Yıldırım: Faillerin PKK sempatizanı olduğu yönünde tespitler var
Yıldırım: Faillerin PKK sempatizanı olduğu yönünde tespitler var
Başbakan Yıldırım, Suruç'ta AK Partililere yönelik silahlı saldırıya ilişkin, "Faillerin veya zanlıların PKK sempatizanı olduğu yönünde polisin kayıtları var, tespitleri var." dedi.
İSTANBUL
Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber'de canlı yayında soruları yanıtladı.
- Suruç'ta AK Partililere silahlı saldırı: 3 ölü, 8 yaralı
- Kılıçdaroğlu'ndan Suruç saldırısı açıklaması
- Yıldırım: Suruç'taki saldırı vahim bir hadisedir
- Kalın: Failler adalet önüne çıkartılacaktır
- Soylu: Suruç'taki saldırı önceden kurgulanmış
- Erdoğan: Suruç hadisesinin arkasındakiler mutlaka bulunacak
Yıldırım, Suruç'ta AK Partililere yönelik saldırıyla ilgili bir soru üzerine, Suruç'ta hiç de hazzetmedikleri bir olayın yaşandığını belirterek, milletvekilleri İbrahim Halil Yıldız'ın Suruç'ta seçim çalışmaları esnasında bir iş yerinde kardeşleriyle beraber silahlı saldırıya uğradığını söyledi.
Olayda Yıldız'ın kardeşi ile orada bulunan 2 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Yıldırım, "Toplam 9 kişi yaralı, yaralıların bir kısmı Gaziantep'te, bir kısmı Ankara'ya nakledildi. İlçede durum gergin. Tabii emniyet elemanlarımız, valimiz, kaymakam, olayları yatıştırmak için gerekli gayreti gösteriyorlar. Şu anda kontrol altına alınmış durumda." diye konuştu.
Yıldırım, böyle bir olayın olmasını katiyetle tasvip etmediklerini belirterek, sebebi ne olursa olsun, zorla kanla seçimin kazanılamayacağını söyledi.
Seçimin demokrasi, insanların iradelerini hür bir şekilde sandığa yansıtması demek olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ümit ederim arkasında bölücü örgütün parmağı olmaz, gelen ilk işaretler bu yönde. Bu yönde tespitler var. Faillerin veya zanlıların, PKK sempatizanı olduğu yönünde polislerin kayıtları, tespitleri var. Olayın üzerine gidiliyor, kurgulanmış bir olay mıdır, o anda mı gelişmiştir. Tabii İçişleri Bakanımızın daha önce planlanmış bir olay olduğu yönünde açıklamaları var. Bunlar da dikkate alındığında olay bütün boyutlarıyla ele alınacak, incelenecek. Milletvekilimizi aradım, başsağlığı diledim. Tabii teeniyle, sükunetle hareket etmek lazım. Şartlar ne olursa olsun bir demokrasi şölenini büyük bir husumete, kavgaya dönüştürmemek lazım."
"Mesele Türkiye'nin bekası olunca gerisi teferruattır"
Başbakan Binali Yıldırım, "Bizim prensibimiz çok açık. Muhatabımız kim olursa olsun, hudutlarımızın güneyinde bir terör devleti, bir terör oluşumuna Türkiye olarak asla müsaade etmeyiz. Burada muhatap kim olursa olsun, bir önemi yok. Mesele Türkiye'nin güvenliği, mesele Türkiye'nin bekası olunca gerisi teferruattır." dedi.
Başbakan Yıldırım, Kandil operasyonuna ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de son iki yılda terörle mücadelede bir yöntem değişikliğine gittiklerini anlatarak, Ağustos 2016'dan itibaren savunma amaçlı değil, taarruz amaçlı bir mücadele yöntemini belirlediklerini söyledi.
Yurt içinde artık terör örgütünün ciddi bir varlık göstermesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Özellikle Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı Harekatı ile terörü kaynağında yok etme yönünde Türkiye ciddi bir tecrübe kazandı ve Fırat Kalkanı da Zeytin Dalı da oldukça başarılı operasyonlar oldu. Bugün Suriye ile aşağı yukarı 250 kilometrelik bir sınırımızı, tamamen sınırlarımızın güneyinde bir güvenlik kuşağı oluşturmak suretiyle kontrol altına aldık. Bu, arzu ettiğimiz bir şey değil ama orada artık bir devlet otoritesi olmadığı için iç savaş devam ettiği için terör örgütleri için uygun bir zemin oluşturuyor."
