Vatandaşın öğrenmesini istemiyorlar
Adalet Bakanı Bozdağ, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin, "Vatandaşın bu işi öğrenmesini istemiyorlar. Başkanlık sistemini vatandaş öğrenirse o zaman kanaati değişebilir diye endişe ediyorlar" dedi.
ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, muhalefetin başkanlık sistemini vatandaşların öğrenmesini istemediğini ifade ederek, "Başkanlık sistemini vatandaş öğrenirse o zaman kanaati değişebilir diye endişe ediyorlar. O yüzden dikkat ederseniz asla tartışmıyorlar. Özellikle sol kesim hiç tartışmıyor" dedi.
Bozdağ, AA Editör Masası'nda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başkanlık sistemi hakkındaki düşünceleri sorulan Bozdağ, bunun kendisinin önceden bu yana savunduğu bir sistem olduğunu söyledi.
Türkiye'nin mevcut Anayasası'nın parlamenter sistemi tam olarak ifade etmediğini belirten Bozdağ, Anayasa hukukçularına göre de Türkiye'deki sistemin adı tam konulamayan bir sistem olduğunu dile getirdi.
Bozdağ, Türkiye'nin parlamenter sistemin özelliklerinin önemli kısmını taşımadığını, kendine özgü bir sisteme sahip olduğunu ifade etti.
Dünyanın pek çok ülkesinde değişik hükümet sistemleri olduğunu, yönetimin istikrarının, güçlülüğünün, karar almadaki süratinin ülkelere çok şey kazandırdığını söyledi.
Türkiye'nin başarılarının hep siyasi istikrar ve güçlü iktidarlar döneminde olduğunun altını çizen Bozdağ, son 12 yılda da siyasi istikrar ve güçlü iktidarın ülkeye her alanda kazandırdığını, Türkiye'nin en büyük ekonomik değerinin, siyasi istikrar ve güçlü iktidarı olduğunu belirtti.
Koalisyon hükümetleri zamanında yaşanan sıkıntılara dikkati çeken Bozdağ, "Koalisyonların olduğu dönemler, Türkiye'de her zaman, güçlü iktidarların siyasi istikrarla beraber biriktirdiği ne varsa bunların hepsini yok ettiği dönemler olmuştur" diye konuştu.
Türkiye'de istikrarlı dönemlerde kazanıldığını ancak bir dönem sonra kötü günleri yaşamamış yeni kuşakların farklı tercihleriyle ülkenin başka noktalara gidebildiğini anlatan Bozdağ, "Ama başkanlık sistemi olduğu zaman yetkiyi veriyorsunuz 5 yıl ya da 4 yıl, seçilen kişi belli, kimse onu görevden alamıyor. Anayasa ve yasalara göre ülkeyi yönetiyor. Etkin bir denetim sistemi var. Kimse hükümete dönük operasyon yapamıyor. Güç tek elde toplanıyor, hızlı karar alınıyor. Ne yapılacaksa hemen yapılıyor ve oradan ülke daha fazla yarar elde ediyor" ifadelerini kullandı.
Bozdağ, muhalefet partilerinin, bunu tartışmak istemediğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Vatandaşın bu işi öğrenmesini istemiyorlar. Başkanlık sistemini vatandaş öğrenirse o zaman kanaati değişebilir diye endişe ediyorlar. O yüzden dikkat ederseniz asla tartışmıyorlar. Özellikle sol kesim hiç tartışmıyor. Niye, diyor ki, 'Başkanlık sistemi gelirse bizden başkan asla çıkmaz ama şimdi hiç olmazsa darbe dönemlerinde çıkarıyoruz, ara dönemlerde çıkarıyoruz. Her ne kadar sandıktan çıkmasak bile başka yollardan bir yolunu buluyor, bizden bir şey çıkıyor. Ama başkanlık sistemi olursa yüzde 65-70 civarında sağ eksenli oyun olduğu bir yerde soldan başkan çıkmaz' diyorlar. O yüzden kafadan bu işe karşı çıkıyorlar. Ama ben diyorum ki: Başkanlık sistemi olursa soldan da olur, şimdi hiç olmaz. Ama orada bir ihtimal var, neden var? Örneğin sağdan birini seçti halk, başarısız oldu. Sonra başka bir aday getirdiler, o da başarısız oldu. O zaman diyecek ki sağdan doğru dürüst bir adam getirmiyorlar, gelen de başarısız oldu. Bu sefer de soldan birini deneyelim diyebilir, iyi bir aday çıkardığında diyebilir."
Bugünkü sistemde "sol"un Türkiye'de tek başına milletten iktidar alamayacağını düşündüğünü ifade eden Bozdağ, "Çünkü CHP esasında bir kitle partisi ama üzerinde yükseldiği direklerin tamamı radikal direkler" dedi.
