'Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik yok'

'Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik yok'
 AK Parti Sözcüsü Çelik, Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik olmadığını vurgulayarak "Türkiye'nin aradığı formül, Suriye halkının...

 

AK Parti Sözcüsü Çelik, Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik olmadığını vurgulayarak "Türkiye'nin aradığı formül, Suriye halkının gerçek iradesini yansıtacak bir geçiş yönetimi" dedi.

 

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik olmadığını vurgulayarak "Türkiye'nin aradığı formül, Suriye halkının gerçek iradesini yansıtacak bir geçiş yönetimi" dedi.

 

Çelik, parti genel merkezinde yaptığı düzenlediği basın toplantısında gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

Çelik, Ankara Garı'nda meydana gelen Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eyleminden sonra AK Parti olarak bir, iki mitingi teröre karşı birlik, dirlik ve kardeşlik mitingi şeklinde yapma kararları olduğunu, bunu da büyük bir başarı ile gerçekleştirdiklerini ifade etti.

 

Terörün önemli hedeflerinden bir tanesinin de toplumsal hayatı teslim almak olduğuna dikkati çeken Çelik,  şunları söyledi:

 

"Türkiye'de seçim sürecine çok az bir zaman kala toplumsal dinamikleri şekillendirmek, siyasi dinamikleri şekillendirmek, 1 Kasım'da oluşacak yönetim şemasına bir şekil vermek için terörün bir hedef gözettiğini de görüyoruz. Bu bağlamda bakıldığında terörün toplumsal dinamikleri hedef almak, teslim almak, siyasi dinamikleri şekillendirmek şeklindeki hedefine ulaşmaması için de Türkiye'nin 1 Kasım seçimlerine giderkenki olağan takvimini işletmesi gerekiyor."

 

"Suriye politikasında değişikliği gerektirecek durum yok"

 

Ömer Çelik basın toplantısında Suriye konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

 

Çeşitli basın organlarında "Türkiye'nin Suriye politikası değişiyor" veya "Türkiye Esad'lı bir geçişe hazır" gibi birtakım yorumlar ortaya çıktığını belirten Çelik, "Türkiye'nin aslında temel parametreler ve dinamikler açısından Suriye politikasında değişiklik yok. Değişikliği gerektirecek bir değişim de yok. Bununla ilgili bir gereklilik de görmüyoruz" dedi.

 

Ömer Çelik "Halkının bu kadar büyük bir kısmını katletmiş, sadece nüfusun yüzde 10'luk bir kesimine dayanarak ve tamamen mezhep temelli bir devlet anlayışı, ordu ve istihbarat faaliyeti içerisinde Suriye'nin geleceğinde herhangi bir şekilde barışın ve istikrarın korunması, kurulması, inşa edilmesi söz konusu olamaz, bu kalıcı da olmaz" ifadelerini kullandı.

 

"Türkiye'nin aradığı formül bir geçiş yönetimi ve Esad'ın ayrılması"

 

Halkının bu kadar büyük bir kesiminin ailelerine kasteden, eli kana bulaşmış birisinin bir gelecek ve barış inşa etmesinin söz konusu olamayacağını vurgulayan Çelik, "Dolayısıyla, Türkiye'nin burada aradığı formül, Suriye halkının gerçek iradesini yansıtacak bir geçiş yönetiminin ortaya çıkması, Suriye'nin geleceğinde Suriye halkının karar sahibi olacağı yönetim modellerinin ortaya çıkması ve Esad'ın da belli bir süre içerisinde Suriye'den ve yönetimden ayrılması şeklindedir. Dolayısıyla, bunu bir kalıcılık göstermek, yani 'Türkiye Esad'ın kalıcı olduğu bir formüle razıdır' gibisinden bir tutum almak böylesi bir dış politika değişikliğinden bahsetmek söz konusu değil. Bugün gelinen noktada da bu tezin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Esed'le yaptığı görüşmenin olası sonuçlarına ilişkin soru üzerine Çelik, "Esad'ın kendi ülkesinde böylesine büyük bir katliam şebekesini yönetirken yurt dışına çıkabilmesi, kendisini bu kadar güvende hissedebilmesi uluslararası toplumun önüne büyük bir soru işareti olarak konulmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.  Çelik, "Bu tip görüntüler eğer Suriye'deki katliamın sona ermesine, toplumun iradesinin yönetime yansımasına dönük olarak bir işlev üretecekse tabii ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine Esad'a bir meşruiyet görüntüsü verme şeklinde sonuçları olursa, Esad tarafından bu şekilde istismar edilmesine ya da bu şekilde kullanılmasına dönük bir çerçevenin ortaya çıkması söz konusu olursa tabii ki bu, oradaki halkın meşru demokratik mücadelesine büyük zarar vermiş olur" şeklinde konuştu.