Yıldırım, benzer bir durumun Irak'ta da olduğunu ancak Irak'taki durumun yeni olmadığını anlatarak, yıllardan beri Türkiye'ye gelen terörün, teröristlerin kaynağının orası olduğunu ifade etti.
Şimdi Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı'na benzer bir şekilde Kuzey Irak'ta tamamen terörden arındırılmış bir güvenlik bölgesi oluşturmak mecburiyetinde olduklarının altını çizen Yıldırım, "Şu anda birliklerimiz o bölgede faaliyetlerini sürdürüyor. Yaklaşık 30-35 kilometre derinlikte bir alanda temizlik yaptılar ama daha güneye, alanı daha da geliştirmek için de gerekli faaliyetleri icra edecekler ta ki bu bölgeden ülkemize herhangi bir terör saldırısı gerçekleşmesin." diye konuştu.
Yıldırım, Kuzey Irak'ta önceden de operasyon yapıldığını ancak onların kalıcı olmadığını dile getirerek, "Hava unsurlarımızla bu operasyonları yapıyorduk. Şimdi artık sahada temizlik yaparak, sahayı emniyet altına alarak bir çalışma yapıyoruz." dedi.
"Silahların toplanması yönünde ciddi bir gayreti göremiyoruz"
Özellikle DEAŞ ile mücadele adı altında ABD'nin PKK'nın Suriye'deki uzantılarıyla iş birliği yaptığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunlar esasında milisler falan değil, Suriye'nin derdini, sorunlarını veya Suriye'deki iç savaştan, Esed'den mağdur olmuş tipler değil. Bunlar yerli halka zulmeden, yerli halkın mallarını, mülkünü ellerinden alan, çocuklarını zorla asker yapan terör örgütünün ta kendisidir. Bunlar bu gücü, Amerika'dan aldıkları silahları ne yazık ki bölgede terör hakimiyeti kurmak için kullanıyorlar. Biz Amerika'yı defalarca uyardık. Bir devletin, bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütünü kullanamayacağını, bunun devletler hukukuna uymayacağını, hele hele NATO'da ortak olan Amerika'nın bunu yapmaması gerektiğini söyledik. Onlar da 'Bu bir tercih değil, bu bir mecburiyet' dediler. 'Onun için bunları kullanıyoruz' dediler. Şimdi DEAŞ da bitti ama orada silahların toplanması yönünde ciddi bir gayreti göremiyoruz."
"Verilen sözler ilk defa yazılı hale geldi"
Münbiç'te uzun atışmalar, tartışmalar sonucu bir noktaya gelinerek bir yol haritasının benimsendiğini vurgulayan Yıldırım, bunun da uygulanmasının başlandığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım, geçmişten gelen güven zafiyeti nedeniyle burada da süreci dikkatle izlemek mecburiyetinde olduklarına işaret ederek, "Verilen sözler ilk defa yazılı hale geldi. Yazılı hale gelmesi müspet bir adım olmakla beraber uygulamayı takip edeceğiz. Bizim prensibimiz çok açık. Muhatabımız kim olursa olsun, hudutlarımızın güneyinde bir terör devleti, bir terör oluşumuna Türkiye olarak asla müsaade etmeyiz. Burada muhatap kim olursa olsun, bir önemi yok. Mesele Türkiye'nin güvenliği, mesele Türkiye'nin bekası olunca gerisi teferruattır." değerlendirmesinde bulundu.
Yol haritasına silahların teslim edilmesinin de dahil olduğunu anlatan Yıldırım, bunun konuşulduğu gibi devam etmesini umduğunu söyledi.
Başbakan Yıldırım, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde de bu sözlerin verildiğine dikkati çekerek, "Ama bir türlü yerine gelmemişti. İnşallah bu sefer bir hayal kırıklığı yaşamamış oluruz." dedi.
