YÖK Başkanı: Son 20 yılın en büyük problemi...
Bingöl Üniversitesi'nin akademik yılı açılışına katılan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'de eğitimin önündeki en büyük sorunun adını koydu: O çocuklara eğitim hakkını bir türlü veremedik.
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Ekmeğimizi taştan çıkaran bir milletiz. Bizim petrol kaynaklarımız yok. Bizim en büyük kaynağımız, nitelikli insan gücüdür'' dedi.
Yılmaz, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın da katıldığı Bingöl Üniversitesinin 2010-2011 akademik yılı açılış töreninde, eğitimin önemine değindi.
Üniversitelerin, eğitimin yanında farklı misyonlarının da bulunduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
''Üniversiteler, ülkemizin ve içinde bulundukları yörelerin kalkınmasına, gelişmesine, refah düzeyinin artmasına, yaşam standartlarının yükselmesine katkıda bulunmaktadır. Özellikle bölgesel gelişmelerden sorumlu bir Bakan olarak üniversiteleri çok önemsiyorum. Gelişmenin, kalkınmanın, bölgesel gelişmenin de aynı zamanda lokomotifi olarak görüyorum. Bizim ülke olarak da bir vizyonumuz var. 2023 yılına doğru giderken 10 büyük ülke ekonomisi arasına girmek, milli gelirimizi 2 trilyon dolara çıkarmak, kişi başına milli gelirleri 20-25 bin dolara çıkarmak, Ar-Ge harcamalarını milli gelir oranına göre yüzde 3'lere indirmek ve buna benzer birçok uzun vadeli hedefimiz var. Bütün bunları gerçekleştirmede üniversitelerin de hayati bir rolü vardır.''
Özellikle geri kalmış yörelerde nitelikli insan gücü sıkıntısının yaşandığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
''Sıkıntısını çektiğimiz hadise, nitelikli insan gücüdür. Üniversitelerde nitelikli insan gücünün toplandığı bir havuz vardır. Biz hocalarımızdan çok büyük şeyler bekliyoruz. Sadece öğrencilerine ders vermelerini değil, içinde bulundukları bu toplumun bütün sorunlarına kafa yormalarını bekliyoruz. Bunlar sadece ekonomik sorunlar değil, sosyal sorunlar, çevresel sorunlar ve diğer sorunlardır. Bütün bu sorunlara hocalarımızın fikir geliştirmelerini, proje geliştirmelerini, yeni ilişkiler oluşturmalarını bekliyoruz. Üniversitelerimizdeki bu potansiyeli harekete geçirebilirsek, ben inanıyorum ki bunlardan KOBİ'ler de çiftçiler de sivil toplum örgütleri de faydalanacak.''
Üniversitelerdeki potansiyelin harekete geçirilmesiyle birlikte kamu kuruluşlarının farklı bir anlayışla çalışmalarını yürüteceğine işaret eden Bakan Yılmaz, ''Yeter ki bu insan gücümüzü bölgesel kalkınma sürecine mümkün olduğunca üst düzeyde dahil edebilelim. Biz ülke olarak ekmeğimizi taştan çıkaran bir ülkeyiz. Ekmeğimizi taştan çıkaran bir milletiz. Bizim petrol kaynaklarımız yok. Bizim en büyük kaynağımız, nitelikli insan gücüdür'' dedi.
-''BU HIZLA GİDERSEK ÜNİVERSİTEYE GİDECEK İNSAN ARAYACAĞIZ''-
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan da son dönemde dünyanın korkunç bir hızla ilerlediğini ve yüksek öğrenimin de bu gelişmeden nasibini aldığını söyledi.
Bu yıl liselerden 550 bin öğrencinin mezun olduğunu, üniversitelerde 700-800 bin kontenjan ayırdıklarını anımsatan Özcan, şöyle konuştu:
''3 tane değişim son zamanlarda yüksek öğrenimi etkiler durumdadır. Bunlardan bir tanesi dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de yüksek öğrenime olan talebin korkunç bir derecede artmasıdır. 'Son 20 yılda yüksek öğrenimin en büyük problemi nedir?' derseniz, size derler ki; 'Üniversite önlerinde bekleyen öğrencilerdir.' Bir türlü bu öğrencilerimize yüksek öğrenim hakkı vermeyi başaramadık. Ama çok iyi bir yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Mesela bu sene liselerden mezun olan 550 bin öğrencimiz vardı. Ama biz üniversitelerde 700-800 bin kapasite ayırdık.''
''Eskiden üniversiteye girmeyi denemiş, ama bir türlü başaramamış, bekleme durumunda olan öğrencilerin sayısından şikayet edip, bu öğrenciler olmasa biz herkesi üniversiteye alabilirdik'' düşüncesinde olduğunu belirten Özcan, sözlerine şöyle dedi:
''Şimdi eğer biz bu hızla devam edersek 30-35 yıl önce olduğu gibi üniversiteye gidecek insan aramaya başlayacağız. O duruma geldik. Bir de korku başladı içimde, vakıf ve devlet üniversitelerimizin sayısı 154'e çıktı. Kapasite bakımından, 'biraz fazla mı artırıyoruz?' diye bir endişe içinde olduğumu da bilmenizi isterim. Biz bu rekabete ne kadar hazır olduğumuzu, dünya üniversiteleri arasında nerede durduğumuzu görebilmek için geçen yıl Yabancı Öğrenci Sınavı'nı (YÖS) kaldırdık. Yani bir anlamda Türkiye'deki üniversiteleri yabancı öğrencilere açtık. Çok güzel şeyler oldu. Bu sınavları kaldırmamızla birlikte çeşitli üniversitelerimize yabancı öğrenciler, kayıt yapmaya başladı. Eğer böyle gidersek dünya üniversiteleri arasında nerede olduğumuzu, ne kadar cazip olduğumuzu, rekabet gücümüzün ne olduğunu yakın zamanda öğrenmiş olacağız. İlk defa böyle bir testle karşı karşıyayız.''
Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, Devlet Bakanı Yılmaz ve YÖK Başkanı Özcan'a plaket takdim etti.
Rektörlük binası ile Bingöl Üniversitesi konuk evi de hizmete açıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.