28 Şubat'ın piyonu: EREZ

28 Şubat'ın piyonu: EREZ
1997'deki 28 Şubat sürecinde aktif rol biçilen Yalım Erez, 1995 seçimlerinden sonraki bütün koalisyon hükümetlerinin kurulmasında ve bozulmasında etkin...

 

 

1997'deki 28 Şubat sürecinde aktif rol biçilen Yalım Erez, 1995 seçimlerinden sonraki bütün koalisyon hükümetlerinin kurulmasında ve bozulmasında etkin rol oynadı. Erez, adeta '28 Şubat'çıların piyonu gibi hareket ederken, seçilmiş hükümetlerin yıkılarak yerine 'birileri'nin kuklası olacak kabinelerin kurulma teşebbüsleri dikkat çekti

 


Yalım Erez

HABER MERKEZİ

1995 seçimlerinde Refah Partisi'nin (RP) birinci olmasından rahatsız olan çevreler, RP'yi hükümet dışında tutmak için Yalım Erez'i piyon olarak kullandı. 28 Şubat post modern darbesinin 14. yılını geride bıraktık. O dönemde yaşananlara bakıldığında, Erez'in çok aktif görevler üstlendiği görülüyor. Yalım Erez 1995 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı iken, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in A Takımı kadrosundan Manisa Milletvekili olarak TBMM'ye girer. Refah Partisi'nin birinci olduğu seçimlerde, hükümeti Necmettin Erbakan'a kurdurmamak için çeşitli senaryolar oynanır. Başta dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olmak üzere bazı çevrelerin telkinleriyle hareket eden Yalım Erez, Erbakan'sız bir hükümet için kolları sıvar ve ANAP-DYP hükümeti kurulması için çalışmalara başlar. Böylece Yalım Erez'in de katkılarıyla ANAYOL hükümeti kurulur. Kurulan hükümette Erez, Sanayi Bakanı olarak görev aldı.

ÖNCE YAPTI SONRA BOZDU

Tansu Çiller'e yakınlığı ile bilinen Yalım Erez, kurulmasına katkı verdiği ANAYOL hükümetinde çatlaklar meydana gelmeye başlayınca, bu kez hükümetin yıkılması için harekete geçti. Mesut Yılmaz-Tansu Çiller arasında yaşanan kişisel tartışmalar nedeniyle ANAYOL hükümetinin ömrü uzun olmadı ve hükümet yıkıldı. Erez de böylece amacına ulaşmış oldu.

ÇİLLER'İ REFAHYOL'A İKNA ETTİ

Mesut Yılmaz başbakanlığında kurulan ANAYOL hükümetinin yıkılmasının ardından yeniden sahneye çıkan Yalım Erez, bu kez Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi arasında bir koalisyon kurulması için devreye girdi. TOBB Başkanlığı döneminden beri tanıştığı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i RP ile koalisyon kurmaya ikna eden Erez, yeni kurulan hükümette de Sanayi Bakanı olarak görevini yürüttü. Erez, REFAHYOL hükümeti döneminde, Erbakan'la en iyi geçinen DYP'li bakan olmasıyla dikkat çekti.

GEMİYİ İLK 'O' TERK ETTİ

Necmettin Erbakan'ın başbakanlığında kurulan REFAHYOL hükümetinin, kurulduğu andan itibaren askerle yıldızı barışmadı. Askerler, sürekli Erbakan hükümetine dolaylı müdahalelerde bulundu. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, Sincan'da tankların yürütülmesini 'balans ayarı' olarak nitelendirmişti. Hükümetle asker arasındaki gerilim 28 Şubat 1997'de yapılan MGK toplantısında zirveye çıktı. Askerler, hükümete o meşhur 28 Şubat bildirisi ile ilan edilen maddeleri dayattı. Yalım Erez, 28 Şubat bildirisinden sonra, bu kez de, kurulmasına katkı verdiği hükümetin yıkılması için harekete geçti.

GENİŞ TABANLI HÜKÜMET KURALIM

Süleyman Demirel'in yönlendirmeleriyle hareket eden Yalım Erez, "Bu hükümet, ülkedeki gerginliğe çözüm getiremez. Vakit geçirmeden geniş tabanlı yeni bir hükümet kurulmalıdır" diyerek hükümetten ayrılmayı önerdi. Erez, DYP'den istifa eden ilk bakanlar arasında yer aldı. DYP'yi bölen Hüsamettin Cindoruk'un DTP'sine katılmayan Erez, yeni hükümet için çalışmalarını sürdürdü. DYP'nin parçalanmasında aktif rol alan Erez, 'yeni hükümet tamam' şeklinde açıklamalar yaparak, hükümetin üzerindeki istifa baskılarının artmasına imkan sağladı. REFAHYOL'un istifasının ardından yine Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında kurulan hükümette, Erez, bağımsız milletvekili olmasına rağmen bakanlık koltuğunu korumaya devam etti.

