Zam ve enflasyon farkı, memurun durumunu iyileştirmeye yeterli değil

Açıklamasında, bazı basın yayın organlarında ‘memura çifte zam!’ şeklinde açıklama yapıldığını hatırlatarak, ‘yanlış algıya neden olan bu tür haberlerin yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

Taşkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Memurun 2017 yılının birinci 6 ayında %3, ikinci 6 ayında %4 zam alması toplu sözleşme ile karara bağlanmıştı. Ayrıca enflasyon oranının bu oranın üstünde çıkması halinde de enflasyon farkı verileceği kabul edilmişti. Nitekim enflasyon oranının yüksek çıkması üzerine %2.92’lik artışTemmuz ayından geçerli olmak üzere maaşlara yansıtılacak. %4’lük zam oranı ile birlikte bu oran toplamda %6.92’ye çıkmış oluyor.

Bu artış oranı memuru memnun etmemiş, ekonomik sıkıntılarını gidermemiş ve enflasyon karşısında eriyen ücretleri iyileştirmemiştir. Hiç kimse memurun durumunda düzelme beklemesin. 2017 yılının daha başlarında aldığı zam erimiş, memur ve memur emeklisinin cebinden ücreti gitmiştir.

%6.92’lik artışla birlikte, aile yardımı ödeneği dâhil olmak üzere en düşük memur maaşının 2.721 liraya yükseldiği belirtiliyor. Hükümet tarafından yapılan açıklamada, ‘Söz konusu artışlarla birlikte 2017 yılının tamamında kamu görevlileri ile memur emeklilerinin maaş ve ücretlerinde kümülatif bazda yüzde 10,1 zam yapıldığı’ belirtiliyor.

A’dan Z’ye bütün mal ve hizmetlere gelen zamlar nedeniyle memur ve memur emeklisinin maaşları çoktan erimiştir. Enflasyon farkıyla birlikte %6.92’lik zam bile eriyen ücreti telafi etmekten uzaktır. Bu zamlar memur ve memur emeklisinin ekonomik durumunu iyileştirerek yaşanabilir bir hayat sürmesine yardımcı olamaz. Öncelikle gelir vergisi oranı düşürülmeli ve vergi dilimi oranı yükseltilmelidir. Bu oranlarda düzenleme yapılmadığı müddetçe yüzdesel oranlarda zam yapılması iyileştirme sayılmaz.”