Üniversiteler, Din, Ordu, Yargı Siyasete Âlet Edilmemelidir
ÜNİVERSİTELER kesinlikle politik kavgalara alet ve vasıta kılınmamalıdır.
Din kesinlikle politikaya alet edilmemelidir.
Yargı kesinlikle politikaya alet edilmemelidir.
Ordu kesinlikle politikaya alet edilmemelidir.
Bu dört temel kurumun politikaya alet edildiği ülkenin başı beladan kurtulmaz.
İslam dini ulvîdir, süflî politikaya alet edilemez ama politika dine alet edilebilir. Bu da memleketin, halkın, devletin yararına ve menfaatine olur.
Hiçbir süflî kişi ve kurum politikayı, yüzüne gözüne bulaştırmadan, dine alet edemez.
Ulvî olan dine, alim, fazıl, bilge, âdil, ahlaklı, yüksek karakterli kimseler politikayı hizmet ettirebilirler.
Böyle insanlar dinî, siyasî ve sair hizmetlerini paraya ve servete tahvil etmezler. Hizmete yirmi sene önce bir ceketle başlamış, yirmi sene sonra bir ceketle bitirirler, bazen ceketsiz bitirirler.
Tarihte böyle kimseler görülmüştür.
Kudüs fatihi Selahaddin vefat ettiğinde 10?a yakın ülkenin sultanı idi ve cenaze masraflarını karşılayacak para bırakmamıştı da masrafları yakınları ve dostları karşılamıştı.
Hikmet-i İslamiye sahibi olmayanlar dine hizmet edemez.
İslam ahlakı, İslam hikmeti haram gelirlere ve servetlere izin vermez.
Müslüman hizmetkarların gelirlerinin, servetlerinin, mallarının şeffaf ve temiz olması gerekir.
İmam, müezzin, hatip, vâiz, müftü, medrese müderrisi gibi bazı hizmetkarların geçinebilmek için maaş ve ücret almalarına izin, ruhsat ve fetva verilmiştir ama dini alet ve vasıta kılarak zengin olmalarına fetva verilmemiştir.
Din alınır satılır, ticareti yapılır bir mal ve meta değildir.
Bugün ülkemizdeki beş büyük beladan biri, dinin ticaret ve siyaset metaı haline getirilmiş olmasıdır.
Bu satırları Kur?ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına taraftar bir Müslüman olarak yazıyorum.
Bazı dinsizler de din sömürüsünden şikayet ediyorlar ama onların şikayet konularının çoğu yanlıştır, saptırmadır.
Onlar sapla samanı, hizmetle sömürüyü birbirine karıştırmaktadır.
Günümüzde ahlakı ve karakteri düşük ve bozuk birtakım hergeleler İslamî faaliyetlerin içine girmiş ve bazı hizmetleri dejenere etmiştir.
Müslümanlar büyük ticaret, büyük sanayi, büyük hizmet işleri, ithalat ihracat, tarım ve hatıra gelen her türlü meşru (yasal, Şeriata uygun) iş yapabilirler ama din ve mukaddesat bezirganlığı yapamazlar. Yaparlarsa hain, mel?un olurlar.
Bazı İslamî kurumların, cemaatlerin içine dini imanı para ve zenginlik olan düşük kimselerin sızdığını işitiyor ve çok tedirgin oluyorum.
İslam dininde, Resulüllah (Salat ve selam olsun ona) insanlar ve bilhassa Müslümanlar için en büyük model ve örnektir. Dâvet, irşad, tebliğ, hizmet konusunda o örnek alınmalıdır.
Onun hizmet ve irşad metodlarına aykırı olarak İslamî hizmet yapılamaz.
Süflî, Süfyanî ve şeytanî metotlarla Hakk?a hizmet olmaz.
Rahmanî ile Süfyanî bir araya gelmez.
Günümüzde zekat konusunda büyük bozukluklar müşahede edilmektedir.
Şeriat zekatla cami yapılmasına bile izin vermemektedir.
İslamî hayır, hizmet ve faaliyet paralarıyla uçakların business lüks mevkilerinde seyahat eden, beş yıldızlı lüks otellerde yatan, lüks yemekler yiyen, su gibi para harcayanlar olduğu söyleniyor. Doğruysa bu yaptıkları hıyanet, felaket ve rezalettir.
Hizmet eden kimselerin lüks meskenler ve yazlıklar edinmesi, lüks binitlerle gezmesi, lüks restoranlarda yemesi, lüks kostümler edinmesi ayıptır.
Selim akla sahip bir Müslümanın normal ticaret, sanayi ve hizmet işlerinden kazandığı servetle israf yapması bile haramken, din hizmetleriyle böyle israflar yapılması kat kat haram ve hıyanettir.
Dini şahsî ve siyasî emellerine, ihtiraslarına, şahsî menfaatine alet ve vasıta kılanlar cehennemliktir.
Dine, Kur?ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına, Ehl-i Sünnete gerçekten, Allah rızası için, hasbeten ve muhlisen lillah hizmet edenler elleri öpülecek kimselerdir.
Din sömürücüsü münafıklar karı satanlardan, açık ve harbî din düşmanlarından daha alçak ve muzırdır.
M. Şevket Eygi / Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.