Gezi Parkı odaklı olayları hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Gezi olaylarının en başında, içinde bunlar yer alıyor. Bu toplumun neredeyse tamamına yakını Gezi hadisesine ve Gezicilere karşı. Onlar zannediyor ki herkes vurana, kırana, yakana, yıkana muhabbet besliyor. En önde yürüdü. Şimdi DHKP-C, TİKKO, MKP falan filan, bunların hepsi bir araya gelse ne yazar. Hepsi zaten oyunu CHP'ye veriyorlar veya verdiriyorlar. Ne oluyor sonuçta? Şimdi bunlar, bu terör örgütlerine gösterdiği yakınlığı biraz halka gösterseler belki daha fazla olur. Yani bu radikal uçlardan CHP uzaklaşamıyor. İki, toplumun değerlerine savaş açmaktan bir türlü vazgeçmedi, vazgeçemiyor. Toplum 'a' diyor, onlar 'b' diyor. Onun için de biraz bu açıdan da baktığınızda şu seçim sisteminde ben CHP'nin bir şey bulacağını görmüyorum. Onlara da tavsiyem başkanlık sistemini onlar da öğrensinler belki oradan bir ihtimal, belki bir çatı aday bulurlar, oradan bir çatıya çıkış yolu bulabilirler. Bir ihtimal var ama o ihtimale de dönüp bakmıyorlar. Anlaşılan iktidar niyetleri olmayınca öyle arayışları da olmuyor."
-Çözüm Süreci
Çözüm Süreci'nin genel çerçevesinde nasıl ilerlediğinin sorulması üzerine Bozdağ, süreci ülkenin ve bölgenin hayrına olan bir süreç olarak nitelendirdi.
Sürecin Türkiye'yi yaşadığı en önemli sorunlardan kurtaracak tarihi bir süreç olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, "Çünkü bugüne kadar Türkiye'de çözüm eksenli bir irade ortaya konulmadı" diye konuştu.
Bozdağ, sürecin başlaması ve geçirdiği aşamalara ilişkin bilgi vererek, "Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasını istemeyen çok kesim var" dedi.
Terör örgütünün içinde bu sürecin başarısız olmasını isteyenlerin bulunduğunu ifade eden Adalet Bakanı Bozdağ, şunları söyledi:
"Çünkü terör örgütü bugün sadece bir terör örgütü değil aynı zamanda uyuşturucu, silah ticareti başkaca pek çok ekonomik örgütlü iş yapan ayrı bir yapıya da bürünmüş durumda. Terör sona erdiğinde buralardan büyük zenginlik elde edenler bunları kaybedecekler. O yüzden bir noktada örgütün içinde terör bittiği zaman 'ne yapacağız' diye düşünen bir kesim var. Özellikle terör nedeniyle terör örgütü içinde, terör örgütü nedeniyle de Türkiye'de ve başka yerlerde güç elde edenler var. Bu konuda terör örgütü içinde Çözüm Süreci'ni sabote etmek isteyenlerin önemli bir grup olduğunu düşünüyorum."
Bozdağ, Cizre'de, Silopi'de bunların somut yansımalarının görülebileceğini vurgulayarak, "Bu esasında Çözüm Süreci'ni sabote eden, provokatif eylemler. Onlara destek verenler de esasında Çözüm Süreci'nin başarılı olmasını istemeyenlerdir. Türkiye bunu çok rahat bir şekilde görüyor. Ama bütün bunlara rağmen Çözüm Süreci başarıyla devam edecektir" diye konuştu.
-"Başka hesabı olanlar var"
Dış güçlerin de Türkiye'nin terör meselesinin çözmesini istemediğini belirten Bozdağ, "Kendi içinde, kendisiyle uğraşan, enerjisini ve kaynaklarını silaha, terörle mücadeleye harcayan bir Türkiye onların daha çok işine geliyor" dedi.
Türkiye'nin terör sorunu olmasaydı, bu konuda harcanan kaynaklar ülkenin kalkınması ve refahı için harcansaydı ülkenin ekonomi, güç ve itibar olarak çok daha farklı bir noktada olacağına dikkat çeken Bozdağ, şunları söyledi:
"Güçlü ve istikrarlı, kendi içindeki kavgaları sona erdirmiş, barış ve kardeşlik iklimini kalıcı hale getirmiş bir Türkiye'den çekinen çevreler var. Onlar da bu sürecin başarılı olmasını istemiyorlar. Pek çok başka hesabı olanlar var. Ama bu süreç herkese ve her kesime rağmen başarıya ulaşacağına inanıyorum. Çünkü samimi bir iradeyle başladı ve samimiyetle bugüne kadar pek çok provokasyonu aşarak buraya kadar geldi. Paris'teki cinayetlerden tutun, son günlerde konuşulan olaylara varıncaya kadar pek çok önemli hadise oldu, tamamı bu süreci yok etmeye dönük provokatif eylemler olarak görüyorum. Türkiye bunları aşa aşa geldi, çok yol katetti bundan sonra da aşa aşa yoluna devam edecektir."
