"Türkiye'ye karşı komplolar sürüyor!"

"Türkiye'ye karşı komplolar sürüyor!"
Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye'ye yönelik uluslararası bir komplo olduğunu belirterek, "TIR olayı, hiçbir gerçekliği olmayan bir olay. Yani...

Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye'ye yönelik uluslararası bir komplo olduğunu belirterek, "TIR olayı, hiçbir gerçekliği olmayan bir olay. Yani bu iş tamamen Türkiye'ye karşı uluslararası komplo gibi gözüküyor. Umut ederim ki, camia denilen yapı, uluslararası sistemin Türkiye'ye zarar vermek için kendileri üzerinden yapılan girişimlerin farkına varır" dedi.

Merinos AKKM'de düzenlenen ?Günümüz gençliğin sorunları, İslami kimlikle yetişememesinin nedenleri? konulu konferansa katılan Abdurrahman Dilipak, gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bugün medya temsilcileri ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, arasındaki toplantıya katıldığını ifade eden Dilipak, "Toplantıda son gelişmeler üzerine Başbakan Erdoğan, kendi görüşlerini açıkladı. Diğer arkadaşlar da kendi görüşlerini açıkladılar. Faydalı toplantı oldu. Olayın daha kapsamlı bir şekilde ele alınabileceğini düşünüyorum. MİT Müsteşarı gelmemişti. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı gelmemişti. Farklı programları vardı. Başbakan uzun bir konuşma yapmadı. Son gelişmelerden yola çıktı. Bunlara karşı milli irade temelinde hükümetin üzerine düşeceğini yapacağını söyledik. Sorular da çok fazla olayı genişleten sorular değildi. Belki bir ilkti. İkinci toplantı olursa, daha ayrıntılı olarak değerlendirilebilir" dedi.

"TÜRKİYE'YE KARŞI KOMPLOLAR SÜRÜYOR"

Bazı planların deşifre olduğunu kaydeden Dilipak, Türkiye'nin dış güçler tarafından yıpratılmak istendiğini kaydetti. Dilipak, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye yönelik uluslararası komplodan bahsediliyor. Suriye üzerinden uluslararası terör örgütünü finanse ettiği, hatta hükümet ile İHH arasında iş birliği olduğu söyleniyor. Buradaki terör timlerin, hedef ülkelere yönelik tehdit olarak hazırlandığı ile ilgili komplolar var. Bu son TIR olayını bilirsiniz. Ama bunların öfkeleri akıllarından büyük olduğu için deşifre oldular. TIR'lar Adana'dayken bir anda kapısı açılmış değil, içinde silah olduğunu biliyor birileri. İHH adına olduğunu söylüyorlar. Hiçbir gerçekliği olmayan bir olay. Yani bu iş tamamen Türkiye'ye karşı uluslararası komplo gibi gözüküyor. Umut ederim ki, camia denilen yapı, uluslararası sistemin Türkiye'ye zarar vermek için kendileri üzerinden yapılan girişimlerin farkına varır. Türkiye'de para kaçını hızlandırmak isteyenler var. Türkiye üzerinden Afrika'ya İslam ülkelerine yapılan yaklaşık 10 milyar dolarlık insani yardımı engellemek istiyorlar. Bu, Türkiye'nin o ülkelerdeki itibarını artırıyor. Bu Türkiye'ye karşı bir gözdağıdır. 3. havaalanını yapan sen misin, 3. köprü sen misin deniyor" dedi.

"HALK BANKASI SABIKALI HALE GETİRİLDİ"

"Ayakkabı kutusunda para buldular diye Türkiye'nin 100 milyar dolara zarar sokuldu" diyen Dilipak, İngiltere'deki libor bankaları ile sigorta şirketleri arasındaki olayları örnek göstererek, "Geçtiğimiz hafta İngiltere'de libor bankaları diye bir konsorsiyum var. Bunlar sürekli kur fiyatlarını açıklarlar. Dünya piyasası buna göre şekillenir. Küçük oyunlarla Avrupa'daki sigorta reformlarının 2.2 milyar dolar zarar görmesine yol açmışlar. Bunun üzerine sigorta şirketleri, bankalara dava açacağını söylediği zaman bankalar 2013'ün sonunda 2.2 milyar doları sigorta şirketlerine transfer etti. Yani İngiltere'de 2.2 milyar dolarlık dolandırıcılık olayı ortaya çıkıyor. Ülke ekonomisini etkilemiyor, kimse tartışmıyor. Türkiye'de milli bir bankanın, İran ile olan ticaretinde bir takım para transferlerinde aracılık ettiği gerekçesi, bankanın itibarını ayaklar altına alıyor. Türkiye'ye petrol paralarının Halk Bankası'nda tutulması için protokol imzalanıyor. Halk Bankası sabıkalı banka haline getirilip, bu paraların Amerika'daki bir bankada muhafaza edilmesi, kasaya konması konusunda ek protokol gündeme geliyor. Bu tamamen Türkiye'ye yönelik iktisadi, siyasi ve toplumsal saldırıdır. Yeni bir 28 Şubat'ın ultra-post modern, ordu içindeki derin devlet üzerinden değil, polis içindeki paralel devlet gibi" dedi.

"CEMAAT ÖRGÜT DEĞİL"

Hükümet ile cemaat arasındaki tartışmalara değinen Dilipak, "Ben TSK'ya ait örgüt demedim, TSK içinde örgüt vardı. Cemaatin kendisi bir örgüt değil, ama içinde paralel devlet yapılanması, emniyet ve istihbaratta bir takım kamu kurumlarında bunların etkin şekilde siyasete hukuk dışı yollarla müdahale ettiğine ilişkin yaygın kanaat var. Bu da yargıya intikal edecektir. Bu sürecin sonunda kim ak, kim kara belli olacaktır" dedi.

Kaynak: İHA

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.