti'yi çok kıymetli yapan şeylerden bir tanesi de budur. Halkın değerleri ile devlet düzeninin barıştırmış olması. Millet ve devleti barıştırmış olması. Millet ve devlet arasındaki kavgaya son vermiş olması. Bu olduğu içindir ki Türkiye'de müthiş ekonomik başarılara imza atıyoruz, demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz." ifadesini kullandı.
- "Türkiye'de otoriterleşme yok"
Bakan Çelik, AK Parti'nin kuruluşuna değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti ne demekti? Birincisi hangi görüşten olursa olsun vatandaşlarımız arasında bir kavga, çatışma olmayacak. Herkes birinci sınıf yurttaş olarak bu ülkenin onurlu saygın vatandaşları olarak kendi kimliğini örf adetini ananesini değerlerini yaşayacak. Dolayısıyla herhangi bir vatandaşımızın birbiriyle meselesi olmayacak. Herhangi bir vatandaşımızın ait olduğu kimliğin bir başkası tarafından baskıya uğraması, dışlanması, ötekileştirilmesi söz konusu olmayacak. Bir diğer meselede şuydu, devlet kendi milletiyle kavgalı olmayacak. Devlet kendi milletinin kendi halkının değerleriyle kavgalı olmayacak, devlet halkın değerleri ile barışık olacak, devlet bu milletin hizmetkarı olacak. Devlet bu milletin patronu olmayacaktı. Devlet hükümet milletin talimatıyla yönetilecek. Onun içindir ki AK Parti kadroları seçimden seçime milletin sesine kulak veren kadrolar değildir. AK Parti kadroları seçime giderken milletin sesini dinleyip kulak verip iktidara geldikten sonra ona sırt dönen kadrolar değildir. Esas imtihan iktidara geldikten sonra başlar."
Çelik, 27 Nisan bildirisine karşı çıktıkları için o bildirinin bir muhtıra olmayıp kağıt parçası haline geldiğini ifade ederek "Dolayısıyla esas mesele budur. Halkın iradesine dayanan devlet, halkın iradesine dayanan hükümet sizin iradenize saygı duyan siyasetçiler, sizin sesiniz ve soluğunuzla hayatiyetini sürdüren siyaset, Türkiye'nin geleceğini, demokrasisini, ekonomisini büyüttü Türkiye'yi dünyada söz sahibi yaptı. Şimdi karşı karşıya olduklarımız bizden ne istiyorlar. Halkın değerleri ile barışık bir siyaset güttüğün zaman 'Türkiye'de otoriterleşme var, Türkiye'de muhafazakarlaşma var' diyorlar. Hayır. Türkiye'de otoriterleşme yok, Türkiye'de muhafazakarlaşma yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar"
FETÖ darbe girişimden sonra çok zor koşullar içerisinde terörle başarılı bir mücadele verdiklerini, özgürlük güvenlik dengesini, demokrasiyi, hukuk devletini korumaya çalıştıklarını anlatan Çelik, şunları söyledi:
"Avrupa'da şimdi siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar. En üste Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı koyuyorlar. En üstte Erdoğan düşmanlığı var. Onu kaldırınca altında Türkiye düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca altından İslam düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca esasında altından bir Nazi kafası çıkıyor. Bunlar esasında AB değerlerine de demokrasiye de insan haklarına da insana ait olan her güzelliğe karşı kimseler. Çok uzun zamandır merkez sağ ve soldaki siyasetçilere söyledik. 'Türkiye düşmanlığına prim vermeyin bundan siz kazanmazsınız, Türkiye ile işbirliği yapan kazanır. Türkiye'yi dışlayan kaybeder'. Sonuçta ne oldu? İngiltere'deki Brexit referandumu zamanında bu yapıldı. Bunu yapanlar Türkiye düşmanlığı yapanlar kaybettiler. Bakın Hollanda'da aynı şey yapıldı hala hükümet kurulabilmiş değil. 250 güne yaklaştı hükümet kuramadılar."
Çelik, en son Almanya'yı seçimlerle ilgili uyardıklarına işaret ederek "Dedik ki 'Türkiye karşıtlığı yapmayın, İslam düşmanlığına prim vermeyin. Bu aşırı sağcılara, ırkçılara, faşistlere prim vermeyin. Bunların yörüngesinde konuşmayın. Türkiye'nin büyük, saygın bir devlet olduğunu, tarih boyunca güçlü bir Avrupa devleti ve 100 yıllık güçlü bir Avrupa demokrasisi olduğunu unutmayın'. Fakat bu sözlerimiz, uyarılarımız dikkate alınmadı sonuçta ne oldu merkez sağdaki ve merkez soldaki partiler oy kaybetti. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa aşırı sağcı, ırkçı bir parti meclise girdi ve bu partinin milletvekillerinin üçte birinin Nazi bağlantısı olduğu açık bir şekilde görülüyor. Bu tabii bütün dünya için büyük bir tehdit." ifadesini kullandı.
