Ünal: Grup başkanvekilliği soytarılık yapma yeri değildir
ANKARA
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklama ve değerlendirmelerinden sonra Seçim İşleri Başkanlığının sunum ve önerilerinin karar altına alındığı toplantıda kampanya süreciyle ilgili bir sunumun yapıldığını ifade eden Ünal, TBMM parti grubu çalışmaları ile ilgili bir sunumla toplantının sona ereceğini aktardı.
Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Haziran erken seçim tarihini ilan etmesiyle ülkenin önünde yeni bir dönemin kapılarının açıldığına dikkati çekti. Yüksek Seçim Kurulunun da seçim takvimini oluşturmaya başladığını hatırlatan Ünal, dün yapılan MYK toplantısında partinin yürüteceği çalışmaları gözden geçirdiklerini, MKYK'da bunları ana hatlarıyla paylaştıklarını anlattı.
Ünal, erken seçim tarihinin belli olmasıyla, muhalefet cenahında Türk siyasetinin tüm hastalıklarının birer birer nüksetmeye başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Maalesef dünkü 23 Nisan özel oturumu bu bakımdan tam bir ibretlik durum oluşturdu. Özellikle bu 23 Nisan özel oturumunda yabancı misyon şeflerinin ve büyükelçilerin önünde TBMM'nin mehabetine uygun olmayan bir dil ve üslubu Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın kullanması son derece üzücü olmuştur.
TBMM'nin 20 Temmuz'da aldığı kararı, TBMM'nin çatısı altında konuşan bir Genel Başkan'ın 'sivil darbe' olarak nitelendirmesi, diğer taraftan da TBMM'yi hedef alan bir işgal ve darbe girişimini bombalayı 'kontrollü darbe' olarak nitelendirmesi zaten her şeyi özetleyen bir durum."
"Şunun da bilinmesini isteriz ki grup başkanvekilliği soytarılık yapma yeri değildir. Grup başkanvekilliği bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına parmak sallama yeri değildir." ifadesini kullanan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her şeyden önce bir siyasi hareketin liderine, bu milletin yüzde 52 oyla seçtiği Cumhurbaşkanına birilerinin parmak sallama hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Buradan açık bir şekilde, herkese o parmağa sahip çıkmasını, herkesin kendi parmağına sahip çıkmasını buradan öneriyoruz. Ve şunu da biliyoruz ki o parmağın arkasındaki irade, o parmağın sahibine ait değildir. O güç de o parmağın sahibine ait değildir. Kime yaslanarak o parmağı salladıklarını biz çok iyi biliyoruz.
O sallanan parmak, 'bu aziz millete sallanmış' demektir. Bu devletin başkanı olarak Anayasamızın nitelendirdiği Cumhurbaşkanımıza parmak sallayanlar şunu çok iyi bilsinler ki eğer biz iktidar sorumluluğumuz olduğu için 'Aman Meclis çalışsın, aman istikrar bozulmasın, aman başka ülkelerin büyükelçilerinin önünde Meclis'in mehabetine zarar gelmesin' diye susuyorsak, bunu birileri bir zaaf ya da zayıflık zannetmesinler. Böyle bir terbiyesizlik, edepsizlik, hadsizlik olamaz. Bunu asla kabul etmeyiz."
"Firavunu bilmez, Musa'yı bilmez"
Ünal, "Ana Muhalefet Partisi'nin Genel Başkanı, her zaman olduğu gibi, biliyorsunuz öyle bir siyasi profil var ki karşımızda kasetle gelmiş, kayıkçı, yalan söylemekten hiçbir şekilde imtina etmeyen bir profille karşı karşıyayız." diyerek, şöyle devam etti:
"Bugün kalkmış Hazreti Musa olmaktan bahsediyor, bizi 'Firavun' diye nitelendiriyor. Firavunu bilmez, Musa'yı bilmez. Musa olmak ne demektir, bunu bilmez. Kendisinden Musa olmaz, kendisinden firavun da olmaz. Çünkü firavun da bir şahsiyettir. Kendisinden olsa olsa Musa'nın kavmine ihanet eden Samira olur. Kendisinden olsa olsa kavmine ihanet eden ve kavmine ihanetin simgesi olarak buzağı yapan bir Samira çıkar.
