Yıldırım: Hangi kılıkta gelirse gelsinler bizi kandıramazlar
ANKARA
Başbakan Binali Yıldırım, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Saraybosna Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic'in 6-8 Nisan 2016 tarihlerinde Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Yıldırım, bugün de Balkanlar'da Türkiye için önemli ve müstesna bir ülke olan Bosna Hersek'e gitmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Yıldırım, "zambaklar ülkesi" olarak da bilinen Bosna Hersek'e yönelmenin, "eşsiz güzelliklere ve ortak tarihe yönelmek" anlamına geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu yıl ortalarında Bosna Hersek'e resmi ziyaret yapılacağını bildiren Yıldırım, dolayısıyla kendi ziyaretinin bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin altyapısını oluşturmak için de faydalı olacağını belirtti.
Yıldırım, iki gün sürecek ziyaret sırasında Zvizdic ile ikili ve heyetler arası görüşmeler yapacaklarını, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konsey üyeleri, Bosna Hersek Parlamento Temsilciler ve Halklar Meclisi Başkanlık Divanı üyeleriyle bir araya gelme fırsatı bulacaklarını aktardı.
Ayrıca Bosna Hersek'te iş yapan Türk işadamları ile Bosnalı işadamlarıyla bir araya geleceklerini de belirten Yıldırım, ziyareti kapsamında Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nin öğrencileriyle bir araya geleceklerini, bölgeye ve küresel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunacaklarını anlattı.
Başbakan Yıldırım, Saraybosna Üniversitesinin esasen Türkiye'den yüksek öğretime giden öğrencilerin de ağırlıklı yer aldığını vurguladı.
"Balkanların geleceği, istikrarı ve huzuru"
"Ortak tarihi, geçmişi ve ortak gelecek perspektifi olan Bosna Hersek'in istikrarı ve huzuru aslında Balkanlar'ın geleceği, istikrarı ve huzuru demektir" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"90'lı yılların başında yaşanan büyük acıların izleri hala hepimizin hafızasındadır. Dolayısıyla Balkanlar'da benzer bir sıkıntının, krizin, kaosun yaşanmaması için bölgedeki bütün ülkelere ortak sorumlulukla hareket etme görevi düşüyor.
Türkiye olarak da biz Balkanlar'ın huzuru, istikrarı için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Bütün bölge ülkeleriyle gerekli ikili veya çoklu temaslarımızı sürdürüyoruz."
Yıldırım, ziyaret vesilesiyle yapılacak görüşmelerde ekonomik konuları, karşılıklı yatırımları ve gittikçe artan ilişkilerin daha nasıl geliştirileceğine dair durumları ele alacaklarını söyledi.
Bosna Hersek ile ilişkilerin geliştirilmesinin sadece Bosna Hersek ile sınırlı olmadığının altını çizen Yıldırım, yapılacak her çalışmanın, Balkanlar'da yaşayan bütün ülkelerin refahına da ayrıca katkı sağlayacağını belirtti.
Yıldırım, ziyaretin hem Balkanlar'ın hem de Bosna Hersek-Türkiye ilişkilerinin gelişmesi için önemli bir vesile olacağına vurgu yaptı.
MGK bildirisindeki "proje terör örgütü" ifadesi
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisinde, PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleri için "proje terör örgütü" ifadesinin yer aldığının hatırlatılmasının ardından, "proje terör örgütü" ifadesiyle ne söylenmek istediğinin sorulması üzerine Yıldırım, "Aslında ifade kendisini anlatıyor. Bu örgütler, kendi iradesiyle ortaya çıkan örgütler değil. Bu projeyi hazırlayan birilerinin olduğunu ifade ediyor. Birilerinin amaçlarına hizmet etmek amacıyla geliştirilmiş, yönlendirilmiş, sipariş üzere kurulmuş örgütlerdir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bu örgütlerin "taşeron örgütler", bazen "arkalarında bir üst akıl olan terör örgütleri" olarak da tanımlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Burada vatandaşlarımızın, milletimizin dikkatini çekmek amacıyla böyle bir tabir Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde yer aldı. Zaten bunu görüyorsunuz. Hem Suriye hem yurt içinde terörle yaptığımız mücadele açık bir şekilde görüyoruz. Bunların, çeşitli ülkelerin uyruklarından ne Kürtlerin ne Türklerin ne de başka bir vatandaş grubumuzun dertleriyle ilgili bir oluşum içinde olmadıklarını açık seçik görüyoruz. Parayı kim verirse ona hizmet eden, bugün bu kılıkta, yarın başka kılıkta iş gören örgütler."
