Vural, "Yer değiştirme, dosyalar konusunda..”
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Yer değiştirme, dosyalar konusunda sürekli olarak yapılan atamalar hakimlerin bağımsız ve tarafsızlığına gölge düşürmektedir" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Vural, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Vural, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın iftar yemeği davetinde TBMM binası fotoğrafı altında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazmadığına ilişkin olarak, “Davetiye, sekretere gelmiş olabilir. Daha karar vermedim. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' Devletimizin kuruluş felsefesidir. Milli egemenlik asla teslim edilemez. Bu ifadenin yer almamış olması büyük bir talihsizlik olmuştur. Gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemek bizim de hakkımızdır, görevidir. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Türk milleti adına egemenliği kullanan yegane merci burasıdır. Bu Meclisin binasından ve iradesinden ayrılamaz bir bütündür” ifadelerini kullandı.
Danıştay ve Yargıtay’ın dairelerinin azaltılmasına yönelik bir kanun teklif getirilmesine ilişkin olarak ise Vural, “Yer değiştirme, dosyalar konusunda sürekli olarak yapılan atamalar hakimlerin bağımsız ve tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Özellikle üst mahkemelerin istikrara kavuşması lazım. 2014 yılında Yargıtay ve Danıştay üyelerini arttıran bu hükümetti. Bununla ilgili eleştirilerimizi dile getirmiştik. Hatta kendilerine 'obez bir Danıştay, Yargıtay oluşturuyorsunuz, bu kesinlikle kabul edilmez' demiştik. Onlar bizlere demişlerdi ki; ‘iş yükü çok ağır. Dolayısıyla dosyaları bir an önce dikkate almak için sayıyı arttırmamız gerekir’ diye gerekçe sunulmuştu. Şimdi, tekrar üyelerin sayısını yarı yarıya azaltma gibi yöntem. Maalesef siyasi irade yargı üzerinde hakimiyet alanı oluşturmak istiyor. Hükümet yargı üzerinde üye sayısını arttırırken de, bir amacı gütmüştü. Yargıtay yandaş, candaş değil, Türk milleti adına egemenliği kullanan ve bu anlamıyla adaleti dağıtan merci olması gerekir. Maalesef anlaşılan bürokratik bir kademe olarak gördüler. Tüm bunlar yargıya olan güveni azaltacak olan hususlardır. Bu girişimde siyasi amaçlarla hedeflerine ulaşmak isteyen, yürütmenin yargının üstünde Demokles'in kılıcı gibi gerek dosyalar gerek görev süreleri itibariyle istediğim icraatı yapabilirim demek suretiyle bağımsız ve tarafsızlığına bir girişim olduğu kanaatindeyim. Konjonktüre göre yargıyla istediği gibi oynanıyor. Yargıyla istediği gibi oynama istikrar sağlamaz, yargıya güveni zedeler. Türkiye’nin yerleşmiş bir yargı yapısı olması lazım. Yargıtay ve Danıştay’ın bile yapılarının ve üyeliklerinin yerleşmediği ortaya koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
Menbiç'in düşmesine ilişkin olarak Vural, Suriye politikasının terör örgütünün Türkiye’nin güneyinde egemenlik oluşturmasına kadar getirdiğini vurgulayarak, “PYD orada varlığını sürdürdü, üstelik Türkiye, Peşmarge’nin PYD’ye yardım etmesi için koridorunu açtı. ‘Fırat’ın batısına geçemez, bu kırmızı çizgimizdir’ dendi. Böylelikle Fırat’ın batısı diyerek, Fırat’ın doğusundaki kabul ettiklerini ifade ettiler. Burada bir koridor oluşturma girişimleri devam ediyor. Türkiye’nin bir kırmızı çizgisi vardı. Ne oldu kırmızı çizgilere? PYD’nin varlığı kırmızı çizgiydi? Batıya geçerse, vururuz’ dendi. ‘Kesinlikle geçirmeyeceğiz’ dendi. Geçti. Menbiç’te Kürt koridoru altında bir Kürdistan inşaatına devam edildi. Amerika Birleşik Devletleri PYD ile birlikte onun meşruiyetini sağlıyorlar. Fransa da Ayn-el Arab’ta, Kobani’de üs açıyor. Irak’ta olduğu gibi PKK egemenliğine bir terör devleti inşa ediliyor. Nerede kaldı sizin kırmızı çizginiz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kullanamadınız. Bu tablo iflas etmiş bir dış politikayı, Türkiye’nin güvenliğini sınır ötesi korumaktan beceriksiz bir hükümetin varlığını ortaya koyuyor” diye konuştu.
Almanya’nın İncirlik’ten yararlanmasına ilişkin soruya Vural, “Türkiye güvenilirliğini kaybediyor. Bundan sonra hangi ülke Türkiye’nin göstereceği tepki karşısında yapacaklarından cayabilir? Günübirlik kararlar, ne yapıldığını bilmeyenler, milletimizin gazı alınıyor. Olan aziz milletimizin ecdadı sorgulanıyor, suçlanıyor. Ama onların temsilcileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti sahip olduğu gücü kullanamıyor. Ne işi varmış Almanya’nın İncirlik’te? Türkiye’nin tarihi, geleceği daha önemli değil mi? Türkiye yabancı ülkelerle ilişkilerini milli menfaatlerine göre ayarlayabilmelidir. Hükümetin temel yanlışları, Türkiye’nin milli menfaatlerine dayalı bir dış politikadan giderek uzaklaşmasıdır” ifadelerini kullandı.
Atalay Filiz ile selfie çektirilmesine ilişkin soruya ise Vural, “Marazi bir durumla karşı karşıyayız. Bir polis bir katille neden selfie çektirmek ister, anlayabilmiş değilim. Bütün bunları yaparken topluma yanlış mesaj veriyoruz. Bir katili bu şekilde bir bakıma kamuoyu önünde kendisini resim çektirecek noktaya götürmek kabul edilebilir değildir.Türkiye ahlaki değerler açısından ciddi erozyona tabidir. Bunlar değer yargılarımızın korunmasının önemini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.