Biz, hiçbir zaman kavmimize ihanete etmedik, buzağıya tapmadık. Biz, Musa'yı da biliriz, firavunu da biliriz, Samira'yı da biliriz, lideri de biliriz, sadakati de biliriz, lidere gösterilen ve liderle yapılan istişarenin onların anladığı şekilde bir teslim olmak değil, aynı istikamete, derde, davaya talip olanların ve aynı yolda yürüyenlerin yol arkadaşlığı anlamına geldiğini biliriz. Ama onlar yol arkadaşlığını da bilmezler. Dolayısıyla bunların bizimle ilgili konuşmaya başladıklarında öncelikli olarak kendilerinin farkında olmaları gerekiyor."
"Eğer birileri bu kayığa binmek istiyorsa..."
Kılıçdaroğlu'nun, bugün "faiz, tefecilik, İngiltere'de faiz lobilerine verilen faizlerden" bahsettiğini anımsatan Ünal, "Ben ona şunu hatırlatacağım tekrardan, çünkü sürekli aynı yalanları tekrar etmekten herhangi bir şekilde vazgeçmiyor. Bundan dolayı da herhangi bir rahatsızlık hissetmiyor." dedi.
AK Parti iktidara geldiğinde toplanan her 100 liralık verginin 86 lirasının faize gittiğini hatırlatan Ünal, şimdi ise 12 liranın faize gittiğini, bunu daha da aşağı çekeceklerine işaret etti.
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı işlere baktıklarında kendilerinin değerlendirme yapabilecekleri bir hususun olmadığını vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
"Yani 'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde'. Bunun eseri var mı? Var. Ne var? SSK. Bir rakam paylaşıyım. SSK Genel Müdürlüğü döneminde insanlar hastaneye girmek için 25 bin lira ödeyip galoş alıyorlardı. Niye 25 bin liraydı? Çünkü henüz biz iktidar olmamıştık ve liradan altı sıfır atılmamıştı.
Bu 25 bin liradan yola çıkarak, onların döneminde bunun genel müdür olduğu dönemde faizlerin nerede olduğunu, enflasyonun nerede olduğunu...Şimdi o dönemde durum buyken şimdi kalkmış utanmadan, sıkılmadan bizim dönemimizi 'faizcilikle' itham ediyor ki, bu da kabul edilebilir bir şey değil. Dolayısıyla kasetle gelen, 15 Temmuz kaçkını ve her seçimde millet tarafından yenilgiye uğratılmış, hiçbir kişisel başarı hikayesi olmayan birisinin kayığından bahsediyoruz. Eğer birileri bu kayığa binmek istiyorsa onlara da ayrıca hayırlı olsun diyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun "Kuvayımilliyeci" olmakla övündüğüne işaret eden Ünal, "Kuvayımilliyecilerin ruhu, onların aidiyeti, bu millete duydukları sadakat, cesareti, iradesinin gramı acaba sende var mı? Senin ne CHP ile ne Mustafa Kemal Atatürk ile ne de bu ülkenin değerleriyle uzaktan yakından bir ilgin kalmamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"Aday adaylık başvuruları başladı"
MKYK'nin bazı yetkilerini Seçim İşleri Başkanlığına devrettiğini söyleyen Ünal, AK Parti'nin tüm seçim çevrelerinde seçime iştirak edeceğini ifade etti.
Ünal, "Partimiz listesinden gösterilecek adayların tespiti ve sıralamasının bütün seçim çevrelerinde merkez yoklaması usulüyle yapılmasına ki bunu da biz 3-4 Mayıs'ta temayüllerimizi gerçekleştireceğiz. Tam olarak 2 Mayıs Çarşamba, 3 Mayıs Perşembe ve 4 Mayıs Cuma günü de temayül sonuçlarının tasnifini gerçekleştireceğiz. Partimize adaylık başvurularının 24 Nisan 2018 Salı günü başlamasına, yani bugün itibarıyla partimize adaylık başvurularını başlatıyoruz ve 29 Nisan 2018 Pazar günü sona eriyor." diye konuştu.
