Yeni yılda psikolojik iyi oluş ve mutluluk sağlayacak tavsiyeler…

Yeni yılda psikolojik iyi oluş ve mutluluk sağlayacak tavsiyeler…
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, iyilik yapmanın sadece karşı tarafı değil, kişinin kendisini de mutlu ettiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:

Sosyal mesafe olsun, psikolojik mesafe olmasın!

Yeni yıla sayılı saatler kala uzmanlar psikolojik iyi oluşu ve mutluluk sağlayacak tavsiyelerini paylaştı. Uzmanlar 2022’de mutlu olmak için yeni yerler görmeyi, dostlukları artırmayı, çözülmeyecek sorunlar yerine çözülebilecek sorunlara emek vermeyi, yaşanılan çevrede değişiklikler yapmayı ve yeni hedefler belirlemeyi tavsiye ediyor. Mutluluk kaynağı olduğu için ise sosyalleşmeye önem verilmesini, karşılıksız iyilikler yapılmasını öneriyor… Yeni yılda sosyal mesafe olsun, psikolojik mesafe olmasın! Hatırlatmasında bulunuyor…

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ve NP Etiler Tıp Merkezi uzmanları, dünya olarak zorlu bir yılı geride bıraktığımız şu günlerde yeni yılda psikolojik iyi oluşu ve mutluluk sağlayacak tavsiyelerini paylaştı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyalleşmek mutluluk kaynağıdır”

İnsanlarda öz bilinç ve öz yönetimden sonra sosyal bilincin geldiğini belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsan beyni, mutluluk hormonunu yalnız kaldığı zaman değil sosyal bir yapının parçası olduğunu hissettiği zaman salgılıyor. Sosyalleşmenin ilk faydası insanın kendisine, ikinci faydası ise başkalarınadır. Bütün semavi öğretiler insana birebir iyilik yapmayı sunuyor. Bu öğretiler ‘Bire bir iyilik yap, rastgele iyilik yap, karşılıksız iyilik yap ama göstererek yapma.’ diyor. Bunu biz kendi hayatımızda gerçekleştirirken çocuklarımıza da anlatabilmemiz, gösterebilmemiz gerekiyor. Bunu sağladığımız zaman dünya daha yaşanır bir yer olacak. Türkiye daha yaşanır olacak ve aile daha yaşanılır hale gelecek.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyal mesafe olsun, psikolojik mesafe olmasın”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, iyilik yapmanın sadece karşı tarafı değil, kişinin kendisini de mutlu ettiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:

“İyiliğin depresyon ve anksiyeteyi azaltıcı bir etkisi var. Kişi iyilik yaptığı zaman öz saygısı da artıyor. Yapılan araştırmalarda kişi başkasına yardım ettiği zaman beyinde empatinin verdiği bir mutluluk hormonu salgılatılıyor. Örneğin Anadolu’da iyilik yapmak, bir kültür olarak bulunuyor. Belirli zamanlarda yapmamamız gerekiyor. İyilik yaparken karşılıksız, rastgele ve sessiz iyilik yapalım. Bir çıkar beklenmemeli, göstere göstere olmamalı. Ayrıca alkış ve övgü de beklememek lazım. Bu iyilikler çok daha tesirli oluyor. İnsan iyilik yapmayı zihinsel bir hedef haline getirmeli. İnsan ilişkilerini tebessümden sakınmayalım. Sevgi dolu bakış, tebessüm ile birkaç güzel söz söyleyelim. Bunları yakın ilişkilerde esirgemeyelim. Sosyal mesafe olsun ama psikolojik mesafe olmasın.”

Afrodisias ve Sagalassos Antik Kenti’ni ziyaret edin…

Afrodisias Antik Kenti’nin 1958 yılında Aydın’da gece yolu kaybedip bir köye sığınan Ara Güler tarafından bulunan bir antik kent olduğunu belirten psikiyatrist Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Afrodisias’ın M.Ö 500 yıllarına ait olduğu biliniyor. Amerika’lı arkeologlar tarafından kazılıp ortaya çıkarılmış. Zamanında bölgenin heykel yapım merkezi olduğu için çok sayıda heykel mevcut. Ören yerlerinin yanı sıra kapalı bir sunum yeri ve eski köy evleri de bölgede mevcut. Bu önemli tarihi yer Aydın ili Karacasu ilçesi, Geyre beldesinde bulunuyor.” dedi.

Sagalassos Antik Kenti’nin ise Burdur’un Ağlasun ilçesi kırsalında ziyaret edilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Sagalassos, zamanında önemli bir ticaret yolunu kontrol altında tuttuğu için zengin bir kentmiş. Ören yeri çok iyi korunmuş. Ancak bu yerin en çarpıcı özelliği muhteşem bir anıtsal eser olan “Antonin’ler Çeşmesi”nin Roma’daki aşk çeşmesi ile yarışabileceğini söyleyebiliriz. Hala suyu akıyor ve Roma’daki çeşmeden bin yıl kadar daha eski. Bu iki ören yerini görmediyseniz 2022 gezi planınıza alabilirsiniz.” diye konuştu.

