Üsküdar Üniversitesi’nden “Aile Manifestosu”

Üsküdar Üniversitesi’nden “Aile Manifestosu”
Kurulduğu günden bu yana toplumun temel taşı olan ailenin ihtiyaçlarına yönelik projeler üreten Üsküdar Üniversitesi, “Aile Manifestosu” yayınladı.

Aile içinde yönetim rekabetçi değil, tamamlayıcı olmalı

Kurulduğu günden bu yana toplumun temel taşı olan ailenin ihtiyaçlarına yönelik projeler üreten Üsküdar Üniversitesi, “Aile Manifestosu” yayınladı. Üsküdar Üniversitesi Aile Çalışma Grubu tarafından yayınlanan 10 maddelik manifestoda; aile değerlerini anlatan Sevgi, Saygı, Sadakat, Sabır, Samimiyet ve Manevi Birikimler’den oluşan 5S 1M kavramlarının güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Toplumun temel taşı olan ailenin sorunlarını tespit ederek bunların çözümüne yönelik projeler üreten Üsküdar Üniversitesi Aile Çalışma Grubu tarafından 10 maddelik “Aile Manifestosu” yayınlandı. Bu bağlamda NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile “Aileler Üniversitede” projesi de yürütülürken 10 maddeden oluşan manifesto şöyle:

1. Aile Kurumunun devamlılığının küresel olarak yüzde 50 oranın üstünde başarısızlığa uğradığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Bunun bir tehlike olduğunu düşünüyoruz. Ailenin ‘geleneksel bir dayatma’ olduğunu, kutsal olanın birey olduğunu savunan akımlara karşı, kanıtlara dayalı beyanımızı açıklamak zorundayız.

2. Aile Kurumu insanoğlunun toplumsallaşma sürecinde, evrimsel psikolojinin öngördüğü bir tekâmül ve çok önemli bir keşif olduğunu, eşleşmenin biyolojik ve ilkel, evliliğin psikolojik ve kültürel olduğunu, gelişmişlik düzeyi ile ilgili olduğunu,

3. Ailenin insanoğlunun, Maslov’un Psikososyal İhtiyaçlar hiyerarşisinde belirtildiği gibi “Güvenli Yaşama, duygusal paylaşım ve sosyal destek ihtiyacı”na cevap veren en temel kurum, yapı taşı özellikle olduğunu,

İnsan ilişkisel bir varlıktır

4. Nörobilim’in ve Mutluluk Bilimi’nin (Pozitif Psikoloji) kanıtladığı gibi insanın ilişkisel bir varlık olduğu yalnız yaşamaya göre programlanmadığı bu nedenle “anahtar kavram işbirliği” ortamının onun yararına olduğunu,

5. Aile içinde ilişki yönetiminin rekabet odaklı değil, tamamlayıcı odaklı olması gerektiğini,

6. İnsanın yalnızlaşmasının modernizmin kabusu olmasında en önemli nedenlerinden birisinin aile bağlarının zayıflaması olduğunu, zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşümün olamayacağını,

5S 1M kavramları güçlendirilmeli

7. Aile değerlerini en kısa anlatan 5S, 1M (Sevgi, Saygı, Sadakat, Sabır, Samimiyet ve Manevi

Birikimler) kavramların güçlendirilmesine özen gösterilmesi gerektiğini,

8. Bir çocuğun en büyük şansının huzurlu, güven verici ve ortak amaçları olan bir ailede büyümesinin olduğunu,

9. Eğer gerekli önlemler alınmazsa toplumda suç, şiddet, bağımlılık, ruhsal hastalıklarda artışın kaçınılmaz olacağını, çekirdek olarak dinamik ailenin dinamik toplum olduğunu,

10. Her şeye rağmen geç kalınmadığını, ivedilikle kısa orta ve uzun vadeli planlarla gidişin düzeltilebileceğini, bunun için sadece devletin değil, bireyler ve STK’ların ortak akıl oluşturması gerektiğini kamuoyuna beyan ederiz.

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.