Milletvekili adaylık başvurusunun doğrudan genel merkezdeki ilgili birime veya il başkanlıklarına başvuru formu ve eklerini teslim etmek suretiyle bizzat yapılacağını dile getiren Ünal, erkek milletvekili aday adaylarından 6 bin lira, kadın ve 18-25 yaş arası aday adaylarından 3 bin lira ve engelli aday adaylarından ise engellilik halini belgelemeleri şartıyla bin lira aidat alınmasına, bu konularda da MYK'nin yetkili kılınmasına karar verildiğini ifade etti.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ünal, MYK'ye üç dönem kuralına ilişkin yetki devrinin söz konusu olup olmadığı ve bu kuralın hangi kapsamda uygulanacağına ilişkin bir soru üzerine, son tüzük değişikliğiyle 3 dönem kuralının MKYK'nin yetkisine bırakıldığını, MKYK'nin de bu yetkisini MYK'ye bıraktığını anımsattı.
Ünal, 3 dönem kuralına takılan partili sayısına ilişkin soru üzerine ise, "Öyle bir envanter şu anda çıkarmış değiliz." karşılığını verdi.
Diğer partilerle görüşmeler
BBP ile olası ittifakın ne boyutta olacağına ve HÜDA PAR ile de bir görüşme olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine ise Ünal, daha önceki açıklamalarında görüşmeler konusunda herkese kapılarının açık olduğunu ifade ettiklerini hatırlattı.
BBP'nin daha önceden bir deklarasyonu olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve cumhur ittifakını desteklediği yönünde açık beyanları bulunduğunu söyleyen Ünal, bu açıklamalar sonrası BBP ile görüşmelerinin devam ettiğini dile getirdi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve kendisinin bir görüşme yapacağını belirten Ünal, görüşmelerin devam ettiğine, henüz netleşmiş bir ittifak çerçevesi olmadığına işaret etti.
Ünal, "Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi ile de oturup bir ittifak çerçevesi oluşturacağız. Bugüne kadar karşılıklı görüşmelerimiz bizim niyetlerimizi kamuoyuyla paylaşmamızın yanı sıra ittifak protokolü dediğimiz protokol oturulup üzerinde konuşulacak, çalışılacak teknik bir detay. Dolayısıyla henüz daha o teknik detay noktasında bir çalışma gerçekleşmedi." diye konuştu.
Demokrat Parti heyeti ile bir görüşme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Ünal, "HÜDA PAR ve Demokrat Parti ile planlanmış şu an için bir görüşme söz konusu değil." karşılığını verdi.
Bir gazetecinin CHP'de adaylık için CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin adının öne çıktığını hatırlatarak, "15 CHP'li milletvekilinin İYİ Parti'ye geçtiği basın toplantısında CHP'li milletvekillerinin üzgün yüz ifadeleri tartışma konusu oldu, buna yorumunuz ne olur?" şeklindeki sorusu üzerine Ünal, şunları söyledi:
"Güneş Motel vakası maşeri vicdanda büyük bir yara açtı, unutulmadı. Bakın böyle bir şey olduğunda herkes aynı anda adeta bir travmatik etki gibi Güneş Moteli hatırladı. Neden? Çünkü insan kendi iradesinin herhangi bir şekilde kendi temsilcisinin, kendi iradesiyle seçilmiş bir milletvekilinin böyle bir pazarlığın içerisinde olmasından rahatsızlık duyuyor. Pazarlık parayla olduğu zaman kirli bir pazarlık, parasız olduğu zaman bu tür pazarlıklar kirli olmayan mıdır? Hayır, her zaman parayla olmaz pazarlık. Güneş Motel pazarlığı parayla oldu belki ama bugün bu pazarlığın niteliği, şekli, içeriği hangi çerçevede, hangi nüfuzları içerdiğini görüyoruz."
