5 soruda Irak'taki gösteriler
5 soruda Irak'taki gösteriler
Iraklıların, işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğini ve İran'ın ülkedeki etkinliğini protesto amacıyla ülkenin çeşitli bölgelerinde bir aydır devam eden gösterilerde 250'yi aşkın gösterici öldü.
Iraklıların işsizlik, yolsuzluk, kamu hizmetlerinin yetersizliğini ve İran'ın ülkedeki etkinliğini protesto amacıyla ülkenin çeşitli bölgelerinde gösterileri bir aydır sürüyor. 1 Ekim'de başlayan ve Erbain törenleri nedeniyle ara verilen gösterilerin 25 Ekim'de tekrar başlamasıyla insani bilanço ağırlaşırken, hükümetin düşmesi en güçlü senaryo olarak görülüyor.
Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta ve güney kentlerine yayılan gösterilerde ekimin başından bu yana 250'den fazla kişi hayatını kaybederken, binlerce kişi yaralandı.
Hükümetin en güçlü ortakları Sairun lideri Mukteda es-Sadr ile İran'a yakınlığıyla bilinen Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri'nin, Başbakan Adil Abdülmehdi'den güvenoyunu çekmesi ve hükümetin düşürülmesi konusunda anlaşmasıyla, hükümetin düşmesi en büyük senaryo olarak görülüyor.
AA muhabiri, 5 soruda Irak'ta bir aydır devam eden gösterilerin dinamiklerini ve ülkeyi bekleyen senaryoları derledi.
1 - Hangi taleplerle başladı, nerede yoğunlaştı?
1 Ekim'de Bağdat ve güneydeki Basra, Nasıriye, Amara, Samava ve Hille kentlerinde binlerce kişinin sokağa çıkmasıyla başlayan gösteriler, hızlı biçimde ülkenin orta ve güneyinde birçok bölgeye sıçradı.
2003 ABD işgaliyle kurulan devlet düzenindeki bozukluk, hükümette yer alan etnik ve dini temelli siyasi oluşumların devlet ve kamu faydası yerine grup çıkarlarını öncelemesi toplumda rahatsızlık yaratıyor.
Ülkede yolsuzluğun ciddi boyutlarda olması da topumda rahatsızlığa yol açıyor. Dünya Şeffaflık Örgütü'ne göre, Irak, 180 ülke arasında 168'inci sırada. Ülkede 2003'ten bu yana 450 milyar dolarlık kamu fonunun kayıp olduğu da iddia ediliyor.
Irak, kanıtlanmış petrol rezervleri açısından 4'üncü sırada olmasına rağmen, ülkede halen elektrik, su, sağlık, ulaşım gibi temel kamu hizmetleri oldukça yetersiz. Öte yandan, Dünya Bankasının 2014 verilerine göre, 40 milyonluk nüfusun neredeyse dörtte biri günde 1,90 dolar gelirle yaşıyor.
Bunun yanı sıra, verilere göre ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 75'i, 35 yaş altında. Ülkede genç işsizlik oranının 2018'de yüzde 20'lere ulaşması öfkeyi artırıyor. Ülkede neredeyse 83 bin yabancı uyruklunun çok yüksek maaşlı işlerde çalışması da tepkiye yol açıyor.
İran'ın ülkedeki etkinliğinden ve Tahran destekli milis gruplarından duyulan rahatsızlık da sokaklara yansıdı.
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin, DEAŞ'a karşı ciddi başarılar elde etmiş ve ABD'ye yakınlığıyla bilinen Terörle Mücadele Birimi Komutanı Abdulvahab el-Saadi'yi görevden alması, gösterileri tetikleyen etkenlerden biri oldu. Saadi'nin görevden alınmasının arkasında İran olduğu tartışmalara neden olurken, gösterilerde Saadi posterleri açılarak "İran dışarı" sloganları gözlemlendi.
1 Ekim'de başlayan ve 6 Ekim'de Erbain nedeniyle ara verilen ilk dalga gösterilerde 157 gösterici hayatını kaybederken, binlerce kişi yaralandı.
25 Ekim'de başlayan gösterilerin ikinci dalgası ise Bağdat, Basra, Babil, Divaniye, Zikar, Meysan, Müsenna, Kerbela ve Necef vilayetlerinde yoğunlaştı.
Halen devam eden gösterilerde İran karşıtlığının önceki gösterilere göre daha yüksek sesli bir hal aldığı dikkati çekiyor. Nitekim göstericiler, birçok şehirde İran'a yakınlığıyla bilinen Şii milis grubu Haşdi Şabi'ye bağlı siyasi partilerin ve milis gruplarının binalarını ateşe verdi.
