Yeni Zelanda Müslüman katliamının şifreleri; Ortodoks Hristiyan terörü görüntülü Alman işi!
Çelikdönmez: Yeni Zelanda Müslüman katliamının şifreleri; Ortodoks Hristiyan terörü görüntülü Alman işi!
Yeni Zelanda’da Christchurch kentinde iki camiye Cuma Namazı sırasında düzenlenen saldırıda en az 49 Müslüman can verdi. Saldırıyı düzenleyen Hristiyanteröristler, Cami içinde öldürdükleri Müslümanları kameraya kaydedip dünyaya izletti.
İslam ve Müslümanlar, Yeni Zelanda için demografik tehlike değil…
Yeni Zelanda çatışma riskinin yüksek olduğu risk bölgelerinde yer almıyor. Ne etnik ne de dini çatışma yaşanmadı. Toplam 5 milyon nüfusa sahip ülkede Müslüman nüfus 50 bin civarında. Ayrıca, 1.500 de Türk vatandaşı bu ülkede bulunuyor.
- Yeni Zelanda'daki cami saldırıları birçok ülke tarafından kınandı
- Bahçeli: Tablo insanlık vicdanını harap etmiş, hüsrana sürüklemiştir
- Erdoğan: Müslümanlar olarak asla baş eğmeyeceğiz
- TBMM'den Yeni Zelanda'daki terör saldırısına ortak kınama
- Yeni Zelanda'daki terör saldırısında ölenlerin sayısı 50'ye yükseldi
- Terör saldırısında yaralanan Türk vatandaşı saniyelerle kurtuldu
1950’lerde yapılan nüfus sayımlarına göre ülkede Müslüman sayısı 200 civarındaydı.İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hükümetin sınırlı da olsa başka ülkelerden göçmenlere kapılarını açması üzerine Türkiye’den ve Balkanlar’dan gidenMüslümanlar, özellikle Auckland bölgesine yerleşti.
Günümüzde bu ülkedeki Müslümanların 23’ü Yeni Zelanda doğumlu. Araplar, Malaylar, Endonezyalılar, İranlılar, Somali’den ve Balkan ülkelerinden gelenler olmak üzere kırka yakın etnik gruptan Müslüman, bu ülkede yerleşik durumda.
2013'te yapılan nüfus sayımına göre Müslümanlar, Yeni Zelanda nüfusunun yüzde 1'inden biraz fazlasını oluşturuyor.
Yeni Zelanda’da Sırplar ve Rumlar da yaşıyor…
Yeni Zelanda’da sadece Balkan Müslümanları yaşamıyor. Sırplar da bu ülkede var.
Sırbistan'dan kitlesel göç gerçekleştiğinde, 1990'lı yıllarda Sırp göçmenlerin çoğunluğu ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı tercih etmişti.
Fener Rum Ortodoks Patrikliğine bağlı Uzakdoğu'da AvusturalyaBaşepiskoposluğu faaliyette. Yeni Zelanda Metropolitliği ile Avustralya ve Yeni Zelanda Makedon Ortodoks Piskoposluğu var.
Camiye saldıran teröristin kimliği?
Saldırganlardan en bilineni 28 yaşındaki sağ sektörden terörist Brenton Tarrant,İngiliz kökenli bir Avustralyalı terörist. Aslında ne olduğu kim olduğu muallakta.
Kendi ifadesine göre, Avustralya’da düşük gelirli işçi sınıfından bir aileye mensup. Ancak kendisinin sosyal medya hesaplarında İskoç, İrlanda ve İngiliz karışımı birmelez olduğunu belirtmesi dikkat çekici.
Geçici süreyle Yeni Zelanda'ya taşınan "normal beyaz bir adam"mış. Brenton Tarrant’ı finans eden Bitconnect sistemi.
Brenton, kısa bir süre için Bitconnect'e yatırım yaptı ve buradan elde ettiği kazancını seyahat etmek için kullandı. En son çalıştığı iş yeri ise bir kebapçı.
Kebab (Turkish kebab) yemek kültürleri içinde Balkan, Anadolu ve OrtadoğuMüslüman mutfağına ait bir etli yemek türü.