Seçimden sonra bu operasyonların kapsamının genişleyip genişlemeyeceği sorulan Yıldırım, bunu seçime endeksli bir iş olarak görmediklerine, buna Türkiye'nin güvenlik meselesi olarak baktıklarına vurgu yaparak, "Seçim öncesi şunu yapalım, seçim sonrası bunu yapalım diye bir incelik ortaya koymak yanlış olur. Güvenlik ihtiyaçlarımız nerede zuhur ederse orada gerekli operasyonları yaparız. Bunun gerekli emirleri, talimatları zaten silahlı kuvvetlerimize verilmiş vaziyette. Her seferinde dönüp bizden yetki almaları gerekmiyor" diye konuştu.
"Doğrudan İran'dan böyle bir talepte bulunmadık"
Yıldırım, İran'ın özellikle PKK ile mücadele konusunda Türkiye ile ayrışan bir konumda olmadığını belirterek, her türlü iş birliğine hazır olduğunu ifade etti.
İran'ın operasyonel anlamda katkıda bulunup bulunmadığı sorulan Yıldırım, "Doğrudan onlardan böyle bir talepte bulunmadık ancak İran'da; Irak'taki, Suriye'deki durum yok, orada devlet otoritesi var. Onların da teröre bakışı bizim gibi, o bakımdan daha iyi bir koordinasyon içindeyiz." yanıtını verdi.
Yıldırım, gerek FETÖ'yü, PKK'yı, DEAŞ'ı, Türkiye'nin bekası meselesi olarak gördüklerini ifade ederek, terörün bir ülkeyi yok ettiğini komşu ülkeden gördüklerini söyledi.
Ülkenin böyle bir tehditle karşı karşıya olduğu bir durumda, ülkeyi yönetmeye talip olan adayların, partilerin bazılarının terörü hiç gündemine almamasını normal karşılayamadıklarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Sanki Türkiye'nin gündeminde terör yok. Anketlere bakıyorsunuz, ekonomi, terör, işsizlik. Bunlar bazen yer değiştiriyor. Şimdi terör üçüncü sıralara geldi ama hala Türkiye'nin önemli gündem maddesi. Hal böyle iken bu, gerek Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı, gerekse diğer adaylar, meydanlarda terörle mücadele konusunda kararlı bir söylem ortaya koyamıyorlar, koymuyorlar. Başka bir hesap mı var? Birileri rahatsız olur diye bu konuyu gündeme mi getirmek istemiyorsunuz? Bu konuyu açık seçik, 'Bu memleket meselesidir, terör Türkiye'nin başının belasıdır' dediğiniz zaman acaba birileri size desteğini çekecek mi? Öyle bir endişeniz mi var?"
"Kayıt dışı bir iş birliği var"
"Terörle ilgili niye konuşmuyorsunuz, kararlılık mesajı niye vermiyorsunuz, terörün adeta emri, esareti altına girmiş parti hakkında niye ağzınızı açmıyorsunuz?" diye soran Yıldırım, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, geçmiş yıllarda, "Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş'tır" dediğini aktardı.
Yıldırım, İnce'nin adaylığı açıklanır açıklanmaz HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyarete gittiğini ifade ederek, "Ciddiyetsizlik diz boyu gidiyor." dedi.
CHP ile HDP arasında bir iş birliği olduğu iddialarına ilişkin görüşü sorulan Yıldırım, bunun yaygın bir şekilde konuşulduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kayıt dışı bir iş birliği var. Öyle bir şey olmazsa teröre karşı, terör destekçilerine karşı FETÖ'ye, PKK'ya ve uzantılarına karşı aslanlar gibi çıkıp bağıran, çağıran gereğini yapan kaç tane parti var? Cumhur İttifakı'ndan başka var mı? MHP kararlı, söylemini ortaya koyuyor. Biz de zaten söylem değil, eylemiyle beraber sahadayız. Hem mücadele ediyoruz hem de bu konunun ülkemiz için vazgeçilmez bir beka meselesi olduğunu biliyoruz."
