Ahmet Yürekli: Şarabın musluğu açık mı?
Mustafa ağabeyim, ilk kitabının adını ‘İnsan Yükü’ koyduğunda, modern aklın bu manidar tümceyi elli yıl geçse de anlayamayacağını düşündüm. Ömrüm bu vaktin 40 yılına vefa etti: Bilmiyorum, bugün değişen bir şey var mı? (1)
İnsanlar, dünya için günlük koşuşturmalarını, kendi yükleri görmeyi sürdürüyorlar mı, yoksa, asıl ve gerçek yükün farkındalar mı?
İnsanın yükü, itibarıdır.
Buyur edilen iki misafirden, külçelerle altın getirenle, tezek sunan aynı itibarı görmez.
Huzura vardığımızda, Rabbimize sunacağımız güzellikler ve çirkinlikler bizim asıl yükümüz.
Zira, Zebanilerin bizi yakmak için odun toplama telaşı olmaz. Onlar bilir, biz yanmayı ne kadar hak edersek, o miktar odunu ahrete kendimiz taşırız.
Cennette yudumlayacağımız şarapların sürahisi de hurilerin koşuşturmasıyla dolmaz. Biz musluğu dünyadayken açar ya da kaparız.
Yük, istikametle anlam bulur.
İnsanlar istikametini Allah’tan, dünyaya çevirince, omuzlarında ‘sevap ve günah’ yerine; taş, odun, çimento ya da manevi açmazları hissederler.
‘Allah kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez’ ifadesi ise, Anadolu da yaşayan ariflerin, ‘söylenip durma, yükünde bir sorun yok, hele sen bir kendini yokla’ demenin edebi ifadesidir.
Ekonomik ve sosyal baskı, ve rahatlıkların tümü, manevi denge içindir.
Azandan almak, bunalana vermek ilahi kudretin elindedir.
Taşırken söylendiğimiz dünya ağırlıkları, gerçek yükün bilincini koruyabilmek içindir.
Yük bilinci, inancı korumak, hedefi şaşırmamak, dünyaya kendini doğru konumlamak için kaçınılmazdır.
İşte asıl yük, bunun farkında yaşamaktır.
Mustafa Yürekli, bu toplumun keşfetmekte fayda bulacağı önemli bir değerdir.
Ahmet Yürekli
(1) İnsan Yükü, Şiir, Mustafa Yürekli, Ova Yayınları
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.