 

"Bu konuda yeterince hassasiyet göstermediler"

 

Çelik Suriye'de, çatışmalar ilk ortaya çıktığında Türkiye'nin, Esed rejimine karşı uluslararası toplumun tepki vermesi gerektiğini ve bu katliamın durdurulmasını istediğini anımsattı.  "Özellikle Avrupalı dostlarımız bu konuda yeterince hassasiyet göstermediler. Hatta bu mülteci akını başladığı zaman Türkiye burada bir uçuşa yasak bölgenin oluşması, Suriye topraklarında güvenli bölge oluşmasını dillendirdi, fakat bu da nihayetinde bunun insani ve finansal maliyeti sadece Türkiye üzerinde gözüktüğü için yeterince destek bulmadı" dedi.

 

Mülteci meselesinin sadece Türkiye'nin meselesi olmaktan çıktığını vurgulayan Çelik, Türkiye'nin 2 milyon kişiyi ağırladığını, 8 milyar dolara yakın harcama yaptığını söyledi.

 

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye ziyaretini anımsatan Çelik, "Sayın Merkel'in ifade ettikleri özellikle Almanya merkezli olarak AB de bu konuya, özellikle mülteciler konusuna yeni bir duyarlılıkla yaklaşılacağını, hem insani yükün alınması hem mali yükün karşılanması konusunda bir ortak anlayışa varılabileceği konusunda ilerleme ışığı gösteriyor"  ifadesini kullandı.

 

Kılıçdaroğlu'na yanıt

 

"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümetin Oslo ve İmralı'da vaatlerde bulunduğunu, bazılarını kendisinin de belgelerde gördüğünü ifade etti. Devletin taahhütlerde bulunduğunu ve bunun altında ezildiğini söyledi. Bu iddia için ne dersiniz" sorusu üzerine Çelik, şunları söyledi:

 

"Türkiye'nin bu kadar önemli bir meselesinde 'Ben Oslo belgelerini gördüm, hükümet bunun altında eziliyor' gibi açıklamalar yapan birisinin ilk yapması gereken, hiç gizli kapaklı bir şeyin peşinde koşmaksızın çıkmalı kamuoyunun önüne, 'Bunun altında dönemin başbakanının, bakanlarının imzası var, bu belgelerle şu sözler verilmiş' demeli. Bunu ispat ettiği takdirde hükümet ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama böyle bir iddia ortaya atıldıktan sonra eğer ispat edilemiyorsa da çağdaş demokrasilerde mekanizma bellidir. Bu kadar büyük bir sorumluluk gerektiren iddianın, ülkenin bu kadar önemli meselesinde bu kadar ileri bir tezin, radikal bir tezin sahibinin ispat edemiyorsa da istifası gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

 

Bahçeli'ye yanıt

 

Ömer Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "AK Parti içinden beşinci bir partinin çıkacağı" iddiasına ilişkin, "Böyle bir şeyin olacağını söylemek bir siyasi falcılık, böyle bir şeydir" söz konusu değil. 14 yıldır bizimle, siyasi alanda, gerçek demokratik siyasi zeminde rekabet edemeyenler ya vesayetten ya da komplolardan ve falcılıktan medet umdular. AK Parti içinde böyle bir tartışma yok" dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.