15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin PKK ile FETÖ'nün terör elemanlarının nasıl hareket edeceklerini teferruatlıca konuştuklarını belirten Yıldırım, şunları söyledi:
"Şimdi normal şartlarda bu örgütlerde bir amaç olsa, bir hedef olsa, kendilerine yönelik bir akılları olsa, dünya bir araya gelse bunlar bir araya gelemez. Hedef, Türkiye Cumhuriyeti'ni zora sokmak, yormak. Bunların yıkmak, parçalamak, bölmek gibi ütopik hayalleri dünya dursa gerçekleşmez. Ancak bizi meşgul edebilirler. Enerjimizi biraz burada sarf etmemize sebep olabilirler. Son iki yılda yaptığımız çalışmalarda Allah'a şükür, hem yurt içinde hem yurt dışında terör örgütlerinin her birine gereken cevabı verdik. Bu konuda da tamamen inisiyatif güvenlik güçlerimizin elindedir. Terör örgütü de sürekli yer değiştirerek, sürekli ad değiştirerek ayakta kalma gayreti içerisindedir."
"Türkiye Cumhuriyeti'ni ve aziz milletimizi kandıramazlar"
Rakka'da "Suriye Gelecek Partisi"nin kurulduğunun hatırlatılması ve "ABD'nin, bu yapıyı destekliyoruz açıklaması var. ABD'nin bu yapıyı, yeni süreçte askeri çözüm değil de siyasi çözüm olarak kullanacağı ve Türkiye ile bir pazarlık konusu yapacağı iddia ediliyor. SDG, SGP mi oldu? Nasıl bakıyoruz?" diye sorulması üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bunların sürekli yer ve isim değiştirdiklerini hep söyledik. Suriye'de başka isimle karşımıza çıkıyorlar, Irak'ta başka isimle karşımıza çıkıyorlar. Ama üzerlerindeki postu kaldırınca bunların kim olduğu çok açık şekilde meydana çıkıyor. Biz bunları iyi tanırız, hangi kılıkta, hangi isimle gelirse gelsin. Belki bazı dostlarımızı geçici bir süre kandırabilirler ama Türkiye Cumhuriyeti'ni ve aziz milletimizi kandıramazlar. Çünkü 35 yıldır biz bunlara karşı amansız bir mücadele ediyoruz. Kürt kökenli vatandaşlarımız, Türk kökenli vatandaşlarımız, herkes bunlardan ciddi şekilde zarar gördü. Hiçbir şekilde ne ülkemiz toprakları içerisinde ne de hiçbir şekilde ülkemizin sınırlarının etrafında böyle oluşumlar hayat bulamaz. Buna imkan vermeyiz."
Yıldırım, yerel seçimde AK Parti ile MHP'nin bir ittifak yapıp yapmayacağı sorusuna ise milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partilerin ittifak yapabilmelerine imkan sağlayan bir kanunun Meclisten çıktığını anımsatarak, buna göre isteyen partilerin, istediği başka partilerle müşterek seçime gidebileceklerini ifade etti.
Başbakan Yıldırım, "Şu aşamada MHP ile yapacağımız ittifak cumhurbaşkanlığı seçimini, milletvekili seçimini kapsıyor. Yerel yönetimler yani belediye seçimleriyle ilgili şu an için MHP ile ortak bir çalışmamız yok." dedi.
Muhabir: İlkay Güder, Ali Kemal Akan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.