3000 yıl sonra Çin seddini aşan Türkler ?
Dünyanın en hızlı gelişen ekonomisiyle omuz omuza stratejik ortaklıklara adım atan Türkiye, Ortadoğu ve Afrikada, Balkanlar ve Kafkasya, Ortaasya ve Avrupa'daki dengeleri yerinden oynatabilecek atılımlar içinde
Sağlıklı temeller üzerinde kurulan uluslar arası ilişkilerin ruhunu win-win (kazan-kazan) oluşturur. Yalnız bir tarafın çıkarlarını hedefleyen birliktelikler yapmacık dostluklardır ki, zoraki evliliklere benzer. Yürümez
Türkiye?nin yıllardır izlediği korku ve vehimler üzerine kurgulanan dış politikası ne ülkemiz içinde barış, ne de komşularımızla bir güven ortamı oluşturamadı.
Ülkemiz malesef cumhurdan kopuk, cumhuru iç düşman komşularını dış düşman olarak gören miyop bir Kemalist dış politikanın kurbanı olmuştur.
İçte vatandaşının sarığıyla, cübbesiyle, mektep ve medresesiyle, zoraki şapka giydirme mücadelesiyle, dışta tüm komşularıyla sinir savaşı, it dalaşı yaparak Türkiye?ye 80 yıl vakit kaybettirilmiştir.
Halkın dini duyarlılığına karşı devlet laikliği , 87 yıl sonra bugün bile eleştirilmesi kanunen yasak, miadını doldurmuş devrimleri ısrarla halka dayatması, hala askeri vesayet anlayışından meded umulması Türkiye?nin ??Muasır devletler seviyesi??? yolunda daha ne kadar yol alması gerektiğini göstermektedir.
Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye iç barışı, devlet- vatandaş kaynaşmasını, ekonomisini -istenilen seviyede olmasa da- bir noktaya getirmiş, komşularıyla dargınlık ve gerginliklerini gidererek onlarla kucaklaşmış ve kabuğunu kırıp batının kapılarında el açan, uluslar arası kuruluşlarda figüranlık yapmaktan dünya sahnesinde kendi yazdığı senaryoyu baş aktör olarak oynamaya soyunmuş, Avrupa?yı, Afrika?yı, Asya?yı aşarak Çin Seddi?ne dayanmıştır.
Dünyanın en hızlı gelişen Çin ekonomisiyle omuz omuza, kol kola vererek stratejik ortaklıklara adım atan Türkiye, Ortadoğu ve Afrikada, Balkanlar ve Kafkaslarda, Ortaasya ve Avrupadaki tüm dengeleri yerinden oynatabilecek bir atılımın içindedir.
ABD, Avrupa ve NATO?nun Türkiye?yi köşeye sıkıştırıp dışlamak isteyen kibirli, iki yüzlü tavırlarına karşı bu girişim, Çin ve Türkiye?nin çıkarlarına hizmet edecek bölge ve dünya barışına da büyük katkılar sağlayacağı mukakkak.
Çin-Türkiye dostluğuna Pakistan da eklenerek Ortaasyada güçlü bir birlikteliğin kapıları aralanabilir. Bu birliktelik, Uygur- Çin anlaşmazlığına, Afganistan işgali ve sorunlarına, Ortaasyanın istikrarsız rejimlerine ve ekonomik gelişmelerine, işgalci, sömürgeci güçlerin bölgede çıkardıkları kargaşalıkların son verilmesine ve Ortadoğu barışına da pozitif katkıları olacaktır.
Dış işleri Bakanımız Davudoğlunun Anadolunun bir kasabasının kaymakamlık odasında, bir Çinli Bakanla başlayan 70 dakikalık görüşmesinin neticesi, Türkiye Çin ilişkilerini Kaşgar?a, Urumçi?ye kadar taşımış, oradan da Çin Seddinin efsane duvarlarını aşarak Çin?in kalbi olan Pekine kadar bir dostluk ve barış köprüsü olarak uzanmıştır.
??Cumhuriyetin 87. yılını Türkiye'den çok uzakta kutladıklarını, tarihin derinliklerinde Türklerle özel bağları olan bir ülkede ve bölgede (Duğu Türkistanda) kutluyor olmaktan da çok mutlu olduğunu dile getirdi.??
Kaşgarlı Mahmud ve Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacib'in külliyelerini ziyaret eden Davutoğlu, ??onlar olmasaydı Anadolu'da Türkler de olmazdı. Çünkü onlardan aldığımız kültürel derinlikle biz Anadoluya, oradan bu kültürü Orta Avrupa ve Afrika içlerine kadar taşındığımızı??ifade etti.
Çin hava kuvvetlerine ait savaş uçaklarının Türk savaş uçaklarıyla Türkiye?de birlikte yaptıkları askeri tatbikat da, bu dostluk köprüsünün temellerinin atılmasında önemli bir kilometre taşıdır.
Çin?in Türkiye ile birlikte geliştireceği ortak ticari politikalar Asya Avrupa, Asya-Afrika ve Ortadoğuda da bir çok taşları yerinden oynatabilecek bir girişimdir.
Çin-Türkiye arasındaki ilişkiler kibirli batılı müttefiklerimizin dayatmalarına karşı, Türkiye için alternatif bir çok açılımları ve atılımları peşinde getirebilir.
***
Türkiye?yi sürekli köşeye sıkıştırmak isteyen samimiyetsiz batılı dost ve müttefiklerimiz(!) , kanatları Çin setinden Adriyatik sınırlarına kadar uzanan Selçuklu kartalını küresel oyunlarda dışlamak, AB kapılarında bekletmek istiyor.
Bir gün istese de o kapıda, Türkiye?yi göremeyebilir.
Davudoğlu?nun kıvrak, hızlı ve samimi dış politika atakları Türkiye?nin dostlarını sevindirmeye ve muhaliflerini de şaşırtmaya devam edeceğe benziyor.
Türkiye?ye kapanan her kapı, açılacak yeni kapıların habercisidir.
Arif Altunbaş - Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.