Türkiye üzerinde bir oyun oynandığını, bu oyunları bozmak dışında bir çarelerinin olmadığını anlatan Yıldırım, özellikle Kürt vatandaşlar üzerinden ve onların kanları üzerinden ortaya konan bu oyunlara "Dur" diyeceklerini vurguladı.
"Kürtlerin sorunu PKK'dır"
Yıldırım, bunu 24 Haziran'da başaracaklarını belirterek, "Kürtlerin sorunu, PKK'dır. En büyük sorun, PKK terör örgütüdür. Çözüm bu PKK terör örgütünü hem içeride hem dışarıda bir daha geri gelmemek üzere bitirmektir. Aramıza husumet sokan bunlardır. Fitne sokan bunlardır. Kürdü de Türkü de gözünü kırpmadan öldüren bunlardır. Bunların üst aklı dışarıdadır, bellidir. Olay bu kadar net."
Başbakan Yıldırım, Suruç'ta AK Partililere yönelik saldırıya ilişkin de "Olaya karışanlardan birinin PKK'ya yataklıktan, PKK'ya adam göndermeye aracı olmaktan poliste kaydı var." dedi
"OHAL'in uzatılacağını düşünmüyorum"
Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni dönemde OHAL'ın süresi bitince tekrar uzatılmayacağını düşünüyorum." dedi.
Başbakan Yıldırım, seçimlerde çoğunluk sağlanmaması durumunu beklemediklerini söyledi.
Seçime gidileceğini, milletin desteğiyle seçimi başarıyla tamamlayacaklarını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olarak milletimizin desteğiyle seçeceğiz. Olay bu kadar net. Meclis de oluşacak. Bizim herhangi bir endişemiz yok. Milletin işi gücü yok sürekli seçimle mi uğraşacak? Seçim, seçim ne olacak ekonomi? Yatırımlar, gençlere iş bulma ve daha önemli işler var. Bu anayasa değişimini seçim yapalım, bir daha seçime gidelim diye yapmadık. İstikrarı sağlamak ve 5 yıllığına artık seçim derdi düşünmeden gitmek... Parlamentonun herhangi bir seçilen bir Cumhurbaşkanı ile ters bir kompozisyonda olacağı kanaatinde değilim. Öncü göstergeler de bunu doğruluyor."
Yüzde 50 artı 1 değişikliği nedeniyle bir pişmanlıklarının söz konusu olmadığının altını çizen Yıldırım, "Yüzde 50 artı 1'i bu anayasa değişikliğinde getirmedik. 2010 değişikliğinde koyduk. 2010 değişikliğinde koyduğunuz bir kuralı temsilde adaleti azaltacak şekilde geriye getirmek herhalde doğru bir şey olmazdı. Geriye gidiş olabilirdi. O yüzden hiç böyle bir şey düşünmedik." ifadelerini kullandı.
"ABD bayrağı da FETÖ'cüleri kurtaramaz"
FETÖ darbe girişiminin önemli aktörlerinden biri olan Adil Öksüz'ün yakalanması ve ABD'de yaşayan yakınlarının ABD bayrağını öpme olayı ile gündeme geldiklerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Adil Öksüz, bu FETÖ darbe girişiminin önemli isimlerinden biri. Ne yazık ki, yine o kargaşada FETÖ elamanlarınca yurt dışına kaçışı sağlandı. Almanya'da olduğuna dair bir istihbari bilgiye sahibiz. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden kendisinin iade edilmesi hususunda Alman hükümetine resmi müracaatta bulunduk. Şimdiye kadar 'Bizde böyle biri yok veya var' şeklinde bir cevap gelmedi. Reddedilmediğine göre bu 'olabilir' anlamına geliyor. Dolayısıyla bu konuda Alman makamlarıyla karşılıklı olarak Adalet Bakanlığımızın teması devam ediyor. Bu işin bir tarafı. İşin diğer tarafı Amerika'da Adil Öksüz'ün yakınları kilisede toplanıyorlarmış, ağlıyorlarmış, Amerika bayrağını öpüyorlarmış. Nereye öperlerse öpsünler, onları Amerika bayrağı da kurtaramaz. Bu kadar insanın kanına girdikten sonra Türkiye'yi büyük bir badireye soktuktan sonra onları hiçbir şey kurtaramaz. Eninde sonunda Türk adaletine hesaplarını verecekler. Dünya onlara dar gelecek."