Çözümü olmayan sorunlarla vedalaşın…

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, yeni yıla çok az bir zamanın kaldığı bu günlerde herkese çözülebileceklerine inandıkları her şeyle uğraşmalarını tavsiye etti ve sözlerine şöyle devam etti:

“İnsanlar çözmeye değer gördüğü her sorun için emek verebilmeli. Büyük çabalarla sorunları çözmek, çok keyifli ve mutluluk kaynağı olduğu gibi kişinin kendisine olan güvenini de arttırır. Yeni yıla girmeden yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri de çözümü olmayan sorunlarla vedalaşmak olmalı. Bu sorunlar, çok uzun senelerdir uğraşıp bir türlü çözemediğiniz sorunlar da olabilir. Enerjinizi boşa harcamayın. Çözümsüz olduğunu bile bile bir sorunu çözmeye ısrarla çalışıyorsanız artık burada, çözüm üretmekten çıkmış, takıntı haline gelmiş bir süreçten bahsediyoruz demektir. Burada gerekirse uzman desteği de alınabilir. Yeni yıla girerken, çözülemeyen sorunlarınızı geçmiş yılda bırakırsanız, zihninizi gereksiz düşünce ve sorunlardan da temizlemiş, arındırmış olacaksınız. Adeta hafiflediğinizi ve rahatladığınızı hissedeceksiniz. Yeni yılın umduğunuzdan da çok daha mutlu geçeceğini göreceksiniz.”

Dostluklar psikolojik sağlamlığı artırıyor

Yakın arkadaş ilişkilerinde çıkar ilişkisinin kendini zamanla yok ettiğini ve böylece temiz bir arkadaşlık oluştuğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Dr. Yıldız Burkovik, “Bu durum dostluğa doğru gider ve ilişki her şekilde pekişir. Dostlukta asla olmayan tek şey egodur. Birbirine saygı duyulur, paha biçilmez bir değeri vardır ve kişiye güç verir. Dostluk kendisi anlayan, yanında olan, zor durumunda varlığını hissetmesinin bile kendisine iyi geldiği büyük bir kuvvettir. Dostları arttırabilmek ise en güzelidir. Böyle bir gücün, enerjinin her daim olduğunu bilmek insana huzur ve güven verir. Dolayısıyla psikolojimizin sağlamlığını arttırır. Bu sağlamlığın olması ise hayata bakış açımızı güçlendirir ve bizleri olumlu yöne götürür. Net olarak diyebiliriz ki, eski ve yeni dostluklar devam ettikçe yaşamın her sürecinde daha güçlü olur ve sağlam basarız.” dedi.

Yaşadığınız mekanda dopamin artırıcı değişiklikler yapın!

Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir; içinde çalıştığımız, iş yaptığımız, boş zamanlarımızı geçirdiğimiz fiziksel çevrenin bizi nasıl etkilediğini çoğu zaman düşünmediğimizi söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak günlük yaşamda bu alanlarda yapacağımız küçük değişikliklerin duygu, düşünce ve davranışlarımızı etkilediğini söylemek mümkün. Çevremizle etkileşimimiz günümüzü nasıl geçirdiğimizi, kişilerarası iletişimimizi ve kendimizle olan ilişkimizi düzenlemesi bakımından önemlidir. Yeni bir işe başlayacağımızda yeni bir ortama geçmek, yeni bir kalem ile yazmak, özellikle uyarıcı olan kırmızı renk ya da dinginlik veren mavi renkli bir eşyanın ortamda bulunmasının motivasyonumuzu etkilediğini söyleyebiliriz. Bir işe başlamak için nörobiyolojik düzeyde dopaminin artması gerekiyor. Dopaminin artması için ise yaşadığımız mekanda küçük değişiklikler yapılması bile önemli. Her zaman çalıştığımız mekanın düzenini değiştirmek, farklı bir alan yaratmak motivasyon kaynağı olacak ve bu da yaratıcılığımızı artıracaktır. Hareket etmek, eşyaların yerinin değişmesi, bir odayı toplamak gibi küçük değişiklikler ile dopamin artışı ve beraberinde motivasyon sağlamak denemeye değer stratejilerdir.”

Yeni yılda motivasyon sağlayacak yeni hedefler koyun!

Başarılı olmamızda en büyük etkenin uğruna fedakarlıklar yapabileceğimiz bir hedef belirlemek olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Yeni hedefler de güne daha aktif, enerjik, amaç odaklı uyanmamızı sağlayacaktır. Bu sebepten çerçevelenmiş olan yeni hedefler kişinin güne başlama motivasyonunu sağlayacaktır. Motivasyonumuz da olacağı için belirli hedeflerimiz olmalı. Bu hedeflerimizin de belirli özellikleri olmalı." dedi.

Taşkın, motivasyon sağlayacak hedeflerin sahip olması gereken özellikleri şöyle sıraladı:

  • Özel bir alana dair olmalı; kapsamlı ve karmaşık olursa rotamızı şaşırabiliriz.
  • Materyallerle başarı oranı anlaşılabilir olmalı, gerekirse ön test ve son test ele alınmalı.
  • Realisttik olmalı; hedefler ulaşacağımızdan çok yüksek olursa orantısız motivasyona sebebiyet verir, çok altında olursa da düşük motivasyona sebebiyet verebilir.
  • Ulaşım metaryallerinin olması; elde edilen verilerin ve metaryellerin hedef için yeterli olması.
  • Zaman sınırı belirlemek; eğer bir zaman sınırı yoksa süreç uzadıkça kişinin motivasyonu düşecektir.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.