Yalçın: 'Mukaddes bir dava, davalık oldu'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "1 Kasım Seçimlerinden sonra geleneklerimize, fikirlerimize, dokumuza, meşrebimize, siyaset ve insan anlayışımıza aykırı birtakım yollarla başlatılan 'suni' kurultay girişimleri, nihayet mahkeme kapılarına kadar uzanmış, yargı yoluyla MHP'yi kayyuma teslim etme çabasına dönüşmüştür. Yani Türk milliyetçilerinin mukaddes ve mübarek davası, davalık olmuştur" dedi.
Yalçın, muhaliflerin, MHP'nin olağanüstü kurultaya götürülmesi konusunda dava açmasına yönelik açıklama yaptı. MHP'li Yalçın, son yıllarda toplumda meydana gelen ahlaki kokuşmadan milliyetçi-ülkücü camianın en az şekilde etkilendiğini belirterek, küçük de olsa bazı istenmeyen hadiselerin yaşandığını kaydetti.
"Unutulmamalıdır ki davaya inancın ve sadakatin temel ölçütlerinden biri, onun vazettiği kıymet hükümlerinin titizlik ve hassasiyetle yaşatılıp korunmasıdır" diyen Yalçın, milliyetçi-ülkücü hareketin fikriyatını oluşturan, 47 yıllık onurlu geçmişinden bugüne taşıyan, ayakta dimdik tutan ve onu besleyenin şeyin sahip olduğu değerler bütünü olduğunu belirtti.
"KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKMAK ANLAMINA GELİR"
Söz konusu değerlerin yaşatılmasının, ülkücü davanın yaşatılması anlamına geldiğini vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu:
"Ne var ki uzun bir süreden beri sosyal medyada, kendini ülkücü olarak tanımlayan veya öyle olduğunu iddia eden bazı kimseler tarafından çeşitli bahanelerle Milliyetçi-Ülkücü hareketin siyasetteki temsilcisi olan MHP'yi, MHP'nin Genel Başkan ve yönetimini hedef alan hafif meşrep ve ahlak dışı paylaşım yapılmaktadır. Camiamızın kutlu geleneklerine ve ülkücü ahlakına aykırı ifadelerle dolu bu paylaşımlar, 'dava' kavramının ifade ettiği değerler bütünüyle asla bağdaşmamaktadır. Üstelik bu paylaşımlarda, MHP camiasının sicilli düşmanlarıyla bilhassa medyada 'fitne saçma' geleneğinin temsilcileri olan ve bir bardak suda koparmaya çalışan bazı ahlaksız köşe yazarlarının referans alındığı görülmektedir. Oysa Türk milliyetçilerinin yapması gereken şey, bu gibi zavallıların bütün milliyetçi-ülkücü camiayı aşağılayan yorumlarını tenkit malzemesi olarak kullanmak yerine, onlara gereken cevabı vermek olmalıdır. Çünkü onlar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şahsında hem partinin kurumsal kimliğini hem o makamın manevi şahsiyetini ve hem de bütün camiamızı tahkir etmektedir. Onların ahlak dışı ve yakışıksız yorumlarını referans göstermek, onların ekmeğine yağ sürmek, kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına gelmektedir."
"YIKICI TENKİT, ELEŞTİRİ OLMAKTAN ÇIKIP BOZGUNCULUK HALİNİ ALDI"
Yalçın, eleştiri ya da öz eleştirinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Yapıcı tenkitlerden herkes payını almakta, istifade etmektedir. Ancak bunun kuralı, yolu yordamı vardır. Yıkıcı tenkit, eleştiri olmaktan çıkıp bozgunculuk halini almaktadır. Maksatlı ve kötü niyetli tenkitleriyle camiamızdaki insicamı bozmaya, birbirimize olan inanç ve itimadımızı ortadan kaldırmaya çalışan bozgunculara fırsat verilmemelidir. Bu arada 1 Kasım seçimlerinden sonra geleneklerimize, fikirlerimize, dokumuza, meşrebimize, siyaset ve insan anlayışımıza aykırı birtakım yollarla başlatılan 'suni' kurultay girişimleri; nihayet mahkeme kapılarına kadar uzanmış, yargı yoluyla MHP'yi kayyuma teslim etme çabasına dönüşmüştür. Yani Türk milliyetçilerinin mukaddes ve mübarek davası, davalık olmuştur."
"BU BAŞLIKLAR MHP'Yİ MAHKEMEYE SÜRÜKLEMEYE KALKANLAR İÇİN BİR UTANÇ VESİKASI"
MHP'nin mahkeme kapısına götürülmesiyle ilgili gazetelerin, "MHP mahkemelik oldu", "Kurultayı yargı belirleyecek", "MHP'de yargı süreci başladı" şeklinde başlık attığını belirten Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu başlıklar, MHP'yi mahkemeye sürüklemeye kalkanlar için bir utanç vesikasıdır. Siyaset yapma ve siyasette çözüm üretme yolları bellidir. Normal istikametten gitmek varken yargı tasarrufu altında politik çıkar temin etme çabasının arkasında iyi niyet aranmaz. MHP zaten günü geldiğinde, 2018'in Mart'ında kurultayını yapacaktır. Üstelik ilçe kongreleri bu yılın Ekim ayında başlayacaktır."
MHP Genel Başkanlığına aday olmanın, gerekli şartları taşıyan her ülkücünün hakkı olduğunu anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bu konuda iyi niyet ve sağduyu içeren, 'davaya hizmet' gayesi güden davranış; MHP'nin geleneklerine zarar vermeden olağan kurultay sürecinin akışına göre hareket etmek ve kurultayda resmen aday olup değerli delegelerimizin karşısına çıkmaktır. Ne var ki MHP Genel Başkanlığına aday olduğunu açıklayanlar ve o yolda ittifak edenler tarafından bu yapılmamış, delege iradesi yerine mahkeme kapıları tercih edilmiştir. Böylece söz konusu müteşebbislerin amacının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu anlaşılmıştır."
"İYİ NİYETTEN YOKSUN VE GİRİŞİMLER"
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini ifade eden Yalçın, "mevcut iktidar tarafından rejimin şekli ve niteliği değiştirilmeye, demokratik parlamenter sistem yerine dikta rejimi kurulma çabalarının devam ettiğini" ileri sürdü.
Yalçın, şunları kaydetti:
"Milli bütünlüğe yönelik küresel tehdidin boyutunun genişlerken, bölücü terör örgütünün saldırılarında her gün ikişer üçer şehit verilirken, bütün bu sorunların tek çözüm adresi olan MHP'nin performansını, enerjisini ve gücünü suni kurultay tartışmalarında harcamak, partimizi kişisel ihtiraslar ve şahsiyatın çıkmaz sokağına yönlendirmeye çalışmak çok büyük vebaldir."
MHP'yi geleneklerinden uzaklaştırarak mahkeme koridorlarına sürüklemeye çalışanlar ve onlara alet olanların bu vebal ve sorumluluğun altından kalkamayacağını anlatan Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Adet ve teamüllerimiz doğrultusunda ülkücü iradenin normal yollardan tecellisini beklemek yerine onu yargı erkinin vereceği karara mahkum etme teşebbüsleri, aslında doğrudan ülkücü iradeyi hedef almıştır. Bu iyi niyetten yoksun ve acul girişimlerden bir sonuç çıkmayacağı gibi, ülkücü irade, siyasi geleneklerimize aykırı yöntemle onu zorlayanlara gereken dersi zamanı geldiğinde verecektir."
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.