İkinci gösterilerde, şimdiye kadar 100'ü aşkın kişi hayatını kaybetti. İnsan Hakları İzleme Örgütüne (HRW) göre, Irak'ta hükümetin verdiği sözlere rağmen güvenlik güçleri, protestoculara orantısız güç kullandı.
Gösterilerde, İran destekli Şii milis gruplarının keskin nişancılar aracılığıyla göstericilere ateş ettiği de iddia edildi.
2- Kim destek verdi?
Ülkedeki göstericilerin büyük çoğunluğu bağımsız, herhangi parti veya liderle ilişkileri bulunmuyor.
Gösterilerin yoğunluklu olarak Şii bölgelerde yaşanması dikkati çekerken, Sünnilerin kitlesel olarak katılmadığı ancak bazı bölgelerde Sünni gençlerin katıldığı biliniyor. Sünnilerin gösterilere kitlesel destek vermemesi, Şii hükümet ve İran destekli Haşdi Şabi'nin "radikalizm tehdidi" bahanesiyle Sünnilere baskı yapma ihtimali tartışılıyor.
Gösterileri, herhangi bir öncü gücün örgütlemediği düşünülürken, bazı sendikalar gösterilere desteklerini açıkladı.
Irak Öğretmenler Birliği, protestolara katılacaklarını duyurarak, talepler hükümetin istifasını içeriyor olsa bile göstericilerin yanında bulunacaklarını ilan etti. Iraklı Sanatçılar Sendikası da protestolara destek verdiklerini duyurdu.
Ayrıca, Irak'ta Baro Meclisi, Irak'taki tüm avukatlara çarşamba ile gelecek pazartesi arasındaki tüm davalara girmemeleri çağrısı yapmak konusunda karar aldı. Baroya bağlı avukatların, bu süreçte tutuklanan ve gözaltına alınan göstericilerin davalarını takip etmesi bekleniyor.
Irak İşçi Sendikaları Konfederasyonu, göstericilerin meşru taleplerini desteklediklerini açıkladı. Ülkedeki iki eğitim sendikası da IKBY dışında ülke genelinde 4 günlük grev ilan etti.
3 - Siyasetçiler ve din adamları nasıl tepki verdi?
Cumhurbaşkanı Berham Salih, göstericilerin taleplerinin karşılanması için çalışmaların yapılacağını söyleyerek, sükunet çağrısında bulundu.
Başbakan Abdülmehdi, gösterilerin ilk günü daha kısa bir açıklama yaparak, "üniversite mezunlarına iş sözü" vererek, Petrol Bakanlığı ve diğer devlet kurumlarıyla, bazı yabancı firmalara çalışanların en az yüzde 50'sinin Irak vatandaşı olması için kota koyulması emri verdiğini açıkladı.
Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi, protestocuların taleplerini karşılamak için reformların kısa sürede uygulanacağını açıkladı.
Irak'ta Şii nüfus üzerinde etkili din adamı Ayetullah Ali Sistani, hükümete gösterilere orantısız cevap vermemesi yönünde çağrıda bulunarak, hükümetin kamu hizmetlerini geliştirmesi, işsizlere istihdam yaratması, yolsuzlukla mücadele etmesi ve sorumluları cezaevine göndermesi gerektiğini söyledi.
Buna karşın, Irak Parlamentosundaki en güçlü gruplardan Fetih İttifakı lideri, Haşdi Şabi'nin en büyük fraksiyonlarından Bedir Örgütünün Komutanı Hadi el-Amiri, protestolar konusunda ABD ve İsrail'i suçlayarak, "Fitnenin arkasında ABD, İsrail var." dedi.
Sairun lideri Muktada es Sadr ise Abdülmehdi hükümetinin öncekiler gibi "işe yaramaz" olduğunu söyleyerek, ülkede "iç savaş" başlamadan hükümetin istifa etmesi çağrısında bulundu.
Sadr, hükümet ortağı Amiri'ye hükümetin düşürülmesi için çağrıda bulundu. Amiri ise Sadr'a "iş birliğine varım" karşılığı verdi.
Amiri, hükümetin düşürülmesi için Sadr ile iş birliği yapacağını söylese de Abdulmehdi yerine geçecek isim konusunda, Sairun lideriyle ayrı düştüğü iddia ediliyor. Sadr, Başbakanlık için Abdulvahap Saadi'yi düşünürken, Amiri'nin buna karşı eski Gençlik ve Spor Bakanı Abdulhuseyin Abtan'ı kabul ettirmek için çalıştığı ileri sürülüyor.
4 - Eylemcilerin talepleri karşılandı mı?