Burada ahlaki bir sorun gördükleri için sert bir tepki verdiklerini dile getiren Ünal, "Bir siyasetçi olarak, siyasetin içerisinde bulunan ve siyasetin ahlakını korumanın siyasetçinin bir sorumluluğu olduğuna inanan bir insan olarak buna sert bir tepki verdik. Öyle birilerinin köşesinde yazdığı ya da söylediği gibi birilerinin ifade ettiği gibi eğer bir panik durumu varsa bu panik durumu 'Erken yakalandık, yangından mal mı kaçırıyorlar' diyen ana muhalefetin bir panik durumu var" değerlendirmesinde bulundu.
Kendilerinin son derece rahat ve hazır olduğunu söyleyen Ünal, kongre sürecinde 60'ın üzerinde miting yaptıklarını anımsattı.
"Bizim sahayla siyasetle kampanyayla kamuoyuyla kurduğumuz iletişimle ilgili bir sorunumuz yok." ifadesini kullanan Ünal, her şeyi kamuoyunun önünde yaptıklarını söyledi.
"Bizim milletten kaçıracak bir şeyimiz yok"
Yaptıkları her işin şeffaf olduğunu ve ittifak yasasını da gizli kapaklı işler olmasın, her şey milletin gözü önünde cereyan etsin diye çıkardıklarını vurgulayan Ünal, şöyle devam etti:
"Bunlar ama eski, kirli alışkanlıkları, bunların eski kapı arkasında iş görme alışkanlıkları, gizli kapaklı işlerden hoşlanmaları... Hala gizli kapaklı birtakım işler çeviriyorlar. O onunla görüşüyor, o ona bir şey diyor, o diyor ki 'Ben aday olacağım', öbürü 'Sen aday olmasan da başka bir şey yapsak. Ben sana 15 tane milletvekili göndereyim, sen başka bir şey yap, grup kur.' Yahu bunlar bu milletin gözü önünde olmalıdır. Biz bu düzenlemeyi bunun için yaptık.
Bizim milletten kaçıracak bir şeyimiz yok. Siz niye gizli kapaklı yapıyorsunuz bu işleri? Üstelik bu işleri gizli kapaklı yapmakla kalmıyorsunuz, 15 tane milletvekiline 'Hadi bakalım istifa et' diyorsunuz. Peki istifa ettiler de ne oldu? Dün gördük, gidip İYİ Parti'nin sıralarına oturmadılar. O istifa ettiği söylenen milletvekillerinin sosyal medya hesaplarına girin, hala Cumhuriyet Halk Partisi'nde gözüküyorlar."
"Bazı milletvekilleri sessiz ve derinden ağlıyorlardı"
Ünal, CHP'li milletvekillerinin İYİ Parti'ye geçişiyle ilgili "Kiraya verildi" dediklerinde kendilerine tepki gösterdiklerini aktararak, "Yahu mülkiyetleri, esas kendileri bu söz konusu partide gözüküyor. Bunu söylediğimiz zaman niye kızıyorsunuz? Şimdi bu duruma burada çok açık bir ahlaki sorun varken sessiz mi kalalım? Yani siyasetin namusunu, ahlakını, milletin iradesinin gereği olan temsilin etiğini korumak tabii ki siyasetçi olarak bize düşüyor." dedi.
Burada meselenin bir siyasi ahlak meselesi olduğunun altını çizen Ünal, şunları kaydetti:
"Bizim tepkimizin nedeni buradaki siyasi ahlaksızlığadır. Hem siz ilkeli ittifaktan, ilkeler ittifakından bahsedeceksiniz ondan sonra kalkacaksınız kiralık işler yapacaksınız. Buna hepimiz tepki göstermeliyiz. Bu, tepki gösterilmesi gereken bir şeydir. Zaten bunu o milletvekillerinin o gün gözyaşlarında gördünüz. Hangi tehditle oraya gönderildiler bilmiyorum ama bazı milletvekilleri sessiz ve derinden ağlıyorlardı." dedi.