BAŞBAKANLIK RÜYASI GERÇEKLEŞMEDİ

Yalım Erez'in ihtirası başbakanlık yapmasına yetmedi. Türkbank skandalı yüzünden Mesut Yılmaz hükümetinin düşmesini fırsat gören Erez, bu kez başbakanlığa soyundu. 28 Şubat sürecinde başrol oynayan dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümeti kurma görevini Yalım Erez'e verdi. Erez için 'beni sırtımdan hançerledi' diyen Tansu Çiller, Erez'in başbakanlık hevesini kursağında bıraktı. Köşk'e cebinde hükümet listesiyle çıkan Erez, Tansu Çiller'in son dakika çalımıyla yıkıldı. Çiller, ülkeyi seçime götürmesi için DSP lideri Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulacak azınlık hükümetine destek vereceğini açıklayınca, Erez'in hükümet kurma hayali suya düştü. Böylece Yalım Erez'in 28 Şubat sürecindeki başbakanlık sevdası da siyasi yaşamıyla birlikte tarihe gömüldü.

Bu filmi sanki bir yerde görmüştük

Demokrasinin askıya alınıp vesayetçi zihniyetin egemen olduğu dönemlerde, seçilmiş hükümetlerin yerine düşünülen 'geniş tabanlı oluşumlar' ya da 'teknotratlar hükümeti' gibi önerilerle Türkiye ilk kez karşılaşmıyor. Bu bağlamda, Yalım Erez'in 'kritik zamanlar'daki serüveni eski Başbakanlardan Nihat Erim'i akla getiriyor. 12 Mart 1971 Muhtırası, Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin düşmesiyle sonuçlanınca CHP'den ayrılması koşuluyla hükümeti kurmakla görevlendirilen Nihat Erim, seçilmiş hükümetin yerine ikame edilen 'partilerüstü hükümet'in başbakanlığına 'getirildi'. 26 Mart'ta kurduğu ilk hükümet, 3 Aralık'taki istifasıyla son bulunca, '2. Erim Hükümeti' olarak anılacak kabineyi kurmakla tekrar görevlendirildi. Kurduğu yeni hükümetin başbakanı olarak 22 Mayıs 1972'ye kadar işbaşında kalan Erim, "Bazen demokrasilerin üzerine şal örtmek gerekir" sözüyle hatırlandı. Nihat Erim'in başbakanı olduğu 'Teknotratlar Hükümeti' döneminde başlatılan 'Balyoz Harekatı' ile Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam edilmesinin yolu açıldı. Aziz Nesin tarafından 'Şalcı Nihat' olarak anılan Erim, 1980'de Dev-Sol örgütünün düzenlediği suikast sonucu hayatını kaybetti.

Kullanıldığının farkında değildi

Eski RP Milletvekili ve HAS Parti Kurucusu Mukadder Başeğmez, Yalım Erez'in Süleyman Demirel tarafından kullanıldığına işaret ederek, "Yalım Erez'in derin maksatları olduğunu düşünmüyorum. Gaza getirildi. Kendisine olağanüstü güçler vehmedildi. 'Sen çok değerlisin' dediler ona. Kendisi de farkında değildi. 'Yaşasın kral' dediler. Demirel'e yakınlığı avantaj sağlıyordu. Demirel, Yalım Erez başkanlığında bir hükümet kurdurup hem hükümeti, hem de, DYP'yi yönetmek istiyordu. O süreçte yaşananlar daha çok Demirel'in bir çabasıydı" diye konuştu.

YANLIŞ HAREKETLER BUNLAR

DYP'nin önde gelen isimlerinden Esat Kıratlıoğlu ise REFAHYOL hükümeti döneminde Yalım Erez'in girdiği ilişkilerden haberdar olmadıklarını, yaşananları daha sonra öğrendiklerini ifade ederek, "Çiller'e çok yakın bir isimdi. Hükümet olduğumuz dönemde yaşananların farkında değildik. Sonradan öğrendik. İhtilalcilerle hareket etmek doğru değil" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.