Adana Seyhan Milli Eğitimde Eğitim Seferberliği
Adana Seyhan Milli Eğitimde Eğitim Seferberliği
Adana Seyhan Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü bünyesinde çok önemli eğitim seminerleri düzenlendi. Günümüzde çocuklarda sıkça rastlanan davranış ve öğrenme problemleri üzerine 18 okulun öğretmenlerine, Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan ile işbirliğinde gerçekleştirilen seminerlere katılan yaklaşık 1000 civarı öğretmen büyük ilgi gösterdi.
Geçen yıl 77 ilkokul, bu yıl 58 ortaokulda toplam 20.000 civarı veliye "Başarılı Çocuk Eğitiminde Ailenin Rolü" konulu eğitim Adnan Kalkan tarafından verilmişti. Yine 3000 civarı öğretmene eğitim verilmişti.
Dönemin son seminerini Adana Seyhan Meryem Abdürrahim Gizer Ortaokulunda İl Milli Eğitim Müdürü Veysel Durgun ve Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın'ın da katılımı ile yaklaşık 90 Öğretmene eğitim verildi.
Adana Milli Eğitim İl Müdürü Veysel Durgun Öğrenci Davranışlarının Nöropsikolojik Sebepleri ve Öğretmen Yaklaşımı eğitiminin önemine değindi. Durgun, "öğrenci ve velinin eğitilmesi ile birlikte, öğretmenlerimizin de sürekli bilgisini güncellemesi ve mesleğinin gerektirdiği bilgi ve donanımı sürekli geliştirmesi için elinden gelen gayreti sarfettiklerini dile getirdi.
Fırsatlar ölçüsünde öğretmenlerin bireysel gelişimi için ve Adana'da eğitimde ileri kaliteye ulaşmak için ciddi gayret sarfettiklerini ve devam edeceklerini söyledi.
Veysel Durgun daha önce Hakkari Milli Eğitim İl Müdürlüğü görevindeki başarısıyla isminden söz ettirmişti. Özellikle insana dokunuş çalışmalarıyla bilinmektedir. İl Müdürü Durgun, Ayrıca seminer döneminin sona ermesi nedeniyle bütün meslektaşlarına mutlu tatiller temennisinde bulundu.
Seyhan Milli Eğitim İlçe Müdürü İzzettin Aydın'ın öğrenci, veli ve öğretmen eğitimine ciddi önem verdiği ve Seyhan'a göreve geldiğinden beri eğitim seferberliği başlattığına ulaşıldı. Aydın, başlattığı okuma-yazma seferberliği ile takdir toplamıştı. Bilinçli Aile Mutlu Çocuklar Projesi ile ciddi hizmetler yapmış ve velilerin takdirini toplamıştı.
Seminerlerde Psikoterapist Adnan Kalkan özetle şu konulara değindi:
1. Dikkat, öğrenmenin ilk basamağıdır. Dikkat dağınıklığı olan çocuk bilgiyi hafızaya alma problemi yaşar. Son zamanlarda sıkça rastlanan nörolojik ve fiziksel etmenlerden kaynaklanan dikkat dağınıklığını çözmeden öğrencinin başarıya ulaşmasının çok zor olduğunu bilmek gerekmektedir. Dikkat dağınıklığı ise başta Medya unsurları, katkı koruma maddeleri ve teknoloji bağımlılığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Genetik etmenlerle birlikte söz konusu bu unsurları dikkatli ve kontrollü kullanılması gerektiğine değindi.
2. Subliminal bilinçaltı mesajlar, çocuklar üzerinde çok ciddi travmalar bırakabilmektedir. Küçük yaşlarda çocuklar medyadan muhafaza edilmelidir.
3. Uyku problemleri ve beyin aktif çalıştığı zamana uygun olarak ders çalışılmalıdır. Sabah 7.00 ile 12.00 öğleden sonra 14.00 ile 23.00 arası verimli ders çalışma saatleridir. Çocuk gece ders çalışmak yerine uyku uyulmalıdır ki ertesi gün dersi verimli dinleyebilsin, çalışabilsin.