"6 Mayıs'ta AK Parti'nin seçim manifestosu açıklanacak"
Seçim kampanyası döneminde nasıl bir müzik ve sloganla seçmenin önüne çıkacaklarına yönelik soru üzerine Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 6 Mayıs'taki İstanbul İl Kongresi'nde AK Parti'nin seçim manifestosunu açıklayacağını hatırlattı.
Ünal, 20 Mayıs'tan sonraki bir tarihte de kampanya lansmanı yapacaklarını ve adayları tanıtacaklarını belirterek, burada müziklerin, sloganların, konseptin, kampanya kurumsal kimliğinin ve seçim beyannamesinin, vaatlerin kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.
Ünal, "Gördüğünüz gibi her şeyimiz planlı ve yerli yerinde." ifadesini kullandı.
"Gönüllere girmeden sandıktan çıkamazsınız"
AK Parti Sözcüsü Ünal, ramazan ayına denk gelen seçim kampanyası döneminde miting programlarının nasıl olacağına yönelik soruya karşılık, zaten birçok ilde mitinglerin gerçekleştirildiğini anımsattı.
Ünal, "Bizim temel stratejimiz gönüllere girmeden sandıktan çıkamazsınız. Yani bunun siyaset bilimindeki karşılığı rıza inşasıdır. Demokrasi aynı zamanda bir rıza inşasıdır. Milletin rızasını alma işidir demokrasi. Dolayısıyla ramazan da kampanya için çok büyük bir kıymet. Çünkü gönüllere girmek ve bizim her bir adayımızın o ramazan boyunca bütün vatandaşlarımızla hasbihal etmesi, onları dinlemesi, onlarla dertleşmesi, onların arasında olması zaten başlı başına büyük kıymetli ve önemli bir şeydir." diye konuştu.
AK Parti'nin bugüne kadar bütün seçimlerde milletin teveccühü ve rızasını almasının sebebinin milletle kurulan ilişki olduğunu vurgulayan Ünal, bunu sürdüreceklerini dile getirdi.
Bu süreçte televizyon reklamları, mitingler, medya planlamaları yapılacağını anlatan Ünal, "Bunların hepsi yapılacak ama öncelikli olarak ramazanda kimseyi rahatsız etmeden, ramazanın mehabetine, bereketine saygı duyarak, gönüllere girerek ramazan ayımızı beraberce inşallah ifa edeceğiz." şeklinde konuştu.
Gül'ün cumhurbaşkanlığına aday olacağı iddiaları
Ünal, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun görüştüğü iddiaları anımsatılarak, "Bu konu özellikle eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Saadet Partisi'nden aday olması ile ilişkilendirildi. MKYK toplantısında Gül'ün olası adaylık süreci ele alındı mı? Bu konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Öncelikli olarak biz bununla ilgilenmiyoruz. Çünkü biz dedikodularla siyaset yapmıyoruz. Bu konunun deklare edilmesi söz konusu olursa, o zaman bizim siyasetimizin gündemine girer. Dolayısıyla biz dedikodular üzerinden ne MKYK'mızda ne de MYK'da herhangi bir şekilde gündem oluşturmayız. Burada görüşmeler yapılmış, yapılıyor... Bu görüşmelerle ilgili bizim herhangi bir bilgimiz söz konusu değil. Biz işimize bakıyoruz, önümüze bakıyoruz, istikametimize bakıyoruz."
AK Parti Sözcüsü Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'la bu akşam Beştepe'de görüşeceğine dair bazı medya organlarında yer alan haberlerin hatırlatılması üzerine ise "Herhangi bir şekilde ne MKYK'mızın ne de Genel Başkanımızın bizimle paylaştığı böyle bir bilgi söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Muhabir: İlkay Güder, Burcu Çalık, Enes Kaplan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.