FBI'nın yaptığı soruşturmanın doğrudan FETÖ ile ilgili olamadığını söyleyen Yıldırım, "FETÖ terör örgütünün kara para aklama değerlendirmesiyle bir soruşturma yapılıyor. Bizim MASAK'tan da elemanlar orada. Adalet Bakanlığından da birileri gidip birileri geliyor. FETÖ okullarındaki parasal işlemlerin ve Türkiye'den hayır hasenat paralarının nasıl oraya transfer edildiği tespit edildi. Buradan transfer edilen paraların teröre kaynak kullanıldığı yönünde bilgi aktardık. Bunun üzerine soruşturma yapılıyor. Para nakli sadece bankacılık üzerinden değil efektif de gitmiş." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, bazı görgü tanıklarının Adil Öksüz'ün adresini tespit etmeleri üzerine tekrar hızlı bir şekilde gündeme geldiğini anlattı.
"FETÖ, Türkiye'de hangi partiyi destekliyor?" şeklindeki bir soruya Yıldırım, "AK Parti'yi desteklemediği kesin. Gerisine siz karar verin. Geri kalan herkesi destekleyebilirler. Bunların kıblesi yok. Yani bir yerde birini destekler, öbür yerde öbürünü destekler." ifadelerini kullandı.
"Kandil'de işaret, FETÖ'den talimat alanların bu ülkeye bir faydaları yok" diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ben kimseyi hedef alarak bir şey söylemedim. Ama üzerine alan varsa bir mahsuru yok. Birisi (Meral Akşener) üzerine aldıysa, hayırlı olsun. Yarası olan gocunur. Ben isim vermedim, kimseyi muhatap almadım. Demek ki, ses verdim. Yani biz elimizdeki verilere göre konuşuyoruz. FETÖ ile PKK ile mücadelede, Türkiye'nin bekası konulara adaylar değinmiyorsa, olayları üstü kapalı geçiyorsa bunun normal karşılanmasını kimse beklemesin. Bizim dediğimiz bu. Herkese düşen görev çıkıp 'Biz PKK'ya karşıyız' demeleridir. Bunu HDP'den beklemem. Böyle bir ümidim yok. HDP, tamamıyla PKK'nın esaretinde olan bir partidir. Kürtlerin partisi falan değildir. Türkiye'nin partisi de değildir. Bir bölgede etnik siyasetle ayakta kalmaya çalışan - Ha bundan da bir şey yok. Etnik siyaset de yapabilir - ama bölücülük yapmayacak. Terör örgütüyle birlikte olmayacak. Adı terör örgütüyle anılmayacak. Bu tamamıyla Anayasa ve yasalarımıza, devlet geleneğimize aykırı. Bu çıkmaz yoldur. Seçimde kazanabilirler. Yine hukuki sorunlarla baş başa kalacaklar. Ya kendilerine çeki düzen verecekler ya da siyaset yapamayacaklar. Bu kadar açık ve seçik. Bu millet buna müsaade etmez."
Türkiye'nin en büyük kaynağının genç nüfusu olduğunu ancak alçak terör örgütlerinin gençlerin hayallerini yok ettiğini dile getiren Yıldırım, "Artık terörden de büyük oranda kurtulduğumuz için gençlerimizi geleceğe hazırlayacak projelere öncelik veriyoruz." dedi.
