'Adalet kurultayı demokrasi ve huzur hareketi başlattı..'

'Adalet kurultayı demokrasi ve huzur hareketi başlattı..'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, Adalet kurultayına ilişkin,"Bu kurultay demokrasi, adalet ve huzur hareketi başlattı. Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin geleceği bu demokrasi, adalet ve huzur çerçevesinde daha iyi günleri birlikte kuracağız." dedi.

ANKARA

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Danıştay Başkanı, 'Adalet Kurultayından rahatsız oluyor. Rahatsız olması gayet doğal ancak bizim de bir çift sözümüz var Sayın Başkan'a, cübbede iliklemek için ilik arayacağına ağzını kilitle ve yargıçlık görevini yap. Siyaset alanındaki tartışma senin işin değil." dedi.

Tezcan, parti genel merkezindeki basın toplantısında, her kesimden 10 binlerce vatandaşın katıldığı "Adalet Kurultayı"nın başarıyla tamamlandığını belirtti.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa böyle bir kurultayın gerçekleştirildiğini aktaran Tezcan, "Bu kurultay demokrasi, adalet ve huzur hareketi başlattı. Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin geleceği bu demokrasi, adalet ve huzur hareketi çerçevesinde şekillenecek ve daha iyi günleri birlikte kuracağız." diye konuştu.

"Danıştay Başkanı yargının hali için bir ibret vesikası olmuştur"

Yeni adli yılın törenle açıldığını anımsatan Tezcan, şöyle devam etti:

"Bizim 'Adalet Kurultayımız iktidar çevrelerini rahatsız etti, bunu biliyoruz, onların rahatsız olmasını anlıyorum ama Danıştay Başkanı'nın rahatsız olması ilginç geldi. Danıştay Başkanı, adaletin istendiği ve konuşulduğu bir kurultaydan niye, neden rahatsız olur? Yargının bağımsız olmasını herkesten çok onların istemesi lazım. Bir Danıştay Başkanı düşünün ki yaptığı açıklamada anamuhalefet partisini bir siyasi hasım gibi karşısına alıp, anamuhalefet partisine yönelik açıklamalarda bulunuyor. Danıştay Başkanı'nın açıklaması dahi bizatihi Türkiye'nin yargının hangi noktada olduğunun ibretlik bir örneğidir. Danıştay Başkanı yargının hali için bir ibret vesikası olmuştur. Biz biliyoruz Sayın Başkan'ın geçmişte yargı bağımsızlığı adına hangi pozisyonlar aldığını."

Tezcan, hakimlerin cübbesinde ilik ve düğmenin olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın önünde cübbesini ilikleyebilmek için telaşla ilik ve cübbe arayan bir Danıştay Başkanı. O Danıştay Başkanı, 'Adalet Kurultayından rahatsız oluyor. Rahatsız olması gayet doğal ancak bizim de bir çift sözümüz var Sayın Başkan'a, cübbede iliklemek için ilik arayacağına ağzını kilitle ve yargıçlık görevini yap. Siyaset alanındaki tartışma senin işin değil." ifadesini kullandı.

"Hükümet bu noktaya gelmişse olumlu bir adımdır"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tezcan, söz konusu referandum kararının Türkmen bölgelerini de kapsaması sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Türkmenlerin özellikle pozisyonları ve demografik yapıyı bozmaya ilişkin geçmişten bu yana çok ciddi operasyonlar yapıldı. Bu referandumun pozisyonu ve amacı Türkmenleri orada bir azınlık pozisyonuna düşürecek bir süreçtir." 

Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Anamuhalefet partisi, terör örgütleriyle aynı dili konuşuyor' sözlerine ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Tezcan, "Biz adalet diyoruz, o terör diyor. Bu farkı herhalde milletimiz anlayacaktır. Bizim dilimizin adalet, huzur, demokrasi, kardeşlik ve uzlaşmadan başka bir şeyi içermediğini tüm milletimiz biliyor, bundan sonra aynı dili kullanmaya devam edeceğiz. Siyasette çatışma ve kamplaşmayı kimin kullandığını, 'terör' sözünü en çok kimin ağzına aldığına dönüp bakarsak herkes toplumu böleni de tanıyacaktır." dedi. 