- "Faşizme karşı bir seferberlik başlatmalıyız"
Avrupa'nın ve bölgenin geleceğiyle yakından ilgilenmek durumunda olduklarına dikkati çeken Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Niye? Avrupa'da milyonlarca soydaşımız var, yurttaşımız var. Onları bu faşistlerin, bu ırkçıların insafına terkedemeyiz. Avrupa'nın ekonomi çevreleri ile çok yakın ilişkimiz var. Dolayısıyla bu yakın ilişkileri sürdürmek durumundayız. Türkiye'nin milli çıkarları için bunu devam ettirmek durumundayız ve bunu güçlü bir şekilde devam etireceğiz. Aynı zamanda önümüzde büyük bir mücadele var. Bütün dünyada İslam düşmanlığına karşı Türkiye düşmanlığına karşı dünyadaki demokrat özgürlükçü çevrelerle ittifaklarımızı arttırıp, beraberce mücadele etmeliyiz. Dünyada İslam düşmanlığına, antisemitizme, ırkçılığa ve faşizme karşı bir seferberlik başlatmalıyız. Aksi takdirde masum insanların daha çok acı çekeceği, masum insanların daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağı bir tablonun Avrupa'da ve yakın çevremizde ortaya çıkması kaçınılmazdır."
AK Parti Karaisalı İlçe Kongresi
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik:
- "Kuzey Irak'ta alınan referandum kararının baştan beri yanlış olduğunu ve bunun kimseye fayda getirmeyeceğini söylüyoruz. Bazıları diyor ki buna hakları yok mu? Şöyle düşünün her mezhep grubunun, her etnik grubunun Ortadoğu'da bir devlet ilan ettiğini düşünün, bu şu demektir, o bölgenin çocuklarının binbir yıllar boyunca, yüzyıllar boyunca savaşın, faciaların içerisinde ve felaketlerin içerisinde yaşaması demektir"
- "Asıl biz şunu söylüyoruz asıl bu referandum kararını alanlar Kürtlere en büyük düşmanlığı yapıyorlar. Dolayısıyla 'biz Kürtlerin iyiliği için bu kararı aldık' diyenler, Kürtlere, Türkmenlere, Araplara yeni felaketlerin kapısını açıyorlar. İşte biz buna karşı duruyoruz. Bu basiretsiz, ferasetsiz siyasi kararlara karşı duruyoruz"
- "Bangladeş hükümeti orada bir ada tahsis edecek. Arakanlı Müslümanların iskanı için. Başbakanımız, başbakan yardımcılarımız, diğer arkadaşlarımız, TİKA yetkilileri yakın zamanda o adayı ziyaret edecekler. Diyecekler ki korkmayın Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti sizin yanınızdadır, burada kamplar kuracağız, sizin yanınızda olacağız, sizi ölümden kurtaracağız"
ADANA (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Kuzey Irak'ta alınan referandum kararının baştan beri yanlış olduğunu ve bunun kimseye fayda getirmeyeceğini söylüyoruz. Bazıları diyor ki buna hakları yok mu? Şöyle düşünün her mezhep grubunun, her etnik grubunun Ortadoğu'da bir devlet ilan ettiğini düşünün, bu şu demektir, o bölgenin çocuklarının binbir yıllar boyunca, yüzyıllar boyunca savaşın, faciaların içerisinde ve felaketlerin içerisinde yaşaması demektir." dedi.
Çelik, partisinin Karaisalı Belediyesi Düğün Salonu'nda düzenlenen ilçe kongresinde, mezheplere göre, etnik gruplara göre bölünmüş coğrafyalarda hiç kimsenin kazanmadığını, sadece o coğrafyanın masum halklarının kaybettiği tabloların ortaya çıktığını söyledi.