Bakan Bozdağ, Adalet Bakanlığının sürecin başarılı olması için bugüne kadar gerekeni yaptığını, bundan sonra da yapacağını dile getirerek, "Çünkü bu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin yürüttüğü bir projedir. Hükümetin bir parçası olan bütün bakanlıklar gibi Adalet Bakanlığı da bu projenin başarısı için elbette gerekeni yapacaktır" ifadesini kullandı.
-"Milli proje"
Çözüm Süreci'nin milli bir proje olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, "Dışarıdan bir katkı olmadan yürüyen proje. O yüzden de rahatsız olanlar çok. Türkler, Kürtler, bu ülkede yaşayan insanların her birisi kendi sorunlarını başkaları değil de kendileri oturup birlikte çözüyorlar. Yani her zaman danışılan, akıl alınan kişiler de bundan rahatsız oluyor" görüşünü paylaştı.
"Bütün bunlara rağmen Türkiye kendi göbeğini, kendi kesecek ve eminim ki bu meselede de her şeye rağmen başarıya ulaşacağız" diyen Bozdağ, bu konuda ümitli olduğunu, önemi mesafeler alındığını söyledi.
Türkiye'nin dün konuşamadığı şeyleri bugün konuştuğunu hatta bunların hayata geçtiğini vurgulayan Bakan Bozdağ, büyük bir zihinsel dönüşümü yaptıklarını ve bölge halkının süreci sahiplenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
-3 dönem kuralı
AK Parti'deki üç dönem kuralı nedeniyle gelecek seçimde Parlamento dışında kalacağının hatırlatılması ve seçimin ardından neler yapacağının sorulmasına karşılık da Bozdağ, üç dönem kuralının Türk demokrasisi için önemli olduğunu vurguladı.
Üç dönem kuralı çerçevesinde, AK Parti'de önemli değişim yaşanacağını hatırlatan Bozdağ, "Aktif milletvekili olarak görev yapamayacaklar belki ama siyasetin, sosyal hayatın içerisinde yine var olmaya devam edeceklerdir, ülkeye hizmet etmeye devam edeceklerdir. Yeni insanlar gelecektir. Onlar belki bizden daha başarılı olacaktır. Bir kan değişimi, her zaman değişimin olduğu yeri güçlendirir" dedi.
AK Parti'de milletvekili olan isimlerin bir bölümünün sonraki seçimlerde milletvekili olmadığını, partinin zaten kendi içinde bir değişim yaptığını dile getiren Bozdağ, böylelikle partinin dinamizmini koruduğunu söyledi.
Bozdağ, geçmişte partilerin genel başkanlarının seçimleri kaybetse dahi görevden ayrılmadığını, bu nedenle başka arayışlar olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Bunun kötü sonuçlarına da şahidiz. Gördük ki CHP'de Sayın Deniz Baykal'a kirli bir kaset operasyonu yapıldı. Ahlaksız, hukuksuz bir operasyon yapıldı ve orada CHP dizayn edildi. Sayın Kılıçdaroğlu, bu operasyonun sonucunda yeni genel başkan oldu. Arkasından baktığınızda CHP'nin içerisinde teşkilatta karşılığı, ağırlığı olan Önder Sav gibi Baykal'dan sonraki ekip de gitti. Sonra başka biri geldi, o da gitti. Baktığınızda böyle bir ahlaksız, hukuksuz, kirli bir operasyon var. Bir partide lider değişiminin böyle ortaya çıkması kabul edilemez bir durumdur."
2011 seçimlerinde MHP'nin pek çok üst düzey yöneticisine karşı da ahlaksız, hukuksuz, kirli bir operasyon yapıldığını ifade eden Bozdağ, pek çok kişinin istifa ettirilmek zorunda kaldığını belirtti.
Bozdağ, "Değişim konusunda partilerde yolları kapadığınızda başka tür ahlaksızlıklara, hukuksuzluklara yol açtığını gördük. Onun için değişimin normal olması, en zirvedeyken değişimin yapılması toplumu da güçlendirir, heyecanı da artırır, partiyi de büyütür" diye konuştu.
Bakan Bozdağ, diğer partilerin de kasetlere, kirli, ahlaksız, hukuksuz operasyonlara gerek kalmayacak böylesi bir değişimi, dönüşümü yapmalarını, bunun, diğer partilere hatta dünyanın diğer partilerine de örnek olmasını dilediğini söyledi.
Kendisinin, hiçbir zaman yarın endişesi taşımadığını dile getiren Bozdağ, "Rabbim beni yarattıysa ki hepimizi yarattı, rızkın kefili Allah'tır. Rabbimden sadece sıhhat talep ediyorum. Onun dışında diğer konularda da Rabbim her konuda nasıl takdir ettiyse biz bugüne kadar öyle geldik. Kader inancı hepimizde var. Ben de öyle inanıyorum. O yüzden de benim hiçbir endişem yok, 'Yarın ne olacağım, ne yapacağım' diye. Hayatımın hiçbir aşamasında yarın endişesi taşımadım, yarın hesabı da yapmadım. Yarın olsun, hayır olsun inşallah. O zaman bakarız" değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.