Vatan haini Ulu Hakan!
Bitmeyen tartışmalar... Sonu gelmeyen polemikler? Kaynağı belli olmayan veya yazarının kim olduğu bilinmeyen iftiralar?
Geçen yazımda da yazdım. Bizim düşmana ihtiyacımız yok, biz aynadaki suretimize düşman olmuşuz, suretimiz güzel- çirkin diye kişilik bölünmesi yaşayıp buhran geçiriyoruz. Güzel diyen çirkinle savaşır, çirkin diyen güzelle savaşır. Güzeli kabul etmek yerine çirkinde ısrarcı olmak da neyin nesidir benim aklım almaz.
Gelelim bitmeyen ve bitmeyecek tartışma mevzuuna. Bitmeyecek çünkü, aynı Necip Fazıl örtülü ödenek davası gibi, kumarbaz olduğu sözleri gibi ara ara Ulu Hakan'ın da vatan haini olduğu iddiası dillenecek, tartışılacak, birileri aradan sıyrılıp mikrofonu alacak, konuşmalar yapılacak ve yine her zaman olduğu gibi boş beyinler uzaktan gelen piyano sesini kaynana zırıltısıyla karıştıracak ve aynı cehaletle tartışma kapanacak. Taa ki, yeni bir şahsiyetin ünlenme gayesine kadar ? Ulu Hakan'ın sözünde olduğu gibi; ?tarih değil, hatalar tekerrür ediyor!?
Abdülhamit Han hain değildir ama suçludur! 31 Mart vakasına temel hazırlayan Taşkışla İsyanı'nda, başlarında; tarihimizde ilk olarak paşalığa yükselen ilk dönme olan; Selanikli Remzi olan ?Avcı Taburları? ve Hassa ordusu arasındaki hadisede Abdülhamit'in nüfuzunu kırarak tesirini azaltmak amacı güdülmüştür. Avcı taburları 31 Mart'ta Ayasofya Meydanı'nda yığılmış, ellerindeki silahları gökyüzüne sıkarak ?Şeriat istiyoruz!? diye bağırmaktadırlar. 31 Mart vakasından doğan tepki alır başını yürür. Selanik'ten gelen telgraflar karşısında; ?Rumeli'den kendi getirdikleri askerler kendi aleyhlerinde kıyam ettiler. Herifleri namazdan niyazdan mahrum eylediler. Tazyik ettiler, isyan ettirdiler, bizim ne kabahatimiz var?? buyrulur. Ulu Hakan ; maksatlarıni direkt ortaya koysaydı; yani hareketi doğrudan doğruya kendilerinin tertiplediğini, ve amaçlarının Kanun-İ Esasi'yi kaldırmak olduğunu ve bunu Hünkarın tahrikiyle yapmış göstereceklerini açıklayıp, bunu da bütün memlekete yaysaydı, İttihatçılarla karşı karşıya gelip hesaplaşsaydı iş büyümeyebilir, Ulu Hakan için de belki bugün hain miydi sözleri konuşulmazdı. Ama Ulu Hakan da böyle bir sertlik olmaması onun suçudur.
Taksim'deki kışlalarına açılan ateş altında Selanik hareketi muvaffak olur.
Halbu ki; Selanik Kuvvetlerinin Hassa ordusu tarafından engellenmesi zor değilken, ve bunu Ulu Hakan'dan başka bütün çavuşlar ve neferler bile isterken; Hünkar; kana girememek huyu yüzünden, iyiliği yüzünden milletine fenalık yapmıştır, Bu onun suçudur.
Ama asla vatan Haini değildir!
2008'de yapılan İslam Konferansında; Suriye Kültür Bakanı dr. Riad Nassan Agha, konuşmasında; son dönemde, Siyonistlerin Kudüs'ü almak için milyonlarca altın teklif etmelerine Ulu Hakan'ın itibar etmediğini anlattı. ?Siyonistlerin karşısında durdu. Ama biz bu çok büyük şahsa gerçekten zulmettik? diye itirafta bulunur. Siyonist Lider Herzl'in teklifi karşısında, Bir daha bu tip tekliflerle kendisine gelinmemesini, Filistin'in kendi şahsi malı olmadığını, o toprakların sadece İslam Alemine ait olduğunu, bundan da kimsenin yarar sağlayamayacağını cevaben söyler.
Agha, Osmanlı Devleti'nin çöküşe rağmen bütün etnik gruplara haklarının tanındığını ve hatta Ulu Hakan'ın Yahudilerin Kudüs'e gidip hacı olmalarına bile izin verdiğini de ekler.
Abdülhamit Han, ailesiyle Yıldız sarayına taşınmak istemesine rağmen, bir zamanlar ayaklarına kapanan ve bu yüzden Hünkar'dan azar işiten Ali Cevat Bey, ağza alınmayacak sözler sarfederek Selanik'e gönderildiğini haber verir. Selanik'te bir Yahudi'nin evindeki hapis hayatıyla dış bağlantısı kopmuştur. Balkan Savaşı sırasında Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilir ve iki üç yıl sonra dünya savaşı patlak verir. Bizimkilerin Almanlarla beraber savaşa girdiğini öğrenince şunu söyler; ?Ben başta olsaydım, bu savaşa deniz gücü bulunan ve muazzam bir sömürge imparatorluğu kurmuş İngiltere ile girerdim..?
Rabbim hepimize böyle vatan hainliği nasib etsin ..
31 Mart vakasında İttihatçılar içindeki Rıza Tevfik'in kaleminden ;
nerdesin şevketlim, sultan hamid han?
feryâdım varır mı bârigâhına?
ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
şu nankör pezevengin bak günâhına.
târihler ismini andığı zaman,
sana hak verecek, ey koca sultan;
bizdik utanmadan iftira atan,
asrın en siyâsî padişâhına.
pâdişah hem zâlim, hem deli dedik,
ihtilâle kıyam etmeli dedik;
şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik;
çalıştık fitnenin intibahına.
dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
sade deli değil, edepsizmişiz.
tükürdük atalar kıblegâhına.
sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
bir sürü türedi, girdi meydana.
nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
yuh olsun bunların ham ervâhına!
bunlar halkı didik didik ettiler,
katliama kadar sürüp gittiler.
saçak öpmeyenler, secde ettiler.
.................. pis külahına.
haddi yok, açlıkla derde girenin,
sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
lânetle anılan cebâbirenin
bu, rahmet okuttu en küstâhına.
çok kişiye şimdi vatan mezardır,
herkesin belâdan nasîbi vardır,
selâmetle eren pek bahtiyardır,
harab büldânın şen sabahına.
milliyet dâvâsı fıska büründü,
ridâ-yı diyânet yerde süründü,
türk'ün ruhu zorla âsi göründü,
hem peygamberine, hem allâh'ına.
lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
ahiretten bile himmet eylersin,
çok çekti şu millet murada ersin
şefâat kıl şâhım mededhâhına.
Şeyma Kısakürek Sönmezocak - Haber 7
seymakisakureksonmezocak@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.