'Türkiye'nin sağlıktaki reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz'

'Türkiye'nin sağlıktaki reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz'
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Direktör Yardımcısı Emiroğlu, "Türkiye'nin son 15 yılda sağlık alanındaki birçok reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz ve uygulamalarını takip ediyoruz" dedi.

'Türkiye'nin sağlıktaki reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz'

DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Direktör Yardımcısı Emiroğlu, "Türkiye'nin son 15 yılda sağlık alanındaki birçok reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz ve uygulamalarını takip ediyoruz" dedi.

İSTANBUL - ZEYNEP RAKİPOĞLU

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Ofisi Direktör Yardımcısı Nedret Emiroğlu, "Türkiye'nin son 15 yılda sağlık alanındaki birçok reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz ve uygulamalarını takip ediyoruz. Temel sağlık hizmetlerini güçlendirdi. Aile hekimliği yapısıyla sağlık hizmetini herkesin ulaşabileceği hale getirdi." dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iş birliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) öncülüğünde "Kronik Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar" temasıyla düzenlenen 5. Türk Tıp Dünyası Kurultayı'na katılan Emiroğlu, Türkiye'deki sağlık sisteminin gelişimine yönelik, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin DSÖ Avrupa Bölgesi'ne bağlı 53 ülkeden biri olduğunu hatırlatan Emiroğlu, Türkiye ile halk sağlığı ve tekli programların her alanında yakın iş birliği yaptıklarını belirterek, Türkiye'nin son 15 yıllık dönemde sağlık alanında çok ciddi reformlardan geçen bir ülke olduğunu vurguladı.

"Aile hekimliğiyle sağlık hizmetini ulaşılabilir hale getirdi"

Emiroğlu, Türkiye'de sağlık alanında yaşanan gelişmelere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin son 15 yılda sağlık alanındaki birçok reformunu diğer ülkelere örnek gösteriyoruz ve uygulamalarını takip ediyoruz. Temel sağlık hizmetlerini güçlendirdi. Aile hekimliği yapısıyla sağlık hizmetini herkesin ulaşabileceği hale getirdi. Paketleri hastalara ücretsiz sundu. Bunun yanı sıra hastanelerde ilerlemeler ve son teknolojilerin kullanılması. Halk sağlığıyla başlarsak, aşılama oranlarında 20 yıl önce Türkiye yüzde 80'lerdeyken ya da birçok aşıya bağlı hastalık salgınları olurken, şu anda en üst düzeylerde yüzde 90'ların üzerinde ve birçok bulaşıcı hastalığı önlemiş, engellemiş ya da azaltmış durumda. Anne ve bebek ölümlerinde ciddi azalmalar var. Bununla birlikte yapılan bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik birçok aktiviteyle birlikte kronik hastalıkların kontrolü uzun zaman aldığı için çok kolay değil ama onlarda da bir azalma görmekteyiz. Bununla birlikte doğumda beklenen yaşam süresi 80 yıla kadar ulaştı."

Emiroğlu, DSÖ'nün faaliyette olan 5 iş birliği merkezi bulunduğunu belirterek, Barcelona'da sağlık sistemlerinin finansmanına yönelik, Bonn'da çevre ve sağlıkla ilişkili intersektöryel çalışmaların yürütüldüğü, Venedik'te sağlığa bağlı sosyal determinantlar üzerine çalışan, Moskova'da bulaşıcı olmayan kronik hastalıklarla ilişkili, Almatı'da ise temel sağlık hizmetleriyle ilişkili merkezlerin olduğunu anlattı.

"Türkiye'nin deneyimini içine katarak, hizmet verecek"

Türkiye'de acil durumlara hazırlık konusunda bir merkez açmak için iş birliği anlaşması imzalandığını ve çalışmaların son aşamasında olduklarının altını çizen Emiroğlu, Türkiye'deki yasal süreçlerin tamamlanmak üzere olduğunu, anlaşmanın mecliste sağlık ve dışişleri komisyonlarından geçtiğini söyledi.

Nedret Emiroğlu, Türkiye'de acillere hazırlık için kurulan merkezin 2019 yılının sonlarında ya da 2020 yılının başında faaliyete geçeceğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Sadece Türkiye'ye değil 53 ülkeye hizmet verecek. Türkiye'nin deneyimini ve mevcut kurumları da içine katarak, hizmet verecek. Bir başka özelliği de biraz bölge dışında komşuluğumuz olan DSÖ'nün bir başka bölgesine bağlı ülkelere de destek olacak. Bu merkezde tüm sağlık acillerine yönelik ülkelerin hazırlanmasına destek olacak tüm teknik çalışmalar, doküman geliştirilmesi, eğitim programları ve ülkelere direkt misyonla teknik desteği sağlanmasından buradaki merkez sorumlu olacak. Aciller dediğimiz zaman çok geniş bir kapsama alıyoruz. Uluslararası sağlık tüzüğü kapsamı altında hem biyolojik tehditler hem kimyasal nükleer gibi geniş alanlar. Bunun yanı sıra da deprem, sel, yangın gibi afetler ile büyük bir toplumsal hareketliliğe bağlı olarak acil durumlar ya da savaşlar, çatışmalar gibi her duruma müdahale edebilecek, ülkelerin en iyi şekilde hazırlanmalarını sağlayacak çalışmalardan bu merkez sorumlu olacak."

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.