Kuzey Irak'taki gayrimeşru referandum kararına değinen Çelik, şöyle devam etti:
"Kuzey Irak'ta alınan referandum kararının baştan beri yanlış olduğunu ve bunun kimseye fayda getirmeyeceğini söylüyoruz. Bazıları diyor ki buna hakları yok mu? Şöyle düşünün her mezhep grubunun, her etnik grubunun Ortadoğu'da bir devlet ilan ettiğini düşünün, bu şu demektir, o bölgenin çocuklarının binbir yıllar boyunca, yüzyıllar boyunca savaşın, faciaların içerisinde ve felaketlerin içerisinde yaşaması demektir. Birtakım liderler, siyasi gruplar kendi beceriksizliklerini örtmek için, kendi siyasi ikballerini garanti altına almak için yine bölge haklarını felakete götürecek birtakım kararlar alıyorlar. Bu ayrılıkçı kararların hiç kimseye faydası yoktur. Yine uyarıyoruz Karaisalı'daki hemşehrilerimin bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum, Türkmenler ve Kerkük'le ilgili Kerkük'ün Kuzey Irak referandumunun içerisine katılması zaten yanlış olan referandum kararının ikinci bir faciaya dönüşmesi demektir. Hiç kimse bölgedeki Kürtlere, Türkmenlere, Araplara, kardeşimiz olan haklara felaket getirecek bu tip radikal kararlar almasın. Hiç kimse Kerkük'ün yanlız olduğunu düşünmesin. Hiç kimse Türkmenlerin sahipsiz olduğunu düşünmesin. Hiç kimse, fiili durum yaratarak oradaki hakların kazanımlarına, istikbaline ipotek koymaya kalkmasın."
- "Yeni felaketerin kapısını açıyorlar"
Çelik, kendilerine "Siz, Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz" denildiğini belirterek "Kürtler, Araplar, Türkler, Türkmenler hepsi kardeştir. Bu coğrafyada hepimiz kardeşiz. Hepimiz iç içe yaşıyoruz. Asıl size şunu söyleyeyim, biz Kuzey Irak'taki kardeşlerimiz, Türkmenler, Kürtler, Araplar refah, barış içerisinde yaşasın diye Türkiye Cumhuriyeti onlara çok büyük yardımlar yapmıştır. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde, cumhurbaşkanlığı döneminde ne kadar büyük engellerle mücadele edilerek, ne kadar büyük zorluklar aşılarak o bölgede daha çok refah olması için o bölgede barış içerisinde yaşanması için Türkiye'nin ne büyük fedakarlıklar yaptığının şahididir." ifadesini kullandı.
"Asıl biz şunu söylüyoruz, asıl bu referandum kararını alanlar Kürtlere en büyük düşmanlığı yapıyorlar." diyen Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla biz Kürtlerin iyiliği için bu kararı aldık diyenler, Kürtlere, Türkmenlere, Araplara yeni felaketlerin kapısını açıyorlar. İşte biz buna karşı duruyoruz. Bu basiretsiz, ferasetsiz siyasi kararlara karşı duruyoruz. Bir de tutuyorlar oradaki durumu daha da kaşıyacak şekilde, radikalleştirecek şekilde Kerkük'ü referandumun içerisine katmaya kalkıyorlar. Bunlar tarih, coğrafya bilmiyorlar, kafalarını kuma gömmüşler, sadece birtakım etraftaki gelişmelerin, geçici gelişmelerin rüzgarına kapılarak bölgede fiili durum oluşturabiliceklerini zannediyorlar. Ama Türkiye Cumhureyeti büyük devlettir, Türkiye Cumhuriyeti bölgenin bütün haklarına, hangi etnik gruptan olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun kardeş gözüyle bakmaktadır. Onların onurlu, barış içerisinde ve saygın bir geleceğe sahip olması için elinden geleni yapacaktır, elinden geleni yapmaya devam edecektir. Kuşkusuz barış istiyoruz, kuşkusuz birlikte yaşama iradesinin güçlenmesini istiyoruz, kuşkusuz bölge için refah istiyoruz, bunu sabote etmek isteyenlere de kuşkusuz gereken cevabı verecek güçteyiz, gereken cevabı verecek tarihi tecrübeye, bilgiye sahibiz."
- "AK Parti güçleniyor"
Çelik, bütün bir Avrupa'da aşırı sağ ve aşırı akımlar yükselirken bir tek Türkiye'de sürekli olarak iktidarda olmasına rağmen AK Parti sayesinde merkezin, siyasetin merkezinin güçlendiğini dile getirdi.