Türk ve Müslüman düşmanı terörist Brenton Tarrant’ın, kebapçı dükkânında çalışması gerçekten çok dikkat çekici.
Camiye saldıran terörist neden Türk düşmanlığını öne çıkardı?
Terörist Brenton Tarrant’a göre yaptığı terörist eylem bir “haçlı” saldırısı. Yeni Zelanda'daki katilin silahının üstüne yazdığı veya yazdırılan bazı kelimeler neredeysekör göze parmak dedirten cinsten.
732 Tours (Endülüs Emevileri'nin Paris'in güneyinde Franklara yenilmesi ve Avrupa'daki ilerleyişinin durması)
1683 Viyana (Osmanlı'nın Avrupa'dan çekilme sürecinin başlaması)
Turcofagos (Türk yiyici).
Saldırının gerçekleştiği Nur Camiinin bulunduğu Christchurch kasabasının Türkçekarşılığı ise “Mesih Kilisesi” anlamında.
Tüm bunlar bir araya getirildiğinde karşımıza kişinin bilinçaltına gönderilen gizli mesaj “Subliminal operasyon” ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.
Hedef saptıran, suyu bulandıran ayrıntılar…
Ortodoksların, Balkanlar dışında Müslümanlarla bir hesaplaşması yok.Afganistan, Sovyet döneminde işgal edildi.
Ancak ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri için aynı şey söylenemez. İslami fobi üzerindeDAEŞ/IŞİD terörünü topyekûn İslam ülkelerine musallat eden küresel güç, Katolik/ Protestan genler taşıyor.
Yeni Zelanda’da öldürülen Müslümanlar üzerinden Türk düşmanlığı da neyin nesi? Bu teröristlerin kullandıkları söyleme bakıldığında Katolik/Protestan terminoloji görülmüyor.
Türklere yönelik olarak diyorlar ki, "Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında. Ama Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."
Vatikan hiçbir zaman Doğu Roma Kilisesini meşru kabul etmedi. Hatta TürklerinBizans İmparatorluğuna son vermesine içten içe sevindiler.
Dolayısıyla hiçbir Katolik veya Protestan’ın gündeminde hiçbir zaman İstanbul’un Hristiyan başkenti veya Ayasofya’nın yeniden Kilise olması yer almaz.
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Kilisenin çan kulesindeki Haç’a pisleyen kuşun hikâyesini andırıyor.
Kıssadan hisse; “Güvercinin biri durmadan bir kilisenin 'çan'ına pisler. Güvercin çana pisler, papaz temizler; ertesi gün güvercin yine pisler, papaz yine temizler… Güvercin pisler, papaz temizler… Bir gün, iki gün, üç gün derken papazın canına tak eder ve güvercini yakalamaya karar verir.
Papaz, çanın yanına biraz ekmek, biraz şarap koyar. Ertesi gün, yine aynı görevi yerine getirmek için çanın yanına gelen güvercin manzarayı görünce dayanamaz ekmeği bi güzel mideye indirdikten sonra şarabı da höpürdetir.
Güvercin çana yine pisler ama sarhoş olduğundan bu kez kaçamaz ve oracıkta sızıp kalır.
Papaz, güvercini yakaladıktan sonra tokatlayarak uyandırır ve o hiddetle:
-Nesin ulan sen nesin?..
der ve devam eder:
-Müslüman olsan şarap içmezsin, Hristiyan olsan çana pislemezsin. Hangi dindensin sen?”
Terörist Brenton Tarrant ve tayfası da çana pisleyen ama şarap için hangi dinden olduğu anlaşılmayan kuş misali.
Yeni Zelanda, Avustralya’dan, Avustralya, Birleşik Krallık yani Britanya’dan ayrı düşünülmez…
Yeni Zelanda, meşruti monarşi ve parlamenter demokrasi ile yönetiliyor. Devlet başkanı Kraliçe II. Elizabeth.
Kraliçeyi, Yeni Zelanda Başbakanının teklifi üzerine genellikle beş yıllık sürelerle atanan Genel Vali temsil ediyor.
Kraliçe ve Genel Vali tarafsız ve simgesel konumda. Yeni Zelanda Genel Valisi 28 Eylül 2016 tarihinden bu yana Patsy Reddy. Ülke İngiltere’nin denetiminde.