Aynı gazetecinin, "Başbakan Binali Yıldırım'ın 'FETÖ'cülerin vatandaşlıktan çıkarılması için acele etmeyeceğiz' yönünde açıklaması var. CHP de 'Vatandaşlıktan çıkarmak yargılanmalarının önünü kapatmaya dönük bir hamle olur' görüşünü savunuyordu. Başbakan'ın geldiği bu nokta açısından konuyu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu üzerine de Tezcan, ifadeleri "önemli, sevindirici bir adım" olarak nitelendirdi.

"Türkiye'nin adalet sistemi bu noktadadır"

Yargının ne kadar bağımsız olduğunu anlatmaya yönelik bir kampanyanın başlatıldığını öne süren Tezcan, "Kime neyi anlatıyorsunuz? Evet, yargı bağımsız, ben de söylüyorum. Yargı kimden bağımsız? Yargı muhalefetten, adaletten bağımsız ama iktidara bağımlı. Muhalefete dil uzatan bir yargı, adaleti yok sayan bir yargı bütün bunlardan, hukuktan, adaletten kendini bağımsız hisseden ama iktidarın talimatından çıkamayan bir yargı. Türkiye'nin adalet sistemi bu noktadadır." diye konuştu.

"Gazetecilerin tutuklu olmadığı bir Türkiye bekliyoruz"

"Gazeteciliği suç sayma anlayışı"nın devam ettiğini ileri süren Tezcan, şu görüşlere yer verdi:

"Bir başka örneği Cumhuriyet gazetesinde yaşanıyor aynı şekilde. Pazartesi günü duruşması var Cumhuriyet gazetesi yazarlarının. Beklentimiz, arzumuz yargının aktörlerinin akıllarını başlarına almasıdır. Pazartesi günü bugüne kadar ki kötü tecrübeden dönüş için en azından bir fırsat olmasını temenni ediyoruz, onu bekliyoruz. Pazartesi günü bir nebze olsun yargının cesaretle ve 'Hukukun arkasında duruyorum' diyeceği bir karar, tahliye bekliyoruz. Haksız yere içeride yatan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Gazetecilerin tutuklu olmadığı bir Türkiye bekliyoruz."

"Bu ilişkiler okulların içine kadar nasıl girdi"

Yeni eğitim öğretim dönemi öncesi İstanbul'da iki servis firması çalışanları arasında çıkan silahlı kavgayı hatırlatan Tezcan, "Akıllara zarar, anlamak mümkün değil. Bu ilişkiler okulların içine kadar nasıl girdi? Bu ilişkiler minicik yavrularımızın güvenliğini tehdit edecek ölçüde oralara nasıl taşındı? Eğitim sistemi nasıl bu noktaya geldi? Türkiye'de eğitim ticarileşiyor, müfredat gericileşiyor." dedi.

Tezcan, müfredattan Atatürk'ün, cumhuriyetin, bütün ortak değerlerin çıkarıldığını belirten, "Ortak değerlerimizi silip atmaya, bir cahiliye kültürünü, ihvan kültürünü okullar vasıtasıyla çocuklarımızın beynine yerleştirmeye çalışıyorlar." görüşünü savundu.

Tezcan, şunları kaydetti:

"Darbe girişiminden sonra bu terör örgütü, bununla ilgili hakkında yargılama devam eden veya itham altında olanların yargılanması ve en azından belli bir noktaya ulaşması gerekir sürecin. Vatandaşlıktan çıkarma bir başka idari tedbirdir, çok acele edilmesini gerektirecek bir tablo da yoktur. Hükümet bu noktaya gelmişse olumlu bir adımdır."

Muhabir: Sarp Özer

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.