Kuralın "iktidardaki parti yıpranır, muhalefetteki pari güçlenir" şeklinde olduğunu vurgulayan Çelik, "Siyasetin genel geçer sayılan bu kuralını AK Parti bozdu, darmadağın etti. AK Parti iktidarda olmasına rağmen hem kendisi güçleniyor hem siyasetin merkezini güçlendiriyor. Ana muhalefet partisi ise muhalefette olmasına rağmen hem gücünü kaybediyor hem de giderek siyasetin merkezinden siyasetin uçlarına doğru başlayan yürüyüşünü hızlı bir şekilde sürdürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çelik, Türkiye'nin en büyük kazançlarından, hazinelerinden birisinin AK Parti sayesinde siyasi merkezin güçlü bir şekilde yoluna devam etmesi olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
"Bunun sırrı halka dayanan siyaset, bu salonlardan devlete yansıyan siyaset. Bu salonlardan, birliktelikten, bu sokaklardan hükümeti inşa eden ve devleti yöneten bir siyaset anlayışının ortada olması, Türkiye'nin en büyük gücü, kaynağıdır. Her birimizin tek tek gücü Somali'ye gidip de bir kardeşimize ekmek vermeye yetmez. ama biz bu salonlarda bu gücümüzü, birlikteliğimizi koruduğumuz için Türkiye Cumhuriyeti sizler adına, sizlerin sayesinde, sizlerin talimatıyla Somali'yi giderek oradaki mazlum kardeşlerimize ekmek, su bulamayan kardeşlerimize Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerinin selamını götürerek ekmek, su, kardeşlik, barış götürüyor."
- Arakanlı Müslümanlar
Arakan'daki Müslümanların yaşadığı acılara değinen Çelik, "Hepimizin içi yanıyor. Diyoruz ki kalksam da gitsem şu Arakan'a, bir kadeşimin koluna girsem, onu ölümden kurtaran bu yürüyüşe eşlik etsem. Ama hiçbirimizin böyle bir imkanı yok. Tek tek yapmak istesek hiçbirimizin böyle bir imkanı yok. Ama siz bu imkanı yaratıyorsunuz. Bu salonlarda bir araya geliyorsunuz, Türkiye'deki siyasi merkezi inşa etmek için AK Parti'yi birinci yapıyorsunuz. Bu sayede güçlü hükümetler, istikrarlı AK Parti hükümetleri sayesinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kudretini artırıyorsunuz. Şimdi ne oluyor, Cumhurbaşkanımızın eşi, iki bakanımız, arkadaşlarımız gittiler Arakan'a. Arakanlı Müslümanların acılarını paylaştılar." diye konuştu.
Bakan Çelik, Bangladeş hükümetiyle anlaşıldığını aktararak şöyle konuştu:
"Bangladeş hükümeti orada bir ada tahsis edecek. Arakanlı Müslümanların iskanı için. Başbakanımız, başbakan yardımcılarımız, diğer arkadaşlarımız, TİKA yetkilileri yakın zamanda o adayı ziyaret edecekler. Diyecekler ki korkmayın Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti sizin yanınızdadır, burada kamplar kuracağız, sizin yanınızda olacağız, sizi ölümden kurtaracağız. İşte tek tek yapamayacağımızı bir araya geldiğimiz zaman bu şekilde başarıyoruz. Aynı zamanda da şunu unutmadığımızı, hafızası güçlü bir millet olduğumuzu gösteriyoruz. Biz o günleri hafızalarımızda tazeleyelim. Hepimiz tarih kitaplarından okuduk, belgesellerden izliyoruz. Devletimizimizin zor bir zamanında biz Osmanlı İmparatorluğunu kaybetmişken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulma döneminde, milletimiz varlık yokluk savaşı verirken o televizyonlarda izlediğiniz, ölümden kaçan Arakanlı fakir Müslümanlar aralarında para toplayarak Kurtuluş Savaşımıza yardım gönderdiler, bunu hiçbir zaman unutmuyoruz."
Arakanlıların her zaman yanında olacaklarını dile getiren Çelik, "Arakanlı mazlumların yanındayız zalimlere karşıyız. Ne sayesinde, sizlerin bu salonlarda oluşturduğu irade ve güç sayesinde. Siz bu gücü ayakta tuttuğunuz müddetçe sadece Karaisalı, Adana, Yozgat, Mardin, İstanbul değil Somali, Arakan, Gazze ve dünyanın diğer mazlum bölgeleri sizin bu iradeniz sayesinde ortaya çıkan bu yüksek duygu sayesinde oradaki mazlumlara ilaç , mazlumlara şifa olacak. Biz sadece Türkiye Cumhuryeti içerisinde kardeş değiliz biz bütün dünyadaki mazlumlarla kardeşiz." ifadesini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.