"Trump'ın tavrı herkesi şaşırtıyor"
Ekonomik konulara değinen Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"G-7 Zirvesinde bir sonuca varamadılar. Kanada ile Amerika tek devlet olmuş gibiydi. Birbirleriyle hiç çatışmayan iki ülkeydi ama damarına basınca, menfaatine dokununca canını acıtınca Kanada da sonunda isyan etti. Özellikle Trump'ın ön görülmeyen tavrı herkesi şaşırtıyor. Dünya ekonomisiyle şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Uzun süreden beri, geçtiğimiz 10 senede gelişmiş ülkeler, o ülkelerdeki fonlar, Amerika'da, Avrupa'da faizler çok düşük olduğu için gelişmekte olan ülkelere akıyordu. Bu şekilde Amerika'dan 4,5 trilyon dolar, Avrupa Birliği'nde de 2,4 trilyon avro gelişmiş ülkelerin piyasalarına enjekte edildi, verildi. Şimdi bu sefer de Amerika ve Avrupa Birliği faiz artırmaya başladı. Faiz artırmanın anlamı, 'Artık burada şartlar cazip. Oralarda yatırımlarınızı tutmayın. Buraya getirin.' Bunun üzerine kaynak çıkışı olmaya başladı. Bizim gibi ülkeler, kaynakları kıt, ihtiyaçları fazla olan ülkeler. Dolayısıyla küresel kaynak kullanarak büyüyen bir ülkeyiz. Bu olumsuz bir özellik. Petrol fiyatlarına da düzenli olarak artış geliyor. Bu da döviz dengemizi ve cari açık dengemizi bozan ikinci önemli husus. Bu iki şey bizim elimizde değil. Bunların getirdiği olumsuzluk var."
"Aldığımız tedbirlerle 7,4 büyümeye geldik"
Başbakan Binali Yıldırım, bütün olumsuzluklara rağmen kamu borç yükünün benzer ülkelere göre çok iyi durumda olduğunu belirtti. Toplam borcun da iyi noktada olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bizdeki konu şu: Maalesef 15 Temmuz ile beraber ve OHAL'in devreye girmesiyle özellikle değerlendirme kuruluşları, üst üste Türkiye'nin büyüme tahminlerini düşürdüler ve olumsuz bir tablo ortaya koydular. Onların dediği çıkmadı. 2016'daki darbeye rağmen biz 3. çeyrekte yüzde 4'ün üzerinde küçülmemize rağmen toparladık ve yüzde 3,2 büyüme ile kapadık. Fakat ondan sonra kötümser durmadı. Devam etti. 'Türkiye küçülecek, büyümeyecek' gibi değerlendirmeler yapıldı. Aldığımız tedbirlerle ondan sonra 7,4 büyümeye geldik. Bunu gördüler. Ondan sonra bir tık artırmaya başladılar. Seçim kararı alındıktan sonra da bu sefer 'Türkiye'yi izlemeye aldık' dediler. Bu gündemlerinde yok. Çok masum bir şey değil. Soru işaretleri oluşturmaya yönelik hareketler bunlar. Aldığımız tedbirlerle bunun da üstesinden geldik."
"Herkes işini yapsın. Biz işimizi yapıyoruz" diyen Yıldırım, son on yılda Avrupa Birliği'nin sağladığı istihdamın daha fazlasını Türkiye'de sağladıklarını vurguladı.
Yıldırım, şu bilgileri paylaştı:
"8 milyon vatandaşımıza iş bulmuşuz. Avrupa Birliği'nin 28 üyesi bu kadar istihdam sağlayamadı. Bu çok enteresan bir şey. Biz daha ne yapacağız? Reel, ihracatı, özel sektörü destekliyoruz. Merkez Bankası'nın işi de sermaye piyasalarını ve para politikalarını takip etmek. Enflasyon hedeflerini tutturmak. Neticede herkes işini yapacak."
Dövizde kıpırdamalar olduğunun ama fevkalade bir durum beklemediklerini ifade eden Yıldırım, "Bir ara ateşi çıkmıştı ama şu anda makul düzeyde devam ediyor." dedi.
Yıldırım, OHAL ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni dönemde bir uzatmaya gitmeyeceği yönünde bir açıklamada bulunduğunu hatırlatarak, "Yeni dönemde OHAL'ın süresi bitince tekrar uzatılmayacağını düşünüyorum." diye konuştu.
Seçmene "oy kullanın" çağrısı
Vatandaşlara, seçime katılmayı ihmal etmemeleri çağrısında bulunan Yıldırım, "Tatile gidip seçimi unutmayalım. Tatile gidelim, tatilimizi yapalım ama 24'ünde nerede oy kullanacaksak orada olalım. Vatandaşlık görevimizi ihmal etmeyelim." dedi.
Muhabir: Murat Paksoy-Adem Demir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.