ABD'nin yakın tarihine sürülen kara leke: Siyahilere yönelik polis şiddeti
Washington
ABD'de, siyahi George Floyd'un ölümünün ardından yeniden gündeme gelen polis şiddeti nedeniyle 2013-2019 döneminde 7 bin 666 kişi yaşamını yitirirken, siyahi Amerikalıların ölüm oranının beyazlardan 2 buçuk kat fazla olması dikkati çekiyor.
Minnesota'da 25 Mayıs'ta sokak ortasında bir polisin boynuna diziyle bastırması sonucu Floyd'un yaşamını yitirmesi, ülkede dalga dalga yayılan protestolara yol açarken, polis şiddeti ve siyahi Amerikalılara yapılan muamele de ülkede bir kez daha gündeme geldi.
"Mapping Police Violence" isimli sitenin güvenlik kaynaklarından derlediği bilgilere göre, ABD'de 2013'ten 2019'un ortasına kadar polis şiddeti nedeniyle siyahiler de dahil 7 bin 666 kişi yaşamını yitirdi.
Bu kişilerin ölümüne yol açan olayların yüzde 95'i gözaltı esnasında yaşanırken, California, Teksas ve Florida polis şiddetinin en çok olduğu eyaletler olarak öne çıkıyor.
Ayrıca sitenin derlediği bilgilere göre, ülke nüfusunun sadece yüzde 13,4'ünü oluşturan siyahiler, beyazlara oranla polis şiddetine 2 buçuk kat daha fazla maruz kalıyor.
Gerek polisin orantısız güç kullanması gerekse de siyahilerin bu olayları sık sık yaşaması ise çoğu zaman büyük protestolara yol açıyor.
"Siyahilerin Hayatları Önemlidir"
2013'de kurulan "Siyahilerin Hayatları Önemlidir" (Black Lives Matter) adlı sivil toplum kuruluşu, ülkedeki birçok olayda gösterilere öncülük etti.
ABD'de 2014 Temmuz'da New York 'ta Eric Garner adlı siyahi vatandaş, Floyd'a benzer şekilde gözaltı sırasında boğularak hayatını kaybetti. Garner de Floyd gibi polis memurlarına nefes alamadığını ifade etti. Garner'ın son sözleri olan "nefes alamıyorum" cümlesi, o dönemki gösterilerin sloganı oldu ve ülke çapında gösteriler düzenlendi.
Garner'ın öldürülmesinden bir ay sonra Missouri eyaletine bağlı Ferguson kasabasında, 18 yaşındaki Michael Brown'un öldürülmesinin ardından ülke çapında protestolar düzenlendi. Protestolarda zaman zaman yağma ve şiddet olayları da yaşandı, bazı kentlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Aynı yılın ağustosunda Los Angeles'ta Ezell Ford, kasımda ise New York'ta 28 yaşındaki Akai Gurley ve Clevand'da 12 yaşındaki Tamir Rice polis kurşunlarının hedefi oldu.
Tüm bu olaylar tek başına ayrı ayrı gösterilere yol açarken, 2014 Aralık'ta Minnesota'nın Bloomington kentindeki büyük bir alışveriş merkezi önünde toplanan 2-3 bin kişi, ABD polisinin silahsız siyahi vatandaşları hedef almasını protesto etti. Bu protestolarda onlarca kişi gözaltına alındı.
Polis siyahi şüpheliye 16 el ateş etti
Öte yandan Chicago’daki S Pulaski Yolu'nda 20 Ekim 2014'te, polis memuru Jason Van Dyke, elinde bıçak bulunan siyahi genç Laquan McDonald’ı yaklaşık 3 metre mesafeden 16 el ateş ederek öldürdü.
Birinci derece cinayetten gözaltına alınan Dyke, 30 Kasım 2014'te kefaletle serbest bırakıldı. Sert protestolara neden olan olay, yaklaşık 400 gün sonra yayınlanan polislere ait kamera kayıtları nedeniyle yeniden gerginliğe yol açtı.
Mayıs 2015'te siyahi kadınların ölümleri "Adını Söyle" sloganıyla ses buldu
Mayıs 2015'te yine birçok eyalette siyahilerin polis şiddeti sonucu yaşamını yitirmesinin ardından çeşitli protesto gösterileri düzenlendi.
"Black Lives Matter" hareketi, mayısta ülkede polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadın ve kız çocuklarının anısına "Say Her Name (Adını Söyle)" isimli gösteriler için çağrıda bulundu ve birçok şehirde geniş çaplı gösteriler düzenlendi.
Kasımda ise Minneapolis'te 24 yaşındaki Jamar Clark'ın polis tarafından vurulup öldürülmesinin ardından düzenlenen ve 18 gün süren protestolarda polis ve göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Ayrıca göstericilerin bir kısmı yağma ve araç kundaklama gibi eylemlere karıştı.
Eylül 2016'da Charlotte'ta bir siyahinin öldürülmesi halkı sokağa döktü
Kuzey Carolina'nın Charlotte kentinde 20 Eylül 2016'da 43 yaşındaki Keith Lamont Scott bir polis tarafından öldürüldü. Olayın ardından "Black Lives Matter" aktivistleri öncülüğünde günlerce süren gösterilerin artarak şiddet eylemlerine dönüşme tehlikesi nedeniyle Eyalet Valisi kentte olağanüstü hal ilan etti.
Mart 2018'de California'nın Sacramento kentinde Stephon Clark isimli siyahinin, babaannesinin evinin bahçesinde polis tarafından vurularak öldürülmesi büyük çaplı protestolara yol açtı ve protestolarda vandallık olayları bildirildi.
Floyd'un "Nefes alamıyorum" feryadı tüm ülkeyi sarstı
46 yaşındaki George Floyd, 25 Mayıs'ta dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te gözaltına alınırken bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd'un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği açıklanmış, yoldan geçenlerin cep telefonlarıyla kaydettiği görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolara yol açmıştı.
Ülke genelindeki protestoların şiddet olaylarına ve yağmalara dönüşmesi nedeniyle birçok şehirde "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmiş, Ulusal Muhafızlar görevlendirilmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.