4. Yeteneği keşfedilmeyen çocuk, yanlış çalışma yöntemleri yüzünden var olan yeteneği de körelmektedir. Her Çocuk yeteneğine uygun eğitilmeli ve etki alanına yönelik mesleğe yönlendirilmelidir.
5. Kinestetik ve Hiperaktif çocuklar birbirinden ayırt edilmelidir. Bu konularda gerek anne baba ve öğretmen gözlemi, gerekse uzman görüşüne başvurulmalıdır. Kinestetik bir öğrenme stili, hiperaktivite ise bir bozukluktur. Dünya şampiyonları dahi kinestetik çocuklardan çıkar.
6. Kişisel içsel zekaya sahip olan çocuklar Asosyal değildir. Her ne kadar daha çok içine kapanık olsalar da, algı ve öğrenme ile insan ilişkilerinde pek problemleri görülmez. Asosyal öğrenciler de ise öğrenme ve insan ilişkilerinde problem söz konusudur. İkisi birbirine karıştırılmamalıdır.
7. Sınıfta oturma düzeni çocuğun durumuna göre düzenlenmeli. Mesela kinestetik öğrenciler ön sıraya oturmalı, içsel zeka ve işitsel ise arka tarafta oturmalarında bir beis yoktur. Kinestetik öğrenciler arkaya oturtulursa, sınıfta daha fazla probleme sebep olabilirler.
8. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar anlamakta ve çalışmakta zorlanırlar. Özellikle son zamanlarda disleksi yayılmaya başladı ya da farkındalık arttı diyebiliriz. Çocuğun dersi rahat anlayabilmesi için evvela öğrenme güçlüğünün giderilmesi gerekir.
9. Teknoloji bağımlılığı, fiziksel ve ruhsal hastalıklara sebep olmaktadır. Anne babalar ve öğretmenler işbirliği halinde teknolojinin faydalı kullanımı üzerine çocuklara eğitim vermeli ve farkındalık oluşturmalıdır.
10. Öğrenmede cinsiyet farkı vardır. Beyin temelli öğrenme kadın ve erkeğin farklı öğrendiğini kanıtlamıştır. Limbik sistem bellek oluşumu ve depolanması, davranışlar, refleksler, motivasyon, hormon, haz ve ağrı duyusunun kadın ve erkekte farklı olduğunu göstermiştir. Ortaokul ve liselerde bayan öğretmenler kız öğrencilerine rol model olmalı, duygularını paylaşmalı. Erkek öğretmenler ise erkek öğrencilere rol model olmalı ve onları yetiştirmeye çalışmalıdır. Tabii işbirliği iki cinsiyet için de şart.
11. Öfke kontrol bozukluğu sonucu öğrencilerin sınıfta, sınıf yönetimini zorlaştırdığı bilinmektedir. Öğretmenler mümkün oldukça sınıf ortamında öğrencilerini azarlamamalı. Problemleri birebir görüşmelidir. Başkasının yanında verilen öğüt bazen hakaret iken, kişinin şahsiyetine karakterine birebir görüşme ile ulaşılabilir.
12. Ergenlik çağında, ergen çocuğun psikolojik olarak, "annem babam beni anlamıyor" psikolojisinde olması hasebiyle, öğretmenler çocuğun rol modeli olarak, çocuğu yine aile ile birlikte yetiştirmeye çalışmalıdır.
13. Çevre faktörü eğitimde çok önemlidir. Öğretmen mutlaka çocuğun yetişmiş olduğu çevreye uygun örnekler vermeli. Uygun dil kullanmalı ve çocuğun aile çevresini mutlaka tanımalıdır. Böylece çocukla daha yakın ve etkili bir iletişim kuracaktır.
Son olarak Kalkan, "her öğretmen kendi çocuğu için aradığı nitelikte öğretmen olmaya çalışırsa, gerek bu gençlik ve nesil gerekse bu vatan kalkınır, dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.