Gösteriler devam ederken, Irak Parlamentosu, göstericilerin taleplerine karşılık bir dizi karar aldı.
Parlamento, Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi taslağı hazırlayacak bir komisyon kurma kararı verdi. Taslağın, 4 ayda Parlamento Başkanlığına sunulması bekleniyor.
Irak Parlamentosu, vilayet, ilçe ve nahiye meclislerinin lağvedilmesine oy çokluğuyla karar verdi. Kentlerdeki idari ve mali işleri yürütme sorumluluğu valilerde olacak, valiler de Irak Parlamentosunca denetlenecek.
Irak Parlamentosu, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı ile milletvekilleri ve tüm üst düzey devlet yetkililerine sağlanan maaş dışı ödenek ve ayrıcalıkların iptaline de karar verdi.
Reformlar konusunda ciddi çalışmalar yaptığını vurgulayan hükümetin, gösterilere yönelik orantısız güç kullanması sokağın öfkesini artırıyor.
Nitekim, Başbakan Abdülmehdi'nin güvenlik yetkilileriyle bir araya gelmesinin ardından, DEAŞ'a karşı eğitilen terörle mücadele güçlerini, gösterileri korumak bahanesiyle başkentin bazı bölgelerine konuşlandırması tepkileri artırdı.
Hükümetin istifa etmede direnmesi ise göstericileri daha da kızdırıyor.
Günlerdir sokakları dolduran protestocular, hükümetin istifa etmesi, yolsuzlukla ciddi mücadele edilmesi, kamu hizmetinde iyileşmelerle gençlere iş imkanlarının tanınması gibi taleplerinin yerine getirilmesini bekliyor. Protestocular, söz konusu talepler karşılanana kadar evlerine dönmeyeceği mesajı veriyor.
5 - Ülkeyi ve hükümeti bekleyen senaryolar neler?
Sadr'ın erken seçimlere gidilmesi konusundaki çağrısında cevap veren Abdülmehdi, hükümetin iki büyük ortağı Sadr ile Amiri'nin yeni bir hükümet kurma konusunda anlaşması halinde istifasını sunmakta sakınca görmeyeceğini ancak erken seçimler için yasal adımların gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Sadr, meclisin Başbakan Abdulmehdi'den güvenoyunu çekmesi ve hükümetin acilen düşürülmesi çağrısı yaptı.
İran'a yakınlığıyla bilinen Fetih grubu lideri Hadi el-Amiri, Sadr'ın Abdülmehdi'den güvenoyunu çekme ve hükümetin düşürme çağrısına yanıt vererek, protestocuların talepleri için Sadr ile çalışacağını açıkladı.
Bu durumda en güçlü senaryo, Abdülmehdi'nin düşürülmesi gibi gözükse de Amiri'nin Abdülmehdi'den güvenoyunun çekilmesi için Sairun dışında bulunan Sünni, Kürt ve kendi başını çektiği grubu ikna etmede zorlandığı iddia ediliyor. Özellikle Kürt grupların hükümeti düşürmeye yardım etmeleri için önce birtakım taleplerinin yerine getirilmesini istediği belirtiliyor.
Göstericilerin, "Mukteda'ya hayır, Hadi'ye hayır" sloganları, Abdülmehdi sonrası ülkede taleplerin karşılanacağı konusunda şüphelere neden oluyor ve sokağın, Sadr'ın krizden çıkılması için Amiri ile iş birliği hamlesine rıza göstermediği anlaşılıyor.
Irak'ta erken seçim için Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in, Bakanlar Kurulundan gelen parlamentonun feshine ilişkin talebi onaylaması gerekiyor. Yani parlamento onayı olmadan erken seçime gidilemiyor. Onay olması halinde 60 günde seçime gidiliyor.
Salih'in, Abdülmehdi'nin kalması yönünde çabalarının da sokağı tatmin etmeyeceği biliniyor. İstifa veya güvenoyunun çekilmesi halinde, Salih'in seçimlere kadar geçici hükümetin başına geçmesi bekleniyor.
Gösterilerin temel talebi, Başbakan Abdülmehdi'nin istifası ancak istifası durumunda Irak'ta suların durulacağına dair işaret yok.
Irak'ta farklı siyasi blokların ortak adayı olarak seçilen Abdülmehdi, Mayıs 2018'deki genel seçimlerden yaklaşık 6 ay sonra göreve başlayabildi ve göreve başladığı Ekim 2018'den itibaren yaklaşık 9 ay gibi uzun bir sürede zorlukla hükümeti kurulabildi. Bu zorlukları dikkate alındığında, olası erken seçim senaryolarının çözüm olup olmayacağı tartışılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.