ABD Konsolosluğu'ndan namussuzluk?
Başbakan Erdoğan, gelini ve kızına ABD Büyükelçiliği'nde başörtülü oldukları gerekçesiyle zorluk çıkarıldığını açıkladı.
Fransa'da bulunan Erdoğan, ABD Büyükelçisi'nin Türkiye'de basın özgürlüğü konusuna getirdiği eleştirileri hatırlatan beraberindeki Türk gazetecilere olayı şöyle anlattı:
?ABD Ankara büyükelçisi mi söylüyor. Ailevi birşey ama gündeme getirmek zorunda kaldım. Daha dün benim gelinim İstanbul ABD Konsolosluğu'ndan ABD'ye gitmek için vize almaya gitti. Gelinim, kızım sisteme girdi. Sistem kabul etti.
Konsolosluğa gidiyor. Oradaki görevli gelinime lütfen karşı tarafta resim çektirin, gelin diyor. Ben sisteme girdim niçin gidip bir daha resim çektireyim diyor. O da mevcut genelgemizin gereği bu onu yerine getirin diyor. O da yazılı tutanakla verin diyor. Yazılı tutanak vermeyin diyor. Beyi ile görüşüyor, oğlum da vazgeçtik dön gel diyor. Ankara'ya durumu ulaştırdılar. Özür diliyor. En sonunda işi çözüyorlar. Ben başbakanım, ben bir başbakan olarak gelinimin, kızımın ABD Başkonsolosluğunda başörtüsü sebebiyle vizesini alamıyorsam demek ki benim vatandaşıma ABD Büyükelçiliğinde kim bilir neler çektiriyorlar.
Bunlar önce demokrasiyi kendileri anlasınlar. Bunları ABD Büyükelçiliğinde görüyoruz. Ben bunları görüyorum.?
KIZAMA YAPILAN ÇOK ÇİRKİN
Başbakan Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan'a gittiği tiyatro oyununda bir tiyatrocu tarafından hakaret edilmesi olayıyla ilgili de şunları söyledi:
"Kızım ile ilgili bir konunun gündemde kalmasını istemem. Ama sordunuz söylüyorum, kızım yine gelinim ile beraber Genç Osman'ı izlemeye gittiler. En ön sırada yerleri var. Sahnede adı geçen kişi burada ahlaki olmayan bir çok hareketi yapmanın ötesinde gelip direkt olarak adeta göz göze, bir iki üç kez aynı hareketleri yapıyor. Ama bir dansözlerin bile uyguladığı tipte karşısında hareketler yapıyor. Bu kadar çirkin.
Ben Genç Osman'ı genç yıllarımda izledim. Böyle bir sahneyi görmedim. Herhalde sonradan senaryonun içine sokuldu. Orada terbiye dışı ifade kullanıyor. Bu ifadeyi kullanınca kızım ve gelinim terk ediyor. Orada bazı gençler de çıkıyor. 100-150 kişilik genç polis akademisi öğrencisi de salonu terk ediyorlar. Durum bu. Bir sanatçının izleyici ile bu şekilde diyalog kurması düşünülemez. Bir sanatçının görevi oradaki eseri layıkıyla sergilemektir. Bir de toplumu buralara kanalize etmek için ruh halini ortaya koyuyor. Bir sanatçı seyirci ile bu kadar ilgilenemez.
Bu sanatın ötesinde ideolojinin deli gömleğini giydiriyor. Kim olduğu ortaya çıktı. Bundan bir süre önce oradaki başörtülüye yine aynı durumu yapmış. Onlar da kızımdan sonra aynı durumu anlattılar. Burada da aynı durum. Bazı medya grupları bakıyorsun bunu savunuyor. Niye? Başbakanın kızı olduğu için, başörtülü olduğu için, onları savunuyorlar. Böyle sanat sevdirilmez.
Eğer sanat sevdirilecekse usulü adabı içinde sahnenin sevdirilmesi gerekir. Bizim kadar bu sanata yatırım yapan olmadı. Ne yazık ki bu sahnelerde olanlar bunun kadir kıymetini bilmiyor. Bize karşı böyle bir tavır içinde oluyor. Bunu bir masaya yatırıp ele almamız gerekiyor. Burada da kendi saltanatları içinde konuyu ele alıyorlar demek ki. Biz vatandaşımıza hakaret ettirmeyiz.Dini azınlıkların korunmasında halen sıkıntı var galiba..."
Yener Dönmez / Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.