Yeni Zelanda ve Avustralya, İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations üyesi. Avustralya ve Yeni Zelanda 1942 ve 1947’de topluluğa katıldı. Yeni Zelanda, Avustralya ve İngiltere arasında kopmaz bir bağ olduğu söylenebilir.
Saldırıyı boşuna üstünüze alınmayın! Hedef İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations…
Saldırı her ne kadar Müslümanlara yönelik olsa da ve Türklere mesaj verilse de asıl hedef; İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations.
İşin içinde Hırvatlar var.
Alman İstihbaratı var.
Brenton Tarrant'ın saldırıya giderken Hırvat faşist çeteleri Ustaşa'ların dinlediğiSırp şarkısı “watch out ustase and Turks”. Sırp şarkısı, ırkçı ve İslam karşıtıtemalı.
Ustaşalık veya Ustaşlık, İkinci Dünya Savaşı'nda Yugoslavya topraklarında etkinlik gösteren faşist hareket.
-1943 - Hırvat faşist Ustaşa askerleri Grabovac köyünden Sırp, Branko Jungić'in kafasını kesmeden hemen önce…-
Ustaşalar, Yugoslavya topraklarında Sırplara karşı olan unsurları destekleyen Almanişgal yönetimi tarafından desteklendi.
1 Mayıs 1995’te, Hırvat Ordusu, Neo-ustaşa düşüncesiyle birlikte Sırplara etnik bir temizlik için Batı Slovanya’da katliama başladı. Bu katliamın en acı verici kısmı ise tıpkı Srebrenitsa’da olduğu gibi bölgenin Birleşmiş Milletler Barış Gücü kontrolünde iken halkın böyle bir vahşete tanık olmasıydı.
Batı Bosna’da 68 bin Sırp erkek, kadın ve çocuk Ustaşalar tarafından toplama kamplarına gönderildi ve çoğu öldürüldü.
Neo-ustaşalar (Hırvat) 1995 yılının Eylül-Ekim aylarında 120.000 Sırp sivili katletmiş, bunun ardından Saraybosna, Hırvat-Boşnak idaresine dahil edilmiş, Sırpların, Saraybosna’dan kaçışının ardından NATO tamamen Bosna-Hersek’i işgal etmişti.
TRT World’ün, Yeni Zelendalı editörü Yasmine Ryan’ın intikamı…
Bu menfur terör saldırısı üzerine bir dostum, 1 Aralık 2017’de 10 yıldır gazetecilik yapan, TRT World’ün Yeni Zelandalı editörü Yasmine Ryan’ın şüpheli ölümünü gündeme getirdiğim yazıyı hatırlattı ve muhtemelen Türklere yönelik mesajın bu ölüm vakıası ile ilgili olabileceğine değindi.
Bilemiyorum...
Cami saldırısında Türkler ölmediyse Avustralya /Canberra Büyükelçiliği Müsteşarı Sadık Üstün sayesindedir...
Canberra Büyükelçiliği Müsteşarı Sadık Üstün’ün gayretleri sayesinde çok şükür Türk vatandaşlarından yaralanan var ama ölen yok.
Sadık Üstün Kim?
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın 15 Temmuz gecesi görüştüğü MİTmensubu. Kara Harp Okulu’nda Öğrenci Alay Komutanlığı yapmış bir isim.
Bazı iddialara göre; Sadık Üstün, Hakan Fidan tarafından özel bir misyonla MİT’ealındı. Görevinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde cemaate yönelik tasfiye operasyonlarını koordine etmek olduğu, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki isim listeleri üzerinde çalıştığı, direkt Fidan’a bağlı hareket eden ve teşkilat içerisinde ‘paralel MİT’İ kuran adam.
Ders I: Saldırı Müslümanlara yönelik ama asıl hedef İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations.
Ders II: Saldırıyı gerçekleştirenler tilki sapıtması yapıyor.
Ders III: Alman istihbaratı işin içinde.
Ders IV: Devletimiz vatandaşlarını Yurt dışında da koruyor.
Bu hain saldırıda hayatını kaybeden Müslümanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.